408
TEMMUZ-AĞUSTOS 2019
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Mryleia Antik Kenti: Tarihin Üzerinde Yapılaşmak
    Defne Benol , Mimarlar Odası Bursa Şubesi önceki dönem MD-ÇED Kurulu Sekreteri
    Kübra Eğri, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Mesleki Denetim Görevlisi
    Belçin Balçık, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Mesleki Denetim Görevlisi

  • İyi İnsan, İyi Mimar
    Nilgün Fehim Kennedy, Dr., Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Emekli Öğretim Görevlisi

  • Alglerle Yeşeren Cepheler
    Ayça Tokuç, Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
    Gülden Köktürk, Yrd. Doç. Dr., DEÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü
    Kutluğ Savaşır, Yrd. Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
KENT KİMLİĞİ

Üniversite ile Kent Arasında Bir İletişim Aracı Olarak Üniversite Müzeleri

Nurten Özdemir , Arş. Gör., DEÜ Mimarlık Bölümü
Hikmet Sivri Gökmen, Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

Hem bilgi üreterek akademik araştırmalara olanak sağlayan hem de bulunduğu kentin toplumsal hayatına katkıda bulunan üniversitelerin, ülkemizde bu ikinci faaliyet alanında bazen geri kaldığını söylemek mümkün. Kendi içinde kapalı bir sistem olmak yerine, kenti dönüştürmesini sağlayacak bir fonksiyon olarak üniversite müzelerini işaret eden yazarlar, kent ile üniversite etkileşimini farklı örnekleri inceliyor.

 

ÜNİVERSİTE-KENT İLİŞKİSİ

Son dönemlerde üniversite-kent ilişkisini konu alan çalışmalarda(1) üniversitenin sadece bilim üreten bir kurum değil, sosyalleşme ve kültürel etkinlik alanı olarak da ele alındığı görülmektedir. Üniversitelerin bu alanda etkinliğinin artırılmasında ise konumları önemli bir rol oynamaktadır. Kent içinde konumlanan üniversitelerin kent ile iletişim kurma, birbirlerinin kültürel ve sosyal olanaklarından yararlanma avantajları bulunurken kentin çeperinde konumlananlar kendi sosyal alanlarını yaratıp büyüyebilme potansiyeline sahiptir.(2) Ancak bu durumu genelleyerek kent içinde bulunan tüm üniversitelerin kent ile bütünleştiğini ya da kent dışındakilerin soyutlanarak kendi özel alanlarına hapsolduğunu düşünmek yanlış olur. Oktay(3) üniversitenin kent ile olan ilişkisindeki en önemli etmenleri şu şekilde belirlemiştir: iyi planlama-iyi çevre tasarımı, çevreci yaklaşımların öncülüğü, kentin sosyal-kültürel yaşamına

destek, kentin ekonomisine katkı. İyi planlanan, kültür ve rekreasyon işlevleriyle iç içe geçen, çok işlevli alanlar kampüslerde canlılığı ve sürekli kullanımı artırmaktadır. Kentin ekonomisine olduğu kadar kültürel yaşamına da içerdiği kafe, kütüphane, müze, kültür merkezi gibi birimlerle ve çeşitli etkinliklerle destek veren üniversiteler kent ile bütünleşmeyi sağlayabilmektedir. Bunun farkında olan pek çok üniversite kentlinin ve üniversite öğrencilerinin katılabileceği etkinlikler düzenlemekte, kültürel aktivitelerini artırmakta, kentlinin boş zamanını değerlendirebileceği ve kampüsün sosyal ihtiyaçlarına cevap verebilecek birimler yaratmaktadır. Üniversite müzeleri de bu yöndeki ihtiyaçları giderebilecek alternatiflerden biridir.

