ANMA PROGRAMI
Mimar Kemalettin Bey Yeni Tasarlanan Anıt Mezarı Başında Anıldı
Mimarlar Odası’nın 2006 yılında düzenlediği X. Ulusal Mimarlık Sergisi kapsamında düzenlediği Anma Programı çerçevesinde, sergi, kitap ve sempozyum gibi pek çok etkinlik ile iki yıl boyunca Mimar Kemalettin Bey’i anıyor. Programın ilk etkinliği, mimarın 80. ölüm yıldönümü olan 13 Temmuz 2007 tarihinde mimarın Beyazıt Cami Haziresinde bulunan mezarı başında gerçekleştirildi. Nisan 2006’dan bugüne çalışmalarını sürdüren Günkut Akın, Afife Batur, Ali Cengizkan, Bülend Tuna ve Yıldırım Yavuz’dan oluşan Anma Komitesi’nin yoğun emekleri ve Can Çinici ve Zeynep Mennan tarafından hazırlanan özgün tasarımla projelendirilen anıt mezarın açılış töreni Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tanyolaç ve pek çok mimarın katılımı ile gerçekleştirildi.
Mimar Kemalettin Bey’in mezarının düzenlenmesi ve anma etkinlikleri kapsamında yürütülen bütün çalışmalara destek olan Vakıflar Genel Müdürlüğü adına söz alan Yusuf Beyazıt, Kemalettin’in Vakıflar’ın ilk çağdaş, bilimsel onarımlarını ve yeni binalarını gerçekleştiren, Vakıflar İnşaat ve Tamirat Müdürlüğü’ne dünya çapında saygınlık kazandıran, mimarlık ve inşaat alanında yüzlerce öğrenci yetiştiren, Türk halkı arasında yalnız görkemli yapıları ile değil, kuramsal yazılarıyla da haklı bir ün sağlayan mimarın, Vakıflar’ın 20. yüzyılda yaşamış en önemli ve tanınmış mimarı olduğuna değinirken, mimarın sonunda hak ettiği mezara kavuştuğunu belirtti.
Törende Mimarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna, Oda tarafından Aralık ayında düzenlenecek
“Mimar Kemalettin ve Çağı: Mimarlık / Toplumsal Yaşam / Politika” sempozyumunun yanısıra hazırlanmakta olan retrospektif sergi ve yayın hakkında bilgi verirken, program ile amaçlananlara değindi. Anma Komitesi adına konuşan Afife Batur mimar hakkında genel bilgi verirken, Yıldırım Yavuz mezarın düzenlenmesi sürecine değindi. Mimar Kemalettin’in oğlu İlhan Mimaroğlu tarafından gönderilen ve mezarın düzenlenmesinden duyduğu mutluluğu belirten mektup, töreni yürüten Günhan Danışman tarafından katılımcılara okundu.
Yıldırım Yavuz’un dilinden Kemalettin Bey’in mezarının öyküsü şöyle:
“Mimar Kemalettin Bey, Mimar Sinan’dan sonra ülkemizde adı en fazla bilinen mimarlarımızdan biridir; çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğü Baş Mimarı iken kurmuş olduğu büyük mimarlık bürosu olarak Osmanlı imparatorluğu sınırları, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yüzlerle ifade edilebilecek binanın mimarlığını yapmıştır. Bu nedenle mimarlık tarihimiz içinde çok önemli bir yere sahiptir. 1927 yılında Cumhuriyetin ilk başkenti Ankara için yapmakta olduğu binalar üzerinde çalışırken, bir beyin kanaması nedeniyle 1927’nin 13 Temmuz’unda vefat etmiştir. 80 yıl önce bugün. Ankara’da vefat ettiği için Vakıflar ve Hükümet, ailesinden Ankara’da gömülmesi için izin istemiştir, fakat eşi Sabiha hanım ve oğlu İlhan Mimaroğlu, İstanbul’da yerleşmiş olduğu ve ankara’ya sık sık gelmeleri mümkün olamayacağı için, Kemalettin Bey’in naşı Ankara’dan özel bir trene konarak İstanbul’a taşınır ve yaklaşık 3-4 gün sonra İstanbul’da Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü o zaman derler ki: “Kemalettin Bey bizim baş mimarımızdır ve hem İmparatorluk döneminde, hem Cumhuriyet döneminde çok emeği geçmiştir. Mezarının yapımını biz üstleniyoruz, biz yapacağız”. Eşi mezara dokunmaz, toprak olarak kalır. 1940’lı yıllarda Üsküdar’dan Kadıköy’e açılan yol mezarın üzerinden geçeceği için kaybolma tehlikesine uğrar. Eşi Sabiha hanım mezarı bir daha bulamaz. Oysa, o zamanki Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Mezarlıklar Müdürü olan Sayın Ayanoğlu’nun, üstada da çok saygı duyduğu için, mezarı kazdırıp kemiklerini alıp, Beyazıt Cami Haziresi’ne gömdürmüş olduğunu biz ancak 1970’lerde yazılmakta olan bir kitap nedeniyle öğrenebildik. Böylece ölümünden 80 yıl sonra mezarı gerçekleşebilmiş oldu.”
Bu icerik 6604 defa görüntülenmiştir.