337
EYLÜL-EKİM 2007
 

MİMARLIK DÜNYASINDAN

ETKİNLİKLER

DOSYA: Türkiye’de Yeni Konut Eğilimleri

  • YAYINLAR
    İpek Özbek Sönmez

    Yrd. Doç. Dr., DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

MİMARLIK’tan 337
İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET



KÜNYE
KENTSEL DÖNÜŞÜM

Moskova Kent Yönetimindeki Değişimler ve “Moskova City” Projesi

Pelin Gökgür

Yrd. Doç. Dr., MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Moskova’nın “komünist kent” modelinden “uluslararası politik ve ekonomik kent” modeline dönüşmesi yolunda yapılan çalışmaların kentsel mekânı bir şantiyeye dönüştürdüğünü belirten yazar, 2015’e kadar tamamlanması hedeflenen, Moskova’nın ‘yüzünün değişimini’ yansıtacak en önemli projelerden ‘türlü çeşit’ gökdelenler içeren Moskova City projesini aktarıyor.

1991 yılına kadar SSCB’nin başkenti olan Moskova (rusça Moskva), yüzyıllardır politik, ekonomik, kültürel ve dini bir merkez olma özelliğini taşımaktadır. Moskova’nın aynı zamanda en önemli özelliği, büyük bir sanayi kenti olmasıdır. Kentin alanı en dıştan geçen ve ikinci halka (MKAD) olarak bilinen çevre otoyoluyla sınırlandırılmıştır. Bu otoyolun içinde yer alan diğer iki yoldan birisi, birinci halka (Golden Ring) olarak adlandırılmakta ve tarihî kent merkezini içine almaktadır. Üçüncü halka olarak bilinen, birinci ve ikinci halkanın arasında yer alan otoyolun yapımı ise 2003 yılında tamamlanmıştır. Bu yeni otoyol, semtler arası ulaşımı kolaylaştırmış ve birinci halkanın trafik yükünü hafifletmiştir. Moskova bu otoyollar ve bağlantılarıyla adeta bir örümcek ağını anımsatmaktadır.

1989 yılında SSCB’de yaşanan rejim değişikliğiyle birlikte, birçok Rus kenti köklü değişimlere uğramıştır. Bu kentlerden en önde geleni kuşkusuz Moskova’dır. Moskova’nın 1991 yılından beri yaşadığı hızlı dönüşüm, kentsel yönetim politikalarında ve kentsel planlama ilkelerinde köklü değişimlere yol açmıştır. ”Komünist kent”ten, “küresel kent”e geçişte, kentsel alan üretiminde ortaya çıkan sorunlar, Moskova’yı geçmiş ve gelecek arasında bırakmakta, bu da kent ve kentli üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Büyük bir modernleşme çabası içinde olan Moskova, değişen imajıyla bir dünya metropolü olma yolundadır. Bu bağlamda yaşanan değişimler kent yönetimi ve Moskova’nın en büyük projelerinden biri olan “Moskova City” üzerinden tartışılacak ve irdelenecektir.

MOSKOVA KENT YÖNETİMİNDEKİ DEĞİŞİMLER

Moskova, hızla artan nüfusuyla bugün yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı, kilometre kareye 8.400 kişinin düştüğü, geçmişte SSCB’nin başkenti olan ve 1990’lı yıllarda yaşanan rejim değişikliğiyle birlikte yeni bir yapılanma içine giren metropol, büyük bir modernleşme çabası içine girmiştir. Bu dönüşüm hızındaki en büyük etken Moskova Belediyesi’dir. Moskova, ekonomik geçiş döneminin başlangıcı olan 1992’den beri belediye başkanı Yuri Lujkov tarafından yönetilmektedir. Kent yönetimi, çok güçlü bir merkeziyetçi sisteme dayanmaktadır. Karar verme mekanizmasının tek bir yönetim altında toplanması Moskova Belediyesi tarafından savunulmakta ve bu bağlamda belediye federal yetkililerle mücadelelerini sürdürmektedir.

