358
MART-NİSAN 2011
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

  • Bir Fotoğraf
    Gürhan Tümer, Prof. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü



KÜNYE
YAPI TEKNOLOJİSİ

Yüksek Yapılarda Yangın Tahliye Süresi ve Modellenmesi

Neşe Çakıcı Alp, Öğr. Gör., Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü

Bina tahliye süresi analizleri konusunda oldukça gelişmiş yazılımlar üretilmişken, ülkemizde yapılarda tahliye güvenliği, çoğu kez bina güvenlik yönetmeliklerindeki bir takım basit deneysel formüllere dayandırılıyor. Pratik olmakla birlikte yönetmeliklerde yer alan bu bağıntılar, çok sayıda parametre içeren bu tür problemin çözümlenmesinde etkisiz ve yetersiz kalıyor. Yönetmeliklerin sadece bina geometrisini içeren bazı kriterleri belirlediği ifade eden yazar, bir yapının bina tahliye analizini, çok katlı yapılarda uzmanlaşmış bir yazılım olan buildingEXODUS üzerinden örnekliyor. New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’ne, İstanbul’da Levent HSBC Genel Müdürlük binasına düzenlenen saldırılar örneğinde yaşanan can kayıpları, konunun önemine işaret ediyor.

Son yıllarda, çok sayıda insanın yaşadığı yüksek yapılarda yangın, terörist saldırı ve patlama gibi olaylarla karşılaşılmakta ve bu olaylarda artış gözlemlenmektedir. [1] Bu gibi durumlarda binalarda tahliye süresinin özellikle taşıyıcı yapı elemanlarının dayanım süresinden kısa olması can güvenliği açısından önemlidir. 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi (World Trade Center) vakasında kaçış süresinin bina dayanım süresinden kısa olduğu ve bu nedenle çok sayıda can kaybı olduğu bilinmektedir. [2]

Bina tahliye süresini en aza indirmeyi amaçlayan çoğu yangın yönetmeliği, tahliye süresini, kaçış rotası ve insan hareketlerine dayalı bir takım basit deneysel formüller yardımı ile çözümlemektedirler. Oysaki tahliye süresinin belirlenmesinde, insan fizyolojisi (yaş, kilo, boy, cinsiyet vb.) ve psikolojisi de oldukça önemli rol oynamaktadır. Mevcut deneye dayalı bu formüller insan psikolojisi ve fizyonomisine ait özellikleri değerlendiremediğinden, acil tahliye süresinin değerlendirilmesinde güvenilir ve doğru sonuçlar alınamamaktadır. Bina tahliye güvenliğinin analizine yönelik bilgisayar tabanlı simülasyon modelleri mevcuttur. [3] Ancak bu yazılımların kullanımında ve doğru sonuçların elde edilmesinde, çok sayıda parametrenin program kullanıcısı tarafından binaya özel olarak belirlenmesi ve yazılıma girdi olarak tanımlanması gerekmektedir. Bu durumda bu yazılımların ancak uzman kişilerce ayrıntılı bir ön çalışma yürüttükten sonra kullanılması ve değerlendirilmesi uygun olacaktır. Bilgisayar modellerinin en gelişmiş olanları, tahliye süresinin analizinde vazgeçilmez olan yapının mimari plan formunun tüm özelliklerini, yangının çevresel koşullarını ve kullanıcının psiko-fiziksel yapısını bir arada değerlendirebilecek niteliktedir.

Çok katlı yapı yoğunluğu açısından da dünyada 4. sırada yer alan İstanbul’da mesai saatlerinde, bu tür binalarda yaklaşık 10 bin kişinin çalıştığı rapor edilmektedir. [4] Bu yapıların ayrıntılı tahliye analizinin yapılması gereği, 20 Kasım 2003 tarihinde gerçekleşen Levent HSBC Genel Müdürlük binasına düzenlenen bombalı saldırıda 11 kişinin hayatını kaybetmesi ile daha iyi anlaşılmıştır. [5] Bu makalede, yüksek bir yapıda meydana gelebilecek bir yangında oluşacak can kaybının nedenleri bir örnekle ortaya konulmakta; can güvenliğinin tahliye süreci dahilinde irdelenmesi, binada risk içeren yapısal noktaların belirlenmesi ve riske maruz bina çalışanının tespit edilmesi hedeflenmektedir.

