MİMARİ TASARIM
“Spor Sosyal Ortamı” Olarak Stadyumlar
Adnan Aksu, Dr., Mimar
Antik Yunan’dan günümüze “devasa tiyatrolar” olarak kentsel kamusal alandaki yerini alan stadyumlar, sadece spor değil diğer birçok gösteri etkinliği için de eşsiz mekânlar sunuyorlar. Yazar, stadyumların gelecekte üstleneceği olası yeniliklerin ve kavramsal gelişiminin, sosyal eğilimler, teknolojik gelişmeler ve çevrebilimsel yaklaşımlarla desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Stadyumlar geçmişte olduğu gibi günümüzde de barındırdıkları spor ve diğer çeşitli etkinlikler dolayısıyla toplumsal yaşamın merkezinde yer almaktadır. Yapısal büyüklükleriyle kentsel peyzaja egemen konumları kentin fiziksel ve zihinsel haritasında referans oluşturmaktadır. Kitlesel kullanımları dolayısıyla bir yandan kentsel altyapı ve donatının zorlu bileşeni olurken, diğer yandan kent peyzajının kimliğini ve niteliğini belirler. Bu nitelikleriyle diğer tüm spor yapılarından ayrılan stadyumlar, kentsel dönüşüm ve gelişimin odağı ve itici gücüdürler. Her dönemde gündelik yaşamın bir parçası olan bu yapılar, spora yönelik işlevsel beklentilerin yanı sıra sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel erke yönelik simgesel anlamlarıyla da öne çıkarlar.
Aynı zamanda, evrensel olarak spora gösterilen ilginin boyutu ve tüketime yönelik potansiyeli, siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal açıdan devletlerin ve küresel sermayenin iştahını kabartmaktadır. Bir yandan sömürü aracı olarak olumsuz bir içerik sunarken, diğer yandan ülkeler ve kültürler/alt kültürler arasında paylaşımı ve iletişimi kuran ortak değerler üretebilmektedir. İnsanlık adına kolektif bilincin bileşenlerinden birisi olma olasılığıyla, evrensel mimarinin yaygın bir ögesi olma özelliği, spor yapılarının önemini artırmaktadır.
Bu nedenlerle stadyumların “spor sosyal ortamları”nı oluşturmaktaki güçlü potansiyeli gerek yöneticiler, spor kuruluşları ve yatırımcılar, gerek mimarlar ve yapıyı elde etme sürecindeki tüm sorumlular tarafından içtenlikle benimsenmeli ve önemsenmelidir. Mimarlık pratiğinin eşsiz bir alanı olan stadyumların önemine yaraşır yoğunlukta mimarlık gündemine taşınması yanında, çok geniş ve kapsamlı bir görüş açısıyla değerlendirilmesi bir gerekliliktir.
Hakkında üretilecek kararlarda, öncelikle stadyumun kent ve kentli için ne anlam içerdiği belirlenmelidir. Stadyum ilk algı olarak sporu çağrıştırmakta, spor etkinliklerinin, özellikle de futbol karşılaşmalarının yapıldığı alan / arena olarak algılanmaktadır. Ancak spor için tek bir tanımdan sözetmek olası değildir. “Spor” kavramı birbiriyle çelişen karmaşık anlamları barındırmaktadır. Bu nedenle, bu yazıda yalınlaştırılmış bir tanım kullanılması benimsenmiştir.
GÖSTERİ ORTAMI OLARAK STADYUMLAR
Spor, beden kültürüne yönelik tüm etkinliklere, beklentilere ve temel amaçlara ilişkin olarak yüklenen anlamlarla tanımlanmaktadır. Beden kültürünün olası bileşenleri “beden eğitimi”, “oyun” ve “gösteri / yarışma sporu” olmak üzere başlıca üç başlıkta ele alınmaktadır. (1) Stadyumlar bağlamında ele alındığında, sporun diğer iki bileşeni gözardı edilerek, “gösteri etkinliği” olarak anlamlandırılmaktadır. Gösteri başlı başına amaç olmakta ve spor eyleminin içeriğini bütünüyle araçsallaştırmaktadır.
