360
TEMMUZ-AĞUSTOS 2011
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Siena ve Palio
    Feride Pınar Arabacıoğlu, Arş. Gör. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
    Burçin Cem Arabacıoğlu, Doç. Dr., MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
KIRDAN KENTTEN

Suriye Sınırında Bir Köy: ÇILDIROBA

Sıdıka Bebekoğlu, Mimar

Kilis’in Elbeyli ilçesine bağlı Çıldıroba Köyü, geleneksel kerpiç yapı ve köy yerleşiminin özgün bir örneğidir. Yakın zamana kadar beton ve briket "uygarlığının" ulaşmadığı bir yer olmasına karşın, savunmasız olarak, farkedilmeyi ve değerlerinin anlaşılmasını beklemektedir. Çıldıroba, Suriye sınırına bitişik olup, evlerin hemen avlusunda, çocukların toplarının yuvarlandığı mesafede mayınlı alanla komşu olmuştur. Adının ne anlama geldiğiyle ilgili kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Taşımacılık geleneği olan köy halkı, 1961’e değin devecilik yaparak topraktan sağlanan ürünlerin Kilis merkezdeki hanlara taşınması işlerini yürütmüşlerdir. Bugün deve ile yapılan taşımacılığın yerini kamyon taşımacılığı almıştır. Sınır çizilmeden önce Halep, Kilis, Antep, Antakya gibi çok daha geniş bir alana yayılan ulaşım ağı ile ekonomik ve sosyal hareketlilik yaşanmıştır. Kültürlerin kaynaştığı bu bölgede yer alan köyde Arapça ve Türkçe konuşulmaktadır.

Yapıların tamamı kerpiç yapı tekniğine göre yapılmıştır. Geleneksel yaşamda yapılı çevrenin oluşmasında tasarım-uygulama-kullanım süreçleri iç içe gelişmiş, herkesin katılımı ve bilgisi ile tamamlanmıştır. Yani, çocuklar da dahil bütün aile kendi evini kendi yapmıştır. Ancak, kerpiç yapımında kadınlar daha ustadır. Özellikle duyarlılık isteyen kerpiç sıvası, günümüzde de tamamen kadınlar tarafından uygulanmaktadır. Kerpiç harcının (saman+toprak+kireç) hazırlanışı, kalıplara dökülmesi ve yapının inşasında da kadınların rolü büyüktür.

Köyün üzerine kurulduğu uçsuz bucaksız ova coğrafyası, mimari ile birlikte kesintisiz olarak devam etmektedir. Masmavi gökyüzü altında uzanan toprağın rengi yapıların yüzeylerinde devam etmektedir. Ovanın düz çizgilerine paralel olarak yatay ve geniş alanlara uzanan bir yerleşim görülmektedir. Açık, kapalı, yarı kapalı yapılar birbirine eklenmekte ve sonsuz mekân içinde yüzen sınırsız bir yerleşim sergilemektedir. Bayram şenlikleri, düğünler, toplantılar, bayram namazlarında köy meydanında toplanılmaktadır. Köy odası, köyün sosyal merkezi niteliğindedir. Misafirler, resmî görevliler burada ağırlanmakta, buluşma ve sohbetler, köy konuları burada konuşulup, karara bağlanmaktadır. Şehirden belli aralarla gelen berber de traşları burada yapmaktadır. Bir selamlık işlevi gören köy odası, köy meydanında yer almaktadır. Köy odası bir eyvan, büyük oda ve küçük odadan oluşmaktadır. Pişirme ve yemek servisine olanak vermektedir.

Yapıların üst örtüsü, ahşap kiriş dizilerinin duvar üzerine oturması ile sağlanan düz damdır. Geniş açıklık elde etmek için ortada ahşap veya taş dikmeler kullanılmış, 6 metreye yaklaşan genişlikte büyük kapalı mekânlar elde edilmiştir. Eyvan ve giriş kapılarının geniş boşluğu kemer veya ahşap hatıllarla geçilmiştir. İç mekânlarda niş dizileri içinde rengarenk taşınır eşyalar dizilmekte, toprak zemin üzerinde kilim ve minderlerle yerde oturma sağlanmaktadır. Eski çağlardan beri devam eden gelenekleri yansıtan özgün süslemeler raf ve ocak üzerinde görülmektedir. Tarıma bağlı ekonominin sürdüğü ve yoğun göçlerin yaşanmadığı zamanlarda köyler büyük ölçüde kendi kendine yeten kapasiteye sahipti. Sanat niteliği taşıyan el dokuması kilim örnekleri görmeye ve kullanmaya değer.

Bu icerik 5622 defa görüntülenmiştir.