369
OCAK-ŞUBAT 2013
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • MİMARLIK Dergisinin Elli Yıllık Birikimi
    Ali Artun, 1975-1980 arasında Mimarlar Odası'nda Araştırma Sekreteri, Yayın Komitesi Üyesi, Genel Sekreter. Galeri Nev Kurucusu. İletişim Yayınları Sanathayat Dizisi Editörü

YAYINLAR



KÜNYE
ÇEVRE DUYARLI MİMARLIK

Binalarda Günışığı Etkisinin Değerlendirilmesi ve Londra’dan Bir Örnek

Serpil Çerçi, Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Bölümü
Anthony Hoete, Mimar, WHAT_architecture, Londra

Doğu Londra’da terkedilmiş Eski Shoreditch Metro İstasyonu’nun yeniden yapılandırılması sırasında gerekli görülen günışığı, gölgeleme, ışık kirliliği ve güneş parlamasına ilişkin analizleri, yapının mimarları aktarıyorlar. Yükseltilerek tasarlanacak yeni yapıyı, çevresinin güneş ışığı haklarını koruyarak inşa etmenin olanaklarını araştırıyorlar.

GİRİŞ

Bir binanın günışığından yararlanma koşullarını artırarak, maksimum enerji verimliliği ve kullanıcı konforu sağlanması mümkündür. Günümüzde yeni ve yenilenmekte olan çok sayıda yapıya bakıldığında, kötü bir iç ortamı (malzeme, hava kalitesi, yüksek enerji tüketimi vb.) beraberinde getirdikleri görülebilir.(1)

Güneş ışığından korunma ve yararlanma konusunda, yapıların yerleşim alanındaki konumları, ayrık veya bitişik düzende olmaları ve yol genişlikleri ile yapı yükseklikleri arasındaki oranlar önemli rol oynar. Güneşin zamana ve mevsimlere göre sürekli değişkenlik gösteren dinamik yapısı, mimari ve kentsel biçimlendirmeyi doğrudan etkileyebilmektedir. Master planların hazırlanması aşamasında yapıların güneşten yararlanmasını gözardı etmek, sakinler için önemli düzeyde rahatsızlıklara neden olabilir. İklimin de etkilediği günışığı stratejileri, yapı sitesinin enlem ve bina çevresindeki anlık koşulları ile belirlenen doğal ışığın var olmasına bağlıdır. Yüksek enlemler farklı yaz ve kış koşullarına sahip olup, kış aylarında günışığı seviyeleri daha düşüktür. Bu enlemlerde tasarımcılar, genellikle binalarda günışığı penetrasyonunu maksimize etmeyi hedefler. Günışığı seviyelerinin yıl boyunca yüksek olduğu tropik bölgelerde ise, tasarım vurgusu genellikle binaya giren güneş ışığı miktarını kısıtlayarak aşırı ısınmayı önlemek üzerinedir. Günışığı durumu sadece enlem değil, aynı zamanda bir yapının yönelimine bağlı olup, binanın her cephesi ve malzemesi farklı bir tasarım önemi gerektirir. Dolayısı ile, günışığı ve mimari tasarım stratejileri birbirinden ayrılamaz iki olgudur. Bu açıdan, geleneksel mimariyi ve geçmişteki başarılı doğal aydınlatma tasarımlarını incelemek, iklimle dengeli bina tasarımını anlamak açısından oldukça yararlı olabilir.(2)

Binalarda ve kentsel dokularda güneşe erişimin sağlanmasına ilişkin esasları belirlemek üzere, “Güneş Kabuğu” (Solar Envelope) yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem, belli bir (t) zaman diliminde, yakın çevresinde yer alan komşu binalara gölge oluşturmayan bir binanın hacimsel sınırları olan ve böylece enerjiyi korumayı, doğal ışığa ve iyi bir yaşam kalitesine erişmeyi sağlayan bir yöntemdir. (3) “Güneş Kabuğu” yöntemi içinde bütün tasarım çözümleri mümkündür. Bu sınırlar içinde tasarlanmış bir bina, yakın çevresinde yer alan komşu binalara gölge düşürmeyerek güneşe erişim olanaklarına engel oluşturmaz.

