396
TEMMUZ-AĞUSTOS 2017
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK EĞİTİMİ

Stüdyo Mekânının Tasarımsal Gücü: Harvard GSD

Derya Güleç Özer, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Hilal Aycı, Arş. Gör., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Mekân tasarlayacak olan mimarların eğitim hayatlarını geçirdiği mekânların niteliğinin, gelecekteki tasarım kararlarını etkileyen/ parametrelerden biri olduğunu belirten metin, Harvard GSD Mimarlık Okulu’nu ele alıyor. Yazarlar, kişiselleştirilebilen stüdyo mekânının öğrencilerin sahiplenebileceği bir ortam yarattığını, ayrıca çalışmak için de motivasyon kaynağı olduğunu belirtiyor.

“This is no small project. That’s why we are doing it”

(Bu küçük bir proje değildir. Bu nedenle bunu yapıyoruz.)

Grounded Visionaries(1) (Resim 1)

Tasarım stüdyosu mekânı, mimarlık eğitiminin en önemli unsurlarından biridir. Mekânın kullanıcılar tarafından kişiselleştirilmesi ve benimsenmesi, o mekândaki dinamikleri oluşturur ve mekânı zenginleştirir. Bir başka deyişle tasarımcı mekânı, mekân tasarımcıyı besler. Wu Jinxiu(2), Harvard GSD (Graduate School of Design)’nin eğitim karakteristiğini dört maddede tanımlamaktadır: Gerçekle birlikte, ustalarla birlikte, toplumla birlikte, Harvard’la birlikte. Bu anlayıştan hareketle, dünyanın önde gelen tasarım okullarından biri olan Harvard GSD, eğitimiyle olduğu kadar, stüdyo mekânıyla da dikkat çeken bir yapıdır. Mimarlık eğitiminde stüdyo mekânının incelendiği bu makalede Harvard GSD yapısının seçilmesinin nedeni, hem alanında en iyi öğrencileri seçmesi ve eğitim vermesi hem de bütüncül mekân kurgusunun ve bireysel çalışma alanlarının başarılı bir şekilde yaratıldığı stüdyolara sahip olmasıdır.

YAPININ KONUMLANDIRILMASI

1636(3) yılında kurulan “Harvard Graduate School of Design” olarak bilinen Harvard Lisansüstü Tasarım Okulu (GSD) Amerika’nın kuzey doğusunda, Massachusetts eyaletinde, Boston kentinde yer alır. 18. yüzyılda İngilizlerin hakimiyeti altında kalan ve halen İngiliz kültürünün yoğun olarak hissedildiği “New England” adı verilen bu bölgede, Boston’un merkezi Cambridge’dedir. Bölgedeki meydan “Harvard Meydanı”, Metro durağı Harvard Metro İstasyonu ismini alarak üniversitenin güçlü etkisinin gündelik yaşama taşındığı görülür. Yakın çevredeki konut alanları da genelde Harvard Üniversitesi mensupları ve öğrencilerinin ikamet ettiği konut alanlarıdır. Cambridge bölgesi MIT ve Harvard gibi dünyanın önde gelen iki üniversitesine evsahipliği yapması bakımından, bir üniversite şehri olarak adlandırılabilir.

Yapıya karşı adada Memorial Binası, James Stirling’in Sackler Binası, az ileride Le Corbusier’in Carpenter Galerisi ve Renzo Piano’nun Harvard Art Müzesi komşuluk etmektedir. (Resim 2) 1958 yılında MArch derecesi ile GSD’den mezun olan Avusturya kökenli mimar John Andrews, kendi okulununun yeni binasını tasarlamış, yapı 1972 yılında tamamlanmıştır. Yapının temelinin atıldığı 1969 yılında yayımlanan köşe yazısında, mimarisinin “esneklik” üzerine kurgulandığı belirtilmiş, ara katların farklı işlevlere uygun olarak dönüştürülebileceği ifade edilmiştir.(4) Ayrıca, aynı dönemde tasarlanan Boston City Hall binası gibi çağdaş mimarlık söylemlerinde brütalizm tartışmasında yerini almaktadır. Harvard GSD, 2015 yılı itibariyle 800 öğrenci(5) ve 100’ü aşkın fakülte mensubunu barındırır.