ÜNİVERSİTE MÜZELERİ

İlk üniversite koleksiyonlarının oluşumu Rönesans öncesine dayanmasına rağmen bunların eğitim programlarıyla paralel olarak geliştirilmesi rönesans dönemine denk gelmektedir. Koleksiyonların müzeleşme sürecine ise 18. yüzyılda öğretim, araştırma ve kamu hizmetine açık olma amacıyla Ashmolean Müzesi’nin kurulumu örnek teşkil etmiştir. Bu müzeyi model alan Avrupa ve Amerika’daki pek çok üniversite kendi koleksiyonlarını müzeleştirerek daha geniş bir kullanıma açmıştır. 20. yüzyılda ise postmodern düşünce yapısının etkisiyle üniversite müzesinin toplum ile bütünleşme süreci başlamıştır.(4)

“Bilim insanları, sanatçılar ve halkın bir araya gelebileceği bir eğitim ve öğrenme mekânı olan üniversite müzelerinin amaçlarını şu şekilde açıklamak mümkündür: bilimsel çalışmalar yürütmek, bilimsel çalışmaları halka aktarmak, üniversitenin eğitim etkinliklerine tamamlayıcı ortamlar sunmak, küratörler aracılığıyla her kesime hitap edecek programlar oluşturmak, diğer disiplinlerle işbirliği yapmak, akademik topluluk ve halk topluluğunu kaynaştırmak.”(5) Üniversite ile kent arasında bir etkileşim alanı yaratan üniversite müzelerinin misyonları hem üniversiteye hem de kente sağladığı faydalar bakımından ele alınabilmektedir. İçerdikleri laboratuvar, kütüphane gibi birimlerle ve koleksiyonlarıyla üniversitelerde üretilen akademik çalışmalara olanak sağlamakta ve öğrencilere informal öğrenme ortamı yaratmaktadırlar. Üniversitede verilen teorik bilginin pratik anlamda karşılığının bulunabilmesi, kitaplardaki durağan bilgiye karşılık öğrencilerin bireysel olarak bilgiyi yorumlayabilecekleri ortamların sağlanması, araştırmacılara envanter sağlaması, interdisipliner çalışmalara olanak vermesi açısından üniversiteye katkı sağlamaktadır. “Amerikan entelektüel tarihinde bir dönüm noktası olarak değerlendirilen ve 1800’lü yılların sonlarında kurulan birçok müzenin üniversitelerle yarışacak kadar eğitime ve araştırmaya katkıda bulunduğu belgelenmiş bir gerçektir.”(6)

Bu müzeler kentli için ise üniversitede üretilen bilgiye ulaşılabilme imkânı yaratmaktadır. Farklı disiplinler ve yaş grupları arasında etkileşim alanı yaratan üniversite müzeleri kent içinde alternatif sosyalleşme alanları sunmaktadırlar. “Üniversite müzeleri kampüs ve toplum arasında bağ kurmakta ve üniversitenin misyonlarının da önüne geçerek kamusal hizmet alanında önemli bir rol oynamaktadır.”(7) Üniversite müzeleri ile ilgili pek çok çalışmada(8) bu müzelerin halk ile olan diyaloğuna, halkı eğitme, bilgiyi yayma, kültürel gelişime yardımcı olma ve kamusal hizmet alanında rol oynama gibi yönlerine vurgu yapıldığı görülmektedir.


ÜNİVERSİTE MÜZELERİNİN KENT İÇİNDEKİ YERİ

Üniversite müzelerinin kent-üniversite iletişimini sağlayabilmesinde konumları önemli bir etken olarak belirmektedir. Müzenin ulaşılabilirlik, görünürlük, algılanabilirlik durumu kullanıcıların müzeye yönelmesine ve müze yaşantısının oluşmasına etki etmektedir. Üniversite müzelerinin konumları kampüs-kent ilişkisi bağlamında değerlendirildiğinde, bu müzelerin “kampüs-kent arakesitinde”, “kampüsün kültürel odak noktasında” ve “kampüs dışında” olmak üzere üç farklı şekilde konumlandıkları görülmektedir. Bu çalışmada, bahsedilen üç farklı konumlanma biçimi dünyada ve Türkiye’de bulunan üniversite müzeleri örnekleri üzerinden değerlendirilmektedir.