Bu yazıda stadyumlar, gündelik yaşam pratikleri bağlamında irdelenmiştir. Dolayısıyla, stadyumların anlamsal dönüşümü 1. Antik Yunan Dönemi, 2. Roma Dönemi, 3. Orta Çağ (kilisenin etkisi), 4. Modernizmin Etkisi ve 5. 21. Yüzyıl, olarak belirginleşen dönemlerde ele alınmıştır. (2)
Günümüzdeki tüm spor sahalarının öncül örnekleri, antik Yunan stadyumları ve hipodromlarıdır. Bu yapılarda MÖ 8. yüzyıldan başlayarak kabileler arasında barışı ve dostluğu pekiştirmek amacıyla olimpik oyunlar ve diğer spor etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu yapılar sadece spor değil diğer çeşitli toplanma ve gösteri etkinlikleri için de kullanıldığından, kentsel ve kamusal yaşamın odağı olmuşlardır.(Resim 1)
Antik Yunan’daki barışçıl amaçlı etkinlikler için kullanılan stadyumlardan farklı olarak Roma İmparatorları kendi güçlerinin göstergesi olarak Colosseum gibi, daha görkemli yapılar yaptırmış, köleleri hayvanlarla ve gladyatörlerle dövüştürerek halka izletmişlerdir. (Resim 2) Değişen yönetim anlayışı ve düşünce sistemiyle birlikte bu gösteri alanlarının amacı da dönüşüme uğramıştır. Antik dönemdeki öncülleri ile biçimsel benzerliğine karşın işlevsel içerikleri farklılaşmıştır. İktidar erkinin ifade aracı olması nedeniyle topografyadan koparılmış, katlar eklenerek anıtsallığı artırılmış ve tek yapı görünümünü kazanmış stadyumların tasarlanmasına neden olmuştur. Gösteri amaçlı sporun yarattığı dramatik etki, spor ve tiyatroyu birbirine yaklaştırmıştır.
Avrupa’da dinin ve kilisenin yönetime egemen olması ve gündelik yaşamı örgütlemesi geçici olarak gösteri etkinliklerine yaklaşımı değiştirmiştir. MS 5. yüzyıldan başlayarak uzun süre stadyum ve benzeri yeni gösteri yapısı inşa edilmemiştir. Bu dönemde anıtsallık ve simgesellik kiliseler üzerinde odaklanmıştır. İktidarın ve egemen sınıfın erki dinsel öğretiye temellenirken, toplumsal değerler ve yaşantı dini yapıların içinde ve etrafında örgütlenmeye başlamıştır. Antik Yunan’da ve Roma’daki anıtsal stadyumlar yerine anıtsal kiliseler inşa edilmeye başlanmıştır. Spor etkinlikleri ve eğlenceye yönelik gösteriler açık alanlarda ve meydanlarda düzenlenmiştir. (Resim 3) Bu süreç kilisenin ve dinsel öğretinin etkisini yitirdiği 19. yüzyıla kadar sürmüştür.
İlk modern stadyum yaklaşık 150 yıl önce Viktoryan İngilteresi’nde yapılmıştır. 19. yüzyıldan başlayarak stadyumlara yeni bir bakış açısıyla yaklaşılmıştır. Modernizmin etkisiyle mimarlık araçsallaşmakta ve stadyumlar da geçmişte olduğu gibi yeniden ideolojik bir içerik kazanmaktadır. Modern gündelik yaşamın asal unsuru ve “büyük”kamusal yapılardan olan stadyumlar, doğal olarak mimarlığın tüm tartışma alanlarıyla, ideolojik ve tasarımsal içerikleriyle ve yapısal olanaklarıyla sıkı sıkıya ilişkilenmektedir.
Modern stadyumların tasarımında futbol başta olmak üzere sporların uluslararası standartlarının getirdiği kısıtlar belirleyici rol oynamaktadır. Bu nedenle, stadyum tipolojisinin başlangıcından bugüne belirgin bir evriminden sözedilememektedir. (Resim 4) Öncülleriyle biçimsel benzerliği sürmesine karşın, özellikle son 10 yıldır imge, malzeme, teknoloji, konfor, güvenlik ve benzeri nitelikleriyle hızla gelişmekte ve değişmekte olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, kent peyzajına büyüklükleriyle egemen olan stadyumlar günümüzde sosyo-kültürel ve sosyo ekonomik politikaların etkin araçları olarak önem kazanmaktadır.