EĞİTİMİN KAPSAMI

2015 yılında DesignIntelligence tarafından “Amerika’nın En Iyi Mimarlık Lisansüstü Okulları” araştırmasında 1. olarak gösterilen(6) Harvard GSD’de lisansüstü çalışmalar mimarlık, peyzaj mimarlığı, kentsel planlama ve tasarım, tasarım çalışmaları ve tasarım mühendisliği olmak üzere beş farklı alanda yapılabilmekte ve MArch I ve MArch II olarak iki farklı programda yürütülmektedir. Mimarlık alanında lisans derecesi olmayanların katılabildiği MArch I, 3.5 yıl (7 dönem) olup; 4 dönem zorunlu stüdyo dersi, 2 dönem seçmeli stüdyo ve son dönem tez-proje-araştırma çalışmalarından oluşmaktadır. March II de ise Lisans eğitimini mimarlık alanında tamamlama koşulu olup, 2 yılda (4 dönem) tamamlanmaktadır.(7) Peyzaj mimarlığı alanında ise 4 farklı program sunulmaktadır. MLA I, MLA I AP programları profesyonel dereceler olup, ilki tasarım lisans derecesi olmayan (3 yıl), ikincisi ise olan kişiler için aynı programı daha kısa sürede (2 yıl) bitirmeye yöneliktir. MLA II ise profesyonel derece sonrası bir eğitim olup, yine tasarım lisans eğitimi almış öğrencilere verilmektedir. MLAUD programı ise peyzaj ve kentsel tasarım arasında ortak bir program olup, peyzaj mimarlığı lisans derecesine sahip öğrencilerin eğitim gördüğü 2 yıllık bir derecedir. Kentsel planlama ve tasarım programlarında ise “kentsel planlama” ve “kentsel tasarım (MAUD)” başlıkları altında 2 farklı derece verilmektedir. Kentsel planlama profesyonel bir derece olup, Kentsel tasarım (MAUD) ise MLAUD gibi profesyonel derece sonrası alınan bir eğitimi kapsamaktadır. Tasarım Çalışmaları Master Programı (MDes) ise birçok farklı tasarım disiplini eğitiminde gelen öğrencilere tasarım araştırmaları konusunda bir ufuk açmaktadır. Harvard Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Okulu (SEAS) ve Harvard GSD’nin ortak olarak yürüttükleri 2 yıllık tasarım mühendisliği master programı (MDE), 2016 Sonbaharında başlatılmıştır

MİMARLIK EĞİTİMİNDE STÜDYO

“Yaratıcı bir kişinin çalışma yeri” olarak tanımlanan “stüdyo” günümüz tasarım eğitimi içerisinde, öğrencinin yaratıcılığını göstermesine olanak sağlayan, yapma / bozma / deneyimleme mekânıdır. Koester, stüdyonun aktif öğrenme ortamını, öğrenciler tarafından da tutkuyla sevilen, ilham verici / yaratıcı yoğun bir deneyim olarak tanımlamaktadır.(8)

Stüdyo eğitimi önce loncalar ve inşaat alanlarında yürütülmüş, daha sonra mimarlık okullarının ortaya çıkmasıyla birlikte kavramsal eğitim okulda, pratik deneyim ise okul dışındaki mimarlık atölyelerinde verilmeye başlanmıştır. En son olarak uygulama, okul ile bütünleşmiş ve stüdyo, mimarlık eğitimi ile birlikte kurumsallaşmıştır. Fakat o günden bu güne verilen bu formel eğitim hâlâ usta / çırak ilişkisi içinde gerçekleşerek, yalnızca eleştiriye dayalı yürütülmüş ve önceden tanımlanmış bilgileri öğrencilere aktarmanın ötesine geçememiştir.