Alansal Analiz Bulguları

Bu makalede, İstanbul’da bulunan 34 katlı bir büro yapısı incelenmektedir. Binada aktif yangın önlemleri, alev ve duman dedektörleri, kaçış yolu aydınlatması ve anons tipi alarm sistemi olarak sıralanmaktadır. Yapıda iki acil çıkış merdiveni ve bir ana merdiven yer almaktadır. Yapı açık büro alanlarından ve hafif bölücülerle ayrılmış kapalı ofislerden oluşmaktadır. Binada 1.226 kişi çalışmaktadır. Yapının standart kat planı Resim 1’de gösterilmektedir.

Bina planı tahliye analizi yapacak yazılımda temsil edilirken, 0,5 x 0,5 metrelik kare modüllere bölünmektedir. Birbirlerine ağlar ile bağlanan modül bağlantıları modelde, kullanıcılarının hareketine yön vermektedir. Kullanıcıların bina içindeki konumları ve kaçış esnasında engel teşkil eden mobilya tefrişleri yine aynı model üzerinde işlenmiş modül bağlantıları tefrişleri içerecek biçimde düzenlenebilmektedir. Modül tipleri ve bağlantı hatları ile çıkış kapılarının konumu Resim 2 ve 3’te gösterilmektedir.

Binada çalışan 1.226 kişinin tümüne ait verilerin ayrı ayrı toplanması, güvenlik ve çalışma verimini etkileyeceği endişesi nedeniyle bina yönetimi tarafından uygun görülmemiştir. Yönetim binadaki iki farklı katta çalışan kullanıcılara ait fiziksel parametrelere (cinsiyet, yaş, boy, kilo) ilişkin değerlerin kullanılmasına ve kaçış davranışında etkili oldukları bilinen psikolojik parametrelerin (sabır süresi, kararlılık, ataklık düzeyi) ölçülmesine izin vermiştir. Bulgular istatistiksel olarak değerlendirilerek tüm kullanıcılar üzerinde sadece kadın ve erkek ayrımı gözetilerek genellenmiştir. Ölçülen bu parametrelerden “sabır süresi”, yapının herhangi bir noktasında kullanıcı sirkülasyon akışında tıkanıklık olması halinde kullanıcının sırada bekleme süresi olarak kullanılmaktadır. Bekleme süresinin sabır süresini aşması halinde kullanıcı bildiği diğer kaçış rotalarına yönlendirilmektedir. “Kararlılık” olarak belirtilen kıstas ise, aynı noktaya ulaşmaya çalışan iki kişi arasından baskın karakterin zayıf karakteri iterek öncelik elde etmesini sağlamaktadır. Aynı modüle hareket etmek isteyen kişiler arasında kararlılık kriteri yüksek olan kullanıcının öncelikli olması program tarafından sağlanmaktadır. “Ataklık”, eşya, mobilya ve küçük diğer engellerin üzerinden atlayarak hareket davranışını kontrol etmektedir. Mecbur kalındığında kişiler ataklıkları derecesinde bu tür kararlar almaya zorlanabilmektedirler.