Kampüsün Kültürel Odağında Bulunan Üniversite Müzeleri

Köklü bir geçmişe sahip olan üniversite kampüslerinde müze, kültür merkezi, kütüphane, tiyatro gibi birimlerden oluşan kültürel odak noktalarının bulunduğu, fakülte binalarının ise bu odakların etrafında yer aldığı görülmektedir. Üniversitelerin sosyal etkileşim alanı olan ve informal öğrenmeyi de destekleyen kültürel odaklar canlı bir kampüs hayatı yaratmaktadır. Üniversite müzeleri ise içerdikleri eğitsel ve sosyal aktiviteler, kafeterya, gösteri salonu gibi birimlerle bu kültürel odak noktalarını beslemekte, daha fazla kullanıcı için çekim noktası oluşturmaktadır. Bu şekilde konumlanan üniversite müzeleri çevresindeki diğer birimlerle ortak kullanım alanları yarattığı ölçüde aktif bir sosyal yaşantı kurmaktadır.Harvard Üniversitesi’nde Doğa Tarihi Müzesi, Peabody Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile Semitic (Sami Kültürü) Müzesi’nin bir arada bulunmasıyla müzeler arası paylaşım, etkileşim artmakta, ortak etkinlikler düzenleyebilme ve daha fazla ziyaretçiye hitap edebilme potansiyeli oluşmaktadır. Aynı kampüsün başka bir noktasında ise Fogg Sanat Müzesi, Görsel Sanatlar Merkezi, Busch-Reisinger Müzesi ve kütüphanelerin yer aldığı bir “sanat odağı” bulunmaktadır. (Resim 1) Benzer şekilde Florida Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi de Harn Sanat Müzesi ve Philips Performans Merkezi ile desteklenmekte, araştırma merkezlerini de içeren bir odak yaratmaktadır. (Resim 2) Bu birimlerin birbirine geçiş verecek şekilde kurgulanması, görsel iletişimin olması ve ortak alanlar bulundurması kampüs içinde disiplinlerarası etkileşimin sağlanması konusunda önemlidir.

Türkiye’deki örneklerden ODTÜ Bilim ve Teknoloji Koleksiyonu, Teknokent’in yanında konumlanmasıyla, kampüsün uygulama-araştırmaya dayalı odağında yer almakta, Toplum ve Bilim Uygulama ve Araştırma Merkezi’yle işbirliği içinde çalışabilmektedir. (Resim 3) Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi de fen fakültelerinin arasında, kültür merkezi ve botanik bahçesi ile desteklenen bir konumda yer almaktadır. (Resim 4) Ancak konum olarak potansiyel bulundurmasına rağmen çevreyle görsel-fiziksel iletişim kurmadığından dolayı ortak kullanımlar gözlenmemekte ve kullanıcı çeşitliliği yaratılamamaktadır. Bu iletişim kopukluğu kampüs kullanıcılarının da müzeyi fark edememesine yol açmaktadır.

Kent-Kampüs Arakesitinde Konumlanan Üniversite Müzeleri

Son dönemlerde inşa edilen müze binalarının kentle kampüs arasında bir geçiş alanı olacak şekilde konumlandırıldığı görülmektedir. Yapılar kampüsten ve kentten gelen ziyaretçileri karşılayacak şekilde tasarlanmakta, çevresindeki peyzaj alanları ise sosyal etkileşimi artırıp, aktivitelere olanak verecek şekilde düzenlenmektedir.

