383
MAYIS-HAZİRAN 2015
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
KENTSEL PLANLAMA

İzmir’deki Kentsel Atıl Alanları Çözümlemeye Yönelik Bir Değerlendirme

Merve Çelik, Mimar
İlknur Türkseven Doğrusoy, Doç. Dr., DEÜ, Mimarlık Bölümü
Rengin Zengel, Doç. Dr., DEÜ, Mimarlık Bölümü

Plansız gelişimin sonucu olarak ortaya çıkan kent içerisindeki tanımsız ve atıl mekânların kamusal alan olarak yeniden tanımlanması ve dönüştürülmesi yaşam kalitesini artırmak için önemli. Kozmopolit yaşam kültürü, iklimi, çok çeşitli yaşam olanakları sunan kamusal mekânları, üniversiteleri, endüstri bölgeleri ve ticaret limanları, sahil ve fuarlar kenti olarak İzmir’i, yazarlar, farklı kılan özgün değerleri üzerinden değerlendiriyorlar.

Sanayileşme süreciyle başlayan kentleşmenin olumsuz etkileri küresel boyutta önemli bir problem oluşturmaktadır. Yaşanan ekonomik ve sosyolojik gelişmeler, teknoloji ve hızın yaşamımıza giren etkileri, kentlerin bugünkü şeklini almasına neden olmuştur. Dünyada yaşanan gelişmelerin ve krizlerin Türkiye’de de etkileri görülmüş, bunların getirdiği mekânsal ve toplumsal problemler geçmişten günümüze tartışılagelmiştir. Dünya genelinde özellikle modernleşme ile birlikte hızlanan kentlerin gelişimi çok katlı yapılaşmaya, yükselmeye aynı zamanda yayılmaya doğru giderken, kent merkezlerinde ve çeperlerinde ortaya çıkan atıl alanlar ve sağlıksız yapılaşmalar dönüşümü gerekli kılmıştır. Böylelikle kentsel dönüşüm üzerine pratik ve teorik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Kentsel dönüşüm, yitirilen bir ekonomik etkinliğin yeniden geliştirilmesini ve canlandırılmasını, toplumsal dıșlanmanın yaşandığı alanlarda toplumu bütünleștirmeyi, çevresel kalitenin veya ekolojik dengenin yitirildiği alanlarda dengenin yeniden kurulmasını sağlamaktadır.(1)

Kentsel dönüşümün nesnesini oluşturan atıl boşluklar insan çevre ilişkisini ve kamusal yaşamı zedeleyen, fiziksel ve sosyal alanda etkisiz ve belirsiz, boş, dağınık, kopuk, tanımlanmamış bakir alanlardır.(2) Kentlinin sosyo-kültürel aktivitelerini gerçekleştiremediği, ilişki kuramadığı güvensiz ve verimsiz boşluklar kentin kamusal hayatına en çok zararı veren açık alanlardır. Bu anlamda çalışmanın amacı ve kapsamı, İzmir kentinde ortaya çıkan atıl kentsel boşlukları, planlama sürecinde açığa çıkan problemler ışığında ve oluşma nedenlerini de ortaya koyarak analitik bir yaklaşımla irdelemektir.