Moskova 1991 yılında yürürlüğe giren “Yeni İdari Bölünme” ile herbiri ortalama 1 milyon nüfusu barındıran 10 bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgelerin yüzölçümü toplamı 1.060 km2dir. Bu 10 bölge içinde de 140’a yakın alt bölge belirlenmiştir. Bu bölgelerin merkezî idareden ayrılması ve merkezî işlevlerinin bazılarının yerel yönetimlere devredilmesi düşünülmektedir.

Yine bu yıllarda Moskova’da yönetim reformu gerçekleşmiştir. Kent yönetimi iki farklı yerden yürütülmektedir: Bunlar:

- Yasama (Moskova Şehir Duması)

- Yürütme (Belediye ve Moskova Hükümeti)

Yönetim reformu, tüm kent işlevlerini merkezî belediyeye bırakmakta, diğer belediyelere yalnızca konut yönetiminde sözsahibi olma hakkı vermektedir. Moskova Belediyesi’nin yetkisi, belediye alanı sınırlarıyla kısıtlı değildir.

1992 yılında onaylanan “Moskova’nın Gelişim ve Rekonstrüksüyonu Yeni Genel Planı” 2010 yılını hedeflemektedir. Bu planın temel hedefleri(1):

- Nüfus artışının önüne geçmek,

- Moskova’nın rekonstrüksüyonunu gerçekleştirmek,

- Kentin ekonomik yapısını değiştirmek,

- Yeni bir konut programıyla konut reformunu gerçekleştirmektir.

Rusya’nın pazar ekonomisine geçiş aşamasıyla birlikte, merkezî devlet yatırımı dönemi bitmiştir. Devletin Moskova’ya ayırdığı pay çok azalmıştır. Bu dönemde, kent programlarının uygulanabilmesi için Rus ve yabancı yatırımcıların büyük önem taşıdığı ortaya çıkmıştır. Özelleştirme ve yatırımcılara sağlanan destekle kentte yaşanan kriz atlatılmış, inşaat ve rekonstrüksiyon çalışmaları hız kazanmıştır. Moskova’da özelleştirme süreci çok önemli miktarda gelir üretilmesine neden olmuştur. Hızlandırılmış yöntemlerle küçük işletmeler özelleştirilmiştir. Moskova kenti kendi finans altyapısını kurarak, 1000’den fazla banka, 60’ın üzerinde sigorta şirketi ve onlarca borsayla, Rusya finans sermayesinin % 60’nı toplamıştır. Son yıllarda finans sektörü kent ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olmuştur. Moskova’daki toprakların yetersiz olması, özelleştirmenin önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Bu nedenle, Moskova hükümeti toprağı özelleştirmeyi düşünmemektedir. Uzun vadeli (49 yıla kadar) toprak kiralanmasına izin vermektedir.

Pazar ekonomisine geçiş Moskova’da gayrimenkul spekülasyonu yaratmış, aşırı bir inşaat ve yenileşme çalışmaları başlamıştır. Belediye hem gayrimenkul, hem de yatırımların içinde yer alan bir kuruluş olarak başlatılan bu çalışmalardan büyük pay almıştır. Belediye başkanı Yuri Lujkov’un 13 yıldır istikrarlı bir ekiple yaptığı çalışmalar ve kentsel gelirlerin tamamının belediye tarafından yönetilmesi, Moskova’nın pazar ekonomisine geçiş döneminde büyük bir destek sağlamıştır.

Özelleştirmeyle birlikte Moskova’da yer alan sanayi alanları giderek kent dışına taşınmaya başlanmıştır. Kent sanayi kenti olmaktan çıkarken, inşaat, finans ve hizmet sektörleri kentin lokomotif sektörleri durumuna gelmiştir.