İki kat dahilinde değerlendirilen kullanıcıların fiziksel özelliklerine ait veriler istatistiksel olarak değerlendirildiğinde, kullanıcıların cinsiyetlerine göre yaşlarının iki sınır arasında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. 17-29 yaş aralığındaki kadın kullanıcı sayısı 167, erkek kullanıcı sayısı 108, 30-50 yaş arasındaki kadın ve erkek sayıları ise sırasıyla 387 ve 564 olarak hesaplanmıştır. Yaş ve cinsiyet hareket hızının belirlenmesinde kullanıcıya ait en önemli parametrelerdir. Nitekim kullanıcıların normal, hızlı yürüme, sıçrama, emekleme, merdiven çıkma ve inme hızları, yangının yarattığı zararlı etkileri de gözönüne alarak, programda sabit olmayıp, sürekli değişmektedir.

Boy ve kilo kişinin psikolojik ve fiziksel ataklık düzeylerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Erkeklerin boyunun 1,71 ile 1,78 metre arasında, kadınların ise 1,62 ile 1,72 metre arasında değiştiği anlaşılmaktadır. Kullanıcıların kilolarının normal olasılık dağılımları incelendiğinde, erkek kilolarının 75 ile 88 kg, kadın kilolarının ise 57 ile 71 kg arasındaki değişeceği hesaplanmaktadır. Kullanıcıların ataklık düzeyleri, vücut kütle indeksi (VKİ) temel alınarak değerlendirilmektedir. [6] VKİ yükseldikçe ataklık düzeyinin de artacağı varsayımı yapılmaktadır. Kadınların kilosunun 61 kg ve boylarının 1,66 metre olduğu, erkeklerin ise kilosunun 81 kg ve boylarının da 1,74 metre kabul edildiği gözönüne alınırsa VKİ değerleri sırasıyla 22.13 ve 26.75 olarak hesaplanmaktadır. buildingEXODUS yazılımında VKİ değerine karşılık gelen ataklık değeri doğrusal oranlama ile hesaplanmaktadır. “buildingExodus” yazılımı değerleriyle eşleştirildiğinde, erkekler için ataklık değeri 4, kadınlar için ise 6 olarak belirlenmektedir.

Psikolojik testler incelendiğinde sabır süresini ölçen belli bir testin bulunmadığı belirtilmektedir. (7) Bu nedenle ankette kullanıcılara bir kuyrukta ne kadar bekleyecekleri sorularak sabır kriterleri belirlenmeye çalışılmıştır. Sabır süreleri değerlendirildiğinde, güven aralığının erkeklerde 171-283 saniye, kadınların ise 159-410 saniye arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. Sınır aralığına düşen sürelerin aritmetik ortalaması alındığında erkeklerin sabır süresi 178 saniye, kadınların sabır süresi ise 181 saniye olarak hesaplanmaktadır. Bu değerler modellemeye veri olarak girilmektedir.

Kullanıcıların kararlılık düzeyleri anket formunda verilen standart psikolojik davranış testlerinden “Atılganlık Ratus Envanteri” [8] ile belirlenmiştir. Bu değerler kadınlar için 53,7 ve erkekler için 29,17 olarak kabul edilmektedir. Ratus testi puanlama skalasının buildingEXODUS yazılımında kullanılan kararlılık skalasına göre karşılıkları doğrusal oranlama yöntemi ile bulunmaktadır.

Kullanıcıların alarma tepki süreleri tahliye hızını ve buna bağlı ölüm ve yaralanmaları önlemede oldukça önemlidir. Program bu süreyi değerlendirebilmekte ve kullanıcıların bu süre dahilinde hareketlerini durdurmaktadır. Bu sürenin gerçekçi olarak belirlenmesi yapıda uygulanmış bir tahliye tatbikatının video kayıtları incelenerek yapılmaktadır. Bu görüntüler incelendiğinde kullanıcıların % 22’sinin (% 11 erkek % 11 kadın) ilk 20 saniyede anons tipi uyarıya tepki göstererek harekete geçtiği, geri kalan kullanıcıların ise faaliyetlerine anons verilmeye başlandıktan 95 saniye sonra uygulanan elektrik kesintisine kadar devam ettikleri gözlemlenmektedir. Bulgulara dayanarak modellemede kadın erkek ayırımı yapılmaksızın kullanıcıların % 11’inin 20 saniyede boşaltım hareketine başlayacakları, % 78’inin ise sesli anonsa reaksiyon göstermeyecekleri ve harekete geçmede gecikecekleri kabul edilmektedir. Modellemede, yangın esnasında kullanıcıların daimi çalışma masalarının başında bulundukları kabul edilmektedir.