Stüdyodaki eğitim sürecinin tek yönlü bilgi akışıyla “öğretici” merkezli olarak yürütülmesi, eğitim ortamını kısırlaştırmaktadır. Değişen teknoloji ile örtüşemeyen eğitim sistemi, tek yönlü bilgi akışı ile birlikte eğitime ait zenginliği daraltmaktadır. Oysa mimarlık alanında değişen kavramlarla birlikte, tek yönlü öğrenci-öğretmen ilişkisi yerine çözümlerin birlikte aranması esasına dayalı bir eğitim uygulanmalıdır. Meiss, stüdyodaki ilişkiyi “herşeyi bilen-hiç bilmeyen” ilişkisi gibi değil, “bilginin ne olduğunu merak eden deneyimli ve deneyimsiz” iki kişiliğin ortaklığı olarak görülmesi fikrini savunur.(9) Çağlar ise, stüdyo mekânındaki herkes için tasarımın hem öğrenme hem de öğretme ortamı olması gerektiğini vurgulamaktadır.(10) Bu iki görüşün birleştiği nokta, stüdyoların paylaşım ortamı olması gerekliliğidir. Öğrenci merkezli stüdyonun, yeni teknolojilerle birlikte bilgiyi üretmesinin yanı sıra stüdyo mekânının da iyi tasarlanmış olması ve ortak çalışmaları teşvik eden mimari yapısı en verimli sonuçları doğurabilir.

Tasarım sürecinin ders saatleri ile sınırlandırılamayacağı tüm tasarım eğitimi camiasında kabul görmüş bir gerçektir. Öğrenci, bir tasarım sürecini sonuçlandırabilmek için gece ve gündüz, sürekli olarak üretim yapmak durumundadır. Bu sürekli üretim sürecinde ise sürekli kullanılacak mekânlara ihtiyaç vardır. Maalesef ülkemizde sayısı 100’ü geçen ve her geçen gün de artan mimarlık bölümleri, tasarım stüdyoları içerisinde her öğrenciye özel bir çalışma alanı verememektedir. Tasarım eğitiminde mekânı kişiselleştiremeyen öğrenci çalışma ortamından uzaklaşmakta, çizim masaları sadece dersten derse oturulan bir sıraya dönmektedir. Bu durum öğrenci-öğretim üyesi veya öğrenci-öğrenci etkileşimi de azaltmakta, paylaşımı en aza indirgemektedir.

HARVARD GSD YAPISAL KURGUSU

ana girişi Quincy, diğer girişi ise Cambridge Caddesi üzerinde olan Harvard GSD, Cambridge ile Quincy Caddelerinin kesiştiği noktada bulunmaktadır. (Resim 3) Ana girişte üç kat içeriye çekilen bu alanın üzerinde çıkma yapan dördüncü ve beşinci katlar girişe saçak yapmaktadır. Kolonlarla zemine bağlanan 4. ve 5. katlar, sokağı içine alan tanımlı bir boşluk oluşturur ve ziyaretçiyi içine çeker. Yapının girişini oluşturan bu geniş saçak altı mekân, aynı zamanda Boston’un en yaygın kullanılan ulaşım aracı olan bisikletler için de park alanı olarak kullanılmaktadır. (Resim 4) Quincy Sokağı üzerinden birkaç basamakla yukarı çıkarak yapının ana girişine ulaşılır. Ana giriş çok gösterişli ve iddialı olmayıp, gerektiğinde devamındaki sergi holü ile de birleşebilen lobi mekânını oluşturur. Ana girişin solundaki alan Frances Loeb Kütüphanesi girişi ve lobisidir. Giriş kattaki kütüphane lobisinden inilen merdivenlerle bodrum kattaki kütüphaneye de ulaşılır.

