408
TEMMUZ-AĞUSTOS 2019
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Mryleia Antik Kenti: Tarihin Üzerinde Yapılaşmak
    Defne Benol , Mimarlar Odası Bursa Şubesi önceki dönem MD-ÇED Kurulu Sekreteri
    Kübra Eğri, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Mesleki Denetim Görevlisi
    Belçin Balçık, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Mesleki Denetim Görevlisi

  • İyi İnsan, İyi Mimar
    Nilgün Fehim Kennedy, Dr., Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Emekli Öğretim Görevlisi

  • Alglerle Yeşeren Cepheler
    Ayça Tokuç, Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
    Gülden Köktürk, Yrd. Doç. Dr., DEÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü
    Kutluğ Savaşır, Yrd. Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
GÜNCEL

Ballıkayalar Tabiat Parkı ve Havzası’nda Koruma / Kullanma Dengesi(zliği)

Ahmet Kıvanç Kutluca , Öğr. Gör. Dr., Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Zeynep Gamze Mert , Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Eşsiz pek çok doğal güzelliği bünyesinde barındıran Ballıkayalar Tabiat Parkı, sınırları içindeki çevre düzenlemeleri nedeniyle ciddi tehlikeler ile karşı karşıya. Yazarlar, park için önemli tehdit unsurlarına dikkat çekerken “toplumsal farkındalığın artırılması”nın da önemini vurguluyor.

 

Türkiye’de sayıları 2019 yılı itibariyle 247’ye ulaşan tabiat parklarından önemli biri de Kocaeli İli Gebze-Dilovası Bölgesi sınırları içerisinde yer alan “Ballıkayalar Tabiat Parkı”dır.(1) Ballıkayalar Tabiat Parkı alanı, sahip olduğu jeomorfolojik, biyolojik (flora, fauna, ekolojik yapı), jeolojik, peyzaj ve rekreasyonel kaynak değerleri açısından korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacı ile 6 Eylül 1995 tarih ve 22396 sayılı Resmi Gazete’de Ballıkayalar Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir.(2) İstanbul 2 numaralı Koruma Kurulu’nun 24 Ocak 1995 gün ve 3663 sayılı kararı ile belirlenen ve park alanı içinde yer alan 1. Derece Doğal Sit sınırı, alanın tabiat parkı ilan edilmesiyle Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13 Kasım 2003 tarih ve 10157 sayılı kararı ile Tabiat Parkı sınırlarını esas alacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.(3) Buna göre Ballıkayalar Tabiat Parkı aynı zamanda 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsündedir. Bu bağlamda, 1.602,97 hektar alana ve 5324 hektar havza alanına sahip Ballıkayalar Tabiat Parkı ve çevresi için, koruma kullanma dengesinin kurulması önemlidir.(4) Bu alanda kaynak değerlerini korumak ve devamlılığını sağlamak, koruma / kullanma dengesi gözetilerek arazi kullanım kararlarını geliştirmek, sosyo-ekonomik faaliyetleri belirlemek amacı ile 2008 yılında “Ballıkayalar Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı” yürürlüğe girmesine rağmen günümüzde Ballıkayalar Tabiat Park alanı, hem çevre ulaşım, sanayi bölgeleri, konut alanları ve altyapı kullanımlarından kaynaklı birçok tehdit hem de alan içindeki ekonomik faaliyetler ve rekreasyon kullanımlardan kaynaklı birçok sorunla karşı karşıyadır.(5) (Resim 1)

Bu yazıda farkındalık için koruma / kullanma dengesi perspektifinde Ballıkayalar Tabiat Parkı tehdit ve sorunları havza alanı ve park içi kullanımları açılarından değerlendirilmiştir. Gebze Dilovası Bölgesinde 5324 hektar havza alanına sahip Ballıkayalar Tabiat Parkı’na ilişkin en önemli tehdit unsuru, üst ölçekli ulaşım kararlarına dayalı güzergah seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Kamuoyunda gündeme gelen “Ballıkayalar Tabiat Parkı’ndan Kuzey Marmara Otoyolu geçiyor” bilgisi doğru olmamakla beraber parkı tehdit eden farklı ölçeklerde ve farklı ulaşım türlerinden kaynaklanan baskılar artarak devam etmektedir. Bunlardan birincisi, “İstanbul - Kocaeli 2*2 Bölünmüş Karayolu Projesi” olarak isimlendirilen, doğu- batı doğrultulu Kuzey Marmara Otoyolu ile bağlantısı olmayan, eski İstanbul- Kocaeli Karayolu’nun genişletilmesi kapsamında, 1. Derece Doğal Sit statüsündeki kuzey sınırların içinden geçen projedir. Diğer bir baskı unsuru, Ballıkayalar Tabiat Parkı’nın doğusunda sınır oluşturan ve kısmen park içinden geçen “Kuzey Marmara Otoyolu - Körfez Köprüsü Bağlantı Yolu” ismindeki otoyol bağlantı yolu niteliğindeki karayolu projesidir. Bu projeler, yapım öncesi / sonrası süreçlerinde parka vereceği ekolojik zararın yanında yaratabileceği rant riski nedeniyle park alanı için önemli bir tehdit unsuru oluşturmaktadır. Yukarıdaki projelerden daha büyük tehdit ve baskıya sebep olacak asıl önemli ulaşım projesi ise “İstanbul - Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT)” güzergahının doğu - batı yönlü olarak parkın kuzey kesiminde alandan geçmesidir. İlgili kurumlar tarafından planlanan ve çalışmaları devam eden bu proje kamuoyunda pek bilinmemektedir. (Resim 2)Üst ölçekli ulaşım kararları dışındaki başka tehdit unsuru ise Tabiat Parkı çevresinde, güney, doğu ve kuzeydoğu kesiminde faaliyette olan veya kurulma aşamasında olan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) başta olmak üzere sahayı havzası ile birlikte çevreleyen, OSB dışı, imalat, gıda, taş - toprak sanayi tesisleri ve depolama alanlarıdır. Bu tesislerden kaynaklanan atık sular doğrudan ya da dolaylı olarak havza içindeki yeraltı ve yüzey suları ile toprak kirlenmesine neden olmakla birlikte, park alanında flora, fauna ve ekolojik yapıların tümünde olumsuz etki yaratmaktadır.