Türkiye’de imar yönetmeliklerinin genel içeriğine ve tasarım anlayışlarına bakıldığında, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusunun gözardı edildiği anlaşılmaktadır. Bunun sonucu olarak, binaların yerleşim yerinin genel iklim karakterine bağlı olmadan tasarlandığı; yüksek yapıların çevresinde yer alan yapıların güneşe erişim konusunu inceleyen çalışmaların (4) çok az olduğu; imar planlarında tanımlanan yoğunluk, çekme mesafesi vb. değerlerin güneşlenmeden gerektiği kadar yararlanmayı sağlayamadığı (5) görülmektedir.

ÇALIŞMA ALANI: Shoreditch Overground İstasyonu

Bu makalede, iyi bir tasarıma ulaşmada yerine getirilmesi gereken bir çok etkenden biri olan, binalarda günışığı etkisi değerlendirilmektedir. Çalışma alanı, Doğu Londra’da, çürümekte olan eski bir metro (Shoreditch Overground) istasyonudur. 1869 yılında kullanıma açılan istasyon, bir zamanlar ulaşım sisteminin önemli bir parçası iken, 2006 yılında kapatılmıştır. Topluma yeniden kazandırma projesi kapsamında, eski yapının yükseltilmesi ile çevresine ulaşan güneş ışığı kalitesi ve gölgeleme etkisi incelenmiş, yapılan analizler sonucunda yapının kat yüksekliğinin ve biçimsel özelliğinin uygun olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.

Dikdörtgen formlu, tek katlı ve 297 m2 olan eski istasyon, üç dört katlı binalar arasında konumlanır. Boyutu itibariyle çevreden görünmez nitelikte olan, ancak (Pedley ve Allen Gardens caddeleri ile etkileşim sağlayan) önemli bir konumda olan bu yapının çevresiyle diyaloğunun kurulması ve canlandırılarak tarihsel öneminin ortaya çıkarılması ana amaç olmuştur. (Şekil 1 ve 2) Bu düşünce ile, bir anıt ve kaide gibi ele alınan eski istasyon, belirli bir esneklik ve yenilenme sınırı içinde yükseltilmiştir. (Şekil 3 ve 4)

Yoğun bir kentsel “koruma alanı”nda yer alan yapının çevresinde çok sayıda küçük işletmeyi barındıran ticari mekânlar ve bu ticari fonksyonların üstünde apartmanlar bulunmaktadır. Bölgenin bu türde karma kullanımlı fonksiyonlarına ve yerel kimliğine bağlı kalarak, yapının mimari değerine zarar vermeden, günümüz gereksinmelerini karşılayacak şekilde projelendirilmesi izni, Londra’daki özel bir mimarlık şirketine verilmiştir. Bu makalenin yazarlarının da yer aldığı proje ekibinin hazırladığı öneri proje ayrıntılı tüm raporları ile birlikte, 2011 Aralık ayında Londra Borough Tower Hamlet (LBTH) İlçe Konseyi’ne sunulmuştur.

Mevcut istasyon yapısının üzerine 6 kat eklenmesi ile elde edilen öneri yapıda, mevcut yapının özgün formu değiştirilmeden, bodrum ve zemin seviyelerinde 3 adet “ticari birim”; mevcut yapı üzerine eklenen, toplam 15 daire içeren 5 katlı “konaklama birimi” ve en üst katta ise “kreş birimi” yer almaktadır.

Eski yapıya eklemlenen yüksek nitelikteki konut biriminin her dairesi “Sürdürülebilir Evler Standardı”nın (6) Kod 4’ünü sağlayan “Yaşam Boyu Evler” ile uyumludur. Daireler, tabandan tavana ve mümkün olan (% 35) maksimum pencere düzenleri ile üç yönden manzaralı ve bol doğal ışığa sahiptir.