Yangın Analizi Sonuçları

İncelenen yüksek yapı için iki ayrı yangın senaryosu, binanın 16. katında yer alan açık büro alanında bir yangın olacağı varsayılmıştır. İlk yangın senaryosunda arıza ya da sabotaj nedeniyle otomatik sulama sisteminin (sprinkler sistemi) devrede olmayacağı düşünülmektedir. İkinci yangın senaryosunda ise otomatik sulama sisteminin devrede kalacağı öngörülmektedir. Yapının yangın modellemesi CFAST Sürüm 4.01 (Consolidated Fire and Smoke Transport Model) yazılımı kullanılarak simüle edilmektedir. [9] Yazılım binada çıkan yangın sırasında bir veya birkaç bölgede (oda, koridor vb.) oluşabilecek sıcaklık değişimini ve duman hareketlerini modelleme kabiliyetine sahip bir yazılımdır. Yazılım mekânı iki ayrı kontrol hacmine bölerek enerjinin korunumu dengesi kullanmaktadır. İki katmanlı modelleme gerçek yangınlarda gözlemlenen sıcak gazların tavanda birikerek bir katman oluşturmasına ve birikimin artmasıyla çökerek altta kalan göreceli olarak temiz ve daha soğuk katmanı azaltması esasına dayandırılmaktadır.

Yangın simülasyonu için ofis / büro yangınlarında tipik orta şiddette bir yangın eğrisi ısıl enerji-zaman ilişkisi her iki senaryoda tanımlanmaktadır. [10] Bu tür bir yangında ortama 1020 kW ısıl enerji oluşmaktadır. Yangının ısıl enerjisinin 3100 saniye süreyle devam edeceği öngörülmektedir.

Yüksek binanın normal kat planı, insan hareketlerinin yoğunlaşabileceği ve ısı ile gaz transferinin gerçekleşeceği 5 temel bölgeye ayrılarak CFAST 4.01 yazılımı ile incelenmektedir. Bölgeler arasındaki ısı transferi, ısının kapı boşluklarından geçmesiyle gerçekleşmektedir. Modelde insan hareketleri nedeni ile bu kapıların açık kalacağı kabul edilmektedir. Dışarıya doğrudan açılan tüm pencerelerin ise, “ani parlama” (flash over) meydana gelinceye kadar kapalı kalacağı değerlendirilmektedir. “Ani parlama sonrası” (post-flash over) mobilya, yanıcı madde ve kaplamaların oluşturacağı yangın yükü gözönüne alınmaktadır. Ani parlama olmadığı durumda ise, binada pencerelerin açılmadığı ve böylece ortama ani oksijen girişinin olmayacağı varsayılmaktadır.

Otomatik sulama sisteminin devredışı kaldığı senaryoda, CFAST analizinden elde edilen sıcaklık-zaman ilişkileri her 5 bölge için hesaplanmıştır:

  • 1. bölgede sıcaklık artmakta ve buna bağlı olarak diğer 4 kompartımanda da sıcaklıklar yükselmektedir. 175. saniyede oluşan ani parlama ile 1. bölgede bulunan pencerelerin kırıldığı ve ortama ani oksijen girişi olacağı belirlenmektedir. Böylece 1. bölgede sıcaklık 280 saniyede 1020 °C’ye kadar ulaşmaktadır.
  • 2. bölgede sıcaklık 277,4 °C
  • 3. bölgede 125,5 °C
  • 4. ve 5. bölgelerde yani acil kaçış merdivenlerinde 275 °C olarak tespit edilmektedir.