Bunun yanı sıra Tabiat Parkı’nın % 85’i 6. ve 7. sınıf topraklardan oluşmasına rağmen, yakın çevredeki sanayi faaliyetlerinin getirdiği rant, bu alanların yerleşme ve sanayi faaliyeti amaçlı el değiştirmesine zemin hazırlamakta ve baskı yaratmaktadır.(6) Köy yerleşik alanlarının çevresindeki tarım / mera alanları yerini münferit sanayi ve/veya depolama tesislerine ya da devlet eli ile başlatılıp yürütülen Organize Sanayi Bölgeleri’ne ve lüks villa / hafta sonu evi / küçük çiftlik evi niteliğindeki yapılaşmalara bırakmaktadır. Köy içlerinde ise geleneksel köy dokusu özelliğini yitirmekte, çok katlı yapılaşmalar artmaktadır. Artan nüfusla gelen antropojenik baskı Tabiat Parkı için özellikle köylere yakın bölgeler başta olmak üzere tamamında tehdit oluşturmaktadır. Özellikle parkın batısında 60.000 kişilik yeni bir yerleşim bölgesi “Gebze Eco-City” olarak projelendirilmiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda zaten yetersiz olan mevcut altyapı, artan sorunları ile birlikte doğal kaynaklar için giderek büyüyen bir tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca yetersiz atık su şebekesi olan Tabiat Parkı çevresinde bulunan yerleşimlerin atık sularının doğrudan havza içindeki derelere deşarj edilmesi, parkın kuzey kısmında bulunan birkaç sanayi tesisinin ve park çevresinde bulunan fosseptiklerden vidanjörlerle çekilen atıkların da yeterli denetimlerinin yapılmaması park için önemli tehdit unsurlarıdır.

Ballıkayalar Tabiat Park Alanı, parkın bütününe yönelik genel tehdit ve baskılar ile karşı karşıya olduğu gibi parkın mutlak koruma alanı sahası içinde yer alan ve parkın gerçek kaynak değerini oluşturan “Ballıkayalar Kanyon Bölgesi ve Gölet Bölgesi” de park içi kullanımlardan dolayı birçok sorunla karşı karşıyadır. Tabiat Parkı’nın başlıca park içi sorunu, sınırlarının alandaki bazı hakim tepeleri birbirine bağlayan düz hatlarla oluşturulmuş olmasından kaynaklı sınırların ancak harita üzerinde algılanabilmesidir. Dere, vadi, bitki örtüsü gibi doğal eşikleri ve yol, yapı, enerji nakil hattı gibi yapısal unsurları referans almayan bu sınırların sahada algılanabilmesi son derece zordur. Bu da park içindeki tüm planlama bölgelerinde olduğu gibi özellikle “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi”nde yapılacak her türlü uygulamada büyük güçlükler yaratmaktadır.

Parkın çevresinde yer alan köylere ait arazilerin giderek sanayi parseli ve müstakil konut kullanımları için ayrılmaya başlamış olması ve köylülerin tarım amaçlı arazi kullanım istekleri “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi” için bir baskı unsuru teşkil etmektedir.

Günübirlik tesisler, hayvan çiftlikleri, tarımsal faaliyetler ve otlatma nedeni ile tümüyle antropojenik baskı altındaki Tabiat Parkı’nda özellikle “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi” doğal yaşam, hava, su ve toprak kirliliği alanlarında olumsuz yönde etkilenmektedir.


Mevcutta “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi”nde bulunan günübirlik tesisler altyapı ve üstyapı tesisleri bakımından birçok eksiklik içermektedir. Bu tesislerin düzenli ve yeterli atık su sistemi yoktur. Yaz aylarında hafta sonları Ballıkayalar Günübirlik Tesisi’nde çöp depolama alanının kapasite olarak yetersiz kalması ve yetersiz konteynır sayısı nedeniyle çöpler (katı atıklar) açıkta yığın oluşturmaktadır.

