|
424
MART-NİSAN 2022
|
|
-
Akın Atauz , Çevreci, Şehirci
-
Nezih Başgelen,Arkeolog, Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu
-
Emre Zeytinoğlu, Dr., Sanatçı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
-
H. İlke Alatlı, Arş. Gör., MSGSÜ Mimarlık Bölümü
M. Aygün Aşık, Arş. Gör., Altınbaş Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Serkan Günay, Prof. Dr., Dubai Kanada Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Okulu
-
Devrim Çimen, Dr. Öğretim Üyesi, İstanbul Kent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü
-
A. Derin Öncel, Doç. Dr., MSGSÜ Mimarlık Bölümü
-
Deniz Aslan, Doç. Dr., İTÜ Mimarlık Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi
-
Deniz Özkut, Prof. Dr., Koruma Uzmanı Mimar, İKÇÜ Türk-İslam Arkeolojisi Bölümü
-
C. Abdi Güzer, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
-
Evrim Düzenli,Dr. Öğretim Üyesi, Samsun Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Seda Şimşek Tolacı, Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Mehmet Ali Karagöz , Arş. Gör., Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
A. Muzaffer Tunçağ, Eski İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
-
Melik Efeoğlu, Arş. Gör., Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Kemal Kutgün Eyüpgiller, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
İkbal Erbaş, Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Serap Faiz Büyükçam , Dr. Öğr. Üyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü
Şengül Yalçınkaya, Doç. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü
KÜNYE
|
|
|
TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI
Modern Mimarinin Korunması Üzerine: İzmir AKM
A. Muzaffer Tunçağ, Eski İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Kentlerin hızla büyüdüğü zamanlarda yaşıyoruz. İnsanlar yeni ufuklara açılırken deneyimlerinden kopmak, onları anılarından silmek istemiyorlar. Yakın geçmişte oynadığımız plastik oyuncakların müzelerde sergilendiğini görünce şaşırıyor, biraz da hayıflanıyoruz. “Keşke çocukken oynadığımız o plastik ‘şeyleri’ saklasaydım, çöpe atmasaydım” diye geçiyor içimizden. Yakın geçmişimizde tanıdığımız binalar için de benzer bir durum söz konusu. İçinde yaşadığımız ya da önünden geçtiğimiz zamanın ruhunu yansıtan binaların bir toplumsal hazine gibi korunması, yüzlerce yıl öteden bize emanet kalan zenginlikler denli önemli değil mi? Bence önemli. Ancak büyüme hırsı, geçmiş emanetlerin kolayca harcanmasını, tüketilmesini de getirebiliyor.
Menderes döneminde büyük caddeler açmak uğruna İstanbul’da birçok tarihî emanetin tüketilmesi kente karanlık bir anı oldu. İzmir’de de başta Sarıkışla olmak üzere Kemeraltı’nda birçok emanet hoyratça yok edildi. Şimdilerde deprem bahane edilerek çağdaş mimari değerlerimiz yıkılmak isteniyor.
Ulusal yarışmalarla elde edilmiş Valilik ve Büyükşehir Belediye binaları için yıkım ihaleleri hazırlanıyor ne yazık ki. Sıranın, 2000’li yılların başında aralarında benim de bulunduğum sanatseverlerin direnişiyle yıkılmaktan kurtulmuş olan Resim-Heykel Müzesi’ne geldiği söyleniyor. ( Resim 1) 2018 yılında Büyükşehir Belediye Meclisi İmar Komisyonu’nda görev yaparken müzenin güçlendirilmesi konusunda bakanlık yetkilileriyle görüşmüştüm. Güçlendirme ihalesine çıkmak için yapıya sonradan eklenmiş bir bölümün ruhsatlarını arıyorlardı. Şimdi ne oldu da binanın yıkımı gündeme geldi? Çağdaş kentlerde resim-heykel müzeleri o kentin kalitesinin birer göstergesidir. İzmir’in bir değeri olan iki katlı binanın, içindeki zengin resim ve heykel koleksiyonunu korumasız bir yere taşınarak deprem bahanesiyle yıkılmak istenmesi affedilmez bir girişim olur. İnşaat mühendisliği biliminin yönetmeliklere de geçmiş “güçlendirme” diye bir uygulaması var. Bu yöntemi denemeden, neden yıkıp yok ediyoruz?
İzmir kamuoyunun, geleceği hakkında tedirgin olduğu bir bina daha var Konak’ta: Ege Üniversitesi’ne bağlı Atatürk Kültür Merkezi. (Resim 2) Prof. Dr. Muhlis Türkmen ve İnal Göral’ın 70’li yılların başında Resim-Heykel Müzesi ile birlikte tasarladıkları binanın İzmir Emniyet Müdürlüğü için mimarisinde değişiklik yapılacağına ilişkin haberler tedirginlik yarattı. (Resim 3) Konak’ın neredeyse simgesi durumuna gelmiş yapının içinde 650 kişilik 2 konser salonu ve 340 kişilik bir küçük salon, EGEART gibi ulusal, hatta uluslararası sergilerin, etkinliklerin düzenlendiği hacimler bulunuyor. 30 Ekim 2021 tarihindeki Sisam Depremi sonrası valiliğin bazı birimleri de burada çalışmaya başlamıştı. Sanatseverler endişeli. Çünkü AKM’nin elden gitmesiyle kimi konserler yapılamayacak, İzmir’de sanatın bir kolu kesilecek. Ya tiyatrolara ne demeli? Özellikle İzmir dışından gelen tiyatro topluluklarının, koltuk sayısı nedeniyle tercih ettiği bir mekândır AKM.
Bundan 15 yıl kadar önce AKM yöneticileri İstanbul’a gidip engelliler için ve dekor taşıma amaçlarıyla dıştan bir asansör yapmak üzere binanın tasarım müelliflerinden mimar İnal Göral’dan olur almıştı. Şimdiyse kimseye sormadan binanın mimarisi değiştirilmek isteniyor. Mimarlar Odası başta olmak üzere meslek odalarının, İzmir Tiyatroları Derneği’nin başını çektiği sanatseverlerin, bazı İzmir milletvekillerinin güçlü karşı çıkışıyla bu değişikliğin önüne geçilecektir, eminim. Değerli olan geçmişe sahip çıkarak korumak ve yaşatmak mı yoksa yapı güvenliğini gerekçe göstererek yıkmak mı? Yıkarak yenileme anlayışı egemen olsaydı tüm çağdaş ülkelerin yönetmeliklerine giren “güçlendirme uygulamalarına” gerek olmazdı. Değil zamanınızın ruhunu yansıtan binalar, yüzyılları aşan yaşıyla hiçbir tarihî ve kültürel yapı korunamazdı. Bir inşaat mühendisi olarak güçlendirme yöntemi denenmeden, zamanının ruhunu yansıtan mimari yapıtların keyfi kararlarla yıkılmasına karşı durulması gereğine inanıyorum.
* Yazı yayıma hazırlanırken Emniyet Müdürü, AKM'den vazgeçtiklerini açıkladı. Ancak kamuoyunun güçlü karşı duruşuyla kazanılmış bu ‘zafer’ geçici de olabilir.
Bu icerik 2148 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|