 

280. saniyeden sonra neredeyse tamamen tükenen oksijen yüzdesi camların kırılması ile tekrar % 20 seviyelerine çıkmaktadır. Yangın kompartımanında ısıl enerji çıkışı ani parlama gerçekleşmeden hemen önce 175. saniyede en yüksek değeri olan 400 kW’a ulaşmaktadır.

Yanma ürünleri olarak ortaya çıkan CO2 yüzdesinin 1. ve 2. bölgelerde % 20’nin üstüne çıktığı analiz sonuçlarından anlaşılmaktadır. Özellikle ani parlama oluştuktan sonra camların patlamasıyla ani havalandırma sağlanması ile düşen bu yüzdeler, ani parlama sonrası sürecinde tekrar birikim eğilimi göstermektedir. Dikkat çekici ve kaygı verici diğer bir bulgu da, karbon monoksit (CO) konsantrasyonunun özellikle yangının ilk evrelerinden itibaren hızlı bir artış göstererek, merdiven kovaları dahil tüm mekânlarda hareket kabiliyetini önemli ölçüde düşürebilmesidir.

İkinci senaryoda yapıda halihazırda bulunan 9 m2 arayla konumlanmış ve 30 °C’de çalışmaya başlayan otomatik sulama sisteminin etkisi değerlendirilmiştir. Bu senaryoya ait yangın analizinden elde edilen sıcaklık-zaman ilişkileri:

  • Yangının başladığı 1. bölgede sıcaklık 160 saniyede en yüksek sıcaklık sadece 67,7 °C olmaktadır.
  • 2. ve 3. bölgelerdeki sıcaklıklar ise sırası ile en fazla 48,1oC ve 32,7 °C olarak tahmin edilmektedir.
  • Merdiven kovalarında ise oda sıcaklığı değişmemektedir.

Analiz sonuçlarından ısıl enerji çıktısı incelendiğinde benzer olumlu tablo burada da gözlemlenmektedir. Bu senaryoda ani parlama tecrübesi yaşanmamaktadır. Böylece pencereler kırılarak mekâna oksijen girişi gerçekleşmemektedir. Buna rağmen, yangın mekânı dahil oksijen yüzdesindeki düşüş önemsiz düzeydedir. Şaşırtıcı olarak, 2. bölgedeki CO yüzdesinde 750. saniyede hızlı bir yoğunlaşma artışı gözlemlenmektedir. Bu artışın mekân kat yüksekliğinin diğer mekânlara göre daha alçak olması ve sıcaklık farkının oluşmaması ile gazların bu bölgeye birikmesiyle açıklanmaktadır. Bu durum dışında ne karbonmonoksit ne de karbondioksit (CO2) konsantrasyonları kullanıcının hayatını tehdit edecek düzeylere ulaşmamaktadır.

Her iki senaryodan elde edilen yangının fiziksel çevre koşulları (ortamda oksijen azalması CO2, CO konsantrasyonu ve sıcaklık ile dumanın zamana göre değişimi) buildingEXODUS yazılımında temin edilen standart matematiksel fonksiyonlara uyarlanarak, tahliye analizlerinde kullanıcılar üzerindeki etkileri değerlendirilmektedir.

Tahliye Analiz Bulguları

buildingEXODUS yazılımı kullanılarak, önce yalın tahliye, sonra da sprinklerli ve sprinklersiz durum için tahliye analizleri yürütülmüştür. Yazılımın istatistiksel çalıştığı gözönüne alınarak, her analiz en az iki kez tekrarlanmıştır. Her sonuç aynı grafik üzerinde gösterilmiştir. Temel olarak parametrik çalışma sprinkler tesisatının varlığının tahliye süresi ve can güvenliği üzerindeki etkisini incelemek maksadıyla gerçekleştirilmiştir.