Düşük gelir seviyesi, alternatif gelir kaynağı arayışlarını gündeme getirmekte, bu da Tabiat Parkı’nın korunması yönündeki önceliği yerel halkın gözünde ikinci plana itmektedir. “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi” ve çevrelerinde gözlenen “kaçak ağaç kesimi”, “bilinçsiz otlatma” ve gözlenen tüfek fişeği izlerinden anlaşılan “avcılık” bunların birer sonucudur. Tabiat parkı içinde özellikle “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi”nde tarımsal faaliyetlerde bulunmak ve hayvan barınağı yapmak amacı ile ormandan açma yapılmakta; zaman zaman kaçak kesim yapıldığı yerel halk tarafından da ifade edilmekte; Tabiat Parkı içindeki ve çevredeki hayvan ağılları ve bu ağıllarda barınan koyun ve keçiler nedeniyle alanın her tarafında yoğun bir otlatma baskısı bulunmaktadır.

Diğer yandan özellikle “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi” başta olmak üzere ziyaretçilerin kaya tırmanışı, doğa yürüyüşleri, kamp ve günübirlik kullanım gibi rekreasyonel faaliyetler için Tabiat Parkı’nın her noktasına erişebilmesi, antropojenik baskının Tabiat Parkı’nın her noktasında etkin olması ve bunun da doğal yaşamı olumsuz etkilemesi sonucunu doğurmaktadır. Bu olumsuzluklar parktaki bitki ve hayvanlara verilen zararlardan kanyon duvarlarında yapılan tahribata ve hatta yangın riskine kadar uzanmaktadır.  (Resim 3)

“Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi”nde yer alan kanyon, vadinin kireç taşı olması nedeniyle çok sağlam olmayan ve yer yer oldukça çürük bölümler içeren kayalık yüzeylerinde yapılan kaya tırmanışları kullanıcılar için tehlike yaratmaktadır. Bunu önlemek için yapılan boltlama çalışmaları ise aşırıya kaçılması halinde yüzeyin doğal yapısının bozulma riskini artırmaktadır. Tabiat Parkı bütününde “Ballıkayalar Kanyon Girişi ve Gölet Bölgesi” çevresinde gözlenen özel girişimcilerin bağcılık çalışmaları Tabiat Parkı kullanımı içerisindeki gezi rotalarına dahil edilebilecek faaliyetler olarak gözlemlenmesine rağmen bu kullanımların bölgenin doğal vejetasyonunu bozduğu da bilinmektedir.

Son söz olarak; jeomorfolojik, biyolojik (flora, fauna, ekolojik yapı), jeolojik, peyzaj ve rekreasyonel kaynak değerleri açısından son derece önemli olan Ballıkayalar Tabiat Parkı’nın koruma / kullanma dengesi içinde gelecek nesilllere aktarılması amacına ulaşmada özellikle üst ölçekli ulaşım kararları, ekonomik faaliyetler ve konut yerleşimleri kıskacında çoklu tehdit ve sorunla karşı karşıya olduğu günümüzde açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, Ballıkayalar Tabiat Parkı örneğinden yola çıkarak, Türkiye’de önemli kaynak değer oluşturan tabiat parklarının hem havza ölçeğinde hem de park bütününde koruma / kullanma dengesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması ve plan - proje bütünlüğü kapsamında uygulama koşul, araç ve yöntemlerinin geliştirilmesi için toplumsal farkındalığın artırılması bir strateji olarak benimsenmelidir.

NOTLAR

1. URL1. tabiat.gov.tr/tr/searchplaces [Erişim: 27.01.2018] URL2. milliparklar.gov.tr/korunan-alanlar/tp4 [Erişim: 16.03.2018]

2. Palut, Doğan; Aydıngün, Haldun, 2002, Ballıkayalar, Homer Kitabevi, İstanbul. Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu, 1994, Ballıkayalar Vadisi Tabiat Parkı Envanter Raporu, Ankara. Doğanay, Hayati, 2001, Türkiye Turizm Coğrafyası, Çizgi Kitabevi, Konya.

3. T.C. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, 2003, Ballıkayalar Vadisi Kataloğu, Berkay Ofset, İstanbul.

4. Mert, Z. Gamze; Kutluca, Ahmet Kıvanç, 2018, “Türkiye’de Tabiat Parkları Koruma Amaçlı İmar Planlama Süreci: Ballıkayalar Tabiat Parkı Deneyimi”, Mimarlık ve Yaşam, cilt:3, sayı:1, ss:21-51.

5. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2004, “Ballıkayalar Tabiat Parkı 1/25000 Ölçekli Uzun Devreli Gelişme Planı Çalışması”, Analitik Etüt ve Sentez / Değerlendirme Raporu, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayınları, Ankara.

6. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2004, “Ballıkayalar Tabiat Parkı 1/25.000 Ölçekli Uzun Devreli Gelişme Planı Çalışması”, Analitik Etüt ve Sentez / Değerlendirme Raporu, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayınları, Ankara.

 

Bu icerik 3975 defa görüntülenmiştir.