Michigan Devlet Üniversitesi’ne bağlı Eli ve Edythe Broad Sanat Müzesi yoğun kent yaşantısı ve kampüs hayatını birbirine bağlayan müzelerden biridir. Kent-kampüs kesişiminde yer alan müzenin formu, bu kesişim noktasına ulaşan yolların izlerinden hareketle üretilmiştir. Peyzaj ve topoğrafyada yapılan detaylı inceleme müzenin bağlamıyla uyumlu hale gelmesini ve çevresiyle etkileşim kurmasını sağlamıştır. Yapının mimarı Zaha Hadid kültürel etkileşimin müze tasarımında başlıca kriter olduğunu, müze tasarımının üniversite ve kent halkını iletişime davet ettiğini belirtmektedir.(9) Güneyde üniversite kampüsüne ve kuzeyde kente yönlenecek şekilde iki noktada giriş ve meydanlar oluşturularak her kesimden kullanıcının erişimi sağlanmıştır. Ancak ana giriş ve heykel bahçesi kente dönük olup, bu yöndeki giriş daha davetkâr olduğundan kentliyi müzeye dâhil etme çabasının ön planda olduğu görülmektedir. Ayrıca eğitim kanadının da bu yöne dönük olması ve etkinliklerin gerçekleştiği dış mekân avlusuyla desteklenmesi üniversite ile halk arasında bir diyalog zemini oluşturma misyonunu gerçekleştirmektedir. (Resim 5) Müzenin dış mekânında heykel bahçesi oluşturulması sanatı kentin bir parçası haline getirmektedir.(10)

Kampüs ve kent kesişiminde yer alan örneklerden biri de tarihî müze binasına ek yapılarak genişletilen Michigan Üniversitesi Sanat Müzesi’dir. Ek yapının biçimlenişinde kentten yaklaşım, çevrede bulunan derslikler, kütüphane, oditoryum gibi birimlerle kuracağı ilişki dikkate alınmıştır. Müze etrafında toplanma alanları ve kent-kampüs arasında geçiş sağlayan akslar belirlenmiş, ortak aktivite alanları ile birbirlerini desteklemeleri sağlanmıştır. (Resim 6) Böylece müze etkinlikleri dış mekâna taşabilmekte, üniversite öğrencileri ve kentliyle iletişim kurabilmektedir. Üç galeri kanadı bulunan yapının bir kanadı eski yapı ile bağlantı sağlamakta, ikinci kanat kente yönlenen sokağı tanımlamakta, diğeri ise kampüsün ana aksına bağlanmaktadır. Farklı noktalardan yaklaşan ziyaretçileri karşılamak üzere kent, kampüs ve etkinlik alanı yönlerine açılan üç ayrı giriş planlanmıştır. (Resim 7) Böylece müze sadece bir varış noktası değil, aynı zamanda kent ile kampüs arasında geçişe olanak veren bir yapı haline dönüşmüştür.

Hebrew Üniversitesi’ne bağlı olan Bilim Müzesi’nin Doğa Tarihi Müzesi ile birleştirilerek genişletilmesi planlanmaktadır. Ek bina kent ile üniversite kampüsü arasında bir kesişim noktası yaratacak şekilde tasarlanmıştır. Topoğrafya içinde kaybolan, mütevazı bir yapıya sahip olan müzenin temel kurgusu iç ve dış mekân ilişkisini farklı şekillerde yorumlamasına dayanmaktadır. Eğimli bir arazide konumlanmakta olup yeşil çatısı aracılığıyla devlet dairelerinin önündeki park alanını genişletmekte ve kullanıcıları müzeye yönlendirmektedir. Binanın yeşil çatısının bir kısmı parkın devamı iken, bir bölümü tematik bahçeler olarak zemin kattan gelen sergi güzergâhının bir parçasını oluşturmaktadır. Böylece her kesim tarafından kolay ulaşılabilir bir alan olmasının yanı sıra üniversite-kent arasında bir kesişim noktası oluşturmuştur.(11) (Resim 8)

Türkiye örneklerine bakıldığında ise kampüsler içe kapalı, duvarlarla çevrilerek kentten soyutlanmış bir yapıya sahip olduğu için üniversite müzelerinin kent ile iletişim kurma potansiyeli geri planda kalmaktadır. Dolayısıyla bir müze kampüs-kent arakesitinde bulunsa bile kent ile bütünleşememektedir. Ülkemizde kentle iletişim kurma konusunda kampüs dışında bulunan üniversite müzelerinin başarılı olduğu söylenebilmektedir.