Günümüzde spor, ulusların evrensel boyutta tanıtım işlevi yanında, toplumsal kenetlenme ve toplumu ortak bir amaca / ülküye yönlendirmekte önemli bir araç olarak görülmektedir. Sheard sporun kurallara bağlandığı ve profesyonelleştiği son 150 yılda popülerliğinin göz kamaştırıcı biçimde artmasınının nedenini kırsal alanlardan kente göçlerin sonuçlarından biri olarak belirtmektedir. (3) Uluslar, devletler ve bireylerin spora ekonomik, politik, siyasal, sosyal ve hatta dinsel anlamlar yüklediği bilinmektedir. Bu bağlamda toplumsal gururun ve düşlerin temsili olan stadyumlar ve spor insanların yaşamlarını değiştirebilme gücüne sahip olmaktadır. Bu nedenle kentlerde stadyum yapımına önem ve öncelik verilmesi toplumsal destek bulmaktadır. Akılcı bir yönlendirmeyle etkili kentsel planlama aracına dönüştürülebilmektedir. (4)
Stadyumlar kentin spor ve serbest zaman etkinlikleriyle ekonomik gelişimi için odak oluşturan vazgeçilmez değerli parçaları olmaktadır. Çalışma süreleri giderek kısalmakta, serbest zaman ise artmaktadır. Kentlerde serbest zaman etkinlikleri için yeni programlar geliştirilmekte ve eğlence mekânları çeşitlenmektedir. Stadyumlar da artık amaç haline gelen serbest zaman etkinliklerine hizmet eden “sahneler” olarak görülmektedir. (Resim 5)
Teknolojik gelişmeler stadyumların kullanım ve kullanıcı niteliklerini yükseltmektedir. Dolayısıyla artan kullanım çeşitliliği, tüm yıla, mevsimlere ve günün her saatine yayılan sürekli kullanım olanakları, çok çeşitli kullanıcılar için çekim gücü oluşturmaktadır. Her yaş grubundan seyirciler spor gösterilerini izlemektedir. Spor gösterileri sadece erkeklerin değil kadınların da gözde etkinliği olarak ilgi çekmektedir. Konfor koşullarının iyileşmesi yüksek gelir gurubundan seyircilerin de stadyumlara gelmesini sağlamaktadır. (Resim 6) Bu bağlamda spor yapılarının özellikle stadyumların ticari niteliği yükselirken sosyal sorumluluk alanı da genişlemektedir.
Stadyumlar ve spor salonları arasındaki biçim ve boyut farkı giderek kapanmaktadır. (Resim 7) Atletizm sporunun arzulanan sayıda seyirci toplayamaması nedeniyle, özellikle olimpiyat oyunlarında kullanılma hedefi olmayan stadyumlarda, atletizm pistinden vazgeçilmesi, stadyumların ölçeğini küçültmektedir. Böylece seyirci oyun alanına yaklaşmakta, seyirin niteliği artmakta, yapı küçülmektedir.
Bu gelişme stadyumlara yeni programlar yüklenmesine olanak tanırken yapının biçimi üzerinde de etkili olmaktadır. Yapım teknolojisindeki gelişmeler sonucu kapanıp açılabilir üst örtüler (Resim 8) ve taşınabilir / hareket edebilir sahaların yapım kolaylığı (Resim 9) ve makul maliyeti tasarımcılara stadyum imgesi tasarımında yaratıcılıklarını sergilemekte daha geniş olanaklar sunmaktadır. Stadyumlara yeni eklemlenen programların gelir artırıcı özellikleri yapının elde edilme maliyetindeki artışı kabul edilebilir kılmaktadır. Dolayısıyla “spor endüstrisi” tüm dünyada günden güne büyümekte ve gelişmektedir.