Ulusal Yasa ve İlkeler

Öneri proje, aşağıda özetlenmiş olan İngilztere’deki ulusal ve bölgesel politika ilkeleri dikkate alınarak geliştirilmiştir:

  • Temiz Mahalleler ve 2005 Çevre Yasası (EPA) (7): “Rahatsız eden ve sağlığa zarar veren tesislerden yayılan yapay ışığın denetlenmesi, her yerel otoritenin görevidir.”
  • Londra Planı (ML) (8): “Tüm büyük ölçekli yapılar, rüzgar, güneş, yansıma ve gölgeleme açısından mikroklima etkilerine duyarlı olmalıdır.”
  • LBTH (9): “Komşu binaların günışığı ve güneş koşulları üzerindeki etkisi (gelecekteki sakinleri dahil) dikkate alınacak ve böylece yapının içinde bulunduğu semtin, fiziksel ve sosyal altyapısına uygunluğu sağlanacaktır.”
  • Politika ve Planlama Bildirimi (10): “Gelişim, gürültü, kirlilik, gölgeleme ve aydınlatma düzeyi etkilerini tam olarak dikkate almalıdır.”
  • İngiliz Mimarlık ve Yapılı Çevre Komisyonu (CABE) (11): “Işık kirliliği ve etkilerinin azaltılması” konusunda Rehberlik Politikaları Taslağı’nı dikkate almayı önerir.
  • Aydınlatma Mühendisleri Enstitüsü (ILE) (12): Işık kirliliği konusunda kendi tavsiye önlemlerini oluşturmuşlardır.
  • Bina Araştırma Kurumu (BRE) (13) el kitabı: “Gölgeleme ve günışığı site düzeni planlaması” hakkında, binaların arasında ve içinde, günışığını optimize etmek için öneriler içerir: “Sayısal yönergeler vermesine rağmen, bunların esnek bir şekilde yorumlanması gerekir. Çünkü doğal ışık, site düzeni tasarımında birçok faktörden sadece biridir”.

Analiz ve Değerlendirme

BRE yönergelerinde yer alan “günışığının gerekli olduğu evler ve yerel olmayan binalar için kullanılabileceği” ifadesine göre bu araştırma daha çok konut fonksiyonları için uygun olmaktadır. Alışveriş ve ofis alanı içeren, çoğu ticari binada, yapay aydınlatmanın yoğun kullanımı nedeniyle, doğal günışığının çok fazla gerekli olmadığı kabul edilmektedir. (14)

Yapı alanının “gölge hattı” grafiğini çıkarmak için CAD tabanlı bilgisayar programı kullanılmıştır. Yerleşimin enlem, boylam ve komşu binaların boyut ve biçimleri ile ilgili veriler sabitlenerek; istenen saat, gün, ay ve konuma göre güneş diyagramları ve gölge verimi çizelgeleri çıkarılmıştır. Çalışma alanı, güneşin 1 yıllık devinimine bağlı olarak incelenmiş ve öneri yapının çevresine oluşturacağı istenmeyen gölgeleme etkisi minimum düzeyde tutulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın yöntemi aşağıdaki gibidir:

  • Londra için en sıcak-soğuk dönemler ve güneşin hareketleri,
  • Güneş ışınlarından faydalanma, korunma ve gölgeleme etkisi dikkate alınarak bina kat yüksekliğinin saptanması,
  • Gölgelemelerin karşılaştırmalı analizi ve önerilerin geliştirilmesidir. Analizler aşağıdaki kriterler doğrultusunda yapılmıştır (Tablo 1):

Tablo 1. BRE - Önemli Kriterlerin Özetİ (15)

ÖNEM

TANIMLAMA

Önemli Ölçüde Yararlı

Kullanıcı için önemli ölçüde yararlı bir değişime yol açabilen mevcut senaryodan bir artışı ifade eder.

 

İhmal Edilebilir

Kullanıcıya farkedilebilir olmayan, mevcut senaryodan, hiçbir değişiklik yoktur ya da önemsizdir.

BRE Kılavuzu’nda önerilen az sayıda sayısal düzeylerin teknik ihlallerini / iyileştirmelerini içerebilir. Hiçbir hafifletme gerekli olmayacaktır.

Önemli Ölçüde Olumsuzluk

Kullanıcı için önemli ölçüde farkedilir değişikliğe neden olabilen mevcut senaryodan azalmayı ifade eder. BRE yönergeleri içinde önerilen sayısal değerlern önemli ihlallerinin büyük bir bölümünü oluşturabilir. Hafifletme gerekli olacaktır.

a) BRE Yönergeleri Kriterleri

BRE Yönergeleri (16), kullanıcılar için ışık ve gölgeleme konusunda olumlu ve olumsuz olabilecek durumların farklı seviyeleri için bazı kriterler tanımlamıştır. Bu çalışmadaki analiz sonuçlarının önemini sınıflandırmak için önemli olan bazı kriterler Tablo 1’de verilmiştir.