Kampüs Dışında Konumlanan Üniversite Müzeleri

Yurt dışındaki üniversite müzelerinin birçoğunun üniversite kampüslerinde yer aldığı görülürken ülkemizde ise kampüs dışında bulunan üniversite müzelerine sıklıkla rastlanmaktadır. Kampüslerde yaşanan yer sorunu, müzeye özel bir alanın tahsis edilmemesi, yeni yapı inşaatı için bütçe ayrılmaması gibi sebeplerden dolayı pek çok üniversite kent içinde sahip olduğu binaları müze olarak işlevlendirmektedir. Bu müzelere örnek olarak Ege Üniversitesi’ne bağlı Etnografya Müzesi, Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi, Gazi Üniversitesi’ne bağlı olan Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi, Sabancı Müzesi verilebilir. (Resim 9, 10) Kent içinde merkezî alanlarda konumlanan bu müzeler, kentle kurulan ilişkiyi ve kentlinin erişimini kolaylaştırsa da üniversiteyle olan bağlarının zayıfladığı görülmektedir. Kampüsten koptukları için üniversite kullanıcıları tarafından aktif olarak kullanılamamakta, bu durum üniversite-kent diyaloğunu azaltarak müzelerin üniversiteden bağımsız gibi algılanmasına neden olmaktadır.

SONUÇ

Yurt içinde ve yurt dışında bulunan üniversite müzeleri incelendiğinde son dönemlerde inşa edilen müzelerin tasarım ve konumlanmasında kentle kuracakları iletişime öncelik verdikleri görülmektedir. Üniversite kampüsünde yer sorunu yaşamayan müzeler kent-kampüs arakesitinde konumlanarak kente açılmayı hedeflemekte, ek yapılarla genişletilen mevcut müze yapıları ise farklı yaklaşım noktaları oluşturarak ziyaretçileri müzeye çekmek istemektedir.

Hem kent-kampüs arakesitinde hem de kampüsün odak noktasında konumlanan üniversite müzelerinde doğru tasarlanmış peyzaj alanları ve ortak kullanım alanlarının varlığı önemlidir. Kentlinin müze yaşantısına dâhil olmasını kolaylaştıran, müzeyi gündelik hayata katabilen bu alanlar kullanıcı kitlesini çeşitlendirerek müzeyi bir etkileşim noktası haline getirmektedir. Tasarım aşamasında müze çevresindeki yaya hareketliliğinin iyi analiz edilmesi, kentli ve kampüs kullanıcısının taleplerine önem verilmesi ve çevredeki işlevlerle kurulabilecek ortaklıkların tespiti önem kazanmaktadır. Müzenin farklı noktalardan gelen kullanıcıları içine alacak şekilde biçimlenmesi; çevrede bulunan müze, kütüphane, tiyatro, konferans salonu, galeri gibi birimlerle ilişkilenmesi; bunlarla arasında ortak kullanılabilecek avlu, meydan, park gibi alanlar yaratması ve müzenin içindeki yaşantıyı dış mekâna da yansıtması kullanıcı çeşitliliğini ve etkileşim ortamını artıracak, ayrıca aktif bir müze yaşantısı sunacaktır.

Ülkemizdeki üniversite müzeleri incelendiğinde kent ve üniversite arasında bağ kurma konusunda yetersiz olduğu görülmüştür. Kampüs içinde gizlenmiş olmaları ya da kampüs dışında yer alıp üniversite yaşantısından tamamen kopuk olmaları bunun temel nedenlerindendir. Ancak bu müzeler çevrelerindeki rekreasyon alanlarının düzenlenip kullanıma açılması ve yapı-çevre arasında fiziksel, görsel bağlantının sağlanmasıyla bir etkileşim ortamı yaratma potansiyeline sahiptir. Kampüs dışında konumlanan üniversite müzeleri ise üniversite ile olan iletişimlerini arttırdıkları ölçüde kent-üniversite arasında bağ kurabileceklerdir.