İZMİR’DEKİ ATIL KENTSEL BOŞLUKLARIN İRDELENMESİ

Dünyanın en hızlı büyüyen metropolleri listesinde İstanbul ve Ankara’yı geride bırakarak 4. sırayı alan İzmir sahip olduğu potansiyeller ile önemli bir kenttir.(3) Bir dünya kenti olabilmesi için verilen hizmetler, sahip olduğu turizm potansiyeli, kongre ve fuar kenti olma çabaları, kültürel değerleri, kıyı kenti olması, sanayi ve tarımsal hizmetleri, İzmir’in yaşanabilir bir kent olma yolunda sahip olduğu önemli değerlerdir. Bunların yanında kırdan kente göçler, hızlı kentleşme süreci, rant unsurları ve uygulanan yanlış politikalar sonunda karşılaşılan atıl boşluklar kenti tehdit eden önemli çevre sorunlarındandır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye’de atıl durumda bulunan alanları tespit ederek bir sıralama oluşturmuştur. Bu anlamda İzmir Türkiye’de 3. sırada yer almaktadır.(4) Bu sonuç, İzmir’de atıl alanların iyileştirilmesinin önemli bir kentsel problem olduğunu belgelemekte ve bu türden alanların kent yaşamını iyileştirecek biçimde dönüştürülmesinin önemini ortaya koymaktadır.

Farklı problemlerle ortaya çıkan ve farklı karakterlerde oluşan atıl boşluklar, farklı iyileştirme ve dönüştürme stratejileri gerektirmektedir. Bu nedenle, buradaki çalışma İzmir kenti özelinde atıl boşlukların analiz edilerek belgelenmesi ve bu türden alanların kamusal açık alan niteliğine sahip mekânlara dönüştürülmesi için bir ön araştırma niteliği taşımaktadır.

Yeni Yerleşim ve Dönüşüm Alanları Sonucu Oluşan Atıl Alanlar

1950-1980 yılları arasında kırdan kente göçün artması hızlı kentleşmeyi beraberinde getirirken kaçak yapılaşmaların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Bunun yanında kaçak yapılara ruhsat izni verilmesiyle kentin planlanmasında ve kamusal yaşamında gerileme kaydedilmektedir. Günümüz İzmir kentinin dönüşüm sürecinde ele alınan yaklaşık 60 yıl öncesine dayanan gecekondulaşma sorunu kentteki atıl bölgelerin oluşmasında önemli bir unsurudur. 1950 yılı Türkiye nüfusuna bakıldığında nüfusun % 15’i kentte % 85’i kırsal alanda yaşarken 2009 verilerine bakıldığında nüfusun % 75,5’inin kentte, % 24,5’inin ise kırsalda yaşadığı görülmektedir.(5) Süreçte yaşanan bu değişim göz önüne alındığında kentin morfolojisindeki değişim de kaçınılmaz olmaktadır. Dönüşüm sürecinde gecekondu bölgesinin boşaltılıp yıkımına başlanırken, diğer taraftan yüksek katlı konut sitelerinin inşasına başlanmaktadır. Oluşan boşluklar sosyal ve ekonomik ayrışmanın yanı sıra kentsel kopukluklara neden olmaktadır. Belli bölgelerin işlevsiz ve sahipsiz kalması problemi kentsel sürdürülebilirliği zedelemektedir. Mavişehir, Yeşildere, Bayraklı, Uzundere, Kadifekale bölgeleri İzmir kentinde bahsedilen bu süreci yaşayan atıl boşlukların yoğun olarak bulunduğu alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. (Resim1-3)

