424
MART-NİSAN 2022
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
TEMA[S]

Malzemenin Halleri

Eren Can Altay, Mimar

 

“Mekân Türleri” (Types of Spaces) 2021 yılında Uluslararası Logroño Mimarlık ve Tasarım Festivali “Concentrico”da yer alan enstalasyonlardan biri olarak dikkat çekiyor. Yerleştirme, Meksika Palma mimarlık ofisi ile Madrid’li Hanghar stüdyosunun işbirliğinde tasarlanmış. 2015 yılından beri düzenlenen Concentrico festivali, İspanya’daki Logroño şehrinin göz önünde olmayan mekânlarını tasarımcılar ve mimarlar için birer çalışma alanına dönüştürüyor. Bu sayede ziyaretçilerine şehri de gezdirmeyi amaçlayan festival, aynı zamanda kentin mekânsal hiyerarşisindeki çelişki ve etkileşimleri de göz önüne seriyor. Kentlerde parsel aralarında sıkışmış alanlar, boş duran meydanlar veya tasarımcıların kullanılabilir gördükleri boşluklar, festival süresince farklı rollere bürünüyor.

Mekân Türleri yerleştirmesi de bu sürecin bir parçası olarak eski bir tütün fabrikası ile yerel parlamento binasının arasında yer aldı. Bu geçit, iki yapı arasında kalan 3,5 metreyi kapsayan, dar bir forma sahip. Geçidin güney tarafında fabrikadan kalma, ateş tuğlasından yapılma, endüstriyel bir baca yer alıyor. Turistik bir dokunuşla bu baca, geçidin izbeliğini bir nebze gideriyor. Tasarım ekibi bu dar alanı bir deneyim mekânına dönüştürmek adına pasajın “problem” olarak algılanabilecek dezavantajlarını, kendi tasarım süreçleri için avantaja çeviriyor. Geçidin darlığı, tasarımın kamusal mekân ile domestik mekân arasında gidip gelen hissini kuvvetlendirmeye açık kurguyu destekliyor. Halihazırda dar olan mekân bir de tuğla duvarlarla ayrılarak 6 kutucuk şeklinde düzenlenmiş. Her biri 13 m² genişliğindeki odalar ziyaretçilerin kamusal bir mekânı mı yoksa domestik bir alanı mı deneyimlediği düşüncesini muğlaklaştıran bir atmosfer yaratıyor.

Mekânsal kurgunun yanı sıra yerleştirme, malzeme kullanımıyla da öne çıkıyor. Tasarım ekibi geçitteki mekânsal ayrımları yapabilmek için 30x30 cm delikli kil tuğla kullanmış. Gayet sıradan sayılabilecek bu inşaat malzemesi, yapısı ve formu bakımından barındırdığı potansiyeller düşünülerek kullanılıyor. Tuğlanın ilk fark edilir özelliği olarak kırmızı rengi, endüstriyel baca ile güçlü bir görsel uyum yakalamış. Varolan delikli yapısı ise termal yalıtım görevi için görsel bir geçirgenlik yaratma işlevini üstleniyor. Bu geçirgenlik, dar geçidin pasaj olma özelliğini yitirmeden küçük mekânlar yaratmasına olanak sağlıyor. Yaratılan 6 küçük odacığın farklı formlarda olmaları da tasarımın kullanıcı deneyimiyle kurduğu bağa ne kadar önem verdiğinin göstergelerinden biri. Tek bir malzemeyle kentsel boşlukta yaratılan bu deneyim, kente etkileyici bir çeşitlilik katıyor. Yukarıda bahsedilen mekânsal kurgunun yanı sıra tasarım ekibi, geçidin zeminini kırık tuğla parçalarıyla kaplayarak materyal üzerinden de bir kurgu yaratıyor. Bu kurgu, tek malzemenin görülür, duyulur ve hareket ettirilir olan kırılgan yapısının neredeyse tüm duyularca anlaşılmasına olanak sağlıyor. Bu uygulamanın kullanıcı mobilitesi üzerinde yarattığı yavaşlatma, klasik mimari üretimin ergonomik mekân kurgusunu aşarak kentsel mekânda beklenmedik bir etki yaratıyor.

Görsel ve duyusal mekân deneyimi Mekân Türleri projesinde bedensel reaksiyonları tetikleyen kentsel bir olguya dönüşüyor. Kentin mekânsal sürekliliğinde bir nebze gizli ve kullanışsız kalmış dar bir geçidi, sadece içinden geçilen bir aralıktan fazlasına dönüştürmeyi başaran proje, kişinin kent mekânını nasıl görebileceğine dair eğlenceli örnekler yaratmışa benziyor.

Bu icerik 837 defa görüntülenmiştir.