b) Kalıcı ve Geçici Gölgeleme

Üstte açıklanan kriterlerin önemi “geçici” değil, “kalıcı” bir gölgelemeye dayanır. BRE yönergeleri, 21 Mart’ta “konfor kuşağı” alanında yeterli günışığı olmasını veya bir bahçede % 25’den daha fazla kalıcı gölgelemenin olmamasını önerir. Bu nedenle, % 25’den daha az gölgelemenin, bir bina üzerinde “önemsiz” ya da “ihmal edilebilir” bir etkisi olduğu kabul edilebilir. Eğer inşaat sonrasında bir yapı, ilkbahar veya sonbahar ekinoks sırasında konfor kuşağı alanına bu yönergelere uymayan bir gölge düşürürse (güneş ışığı gelen alan, eski boyutunun 0,8 katından daha az ise), ardından olumsuz bir değişim farkedilecektir. BRE el kitabı, aynı zamanda, yıl boyunca gölgelerin günlük modelini analiz eder ve açıklar. Aynı terminolojiyi kullanarak bu çalışma için gölgelemenin etki seviyesini ve doğasını saptamak mümkündür.

c) Işık Kirliliği

Eski istasyon, şu anda tipik karma kullanımlı bir kentsel çevre içindedir. Öneriye bağlı olarak, mevcut gece aydınlatması ve potansiyel seviyeleri böyle bir ortam ile tutarlıdır. Planlanan ticari alanlar için önerilen fonksiyonların, sadece normal iş saatleri içinde faaliyetleri olasıdır. Böylece, 23:00 sonrası hiçbir ışık dökülmesinin oluşması beklenmez. Konut sakininin neden olduğu ışık kirliliğinin, akşam perdelerin kullanılması ve düşük aydınlatma ile en az düzeyde olması mümkündür. Dolayısıyla ışık kirliliğinin mevcut seviyelerin altında gerçekleşeceği düşüncesi ile müdahalenin “ihmal edilebilir” düzeyde olduğu varsayılır.

d) Güneş Parlaklığı

Öneri proje, inşaat sonrasında meydana gelebilecek güneş parlaklığı riskini en aza indirmek için, giydirme cephe üzerinde yansıtıcı olmayan bir camın kullanımı ile “hafifletme” işleminin gerekli olduğunu ortaya koyar.

e) Yıkım ve İnşaat

İnşaat dönemi ve yıkım boyunca hiçbir “önemli” etki beklenmez. Bu durumda hiçbir geçici “hafifletme” önlemi gerekli görülmemiştir.

f) Öneri Yapının Gölgeleme Etkisi

Gölgeleme hakkında, öneri yapının çevreye etkisinin analizleri, bilgisayarda oluşturulan site modelleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. 51.32 N enlem derecesindeki Londra’nın güneşlenme saatlerine göre “Gölge Hattı” grafiği Şekil 5 deki gibidir. (Tablo 2) Veriler, öneri modelle ve modelsiz olarak, yapı alanına anlık olarak düşen gölgelerden alınmış (Resim 1, 2, 3), elde edilen “Güneş Kabuk”larının çakıştırılması ile kesinleşmiş optimal güneş kabuğu oluşturulmuştur. Önerinin gölgelemeyi doğrudan etkilemesi nedeniyle, yıl boyunca, gün doğumundan gün batımına kadar, ayrıntılı bir zaman çizelgesini oluşturmak için, tüm istatistiklerin grafik çizimleri yapılmıştır. (Şekil 5) Bununla birlikte bu grafik, hangi binaya ve ne kadar süre için gölge düşeceğini dikkate almamıştır. Grafiğin turkuaz kısmı, komşu bir mülkiyete gölgenin düşebileceği yılın zamanını gösterir. Modelleme çizimleri, yaz ve kış gündönümünde, ilkbahar ve sonbaharda, ekinoks sırasında ve günün farklı zamanlarında, yapının gölge aralığı hakkında bilgi verir. Grafik, gün doğumundan batımına kadar tam bir güneş ışığı kabul ettiği için, belirli bir ay içinde güneş ışığının ortalama saatleri dikkate alınmıştır.