Stadyumların kullanım yoğunluğunun ve seyirci sayısının artması özellikle kalabalıkların sağlıklı kontrol edilmesi için yeni yöntem ve teknolojiler geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Özellikle Avrupa’da yaşanan bazı trajik olaylar (5) ve gelişen sosyal sorumluluk anlayışları, stadyumların konfor ve güvenlik unsurlarının geliştirilmesini hızlandırmıştır. Yapıya ve etkinliklere erişim, giriş-çıkış düzenlemeleri, bilet uygulamaları, otomasyon ve bilgi sistemleri ile teknik pazarlama, yatırımcıların, yöneticilerin ve izleyicilerin gereksinmelerine özgü koşullara göre uyarlanmaktadır. Dolayısıyla, stadyumlar bir yandan karma kullanıma en yatkın, diğer yandan kalabalıklar için düzenlenen etkinliklere en elverişli ortamlar haline gelmektedir.
Gösteri / yarışma sporları genellikle yerel özellikler taşımayan evrensel etkinliklerdir. Dolayısıyla 21. yüzyılda sporun dünyanın ilk gerçek “küresel kültürü” haline geldiğine ve dünyayı “küresel köye” dönüştüren en belirgin unsur olduğuna inanılmaktadır. Modern sporların oyun kuralları, mekânsal standartları, işletme zorunlulukları, spor yapısı mimarlığını evrensel hale getirmektedir. Benzer tasarımsal nitelikleriyle öne çıkan spor yapıları bu kültürün simgeleri olarak ortamdaki yerini almaktadır. (6) (Resim 10-11)
OLASI GELECEK VE STADYUMLAR
Özellikle biçimsel evriminde belirgin dönüşümler yaşamamasına rağmen son 10 yıldaki hızlı gelişen değişimler dikkate alındığında, stadyumların geleceğine ilişkin kestirimlerde bulunmak güçleşmektedir. Ancak, stadyumların geleceğine “sosyal eğilimlerin”, “teknolojik gelişmelerin” ve “çevrebilimsel yaklaşımların” yön vereceği, dolayısıyla spor etkinliklerinin, spor malzemelerinin, ekipmanlarının ve spor yapılarının işlevsel ve biçimsel değişimi üzerinde etkili olacağı öngörülmektedir.
Sosyal Eğilimler
Sosyal eğilimlerin en belirleyici ögesi olarak tüketim kültürü öne çıkmaktadır. Bu bağlamda spor, eğlence ve bunların sahnesi olarak stadyumlar küresel sermayenin en önemli gelir kaynaklarından sayılabilir. Bu alanda kullanılan ekipman ve yapı malzemeleri üretiminin dünya genelinde belli başlı firmalar tekelinde olması, toplumların eğilimlerinin yönlendirilmesi bağlamında küresel ölçekte meta olarak spor ve eğlence sektörünü öne çıkarmaktadır. (
Resim 12)
Ticari kültürün herşeyin önüne geçmesi, imge üretimini de tüketim nesnesi olarak araçsallaştırmaktadır. Buna paralel olarak günümüzdeki siyasi iktidarlar yaratılan bu etkin imgeleri egemenlikleri için araç olarak kullanmaktadırlar. Geçmişte barışın sağlanması için düzenlenen etkinliklere sahne ve sosyal eşitliğin önemsendiği ortamlar olarak öne çıkan stadyumlar giderek bu sivil görünümlerinden uzaklaşmış, sınıf ayrımlarının oldukça net hissedildiği ortamlara dönüşmüştür. Eğer doğru değerlendirilemezse bu yönelimin etkinliğini sürdüreceği kesindir. Sosyal politikaların yaygınlaşması durumunda kentlerdeki tüm “büyük” kamusal yapılarda olduğu gibi, stadyum yapıları da, bir yandan karma kullanımı destekleyen programları, mimari imgeleri ve kent peyzajındaki etkin konumlarıyla gündelik yaşamın merkezi konumuna giderek daha fazla yerleşecektir. (Resim 13) Bu süreçte ulaşım için toplu taşım araçlarının (metro, hafif raylı sistem, otobüs vb.) kullanımı ve otoparklar yerine serbest zaman etkinlik alanlarının çoğaltılması inancı yaygınlaşmaktadır.
