372
TEMMUZ-AĞUSTOS 2013
 
MİMARLIK'tan

YAYINLAR



KÜNYE
TEMA[S]

Işıkla Uyuyup Uyanan Bir Mekân: Myyrmaki Kilisesi

Erkut Şahinbaş

Işığın gökyüzünde gidip gelmesi, hayatımızın her yönünü etkiler. Hayatın varoluşunu mümkün kılar. Işık tüm canlıların gelişmesini sağlayan enerji kaynağıdır. Yapay ışık kaynağını keşfetmiş olmamıza rağmen, insan yapısı olan bu alternatifler, doğal ışığın sunduğu tempodan, dalga boyutundan, tonundan ve nüans farkından yoksundur. Bu gerçek üstünlükler, mimarları yapı formlarında, doğal ışığı, iklim ve kültür farklılıklarına göre, değişik formatlarda kullanmaya zorladı. Yapılarda ışığın içeri alınması iç mekânların aydınlatılması için yeterlidir, fakat mimarlıkta beklenen fiziki içeriğin ötesindedir. Beklentimiz duygusal tatmindir. İhtiraslarımızın ve ruh halimizin titreşmesinin getireceği tatmindir. Mimarlığın başlangıcından beri ve dünyanın her yerinde, ışıkla olan ilişki, aşılması gereken bir mecburiyet olarak algılanmıştır. Tarihte, mimarların ışıkla olan serüvenlerine ait çok çarpıcı örnekler vardır. Çeşitli devir ve kültürlere ait olan bu örnek yapıların, her birinin form ve hacimlere göre farklı hikâyeleri vardır. Bunların en olağanüstü örnekleri dini yapılardır. Işığın buralardaki kullanımı mistik duyguları uyandırmak ve yapının kutsallığını telkin amaçlıdır. Eski çağlarda ışığın büyük ustalıkla kullanıldığı örnekler, genelde, efsanevi göklerle törensel ilişki kurma amaçlıdır ve anıtsal boyutlara ulaşmıştır. Roma’daki Panteon çok çarpıcı bir örnek olarak karşımızdadır. Panteon bütün tanrılara adanmıştır. Bu yapının gücü, hacminden ziyade gökyüzü ile kurduğu ilişkide gizlidir. Gün boyunca tek kaynaktan, yapının doruğundan mekâna ışık dolar. Bir Osmanlı camisinde ise aydınlatma, sükûneti davete yöneliktir. Gerilimlerin çözümlendiği ve duyguların rahatladığı mekânlardır. Duvarların ve kubbelerin, ışığı saçan çinilerle kaplanmış olması yapıyı hafifletir.

Finli mimar Juha Leiviska, Helsinki’de tasarladığı Myyrmaki Kilisesi ile ışıkla adeta bir senfoni yaratmıştır. Yapı günün her saatinde doğal ışıkla beraber uyanıp, doğal ışığın kaybolmasıyla tekrar uykuya dalmaktadır. Bu yapı belki de modern mimarinin doğal ışıkla kurduğu beraberliğin en müstesna örneklerinden biri sayılabilir. Çünkü doğal ışık, yapının içinde, günün farklı saatlerinde, farklı bir gizem ve duygu dolu farklı bir ortam yaratabilmektedir. Esas olan, ışığın niteliğinin yapıya sanatsal bir boyut katmasıdır. Işık yoksa mimarı yoktur. Mimar ışığı yöneten kişidir.

Bu icerik 6059 defa görüntülenmiştir.