Aynı şekilde ekonomik aktivitelere yeni bir hız verebilmek amacıyla ulaşım akslarındaki modernleşme, belediyeyi, Rus ve yabancı ortaklıkları stratejik sektörlerin içine almaktadır. Moskova’nın bugünkü temsilcileri 2015’e kadar “Moskova’nın yüzünün değişimini” hedeflemektedir. Belediye business’i geliştirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Bununla ilgili olarak belediye, geniş bir inşaat programıyla 30 ila 70 kat civarında yapılanma izni vererek 200 adet büro ve konut gökdeleni inşa edilmesini hedeflemektedir. Bu projelerin, tarihî merkez dışında metropolün dört bir yanında uygulanması, Moskova siluetini çok büyük oranda değiştirecektir. Kentte yaşayanlar ve eski yöneticiler, ekonomik çıkarlar yüzünden Moskova’nın tarihî yüzünün yok edildiğini savunmaktadırlar. Moskova’nın imajını değiştirecek bu gökdelenler, kentin tarihî merkeziyle büyük ölçüde çelişecektir. Bu gökdelenlerin yer aldığı büyük projelerden birisi de kente damgasını vuracak “Moskova City” projesidir.

“MOSKOVA CITY” (MOSKVA-CITY)

Moskova City tarihî merkeze çok yakın bir mesafede, Moskova’nın kıyısında, Kutuzov’un prestijli görünümünün alt kısmında yer alan, şu anda Rusya’nın tek dev projesi durumundadır. Moskova’nın Manhattan’ı denilebilecek 100 hektarlık alandaki bu projeye, 1996 yılında iki önemli yapıyla başlanmıştır. Bunlardan birisi nehrin iki yakasını bağlayan, üstünde alışveriş merkezleri, restoran ve butiklerin yer aldığı Bagration Yaya Köprüsü, diğeri ise 1999 yılında tamamlanan, 34 katlı Tower 2000 büro binasıdır.

Projenin hedef yılı 2010-2015 olarak etaplar halinde belirlenmiştir. 1998 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ara verilen inşaat çalışmalarına yeniden başlanmıştır. Bu alanda yaklaşık 1,8 milyon m2 inşaat alanı düşünülmektedir. 1 milyon m2si büro binaları, 190 bin m2si konut, 500 bin m2si rekreasyon alanı olarak tasarlanmıştır. Belediye bu alanı belli metrekarelere göre parçalara ayırarak etap etap projelendirmektedir. Bu alanda yer alacak kompleksler: Tech Invest, Northern Tower, Terminal City, Embankment (Naberezhnaya) Tower, Capital Tower ve Federation Tower’dır. Bu komplekslerin herbiri, en az iki kuleden oluşmaktadır. Proje alanında bu kulelerle birlikte, bir akuaparkın yer alması düşünülmektedir. Bu akuapark beş yıldızlı otel, restoranlar, bir ticaret merkezi gibi çeşitli işlevler taşıyan ve toplam alanı 147 bin m2 olan bir kompleksten oluşacaktır. Bunun dışında vaziyet planında gösterilen 1 numaralı parselde fuar merkezi, 2 ve 3 numaralı parselde toplam 2 bin m2 alanı olan 14 katlı evlendirme sarayı,11 numaralı parselde de metro, toplu taşıma ve hafif raylı sistemlerle bağlantılı bir transfer noktası olarak terminal binası yer alacaktır. Aynı zamanda bu alanda bürolar, oteller ve bir kliniğin yer alması düşünülmektedir.

İş kulelerinin herbiri en az iki binadan oluşmaktadır. Burada yer alacak binaların 50 ila 80 kat arasında olması hedeflenmiştir. Moskova Belediyesi bu alanları yatırımcılara 49 yıllığına kiralamaktadır. Enka bu alanda, Naberezhnaya Tower adı altında toplanan 3 ofis binasından oluşan kompleksin inşaatını ve işletmesini yürütmektedir. Enka bu alanda yaptığı büro binaları kompleksinden 17 katlı olanı bitirmiş, 2004 Eylül ayı sonunda kullanıma açmıştır. 27 katlı olan ikinci bina ise Ekim 2005’de açılmıştır. Bu komplekste yer alan 56 katlı üçüncü binanın temel ve bodrum katı çalışmaları halen devam etmektedir. Enka’nın yapmış olduğu bu binaların başlıca özellikleri:

- 17 katlı A Blok ve 27 katlı B bloklar tümüyle betonarme, 56 katlı C Blok ise betonarme çekirdek+çelik konstrüksiyon olarak inşa edilmektedir.

- Çokuluslu şirketlerin Moskova ofislerini barındırmaktadır.