Ana giriş holü Piper Oditoryumu’na da açılır. Bu salon konferanslara evsahipliği yapmanın dışında amfi olmayan düz zemin kısmında jürilerin yapıldığı mekân olarak da kullanılmaktadır. Diğer amfi kısmı ile düz zemine sahip mekân arasındaki perde aracılığıyla salon büyüyüp küçülebilmektedir. Örneğin, Kasım ayında 10-15 kişilik bir tasarım jürisi sonrasında mekân hemen dönüştürülerek Lord Norman Foster’a evsahipliği yapmıştır. Harvard GSD öğrencileri mimarlık alanında önemli kişilerin gerçekleştirdiği bu sunumların eğitimlerine olumlu katkı sağladıklarını belirtmişlerdir.(11)

STÜDYO MEKÂNI

Ana girişi ve kütüphane girişini geçip sola (kuzeye) yönelindiğinde uzayan hol sergi mekânıdır. Bu mekân genellikle geçici sergi mekânı olarak kullanıldığı gibi, çeşitli kutlamalara evsahipliği yapabilen bir lobi olarak da kullanılmaktadır. (Resim 5) Sergi mekânının bitiminde sağda üst kat merdivenleri ve kafe, solda ise derslikler yer alır. Meraklı gözler “şu çok bahsedilen stüdyolar nerede acaba” diye düşündürürken, sizi üst kata yönlendiren merdivenler çıkar. Üzerinde sadece Harvard öğrenci kartı ile girilebildiği yazılan merdivenler, mimar olmanın verdiği merakla da çıkılır. (Resim 6) Basmağın rıhtında yazılı olduğu gibi Harvard kartı göstermeden de geçilebilen bu merdivenlerde veya turnikeler / güvenlik kontrolleri yoktur. Bu dar merdivenlerden ilk defa çıktığınızda ve arkanıza döndüğünüzde sizi hiç beklemediğiniz büyüklük ve ihtişamda tasarlanmış, geniş cam bir çatı yüzeyinin altında, bütüncül bir stüdyo mekânı karşılar. (Resim 7)

Burada ne projeler tasarlanır diye düşünürken, mekânın yaratıcılığa olan etkisi bir kez daha aklınıza gelir. Alt kottan yükselen beş kat boyunca görülebilen yaklaşık 500 adet kiosk (cubicle) ve çalışma mekânı sizde muazzam bir tasarlama arzusu uyandırır.

Aslında bu bütüncül stüdyo mekânı, bina dışından bilmeyen bir kişinin ilgisini çekmez, çünkü yapının bağlamıyla olan ilişkisi sizi bu mekâna hazırlamaz. Bina içindeki dar “yabancılar giremez” merdivenine gelip, bir koşu gizlice yukarı çıkmadan, bu mekânı algılayamazsınız.

En büyük enerji görünmez ve hatta algılanmaz kılınmıştır. Projeyi bilmiyorsanız orada öyle bir enerjinin var olduğunu tahmin edemezsiniz.

Bu bütüncül stüdyo mekânı, yapıya karakterini veren eğimli çatının altında yer alır, iç mekânda da çatıya paralel olarak bireysel çalışma alanlarının yerleştiği teraslanan stüdyoları barındırır. 10-15 kişilik gruplardan oluşan her bir stüdyo grubu farklı bir hocayla çalışır. Aynı grupların oturma mekânı hocanın görüşme kolaylığını sağlamak adına birbirine yakındır. Öğrenciler her dönem değiştirdikleri gruplarında oturma mekânlarını da değiştirirler.

Her biri farklı platformlara yerleşen bu stüdyolar her ne kadar ana mimarlık binasına girişte algılanmasa da kamusal bir alandır. Eğim sayesinde bütüncül stüdyo mekânı kolayca algılanır. Öğrenci projesini saklamaz, aksine sürekli olarak dışarıya sunar. Her bir mekân, öğrencilerin yaptıkları sayısız maket ile doludur. Öğrenciler birbirlerinin yaptıkları projeleri kolaylıkla görürler. Birbirlerine kritik verme, biraraya gelip tartışma dürtüsünü sürekli olarak birbirini görme durumu sağlar.