Tablo 2. Londra, Yıllık Güneşlenme Saatleri (17)

 

Tem.

Ağu.

Eylül

Ekim

Kas.

Aralık

Ocak

Şubat

Mart

Nisan

Mayıs

Haz.

Aylık ortalama güneş

(1981-2010)

193

184

135

101

65

44

50

68

103

145

190

179

Aylık Günışığı

499

452

386

331

267

246

260

265

305

416

470

480

Gündüz Saatlerine Göre Aylık Güneşlenme Süresi

% 38.6

%

41

%

35

%

30.6

%

34.4

%

18

%

19

%

25.5

%

33.6

%

35

%

40.4

%

37.3

Yıllık Sonuç

Yıllık Günışığı Saatleri: 4376 H

Yıllık Güneşlenme saatleri: 1456 H

Günışığı Saatlerine Göre Güneşli Saatlerin Yıllık Yüzdesi: % 33

Şekil 4’teki “Gölge Hattı” grafiğinden de görüldüğü gibi, siyah renkle gösterilen noktalar, yapının oluşturduğu gölgeleme saatlerini göstermekte olup; gölgeleme simülasyonundan bazı örnekler verilmiştir. (Resim 1, 2, 3)

21 Mart: Sabah erken, sadece 10 dk. ve ikindi 40 dk. boyunca, öneri yapının gölgesi ile kaplanan gölgelemeyi göstermektedir. 21 Mart’taki gölgeleme, ilk ve sonbahar boyunca, etkinin en düşük seviyede olacağını gösterir. (Resim 1a, 1b)

21 Haziran: Öneri yapı ile kaplanan 21 Haziran’daki gölgeleme, sadece sabahları görünür ve 07.00’ye kadar etkilidir. Yaz boyunca etki, güneşin doğumunun (04.00-07.00) ardından sadece birkaç saat için (1-3) olacağını gösterır. Ayrıca yılın bu zamanında gölge oldukça hızlı hareket eder. (Resim 2a, 2b)

21 Aralık: Grafikten görüleceği gibi, gölgelemenin 21 Mart - 21 Aralık tarihleri ​​arasında günde bir kez, herhangi bir binada yarım saatten daha uzun bir süreyle oluştuğu (07.00 öncesi ve 18.30 sonrası) anlaşılmaktadır. Aralık ve Mart ayları arasında ise neredeyse tüm gün boyunca çevredeki binalar üzerine bir gölge oluşacaktır. Bu durum kış aylarında güneşin düşük açısının binalardan daha uzun bir gölge oluşturması gerçeğine dayanır. Böylece daha uzakta bulunan binalara ulaşan güneşin nisbeten düşük yüksekliğinin daha uzun gölgeler yaratmasına neden olur.

Resim 3a, 3b ve 3c’den, 21 Aralık (kış mevsimi) için gölgenin hareket hızını (bir saat içinde Cheshire Caddesi’ndeki 3 binanın terası üzerinden geçtiğini) görebiliriz. Bu durum, birçok binanın gün boyunca bir saatten daha fazla gölgeleme ile karşılaşmayacağı anlamına gelmektedir.

Yıl boyunca güneş ışığı miktarı, günışığının % 33’üdür. Günışığı saatinin sonucu olarak, alınacak güneş ışığı % 33 oranında bölündüğünde en büyük etki % 24 ile Kasım ve Şubat arasında olacaktır. Ancak bu istatistik, makalenin “Kalıcı ve Geçici Gölgeleme” bölümünde sözedildiği gibi, gölgenin geçiciliğini dikkate almaz. Kış aylarında, günışığına karşı güneş ışığının ortalama yüzdesi % 20 ile % 35 arasındadır. (18) Buna göre, bu binaların 6-11 gün arasında (gün boyunca bir saatten daha az) güneş ışığından gölgelenmiş olacağı anlaşılır.

Bu çalışmada ele alınan yeniden yapılandırma önerisinin bir sonucu olarak, çevredeki komşu yapılara, “kalıcı olmayan bir gölgeleme” ortaya çıkmaktadır. Bu istatistikler, BRE Yönergeleri’ne (Tablo 1) baktığımızda, günışığı konusunda “ihmal edilebilir etki” olarak nitelenmektedir. Ayrıca bu geçici gölgeleme durumu, binanın çevresindeki açık alanlar ve cadde için de önemli bir etki yaratmayacaktır.