Teknolojik Gelişmeler
Yapı teknolojisi ve dijital teknolojideki gelişmeler stadyumun biçimlenmesinde ve işlevinde belirgin dönüşümlere neden olmaktadır. Kullanılagelen yeni malzemeler ve yapı teknikleri tasarım ve üretim ortamına geniş ve etkili bir deney alanı sunmaktadır. (
Resim 14) Katlanabilir oturma birimleri ve bölünebilir etkinlik alanları ile yaratılan esnek ve çeşitlenebilir kullanım olanakları, asma-germe sistemler, açılır-kapanır çatılar, oyun alanının hareketli yapılabilmesi, yapı çeperlerinde kullanılan çift katmanlı ve organik yüzeyler, aydınlatma ve iklimlendirme yöntemleri gibi gelişmeler çağımızın ve geleceğin en teknolojik yapıları arasında stadyumları öne çıkaracaktır.
Aynı zamanda, televizyon başta olmak üzere kitle iletişim araçları yayınları ile spor etkinliklerinin popülaritesini artırırken, izlenceyi evlere ve salonlara taşımaktadır. Bu yayınlar göreceli olarak izlencenin ücretsizleşmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla gösteriyi stadyumda izlemenin ücreti artmaktadır. Bu durum, etkinliklerin izlenme ortamları olarak stadyumların tercih edilmesi için konfor ve hizmet sunumunda niteliğin geliştirilmesi zorunluluğunu da doğurmaktadır. Artan mekânsal kalite ve servis hizmeti yanında stadyumlara yerleştirilen ve teknolojik gelişmelerle giderek büyüyen geniş ekran skorbordlar seyir ortamına sinema salonu niteliği kazandırmaktadır. Etkinliğin gerçekleştirildiği yapı aynı zamanda televizyon ve internet aracılığıyla tüm dünyaya sunulan bir gösterinin “sahnesi” olarak tasarlanmaktadır. Stadyumda etkinliği örneğin 50 bin kişi izlerken dünyada 50 milyon ve çok daha fazla kişi izleyebilmektedir. Naklen yayın teknolojilerinin gelişmesiyle, gerek stadyumdaki izleyicilere, gerekse yayınların erişimi olan ortamlara etkinliğin görüntüleri, kurgulanmış ve/veya izleyenlerin kurgulamasına olanak verecek biçimde ulaştırılmasının sağlanacağı, böylelikle spor ortamının bir film stüdyosu niteliğine bürüneceği öngörülmektedir. (Resim 15)
Çevrebilimsel Yaklaşımlar
Günümüzde dünya genelindeki duyarlılıklara paralel olarak stadyumlar da
çevrebilimsel özellikleriyle değerlendirilmekte ve eleştirilmektedir. Sürdürülebilirlik ve ekonomi yeni nesil stadyumların en belirgin tasarım kriterleri olarak belirginleşmektedir. Bu bağlamda araştırmalar ve uygulamalar özenli ve özellikli mimari tasarımlar ile kaynakları tüketen değil, kaynak üretme potansiyeli taşıyan yapıların planlama, tasarım ve yapım nitelikleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Stadyumlar enerji üretimi, fotovoltaik panellerin etkili kullanımıyla cephe ve çatıda yapının kendi gereksindiği enerjiyi ve fazlasını üretme, yağmur suyu toplama / sulamada kullanma ve yapıda değerlendirme, katı atıkların toplanarak değerlendirilmesi, biçilen çimlerin organik atık olarak kullanılması, çevreye zarar vermeyen yapı malzemeleri seçimi, inşaat atıklarının en aza indirgenmesi, karbon salınımının minimuma düşürülmesi ve benzeri özellikleriyle sadece meslek gruplarının değil sivil toplum kuruluşlarının da ilgi odağı olmaktadır. (
Resim 16,17)
SONUÇ VE ÇIKARIMLAR
Simon Kuper’in aynı adlı kitabında belirttiği
“Futbol asla sadece futbol değildir”
deyişini benimseyen bakış açısıyla, stadyumların da sadece stadyum olarak değil, sosyal, kültürel, eğitimsel, eğlenceye dönük, ekonomik ve siyasal amaçların sergilendiği ortamlar olarak algılanması gerekmektedir. Bu bağlamda geçmişte olduğu gibi bugün de, “Stadyumlar aslında devasa tiyatrolardır” görüşü desteklenmelidir. Ancak bu yaklaşım bağlamında stadyumlar hak ettiği kentsel kamusal değeri kazanır, karar vericiler ve tasarımcılar tarafından önemle ve özenle ele alınır.