Harvard GSD mezunu Yichen An(12), “tepsi” (tray) adı verilen her bir ara kota yerleşen bu çalışma mekânları üzerindeki çalışma birimlerinin kiosk (cubicle) olarak adlandırıldığını belirtmiştir. Beş farklı kotta yer alan bu bütüncül mekânda kiosklar 1,5 metre yüksekliğinde bölücü panellerle ayrılmaktadır. Aynı kotta ayaktaki bir kişinin mekân algısını kesmez, fakat oturduğunda konsantrasyonunu sağlayabileceği üç tarafı kapalı bir alan yaratır. Metal elemanlarla bölünen kiosklarda, çiçeklerini yetiştirmek için bile detaylar tasarlar öğrenciler. Her bir kioskda sağlı ve sollu oturan iki öğrenci yer alır. Genelde standart bir düzene oturan kiosk tasarımı, planimetrik düzende mekânın köşe noktalarında farklılaşır. Aynı kioskda çalışan öğrenciler birbirlerini argo tabirle “but-mate” (birbirlerini kollayan) olarak adlandırır. Öğrenciler kiosklarında kendilerine ait alanları özel eşyalarıyla kendilerine özgü kılarlar. Geçmişte kioskuna kapı yaptıran bir öğrenci bile olmuştur. Bu da stüdyonun kamusallığına işaret etmektedir. Dekan Mohsen Mostafavi(13), her bir kota yerleşen çalışma alanlarının birliktelik ve kamusallık algısını oluşturduğunu işaret etmektedir. Fakat kamusal alan, tasarım pratiğini tartışmak ve paylaşmak için olumlu görülmekle birlikte, değerli eşyaların güvenliği için sorun oluşturmaktadır.

Yichen An, öğrencilerin dönem başında ikamet yerlerini seçebilmek için kıyasıya bir mücadele verdiklerini espirili bir dille anlatmaktadır. Belirli alanların belirli stüdyolara ayrıldığı bütüncül mekânda öğrenciler, kendi stüdyolarına ayrılan alanda yer kapma yarışına girmektedirler. Merdiven kenarlarına gelen daha “ayakaltı” mekânları sosyal öğrencilerin seçtiği gözlenir. (Resim 8) Mağara (cave) olarak adlandırılan, kesitte daha derinlerde yer alan kiosklarda ise (asma kat altı) gözden uzak olmak isteyen öğrencilerin oturmak istediği görülür. (Resim 9) Her bir alanda öğrencilerin isimleri yazar ve öğrenciler her dönem değiştirdikleri stüdyo gereğince oturdukları kiosklarını da değiştirirler. Tasarım çalışmaları masterı yapan öğrenciler dışında bütün öğrencilerin bir kiosku vardır. Stüdyoya ilk girişteki merdiveni karşılayan kioskun bulunduğu yer, stüdyonun en işlek noktasıdır. Burada ikamet eden öğrencinin perdeyle mekânını ayırdığı gözlenmiştir. Zaman zaman çatıdan akan suları engellemek için şeffaf bir elemanla kioskunun üstünü de örtmüştür.

Okulun bir başka eski öğrencisi Kaan Karabağlı(14), okulun her köşesinin ayrı bir ilham mekânı olduğunu, mekânın bütünsel işlediğini yani sizi olan her şeyden haberdar ettiğini vurguluyor. Karabağlı’nın sözleri ile: “Stüdyo sizin bir eklentiniz halini alıyor, birlikte işliyorsunuz”. Harvard GSD’nin eski mezunlarından Ali Kural(15), mekânın kendine göre bir ekolojisi olduğundan bahsetmekte, farklı çalışma biçimlerini ve metodlarını aynı anda barındırmasını bir peyzaja (landscape) benzetmektedir.

Mekânın olumsuz yönleri sorulduğunda, öğrenciler stüdyo mekânını örten eğimli çatının sert kış koşullarında aktığından bahsetmektedirler. Ayrıca alt kotlardakilerin üşüdükleri, üst kotlardakilerin ise çok ısındıkları gözlenmektedir. Bu nedenle masaların altında ısıtıcı bulunduranlara rastlanır. Bu stüdyo mekânının boşluğunda en alt kotta solda kafeterya sağda ise çok amaçlı bir boşluk (jüri ve sergi amaçlı) yer alır. Kafeterya mekânından direk çıkış vermeyen ama görsel ilişki kurduğu vaziyette kuzey doğuda yer alan açık alan mobilyaları ile okulun dış mekân ihtiyacını karşılar.

