|  |    
					412 MART-NİSAN 2020   
		
		    |  |  
		    |  | 
						
						 Güven Arif Sargın, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Murat Balamir , Prof. Dr., ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi
 
						
						 Eylem Aydoğdu, Dr., Restorasyon Uzmanı Mimar, Kültür ve Turizm Bakanlığı
 
						
						 Süreyya Topaloğlu, Koruma Uzmanı Mimar, Kültürel Mirası Koruma Derneği
 
						
						 Eray Çaylı, Dr., Leverhulme Erken Kariyer Araştırmacısı, London School of Economics and Political Science
 
						
						 Can  Boyacıoğlu , Dr.  Öğr. Üyesi, Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 Nezih  Ayıran , Prof.  Dr., Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 Gülçin  Pulat Gökmen , Prof.  Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Funda Baş Bütüner, Öğr. Gör. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Burak Altınışık, Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Yusuf Furkan Kaya, Arş. Gör., İYTE Mimarlık Bölümü
 
						
						 Nisa Semiz, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Nizam Onur Sönmez, Dr. Öğr. Üyesi, İTÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Gökçe Ketizmen Önal, Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Elif Tektaş , Arş. Gör., Gazi Üniversitesi  Mimarlık Bölümü
 Aysu Akalın, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi  Mimarlık Bölümü
 
						
						 B. Su Ertürkmen Aksoy , Arş. Gör. Dr., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 Neşe Gurallar , Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Gökhan Okumuş, Arş. Gör., ODTÜ Mimarlık Bölümü
 
 KÜNYE
 
 |  |  | 
		
		
			TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI İstanbul Kent Arkeolojisinin Önemli Bir Bileşeni: Deniz Surları Nisa Semiz, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü Bir yarımada üzerinde yer alan tarihî İstanbul, gerek kara gerekse deniz yönünden surlarla çevrili bir kentti. Tarihî  şehir surları kentin tarihî evrelerine paralel olarak gelişim sergiler.  Yarımadanın doğu ucunda bir Grek kolonisi olarak kurulan Byzantion yerleşimi M.S.  2. yüzyılda Roma egemenliğine girer. Bu dönemde yerleşimin sınırlarının bir  miktar batıya doğru genişletilerek yeni surlar inşa edildiği yönünde bilgiler  vardır. 4. yüzyılda İmparatorluğun yeni merkezi olmasına karar verilen şehrin  sınırları dört katına kadar genişletilir ve Konstantinopolis adını alan kentin daha  batıda yeni kara surları inşa edilir. Şehrin kazandığı önemle beraber hızla  artan nüfusu ve yeni savunma ihtiyaçları, 5. yüzyılda, bugün de tarihî kentin  sınırlarının temsilcisi olan kara surlarının yapımına yol açar. Bu süreçte  kentin kıyıları da boşluk kalmayacak şekilde tahkim edilir. Kara tarafındaki iç ve dış sur hattı ve en dışta hendekten oluşan gelişmiş  savunma sistemine nazaran kenti deniz yönünden çevreleyen surlar kıyıların  doğal yönden korunaklı yapısına bağlı olarak tek sıra sur duvarı ve bunu destekleyen  kulelerden oluşmaktaydı. Kıyı çizgisi üzerinde veya kıyıya çok yakın olarak  yükselen sahil surlarının üzerinde, kentin kıyı yerleşmelerine ve bazı önemli  yapılara açılan sur kapıları da bulunuyordu. Aynı zamanda kuzey ve güney  yönündeki liman koylarını saran surlar da deniz surlarının bir parçasıydılar. 
   Deniz surları, Bizans döneminde önemli onarım ve yenilemeler geçirir.  Kentin Osmanlı egemenliğine girmesinin ardından, surlar şehrin savunmasındaki önemlerini  nispeten korusalar da surlarda ve yakın çevrelerinde değişimler yaşanması  kaçınılmaz olmuştur. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren surlar askeri önemlerini yitirmiş  ve aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren tarihî kentte yaşanan değişimler şehir  surlarını da etkilemiştir. Konumları ve yapıları itibariyle deniz surları bu  durumdan daha ciddi olarak etkilenmişler, bazı müdahaleler geçirmelerinin  ötesinde kayıplara uğramışlardır. 20. yüzyılda, şehrin planlanmasına yönelik  alınan kararlar ve yapılan uygulamalar sahil surlarındaki hasar ve kayıpları  artırır. Yaşanan bu gelişmeler sonucunda, deniz surlarının bugün sadece bazı  bölümleri ayaktadır. Sürekliliğini koruyan sur hattı ve onu destekleyen  kısımlardan oluşan ve nispeten bütünlüğünü koruyan bazı bölümler dışında sahil  surlarına ait parçalar bir beden duvarının veya bir kulenin parçası, ya da bir sur  kapısının yer aldığı bir bölüm olarak karşımıza çıkabilmektedir. 
 Kentin kültürel ve arkeolojik mirasının başlıca bileşenleri olan deniz surlarının  ayakta olan bölümleri ciddi koruma sorunlarıyla karşı karşıyadır. Doğal  etkenlere, kent planlamasında alınan kararlara ve yapılan uygulamalara, yasal,  yönetsel, ekonomik ve sosyal nedenlere bağlı koruma sorunları kent  arkeolojisinin önemli parçası olan sahil surları kalıntılarının geleceğini  tehdit etmektedir. Deniz surları, arkeolojik ve peyzaj değerleri göz önünde  bulundurularak yakın çevreleriyle bütünleşik koruma yaklaşımlarına ihtiyaç  duymaktadır. Sur kalıntılarının sürekli gözetim altında olması gerekmektedir.  Bazı noktalarda ivedilikle onarım ve restorasyonlara ihtiyaç duyulduğu açıktır.  Bu kapsamda gerçekleştirilmekte olan ve planlanan çalışmalarda bilimsel  kriterler gözetilmelidir. Kapsamlı bir ön çalışmayla, dönemsel izler dikkate  alınarak, özgün malzemeler ve yapım teknikleriyle uyumlu restorasyon  yaklaşımları zorunludur. Ayrıca bu konuda uzun erimli ve etkili bir sonuca  varılması için kamuoyunun ve yerel halkın kültürel ve arkeolojik  mirasın önemi konusunda bilinçlendirilerek, katılımlarının sağlanması  gerekmektedir. Bu icerik 5612 defa görüntülenmiştir. |  |  |  |