KAYNAKÇA

Chatterton, Paul, 2000, “The Cultural Role of Universities in the Community: Revisiting the University-Community Debate”, Environment and Planning A, cilt:32, sayı:1, ss.165-181.

Erçevik, Begüm; Önal, Feride, 2011, “Üniversite Kampüs Sistemlerinde Sosyal Mekan Kullanımları”, Megaron, cilt:6, sayı:3, ss.151-161.

Kelly, Melanie, 2001, “Introduction”, Managing University Museums. Education and Skills, (ed.) Melanie Kelly, Organisation for Economic Cooperation and Development, Paris, ss.7-15.

King, Lyndel, 2001, “University Museums in the 21st Century-Opening Address”, Managing University Museums. Education and Skills, (ed.) Melanie Kelly, Organisation for Economic Cooperation and Development, Paris, ss.19-28.

Lee, Yumi; Han, Gwang Ya; Kim, Hong-ill, 2014, “The University-City Interface: Plazas and Boulevards”, Journal of Building Construction and Planning Research, cilt:2, sayı:2, ss.157-165.

Mack, Vanessa, 2001, “The Dual Role of University Museums: Its Influence on Management”, Managing University Museums. Education and Skills, (ed.) Melanie Kelly, Organisation for Economic Cooperation and Development, Paris.

Oktay, Derya, 2007, “Üniversite-Kent İlişkisi”, Yapı, sayı: 302, ss.42-47.

Onur, Bekir, 2012, Çağdaş Müze Eğitim ve Gelişim Müze Psikolojisine Giriş, İmge Kitabevi, Ankara.

Özdemir, Nurten, 2017, “Öğrenme Ortamı Olarak Üniversite Müzelerinin Mekânsal Açıdan İrdelenmesi”, DEÜ FBE, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İzmir.

Savaş, Ayşen, 2012, “Neden Üniversite Müzeleri?”, Arredamento Mimarlık, ss.73-77.

Taşçı, Deniz; Gökalp, Emre; Kumtepe, Evrim; Kumtepe, Alper; Toprak, Elif, 2011, “Kentin Üniversite Algısı: Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Örneği”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt:44, Sayı:2, ss.131-146.

URL1. “Eli and Edythe Broad Art Museum by Zaha Hadid Architects”, dezeen.com/2012/11/14/eli-and-edythe-broad-art-museum-by-zaha-hadid-architects [Erişim: 17.07.2016]

URL2. “University of Michigan Museum of Art”, alliedworks.com/projects/university-of-michigan-museum-ofart/ [Erişim: 25.06.2019]

URL3. “Museum of Nature and Science Winning Proposal / Schwartz Besnosoff + SO Architecture”, archdaily.com/339751/museum-of-nature-and-science-winningproposal-schwartz-besnosoff-so-architecture

Bu makale Dokuz Eylül Üniversitesi, Bina Bilgisi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı’nda hazırlanan “İnformal Öğrenme Ortamı Olarak Üniversite Müzelerinin Mekânsal Açıdan İrdelenmesi” başlıklı Yüksek Lisans tezinin bir bölümünden üretilmiştir.

NOTLAR

1. Oktay, 2007; Erçevik, Önal, 2011; Chatterton, 2000; Taşçı, Gökalp, Kumtepe, Toprak, 2011; Lee, Han, Kim, 2014.

2. Erçevik, Önal, 2011.

3. Oktay, 2007.

4. Özdemir, 2017.

5. Özdemir, 2017.

6. Savaş, 2012.

7. King, 2001.

8. King, 2001; Kelly, 2001; Mack, 2001; Onur, 2012.

9. Frearson, 2012.

10. Özdemir, 2017.

11. Özdemir, 2017.

Bu icerik 2655 defa görüntülenmiştir.