Ulaşım Ağı Problemlerinin Yarattığı Atıl Alanlar

Ulaşım bir ülkenin sosyo-ekonomik kültürel yapıları üzerinde etkili önemli bir hizmet olup ulaşımın gelişmişliği aynı zamanda ülke gelişmişliği ile denk tutulan diğer bir konudur. Ülkemizde ulaşım sistemi 1923 ve 1950 yılları arasında demir yolu ağırlıklı iken 1950 yılı sonrası kara yolları ağırlıklı bir gelişme göstermiştir.(6) Fakat ulaşım planlaması alanındaki zayıflıklar ulaşım ağlarında yaşanan sistemsizliklere neden olmuştur. Kentler plansız ulaşım ağları sistemi ile parçalanmakta bu durum kentte kopuk kamusal yaşama sızmayan atıl boşluklar meydana getirmektedir. Bu tip atıl alanlar etkin biçimde değerlendirilememekte ülkemizde genellikle pasif yeşil alanlar kent peyzajı içinde yerini almaktadır.(7) (Resim4) İzmir’de özellikle karayolu ulaşımında yaşanan planlama sorunları kentin merkezinde kamusal yaşamı zedelemektedir. Kent merkezlerinden geçen viyadükler kimi zaman konut dokusunu kimi zaman da kamusal yaşam alanlarını parçalamaktadır. Ulaşım ağlarının arasında ya da viyadük altlarında kullanılmayan atıl alanlar kentte güvensiz, etkisiz ve kullanılmayan atıl boşluklar oluşturmaktadır. Bornova ve Balçova viyadükleri kent merkezlerinden geçerek konut dokusunu parçalayan ve kamusal yaşamı kesintiye uğratan ulaşım ağlarından ikisidir. (Resim 5) Bunların yanında Hilal aktarma istasyonu ve çevresi atıl boşlukların yer aldığı erişimi kolay fakat değerlendirilmemiş atıl alanlardan biridir. Ayrıca, Şirinyer metro istasyonunun yapımı ile birlikte eski tren yolu hattının pasif duruma geçmesi, kentte ulaşım temelli doğan ve çözüm bekleyen kentsel atıl alanlardan bir diğeri olmaktadır.

Rant Kaygısı ve Yıkımlar Sebebiyle Oluşan Atıl Alanlar

1922 İzmir yangını sonrası İzmir özgün konut dokusunun büyük bir kısmını yitirmiştir. Bununla birlikte 1964 kat mülkiyeti yasası ile kentin planında ve gabarisinde büyük değişimler gözlenmiş, kıyı kesiminde ayrık nizamdan bitişik nizama doğru bir dönüşüm kentin morfolojisinde önemli dönüşümler yaratmıştır. Kıyıdaki az katlı yapılaşma çok katlılara doğru dönüşmüş, kentin deniz ile olan etkileşimi engellenmiştir. Kent yüksek katlı yapıların arasında kalan az katlı yapıların ezildiği, kentin dokusunun zarar gördüğü bir durumla karşı karşıya kalmıştır. “1950 yıllarının ortalarında kordon boyunda yapılan ilk yüksek katlı apartman yapısından, Aralık 1969’da İmar Bakanlığı tarafından 18,80 metre gabarinin kabulüne kadar geçen süre içinde yapılan hızlı yapılaşma ve yoğun siyasi beklentiler, kendisini 1971 yılında çatı katlarını tam katlara dönüştürme izni veren genelgenin çıkmasıyla ve gabariyi 21.80 metreye çıkaran imar kanunun kabulüyle gösterir.’’(8) Siyasi ve ekonomik kaynaklı yıkımların ve yıkıldıktan sonra değerlendirilmeyen boşlukların oluşturduğu atıl alanlar İzmir’in en değerli bölgelerinden biri olan Konak Kordon boyunda, Göztepe ve Hatay bölgesinde gözlenmektedir. (Resim 6) Ayrıca, Konak Meydanı çevresindeki, yıkımlar sonucu oluşan ve değerlendirilemeyen boşluklar kentin kamusal merkezi konumundaki meydanda tanımsız alanlar ve erişim problemleri oluşturmaktadır. (Resim 7) Son yıllarda yeni kent merkezi Bayraklı bölgesindeki çok katlı yatırımlar ve bölgeye yapılan “Manhattan” benzetmesi dönüşümün ranttan beslenen yüzünü ortaya koymaktadır.