Yalın Tahliye

Hiçbir çevresel tehlikenin olmadığı varsayılarak yürütülen analiz sonucunda 1.226 kullanıcının 31 dakika 56 saniye ile 32 dakika arasında yapıyı tahliye ettiği tahmin edilmektedir.

Otomatik Sulama Sistemi Devrede İken Tahliye Senaryosu

İyimser koşulları temsil eden bu analizler, yangında tahliye süresinin 31 dakika 39 saniye ile 31 dakika 51 saniye arasında değişeceği tahmin edilmektedir. Tercih edilen çıkış kapıları incelendiğinde 1 nolu çıkış kapısından 228, 2 nolu çıkış kapısından 993 kişi, 3 nolu çıkış kapısından da 5 kişinin tahliye olduğu anlaşılmaktadır. Bu senaryoda herhangi bir can kaybının olması beklenmemektedir. Ancak açıkça görüleceği üzere, çoğu kullanıcı 2 nolu çıkış yolunu tercih ederek bu kaçış rotasında yığılmalara yol açmaktadır.

Otomatik Sulama Sistemi Devre Dışıyken Tahliye Senaryosu

Binayı 739-768 kişinin 17 dakika 15 saniyede terkedebileceği öngörülmektedir. Otomatik sulama sisteminin devredışı kalırsa 458 ile 487 kişi arasında can kaybı olabileceği tahmin edilmektedir. Bu senaryo içinde 2 nolu çıkış kapısını tercih edenlerin sayısının (552 kişi) 1 nolu kapıya oranla (211 kişi) oldukça yüksek olduğu ve bu çıkışa yığılmanın yine fazla olduğu görülmektedir. Kullanıcılar tercih ettikleri çıkış kapılarına göre değerlendirildiğinde, 2 nolu çıkış kapısını tercih edenlerin % 45’inin, 1 nolu çıkış kapısını tercih edenlerin ise % 7,5’inin can kaybı yaşayabileceği anlaşılmaktadır. Tüm kullanıcıların içinde % 1,4’ünün 1 nolu çıkış kapısını tercih ederek, % 36’sının da 2 nolu çıkış kapısını tercih ederek can kaybına uğrayabileceği görülmektedir.

Sonuç ve Öneriler

Gerçekleştirilen ayrıntılı modelleme ve senaryoların neticesinde aşağıda verilen temel sonuçlara varılmaktadır:

1. Bina planının, yatay ve düşey sirkülasyon sisteminin, kullanıcı kaçışına uygun olarak tasarlandığı ve kullanıcı kaçış akışını engelleyen herhangi bir tasarım eksikliği olmadığı bu konuda uzmanlaşmış ve bilimsel kabul görmüş buildingEXODUS adlı yazılımın, ilgili binanın tahliye performansını, simülasyonla analiz etmesi ile elde edilen sonuçlardan anlaşılmaktadır. Bu nedenle mimari tasarımın iyileştirilmesine yönelik herhangi bir müdahaleye gerek görülmemektedir.

2. Ancak kullanıcıların çıkış tercihlerinin dengeli olmadığı ve özellikle 2 nolu çıkış kapısında yığılma yaşandığı sonucuna varılmaktadır. Kullanıcıların % 81’inin 2 nolu çıkış kapısını tercih etmesi sonucu, otomatik sulama sisteminin devredışı kaldığı durumda, 2 nolu kapı çıkış rotasında ölüm olaylarının oldukça artabileceği görülmektedir. Bu durumda personel eğitiminin yeterli olmadığı ve kullanıcıların kullanabileceği kaçış rotalarını dengeli paylaşamadıkları yargısına varılmaktadır. Ayrıca, önemli bir kaçış yolu alternatifi olabilecek asansör çekirdeğindeki üçüncü çıkış rotasının (ana merdiven) yangın ve duman geçirimsiz hale dönüştürülerek kullanıma açılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.