Bu yazı kapsamında tartışılan konular bağlamında gelecekte stadyumların sanallıkla gerçeklik arasında konumlanarak çeşitli izlencelere ve spor etkinliklerine atmosfer sunmayı sürdüreceği öngörüsü gerçekçi gözükmektedir. (Resim 18) Sinema ve televizyon alanındaki gelişmeler gösterinin içeriğinde ve sunumunda belirleyici olmaktadır. Daha şimdiden tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan televizyondan üç boyutlu naklen yayın 2011 yılı başında Türkiye’de de gerçekleştirilebilmiştir.
Paylaşılabilir değerler yaratmakta araç ve toplumsal bir olgu olarak gelişen bu atmosferin “spor sosyal ortamı” kavramıyla tanımlanması ve bu yaklaşımla kurgulanması uygun olacaktır. Gelecekte stadyumlar kentlinin çeşitli gündelik yaşam pratiklerini günün koşullarında yeniden üretmesinin başlıca ortamı olacaktır. Bu bağlamda stadyum başta olmak üzere spor yapılarını araçsallaştırarak kentsel tasarım, yeniden tasarım, dönüştürme, soylulaştırma ve benzeri başlıklar altında kurgulanan süreçleri
“spor eksenli kentsel dönüşüm”eğilimleri olarak nitelenebilmektedir.
Kentlerde spor sosyal ortamı zenginleştikçe spor eksenli kentsel dönüşüm yaklaşımları güçlenecek, başlıca mimarlık ve/veya kentsel peyzaj ve peyzaj şehirciliği mesleki pratikleri olarak önemi artacaktır. Bu nedenle, çoğu kez eğlence dinlence etkinlikleri içerisinde sıkışıp kalan sporun gerek biyolojik bir işlev, gerekse kültürel bir olgu olarak düşünülmesi ve kültürün morfolojisine uygulanan bilimsel düşünce araçlarıyla ele alınarak kavramsal gelişiminin desteklenmesi gerekir. Dolayısıyla kamusal büyük ölçekli yapıların elde edilmesinde çok disiplinli çalışma gruplarının ve yarışma yönteminin benimsenmesi stadyumlar için de kaçınılmaz bir zorunluluktur. Mimarlığın artan ve çeşitlenen içerikleri tasarımcılara yaratıcı yaklaşımlar için esin kaynakları sunarken, mimarlığın ve kent peyzajının değişen görünümleri de spor yapıları üzerinden irdelenebilir.
NOTLAR
1. Bale’ye göre spor olarak kabul edilen etkinlikler “beden kültürel trialektik” kavramını oluşturmakta ve birbirinden amaçlarına, kurallarına ve mekân kullanımlarına göre bu üç önemli noktada ayrışmaktadır. Bkz. Bale, 1994.
2. Stadyumlara biçimsel ve işlevsel özelliklerine göre bakıldığında, Sheard, tarihsel süreçte birbirini izleyen dört kuşakta irdelemektedir. Antik Yunan’dan 19. yüzyıl ortalarına kadar olanları 1. kuşak, 1937 yılında ilk kez bir spor karşılaşmasının televizyondan canlı yayınlanmasından sonra yapılmış olanları 2. kuşak ve günümüz eğlence ve tüketim aracı olan stadyumları 3. kuşak olarak nitelemektedir. Gelecekteyse 4. kuşak stadyumların teknolojik nitelikleri ve çevrebilimle ilgili duyarlıklarıyla belirginleşeceğini öngörmektedir. Bkz. Sheard, 2005.