Grafikten, gölgeleme etkisinin Kasım ve Şubat ayları arasında daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Yılda % 36 potansiyel bir gölgelemenin (güneş ışığı olduğu zamanlar) olduğu dikkate alınırsa, yukarıda ayrıntılı olarak verilmeye çalışılan analiz, hikayenin sadece bir parçası hakkında (geçici gölgeleme durumu) bilgi vermektedir.

Analizlerin değerlendirilmesi ile elde edilen, öneri yapının çevresine vereceği “gölgelemenin potansiyel etkileri, hafifletme önlemleri, günışığı, ışık kirliliği ve güneş parlaması” sonucunda ortaya çıkan “Kalıcı Etkiler”, Tablo 3’te özetlenmiştir.

Tablo 3. Günışığı Etkilerinin Özeti

 

Konu

Potansiyel

Etkisi / Önemi

Hafifletme

Önlemleri

Kalıcı

Etkisi / Önemi

Yıkım ve İnşaat

Gün-Güneş Işığı ve Gölgeleme

 

İhmal

Edilebilir

 

Gerek Yok

 

İhmal

Edilebilir

Işık Kirliliği

Güneş Parlaması

Tamamlanmış Gelişim

Tamamlanan Gelişme

 

 

İhmal

Edilebilir

 

 

Gerek Yok

 

 

İhmal

Edilebilir

Komşu Mülklerde Günışığı Düzeyinde Azalma

Komşu Mülklerde Güneş Işığı Düzeyinde Azalma

İç Mekân Günışığı Düzeyleri

İç Mekân Güneş Işığı Düzeyleri

Çevre Alana Kalıcı Gölgeleme

Çevre Alana Geçici Gölgeleme

Işık Kirliliği

Güneş Parlama

Küçük Bir

Olumsuzluk

Hafifletme

Gerekli


Bu tablodan anlaşılacağı gibi, öneri binanın yoğunluğunun uygun ve inşa edilebilir olduğunu;

daha yüksek olması durumunda ise gölgeleme etkisinin artacağını; dolayısıyla insanların yaşam konforunu olumsuz etkileyeceğini söylemek mümkündür. Bu yüzden, bu grafik ve gölgeleme analizleri, tüm olası uygun çözümlerin önceden verildiği açıklayıcı bir yaklaşımdır ve bu analizlerin projenin ilk tasarım aşamasında yapılması önemli görülmektedir.

Bu makalede ayrıntılı olarak açıklanan analiz, bu yöndeki çalışmaların bir bölümünü oluşturmaktadır. Diğer konular ise şöyledir:

  • Şeffaf ve dolu yüzeyler (% 35 - % 100) ile ilgili güneş ve günışığının değerlendirilmesi,
  • İç mekân “Günışığı Faktörü”nün (DF) hesaplanması,
ayrıca analiz edilebilir konulardır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışmada, Londra’da yeniden yapılandırılan eski bir metro istasyonunun “Güneş Kabuğu” yöntemi kullanılarak, komşu binalar üzerindeki “Gölgeleme Etkisi ve Güneşe Erişimi” karşılaştırmalı olarak ve ulusal ve bölgesel politika ilkeleri doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bir binanın günışığından yararlanma düzeyini artırma, maksimum enerji verimliliği ve kullanıcı konforunu sağlamanın amaçlandığı bu çalışmada, yapının oluşturacağı istenmeyen gölgeleme etkisi minimum düzeyde tutulmaya çalışılmıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre, öneri yapının kat yüksekliği ve biçimsel özelliğinin komşu binalara, “kalıcı olmayan bir gölgeleme” yarattığı saptanmıştır. Bu istatistiklerin, BRE Yönergeleri doğrultusunda, günışığı konusunda “ihmal edilebilir etki” olarak nitelenmesi nedeniyle, yapının çevresine güneşe erişim anlamında bir olumsuzluk yaratmayacağı; dolayısıyla çevresinin günışığı haklarını koruyarak yapıyı inşa etmenin mümkün olacağı bulgulanmış ve öneriler geliştirilmiştir. Bu çalışmadaki analizlerin benzerlerini, farklı iklim koşulları ve bölgelerde, karşılaştırmalı modellemelerle yapmak mümkündür. Çalışmanın kapsamı genişletilerek, Türkiye’de yapılacak uygulamalara veri oluşturabilir ve ilgili yasalar çerçevesinde, yapı-kent-çevre ilişkisi dahilinde yapıcı çözümler geliştirmesi beklenebilir.

