348
TEMMUZ-AĞUSTOS 2009
 
MİMARLIK'TAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU ADIM ADIM


İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY


TÜRKÇE ÖZET



KÜNYE
MİMARLIK DÜNYASINDAN

Mimarlar Odası 5 Haziran Dünya Çevre Günü Bildirisi:
“Yaşama Sahip Çık”

2009 Yılı Dünya Çevre Günü’nün teması “Yaşama Sahip Çık” olarak belirlendi. Bu çağrı içinde yaşadığımız çevreye tüm ülke sakinlerinin sahip çıkmasını öngördüğü için özel bir anlam taşıyor.

Bu çağrı aynı zamanda çevrenin yaşanabilir bir düzeyde tutulmasının ve bizden sonraki nesillerin de yararlanabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasının yaşam hakkı kadar önemli olduğunu ve tüm insanlığın bu bağlamda sorumluluk üstlenmesini vurguluyor.Böylesine bir çağrıya neden gerek görüldü? Hangi güçler ve etkenler çevremizi tehdit ediyor?

[…] Ulusal düzeydeki çevre sorunlarının kaynakları arasında iklim değişikliği, su varlığımızın kıtlığı ve kirlenmesi, biyolojik çeşitliliğin yok olması, çarpık kentleşme, doğal ve kültürel varlıklarımızın tahribi ve hatta yok olması yer almaktadır.

Kısıtlı olan su varlığımızı değişik nedenlere bağlı olarak akılcı bir şekilde kullanamıyoruz ve etkili bir biçimde koruyamıyoruz. Biyolojik çeşitliliğimiz yok oluyor. 135’i uluslararası öneme sahip olan 500 sulak alanımızda ciddi oranlarda kuruma ve kirlenme mevcut. Kentlerimiz ranta dayalı büyüme politikalarına teslim olmakta. 2006 yılında 49,5 milyon olan kent nüfusunun 2010 yılında 53,5 milyon olması beklenmekte. Bu tabloya sosyal ve teknik altyapı eksiklikleri de eklendiğinde kentsel yaşam alanlarımızın giderek yaşanamaz hale geldiği görülmekte. Bitmeyecek ve yerine yenileri gelecek anlayışıyla kullandığımız doğal ve kültürel kaynaklarımız ve değerlerimiz nitelik yitirmekte ve yokolmakta.

Son yıllarda ele alınan Maden Yasası, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma mevzuatındaki değişiklikler, Orman Arazilerinin Satışı ve Kıyı Kanunu gibi konularda Anayasa değişiklikleri girişimleri, Kentsel Dönüşüm Yasaları, tarım arazilerinin korunması ve kullanılmasına yönelik getirilen yeni kurallar, Turizmi Teşvik mevzuatında yapılan ve yapılmak istenen değişiklikler tarım arazilerimizin, ormanlarımızın, kıyılarımızın, doğal, tarihî ve kültürel varlıklarımızın yağma ve talanına sadece birkaç örnektir.

Ulusal gelirimizin önemli bir bölümünü oluşturan turizm sektörü, varlığının en önemli girdileri olan doğal ve kültürel kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi için gerekli önlemlerin alınmaması halinde etkinliğini yitirecektir.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu; çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu öngörmüştür. Anayasamız ayrıca, devlete tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlaması ve bu amaçla destekleyici ve teşvik edici önlemler alması görevini vermiştir.

Mimarlar Odası, oluşturduğu ve kamuya duyurduğu “Türkiye Mimarlık Politikası” metninde de yer aldığı gibi, Anayasa’daki bu temel hükümlerden yola çıkarak, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkının, evrensel ve ulusal hukuk açısından en temel insan hakkı olduğunu; olumlu yapılaşmış çevrenin, sağlıklı ve güvenli bir toplumsal çevrenin ön adımını oluşturduğunu Dünya Çevre Günü nedeniyle bir kez daha vurgulamaktadır.

Başka bir dünya yoktur, ama yaşanacak başka bir dünya yaratmak mümkündür. Yaşamımıza sahip olabildiğimiz ölçüde, çocuklarımız daha mutlu bir dünyada yaşayacaklardır.

Bu icerik 1176 defa görüntülenmiştir.