3. Sheard, 2005.
4. Bağımsızlığını kazanan veya yeni kurulmakta olan devletlerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında Ankara’da olduğu gibi, ilk inşa ettikleri yapılardan birisi genellikle stadyum olmaktadır.
5. 1985 yılında Brüksel Heysel Stadyumu’nda 39 kişi, 1989’da Sheffield Hillsborough Stadyumu’nda 95 kişi stadyum kazalarında öldü. 1990’da İngiliz Hükümeti tarafında Lord Justice Taylor’a hazırlattırılan rapor, stadyum güvenliğinin sağlanması için önce İngiltere’de sonra tüm Avrupa ve dünyada uygulamaya kondu. Sadece İngiltere’de dört yıl içinde rapordaki öneriler doğrultusunda stadyum güvenliği için 800 milyon pound harcama yapıldı. (Hihham, 2005, s.208)
6. Barghchi, 2009, ss.460-465.
KAYNAKLAR
2008, The Architectural Review, sayı: Temmuz 2008, s.40.
Bale, J. 1994, Landscapes of Modern Sport (Sport, Politics and Culture), Leicester University Press, Londra, s.6.
Barghchi, M. 2009, “Sports Facilities Development and Urban Generation”, Journal of Social Sciences, sayı:5(4), Malezya, ss.460-465.
Davidson, C. 2006, Tracing Eisenman Peter Eisenman Complete Works, Rizzoli International Publications, ABD, s.371.
Dunne, F. 2011, Football Stadiums Technical Recommendations and Requirements, 4. Baskı, FIFA Production, s.29.
Higham, J. 2005, Sport Tourism Destinations: Issues, Opportunities and Analysis, Elsevier Butterworth-Heinemann Linacre House, Burlington, s.208.
Ilorella, A. 2006, Stadium Design, daab gmbh, İspanya, s.83, s.129.
John, G. ve R. Sheard, 1994, “Stadia -A Design and Development Guide”, Butterworth-Architecture, İngiltere, s.VII.
John, G., R. Sheard ve B. Vickery, 2007, Stadia: A Design and Development Guide, 4. Baskı, Architectural Press, Almanya, ss.3-23.
Sheard, R. 2005, The Stadium- Architecture for The New Global Culture, Pesaro Publishing, Sidney.
Sheard, R.K. 2005, Stadia and Arena through The Ages,Stadia, Arena & Grandstands / Design, Construction and Operation, (ed.) P. Thompson, J.J.A. Tolloczko ve J.N. Clarke Spon Press, Digital Printing, s.XVIII.
Spampinato, A. 2004, Stadi del Mondo-Sport&Architettura, Gribaudo Savigliano, İtalya, ss.406-407.
UEFA, 2010, UEFA Stadium Infrasturcture Regulations, İsviçre, ss.8-14.
Zhang, L. 2008, One World One Dream, China's Green Olympics - A Snapshot on New Energy in New China, Beijing.
URL 1: www.archtracker.com/kaohsiung-stadium-toyo-ito/2009/05/kaohsiungstadium-41/ (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 2:
http://latein.zum.de/feldmann/f4.htm (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 3: www.fastcompany.com (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 4:
www.flickr.com (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 5: http://dc.about.com/od/specialeventphotos1/ig/Renaissance-Festival-Photos/jousting1.htm (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 6: www.heiligenlexikon.de/BiographienI/Ignatius_von_Antiochien.htm (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 7:
www.ghananewsnow.com/2010/02/03/sky-3d-football-broadcast-makes-television-history/ (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 8:
www.panoramio.com (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 9:
www.worldarchitecture.com (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 10: www.scau.com (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 11:
www.skyscrapercity.com/showthread.php?t=509655&page=4 (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 12:
www.stuff.co.nz/technology/blogs/connector/3847476/Graphics-Broadcasting-the-World-Cup (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
URL 13:
www.worldstadiums.com/stadium_menu/architecture/historic_stadiums.shtml (Erişim Tarihi: Nisan 2011)
Bu icerik 11090 defa görüntülenmiştir.