- Binalar giydirme cam cepheleri ile modern bir görüntü sergilemekte, Moskova’nın değişimini yansıtmaktadır.

- Binalar A sınıfı ofis binası olarak tanımlanmaktadır.

- Yoğunluğu karşılayacak geniş kapasiteli, yüksek hızlı asansörler mevcuttur.

- Bodrum katlarında kapalı otopark imkânları vardır.

- En modern ısıtma, havalandırma, iklimlendirme ekipmanları mevcuttur. Sprinkler sistemi, yangın alarm sistemi, yangına dayanaklı kapılar vb. önlemler yangına karşı güvenlik sağlamaktadır.

Moskova City, 5 yılda inşa edilen 20 kilometre uzunluğundaki “üçüncü kuşak” yolun hemen kenarında yer almaktadır. Bu yeni açılan ringin diğer ulaşım bağlantılarını desteklemesi, Moskova City’nin bulunduğu alanın seçilme nedenlerini daha iyi açıklamaktadır. Bu alanın metroyla bağlantıları, bu alana hızlı ulaşım, mevcut ulaşım bağlantılarının yenilenmesi ve donatımı düşünülmektedir. Ulaşım dışında, altyapısıyla ilgili olarak 2.188 metre yeraltı kolektörü, 1.295 metre kanalizasyon şebekesi, 4.380 metre yağmur suyu şebekesi inşa edilmiştir. Ayrıca telekomünikasyonda en yeni teknolojilerle bir dizi hizmet oluşturulmaktadır.

Moskova City’nin Avrupa’da ve Rusya’da iş, konaklama ve boş zamanları değerlendirme sektörlerini biraraya getirerek, ekonomik aktivite bölgesi oluşturulacağı düşünülmektedir. Bu projenin gerçekleşmesiyle daha önceki Rus geçmişinin ankraj politikası reddedilerek, tarihî merkezin çok yakınında uluslararası modernizmin güçlü ve yoğun sembolü yerleştirilecektir.(2)

SONUÇ

Son dönemlerde dünya kentlerinde görülen dönüşümler, küreselleşme sürecinin kentsel mekâna yansımasını göstermektedir. Kentlerin tarihî dokusuna zarar verebilen, geleneksel merkezlerin giderek yok olmasına yol açan, benzer tasarımlarla kentlerin birbirine benzeyerek yerel değerlerini ve kimliklerini yitirmesine neden olan kentsel mekândaki bu dönüşümlerin eski doku ile uyumlu bir şekilde tasarlanması, kentlerdeki sürdürülebilirliğin sağlanması için büyük önem taşımaktadır.

Yıllardır bir kültür kavşağı olarak bilinen Moskova’nın, kentsel mekânında gerçekleştirilen dönüşümlerde de yazıda belirtilen olumsuz etkiler kendini göstermeye başlamıştır. Bu olumsuz etkilerin ortaya çıkmasındaki nedenlerin en önemlileri ise, karar yetkisinin her zamankinden daha güçlü olarak bir yönetim altında toplanması, kentsel uygulamalardaki radikalizm ve özellikle küreselleşme senaryoları ile birlikte sosyal, ekonomik sorunları ve kentin işleyişini bir bütün olarak ele almayı hedefleyen eski kentsel gelişim planlarının büyük ölçüde terk edilerek, bir seri öncelikli gelişme programlarına yer verilmeye başlanmasıdır. Moskova’nın özellikle kentsel yönetimindeki karar yetkisinin tek bir güç altında toplanması, kentle ilgili alınan kararların demokrasiden uzak olduğunu göstermekte ve kentin hızla değiştirilmeğe çalışıldığı bu dönemlerde, liberalleşmenin bürokrasiyi bu anlamda etkilemediği görülmektedir.

Moskova’nın “komünist kent” modelinden “uluslararası politik ve ekonomik kent” modeline dönüşmesi yolunda yapılan çalışmalar, kentsel mekânı bir şantiyeye dönüştürmüştür. Moskova yeniden yapılanma sürecinde bir dünya kenti olmayı hedeflerken, aynı zamanda geçmişi koruyan tipik bir Rus kenti olmak adına büyük bir ikilem yaşamaktadır. Kentte farklı aktörlerin, farklı taleplerle ortaya çıkması, yeni ideolojilerin kentsel politikaları belirlemesine neden olmuştur. Pazar ekonomisiyle birlikte liberal politikaların iktisadi ve ideolojik düzeylerde Moskova’da görülmesi, kentte “özelleştirme ve sanayisizleşme” sonuçlarını doğurmuştur.