Ocak 2012, Dünya Enerji Zirvesi’ninin ana hedeflerinde belirtilen, enerji erişimini genişletmek, iklim değişikliğinin yapılı çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için bu tür yaklaşımların desteklenmesi oldukça önemlidir.

NOTLAR

1. gaia.lbl.gov/iea, [23.05.2012]

2. Capeluto, 2003

3. Houpert, 2003

4. Sakınç, Sözen, 2012

5. Canan, 2008

6. Sürdürülebilir Evler (Code Sustainale Homes-CSH: İngiltere’de BRE Global Eko ev şemasına dayalı yeni evlerde sertifikalandırma için bir çevresel değerlendirme (atık, kirlilik malzeme vb.) yöntemidir. 6 kategoride zorunlu performans gereksinimlerine sahiptir. Bkz. Department for Communities and Local Government, 2010, “The Code for Sustainable Homes”, Londra, ss.10-15.www.planningportal.gov.uk [22.11.2012]

7. EPA, 1990                         

8. Londra Pl. (ML), 2008       

9. LBTH, 2009                       

10. Ofice of PM, 2005          

11. CABE, 2007                    

12. ILE, 2005                         

13. BRE, 1991                      

14. LBTH, 2009         

15. BRE, 1991

16. BRE, 1991

17. metoffice.gov.uk/weather/.../London [28.06.2012]

18. Yüceer, 2010

KAYNAKLAR

Building Research Establishment (BRE), 1991, “Site Layout Planning for Daylight and Sunlight”, BRE Handbook, Bölüm 1/1, İngiltere, s.3.

Canan, F. 2008, Enerji Etkin Tasarımda Parametrelerin Denetlenmesi İçin Bir Model Denemesi, yayımlanmamış doktora tezi, Selçuk Üniversitesi, FBE, Konya, s.5.

Capeluto, I.G., A. Yezioro ve E. Shaviv, 2003, “Climatic Aspects in Urban Design: A Case Study”, Elsevier, Building and Environment, Faculty of Architecture and Town Planning, Technion-Israel Institute of Technology, cilt:38, sayı:6, Hayfa, s.827.

Commission for Architecture and the Built Environment (CABE), 2007, “Guidance on Tall Buildings”, www.english-heritage.org.uk/ [22.11.2012]

Environmental Protection Act (EPA), 1990, British Government's Printing Office – HMSO, Londra.

Houpert, S. 2003, Approche İnverse Pour La Résolution De Contraintes Solaires Et Visuelles Dans Le Projet Architectural Et Urbain: Développement, yayımlanmamış doktora tezi, Université de Nantes Et Application Du Logiciel SVR, Nantes, Fransa, s.352.

Institution of Lighting Engineers (ILE), 2005, “Guidance Notes for The Reduction Of Obtrusive Light”, Guidance, 2. Bölüm, İngiltere.

LBTH, 2009, “London Borough of Tower Hamlets, Local Development Framework: Core Strategy 2025 Development Plan Document”, Submission Version, Londra, www.towerhamlets.gov.uk [22.11.2012]

Office of Deputy Prime Minister, 2005, “Planning Policy Statement 1, Delivering Sustainable Development”, Planning Policy Statement – PPS 1, Londra

Sakınç, E. ve M.Ş. Sözen, 2012, “The Effect of Tall Buıldıngs On Solar Access of The Environment”, METU JFA, cilt:29, sayı:1, ss.95-106.

The Mayor of London (ML), 2008, “The London Plan - Spatial Development Strategy for Greater London”, British Government's Printing Office-HMSO, Londra.

Yüceer, N.S., 2010, “Gölge Elemanı Tasarımına bir Yaklaşım ve Adana Örneği”, METU JFA, cilt:27, sayı:2, s.19.

metoffice.gov.uk/weather/.../london [28.06.2012]

gaia.lbl.gov/iea21/documents/sourcebook/hires/daylighting-c2.pdf [23.05.2012]

 

Bu icerik 24667 defa görüntülenmiştir.