Mekânın bir diğer sorunu olan akustik iyi çözülmüştür, fakat sessizliği sağlamak adına burada müzik dinlemek, yüksek sesle konuşmak yasaktır. En alt kottan en üst kottaki arkadaşınıza “hadi gel kahve içelim” diye bağıramazsınız. Zaten her katın kendi kahvesini hazırlayabileceği, kendi yemeğini ısıtacağı küçük mutfakçıkları vardır. Gerektiğinde jüri

mekânı olarak da kullanılabilen salonlar (lounge), gerektiğinde sabahlayan öğrencilerin uyuduğu da mekânlardır.

Eğimli çatı yüzeyinin her iki yanında dış mekânda eğime parallel yerleştirilen kaçış merdivenleri yer alır. (Resim 10) Kuzey yönünde bu merdivene adeta kulis duvar biçiminde hoca odalarının, teorik dersliklerin yer aldığı bir alan eklenir. Ders ve öğretim üyesi odaları kuzey ve batı yönünde eğimli çatı yüzeyinin hacmini L biçiminde sararak kotlara dağılır. Öğretim üyeleri odalarının kimi direk koridorlara bağlanırken kimisi 3-4 odanın kendisine ait yarı özel alanına açılır. Bu alanlar camla ana koridorlara kapanırlar. Üç dört kişilik masa ve bir fotokopi makinası koymaya olanak sağlar. Üretim laboratuarları (fabrication lab) ise bodrum katta ayrıca yer alır. Bu laboratuvarlarda lazer kesiciler, CNC makinaları, robotik 6 akslı cihazlar, 3D hızlı prototipleme ve ahşap-metal atölyeleri bulunmaktadır. Diğer öğrencilere yardım etmek amacıyla 50’nin üzerinde eğitimli öğrenci görevlidir. Randevu alınarak kullanılan makinelerin kullanımı ücretsizdir, sadece kullanılan malzemenin parası ödenir.

STÜDYO MEKÂNININ KAMUSAL ENERJİSİ

Harvard Yüksek Lisans Mimarlık Okulu stüdyo mekânı ile adeta stadyum mekânı gibi enerji üreten bir mekândır. (Resim 11) Çalışan insanlar birbirlerinden etkilenir. Mimarlığın ürettiği enerjiyi diğerlerine etkili kılmanın bir yolu olan görme ve görülme Harvard stüdyo mekânında toplam bir enerjiye dönüşmektedir. Mimarlık öğrencisinin “yer”leşmesi ve mekânı kendine ait kılması iyi bir duygudur. Mimarlık eğitimi çalışma ortamının göçebeliği ve aitlik duygusundan yoksunluğu, konsantrasyonu azaltan bir unsurdur. Her seferinde maket bıçağını, bilgisayarını tekrar yerleştirmek, aynı zamanda maket yapmak eğitimin performansını düşürücü etki yapar. Harvard Yüksek Lisans Mimarlık Okulu’nda öğrenciler mekâna “yer”leşirler. Kişisel eşyaları, maket malzemeleri ile tümüyle kendilerine ait bir mekânda tasarım yaparlar. Harvard GSD stüdyosu “öğrencinin mekânıdır”. Tek seferde algılanan eğimli stüdyo öğrencinin hakimiyetini, öğrencinin mekânı kendisinin hissetmesini sağlar. Öğretim üyesinin hakimiyetinde bir stüdyo değildir. Bu da eğitimde öğrencinin kendini iyi hissetmesini sağlayan bir unsurdur.