İşlevsel Eskime Nedeniyle Oluşan Atıl Alanlar

Kent merkezi içinde atıl boşlukların oluşumunun bir diğer nedeni de işlevsel eskimedir. Günümüz çağdaş işlevleriyle canlandırılamayan tarihî bölgeler ve yapılar, terk edilmiş, motorlu araçların işgal ettiği atıl boşlukları meydana getirmektedir. 1860 yılında yapılan İzmir-Aydın tren yolunun Buca’ya uzatılması ile oluşan tren yolu hattı günümüzde işlevsiz, atıl bir boşluk niteliğindedir.(9) Bu durum tren yolunun ve çevresinin güvenlik problemi yaşamasına neden olmaktadır. Hattın aynı zamanda konut dokusu içinde sosyal ve fiziki ayrışma yaratması da bir diğer problemdir. (Resim 8)

İzmir Limanı 19. yüzyıldan bu yana Türkiye’de dış ticaretin önemli bir kısmını üstlenen önemli bir limandır. Liman ve liman arkası bölgesi fabrikaların, depoların, buğday silolarının ve demir yolu yerleşkesinin bulunduğu bir endüstri mirasıdır. Bu bölgedeki yapı stokunun ve açık mekânların İzmir Havagazı Fabrikası örneği dışında yeniden işlevlendirilmemiş olması bölgenin sahip olduğu potansiyelin kullanılmamasına ve kent içinde kent yaşamına etkin bir şekilde dâhil olamayan atıl bir kent boşluğu oluşmasına neden olmaktadır. (Resim 9)

Plan Değişiklikleri Nedeniyle Oluşan Atıl Alanlar

İzmir planlı olarak ilk kentsel gelişimine 19. yüzyılda Avrupa kökenli girişimciler ile başlamış, Punta, yani Alsancak bölgesi İzmir-Aydın garı ile ilişkilendirilerek planlanmıştır.(10) 1922 yılında geçirdiği büyük yangın sonrası kaybettiği kent dokusunun yenilenmesi için Cumhuriyet yıllarından itibaren İzmir’de kentsel planlama çalışmaları yapılmıştır. Dönemin belediye başkanı Behçet Uz önderliğinde Fransız şehirci Rene Danger’ın İzmir planı uygulanmış, fakat yetersiz kaldığı gerekçesiyle yeni bir imar planı için Henri Prost, Jansen, Royer, Lambert, Ehlgötz gibi uzmanlardan görüş alınmıştır. 1951 yılında kentin imar planı için bir yarışma açılarak İzmir planı oluşturulmuştur.(11) Sonrasında özellikle 1980’li yıllardan itibaren sürekli devam eden imar planı değişiklikleri ve revizyonları kentte önlenemeyen nüfus artışıyla birlikte ortaya çıkan planlama açmazları ve rant baskıları kent yaşamına dâhil olamayan boş ve atıl alanların oluşumunu tetiklemiştir. Bunlardan bir tanesi de İzmir’in kentsel kimliğini oluşturan önemli bölgelerden biri olan Basmane Meydanı’na yüz veren, yıllardır boş konumdaki 35 bin m2’lik büyük bir alana sahip olan eski otobüs garajı arazisidir. Alan, dönemin belediye başkanı tarafından özelleştirildikten sonra 1998 yılında Dünya Ticaret Merkezi projesi yapımı için temel kazımına başlanmıştır. Fakat 1999 yılında imar planının, kamu yararına, imar mevzuatına aynı zamanda fuar projesine aykırı olduğu, yaratacağı yoğunluk nedeniyle bölgeye zarar getireceği düşüncesiyle dava açılmış ve inşaat durdurulmuştur.(12) Üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen İzmir’in merkezinde konumlanan ve ironik biçimde “Basmane çukuru” olarak adlandırılan alan halen atıl bir boşluk olarak durmakta ve İzmir’in kentsel kimliğini zedelemektedir. (Resim10)