3. Otomatik sulama sistemi devrede olduğu sürece, yangının çıkış yeri ya da çıkış kapısı tercihinin tahliye süresini ya da can güvenliğini etkilemediği ve sonuçların yalın tahliye sonuçları ile aynı olduğu tespit edilmektedir.

4. Bina otomatik sulama sisteminin kusursuz olarak işlerliğinin temininin vazgeçilmez bir unsur olduğu anlaşılmaktadır. Otomatik sulama sisteminin çalışmadığı durumlarda ise, merdiven kovalarının duman ve sıcaklıktan önemli ölçüde etkileneceği gözlenmektedir. Bu durum pasif yangın önlemlerinden binada duman hareketinin ve tahliyesinin yeterince irdelenmediğini göstermektedir.

5. Otomatik sulama sistemi aktive olmadığı halde, özellikle 2 nolu kapı kaçış rotasındaki yavaş ilerleme ve bu bölgede birikebilen yüksek zehirli gaz konsantrasyonları ve sıcaklığın etkisi ile can kayıplarının yaşanabileceği sonucuna varılmaktadır.

6. Yangın pasif önlemlerinden yapı malzemesi seçiminin irdelenmediği, ahşap kaplamalı dekorasyon öğelerinin kullanılmasından anlaşılmaktadır. Bu uygulamanın, yangın yükünü artırarak ısı enerjisi çıktısını artırdığı CFAST simülasyonlarından anlaşılmaktadır.

7. Asansör çekirdeğine açılan kapıların da yangın ve duman geçirimsiz olarak düzenlenmeleri birbirinden bağımsız ofis alanlarının birinde yangın oluşması halinde diğerlerinin etkilenmesini önemli ölçüde azaltabileceği simülasyon sonuçlarından belirlenmektedir.

 

NOTLAR

1. Çakıcı, 2004.

2. CNN web sitesi.

3. Gwynne ve diğerleri, 1999, ss.741-749.

4. Kayar, 2003.

5. NTV web sitesi.

6. Leonhard, Barry, 1998, ss.31-34.

7. Öner, 1997; Özgüven, 2000.

8. Rathus, 1973, ss.398-406.

9. National Institute of Standards and Technology, 2000.

10. National Institute of Standards and Technology, 2000.

 

KAYNAKLAR

CNN web sayfası, www.cnn.com/US/OKC/bombing.html. (1996)

Çakıcı, N. 2004, Yüksek Binalarda Acil Boşaltım Süresinin Belirlenmesi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze.

Gwynne, S., E.R. Galea, P.J. Lawrence, ve L. Filippidis, 1999, “A Review of the Methodologies Used in the Computer Simulation of Evacuation from the Built Environment”, Building and Environment, sayı:34.

Holborn, P.G., P.F. Nolan ve J. Golt, 2003, “An Analysis of Fatal Unintentional Dwelling Fires Investigated by London Fire Brigade between 1996 and 2000”, Fire Safety Journal, sayı:38/1, ss.1-42.

Kayar, A. 2003, “The New Appearance of Istanbul”, www.hurriyetim.com.tr/ (Şubat 2011)

Leonhard, M.L. ve N. Barry, 1998, “Body Image and Obesity: Effects of Gender and Weight on Perceptual Measures of Body Image”, Addictive Behaviours, sayı:23, ss.31-34.

National Institute of Standards and Technology, 2000, A User’s Guide for FAST: Engineering Tools for Estimating Fire Growth and Transport, NIST, ABD.

NTV web sitesi, www.ntvmsnbc.com/news/147685.asp (2003)

Öner, N. 1997, Türkiye’de Kullanılan Psikolojik Testler, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

Özgüven, İ. 2000, Psikolojik Testler, PDREM Yayınları, Ankara.

Rathus, S.A. 1973, “A 30-Item Schedule for Assessing Assertive Behaviour”, Behaviour Research and Therapy, sayı:4, ss.398–406.

Bu icerik 8519 defa görüntülenmiştir.