Moskova kenti küreselleşme senaryosunun merkezinde, bir yandan yatırımcıların ilgisini çekmeye çalışan güçlü bir merkezî yönetim, bir yandan da kendisi için en çekici bölgeleri bulmaya çalışan yatırımcılar arasında gidip gelmektedir. Küreselleşme sürecinde olan her kentte görüldüğü gibi Moskova’da da çok kültürlü bir yapı süregelmektedir. Batı, Uzak Doğu, Orta Asya etkileri kentsel mekânda kendini gösterirken, yükselen gökdelenlerin yanısıra tarihî merkezde yapılan rekonstrüksiyon ve tarihî mirası koruma çalışmaları, komünizm döneminden kalan bazı binaların tamamen ortadan kaldırılması için oluşturulan çabalar birarada görülmektedir. (3)

“Moskova City” projesi de bu anlamda özel sektörün egemenliği altında gerçekleştirilen, globalleşme yolunda olan her kentte olduğu gibi, çokuluslu sermayenin kentsel mekâna verebileceği olumsuzluklara örnek oluşturacak bir projedir. Ölçek ve nitelik açısından kenti değiştirebilecek özelliklere sahip olan bu dev proje, farklı mimari yapıları, farklı teknolojileri ve kentsel alana getireceği farklı işlevlerle küreselleşen kentlerin yeni simgesi olarak kentte yerini alırken, Moskova’nın doğal, tarihsel ve kültürel değerlerini önemli ölçüde etkileyecektir.

Moskova’nın topografik açıdan düz bir alanda konumlanmış olması ve gerçekleştirilecek bu projenin kentin tarihî merkezine çok yakın olması, kent siluetini ve kentin tarihsel dokusunu olumsuz yönde etkileyebilecek en önemli faktörler olarak gözükmektedir.

Birçok gökdelenin yer aldığı bu projenin, geçmişte gerçek bir Rus kentinin sembolü olan Moskova’nın kentsel yaşamını da etkilemesi söz konusudur. Özellikle son dönemlerde kentte görülen özel araba sahipliliğindeki artış toplu taşımacılığı ikinci plana itmiş ve Moskova’yı ulaşım sorunlarıyla karşı karşıya bırakmıştır. Kente eklemlenecek Moskova City projesinin de bu bağlamda trafiğe getireceği yük gözden kaçırılmamalıdır.

Sonuç olarak tarihî çevresi, kültürel, toplumsal, estetik değerleri ve kentsel kimliğiyle yüzyıllardır Rusya’ya başkentlik etmiş Moskova’da gerçekleştirilen bu projenin gerek tasarım gerek kentsel alanda seçtiği yer açısından tarihsel dokuyla uyum sağlayamayacak olması, yerel değerlerin ve kimliklerin yitirilmesine neden olabilecek en önemli etkenler olarak görülmektedir.

NOTLAR

1. Resin,1997.

2. Eckert, 2004.

3. Vendina,1997.

KAYNAKÇA

Eckert, Denis, 2004, “Moscou la ville mutante”,Regard sur l’Est, no:36.

Öncü, A. ve P. Weyland, derl. 2005,Mekân, Kültür, İktidar Küreselleşen Kentlerde Yeni Kimlikler, İletişim Yayınları, İstanbul.

Resin, V. İ. 1997,Büyük Şehrin Gelişim Yönetimi, Sistematik Yöntem Denemesi, çev. Nuri Eyüboğlu, Aksoy AŞ. ,İstanbul.

Vendina, O. 1997, “Le nouveau visage de Moscou et la contribution de la municipalité”,

http://www.cybergeo.pres (Temmuz 2007)

http://www.arendator.ru (Temmuz 2007)

http://www.citynext.ru (Temmuz 2007)

Bu icerik 7921 defa görüntülenmiştir.