SONUÇ

İzmir konumu, iklimi, doğal güzellikleri ve tarihi ile yalnızca Türkiye’de değil dünyada önemli bir kent olma niteliği taşımaktadır. Uygulanan yanlış politikalar kentin varolan güzelliklerini de yitirmesine neden olmaktadır. Kolektif yaşamı şekillendiren ve yaşam alışkanlıklarını sürdüren kamusal açık mekânlar sürdürülebilir bir İzmir kenti için gerekli ama yeterli olmayan şartlardır. Bu çalışma ile Türkiye ölçeğinde büyük kentlerin problemlerini içeren İzmir kenti içinde dönüşüm ve iyileştirme bekleyen atıl boşluklara dikkat çekilmek istenmiş ve bu türden alanlar problemlerine göre sınıflandırılarak irdelenmiştir. Bu anlamda İzmir kentindeki atıl alanların farklı türden kentsel problemlerden oluştuğu söylenebilir. Bunlar, yeni yerleşim ve dönüşüm alanları, plansız gelişen ulaşım ağları, rant kaygıları ve yıkımlar, işlevsel eskime ve plan değişiklikleri olarak sınıflandırılabilir. Sözkonusu alanların kent içinde makro ve mikro ölçekte ortaya çıktığı, dolayısıyla makro ve mikro ölçekte çözüm müdahaleleri gerektirdiği vurgulanmalıdır.

Kullanıcısı ile etkileşime geçen değişen ve gelişen bir organizma olan kent tüm ögeleri ile bir bütündür. Bu bütün içinde ayrışmaya, bozulmaya ve kopmaya neden olan alanların iyileştirilmesi son derece önemlidir. Dünyada atıl alanların kente geri kazandırılmasıyla ilgili pek çok çalışma ve uygulama yapıldığı görülmektedir. Bunun yanında kentlinin de bu konuda bilinçlenmiş olması ve sivil toplum kuruluşlarının etkin roller üstlenmeleri atıl boşlukların olumlu yönde hızla dönüşmesine olanak sağlamış, kentsel yaşam kalitesini iyileştirmiştir.

İletişimi sekteye uğratan ve bazen de güvensiz alanlar oluşturan atıl boşlukların kamusal yaşama kazandırılması İzmir kenti için de çok büyük önem taşımaktadır. Kozmopolit yaşam kültürü, iklimi, çok çeşitli yaşam olanakları sunan kamusal mekânları, üniversiteleri, endüstri bölgeleri ve ticaret limanları, sahil ve fuarlar kenti olması İzmir kentini farklı kılan özgün değerleridir. Atıl boşluklar ve alanlar İzmir kentinin tarihî ve sosyal kimliğini zedelemekte, özgün değerlerinin deneyimlenmesine engel oluşturmaktadır. Kentin olumlu niteliklerin sürdürülebilmesi için yerel yönetim, sivil toplum örgütleri ve kentlilerin işbirliğinde katılımcı bir sürecin başlatılması oldukça önemlidir. Kent için kolektif faaliyetlerin yürütülebilmesi bu tip faaliyetlerin teşvik edilmesi gerekmektedir. Bunların yanında eğitim seviyesinin yükseltilmesi, istihdam yaratılması ile ekonomik canlanma sağlanmalıdır.

Sosyal ve ekonomik faaliyetler ile beraber fiziksel öneriler de kentin dönüşümünde önemli bir çözümdür. Batıdaki çözümlerde olduğu gibi pratik, kısa vadeli, ekonomik ve sürdürülebilir öneriler İzmir kenti için de örnek teşkil edebilir. Bunun için kapsamlı planlama çalışmaları ve büyük ekonomik yatırımlardan çok anlık gelişen, kentlilerin katılımıyla gerçekleşebilen sürdürülebilir ve esnek çözümlerin üretilmesine olanak sağlamak önemlidir. Bitkilendirme, geri dönüşümlü tekstil-kâğıt ürünleri, boya, dans platformları, müzik kutuları, sergi elemanları gibi elemanlar atıl alanların dönüştürülmesinde kamusal katılımı teşvik eden elemanlar olarak canlandırıcı birer unsur olarak devreye girebilir. Batıda yapılan uygulamalara benzer kentsel canlandırma ekipleri oluşturularak paylaşımlarda bulunulabilir, pratik çözümlerle kentte atıl kalmış alanlara müdahale edilebilir. Kentsel canlandırma ekipleri öğrenci ve çalışan her yaştan kentliyi içinde barındıran sivil toplum kuruluşu olmalı, atıl boşlukların geçici ya da kalıcı çözüm önerileri sonucu yeniden değerlendirilmesi kapsamında paylaşımda bulunulmalıdır. Kentin bu türden kolektif bir çalışma ruhu ile doğacak yeni ve yaratıcı fikirlerle iyileştirilmesi İzmir ve kentliler arasındaki bağı daha da kuvvetlendirecektir.