Harvard GSD stüdyo mekânı bütüncül bir kamusal mekândır. Stüdyolarda bilginin paylaşımı da kamusaldır. Üst kotlardan alt kottaki bir “cubicle”da çalışan birini görüp katılma imkanı verir. Görmek ve görülmekten kaynaklı kamusal enerji üreten bir mekândır. Han Tümertekin(16)

Harvard’da stüdyo yürüttüğü sıralarda bu enerjiyi şu sözlerle anlatır: “Bu mekânda herkesin çalıştığını görünce eve gidemezsiniz. Siz de daha fazla çalışma isteği duyarsınız”. Bu bağlamda Moussavi ise Londra AA ve Harvard GSD okullarını karşılaştırdığı yazısında, GSD’nin AA’ya zıt olarak bireysel öğrenmeyi reddeden bir yapıda olduğunu vurgulamaktadır. Moussavi şehirle birlik ve iletişim kuran yapıdan bahsetmekte, Gund Hall’ün öğrencilerin zor terkettiği, ders aralarında ara katlardaki kiosklarda çalıştığı, koltuklarda uyuduğu ve yemek yediği bir mekân olduğunun altını çizmektedir.(17)

Bir mimarlık okulunun “iyi” olmasında, öğrencisinin “iyi” olmasının yanında mekânının da “iyi” olması önemlidir. “İyi” mekân öğrencinin sahiplendiği, benimsediği, içselleştirdiği; böylelikle tasarımının, paylaşımının ve üretiminin çoğaldığı mekândır. “İyi” stüdyo mekânı masasında çiçeğinizi yetiştirip, fotoğrafını astığında içselleşir. Harvard Yüksek Lisans Mimarlık Okulu stüdyoları mimarlık öğrencisinin eğitim ortamını içselleştirmesini sağladığı önemli bir örnektir.

NOTLAR

1. “Grounded Visinonaries”, www.groundedvisionaries.org [Erişim: 12.04.2016]

2. Jinxiu, Wu, 2016, “Architecture Education oin Harvard GSD”, Architectural Journal, sayı:209/3, http://en.cnki.com.cn/Article_en/CJFDTOTAL-JZXB200903031.htm [Erişim: 12.04.2016]

3. Hill, John, 2016, “Spaces for Learning”, www.world-architects.com/pages/insight/spaces-for-learning [Erişim: 12.04.2016]

4. “GSD to Start Construction of Gund Hall”, www.thecrimson.com/article/1969/11/3/gsd-to-start-construction-of-gund [Erişim: 12.04.2016]

5. Moussavi, Farshid, 2012, “School Buildings Produce Culture”, www.architectural-review.com/education/school-buildings-produce-culture/8636270.article

6. 2015 yılında Amerika’nın en iyi mimarlık ve tasarım okullarının belirlendiği rapora göre. www.di.net/articles/americas-best-architecture-schools-2016/ [Erişim: 12.04.2016]

7. Harvard Lisansüstü Tasarım Okulu (GSD) web sitesi: www.gsd.harvard.edu [Erişim: 12.04.2016]

8. Koester, Robert, J., 2006, “Centers for Regenerative Studies: Graduate Studio Experiences in Education for Sustainable Design”, PLEA2006 Konferansı, Cenevre, İsviçre, sayı:1, ss.659-664.

9. Meiss, Pierre Von, 1995, “Design in a World of Permissiveness and Speed”, Architectural Education, Educating Architects, (ed.) Martin Pearce, Maggie Toy, Academy Editions, Londra, ss.110-115.

10. Çaglar, Nur, 2007, “Extra-Curricular Challenges in Architectural Design Education: International workshops or roving studios”, GÜMMF Mimarlık Bölümü Kış Okulu, www.ewsad.gazi.edu.tr.

11. Harvard GSD mezunu Yichen An ile sözlü görüşme, 15.11.2015, Boston.

12. Harvard GSD mezunu Yichen An ile sözlü görüşme, 15.11.2015, Boston.

13. Hill, 2016.

14. Eski Harvard GSD öğrencisi Kaan Karabağlı ile sözlü görüşme, 01.04.2016, Istanbul.

15. Harvard GSD mezunu Ali Kural ile sözlü görüşme, 11.04.2016, Istanbul.

16. Han Tümertekin ile sözlü görüşme, Eylül.2008, Bilgi Üniversitesi, İstanbul.

17. Moussavi, Farshid, 2012, “School buildings produce culture”, http://www.architectural-review.com/education/school-buildings-produce-culture/8636270.article.

 

Bu icerik 7289 defa görüntülenmiştir.