* Makale, “Seminars on Architecture II” dersi kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların bir bölümünden geliştirilmiştir.

 

KAYNAKLAR

Akkar, Z. Müge, 2006, “Kentsel Dönüşüm Üzerine Batı’daki Kavramlar, Tanımlar, Süreçler ve Türkiye”, Planlama, sayı:2.

Ataöv, Anlı; Osmay, Sevin, 2007, “Türkiye’de Kentsel Dönüşüme Yöntemsel Bir Yaklaşım”, Metu jfa, sayı:2, ss.57-87.

Bilsel, Cana, 1999, “Le Corbusier'in İzmir Nazım Planı ve ‘Yeşil Endüstri Sitesi’ Önerisi, Ege Mimarlık, sayı:31, ss.13-17.

Bilsel, Cana, 2000, “19. Yüzyılın İkinci Yarısında İzmir'de Büyük Ölçekli Kentsel Projeler ve Kent Mekânının Başkalaşımı”, Ege Mimarlık, sayı:36, ss.34-37.

Doğrusoy Türkseven, İlknur; Uzun, İnci, 2010, “Ulaşım Sisteminin Kentsel Mekâna Taşıdığı Sorunlar ve Problem Odaklı Bir Stüdyo Deneyimi”, Yapı, sayı:346, ss.54-61.

Güner, Deniz, 2006, “İzmir’de Modern Konut Mimarlığı 1950-2006”, Planlama, sayı:3, ss.123-141.

İZTO, 2012. www.izto.org.tr/portals/0/iztogenel/dokumanlar/izmir_dunyanin_en_hizli_buyuyen_e_alptekin_4-17-2012%206-18-53%20pm.pdf [Erişim: 19.05.2014]

MEB Anonim, 2014. yegitek.meb.gov.tr/aok/Aok_Kitaplar/AolKitaplar/Cografya_7/5.pdf [Erişim: 05.09.2014]

Rahmann, Heike; Jonas, Marieluise, 2011, “Urban Voids: The Hidden Dimension Of Temporary vacant Spaces In Rapidly Growing Cities”, State of Australian Cities National Conference, 29 Kasım-2 Aralık 2011, The University of Melbourne, Avustralya. soac.fbe.unsw.edu.au/2011/papers/SOAC2011_0229_final.pdf [Erişim: 14.08.2014]

TÜİK, 2010. www.tuik.gov.tr/Start.do [Erişim:14.09.2014]

URL1. www.ntvmsnbc.com/id/25369242/ [Erişim:04.04.2014]

URL2. www.izmirkulturturizm.gov.tr/TR,77445/buca.html [Erişim:20.04.2014]

URL3. www.projeizmir.org/viewtopic.php?f=4&t=64 [Erişim: 17.05.2014]

 

NOTLAR

1. Akkar, 2006.

2. Rahmann; Jonas, 2011.

3. İZTO, 2012.

4. URL1.

5. TÜİK, 2010.

6. MEB Anonim, 2014.

7. Doğrusoy Türkseven; Uzun, 2010.

8. Güner, 2006.

9. URL2.

10. Bilsel, 2000.

11. Bilsel,1999.

12. URL3.

 

Bu icerik 10208 defa görüntülenmiştir.