26 Mayıs- 25 Kasım 2018 tarihlerinde düzenlenecek 16. Venedik Mimarlık Bienali'’n küratörlüğünü Grafton Architects kurucu ortakları Yvonne Farrell ve Shelley McNamara yürütecek. Küratörleri belirleyen Paolo Baratta başkanlığındaki Venedik Bienali Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama şu şekilde: “Alejandro Aravena'nın küratörlüğünde gerçekleşen sergi, ziyaretçilere, mimarlığın dünya çapındaki evrimine ilişkin eleştirel bir bakış sunarak, bireylerden ve toplumdan gelen nitelikli bir talebin aynı derecede etkili bir yanıtla karşılanmasının ne denli önemli olduğunun altı çizdi ve böylece mimarlığın, sivil toplumun yaşadığı ve çalıştığı alanı organize etme araçlarından biri olduğunu teyit etti. Bu doğrultuda Yvonne Farrell ve Shelley McNamara da aynı konuyu ele almaya devam edecekler. Ancak bunu kamusal ve özel alan, kentsel alan, arazi ve peyzaj kalitesini mimarlığın ana amaçları olarak gören bir bakış açısı ile yapacaklar. Çalışmalarındaki titizlikle bilinen küratörler, yoğun eğitim faaliyetleri ve yeni nesli etkileme becerileri ile de tanınıyorlar."

Mimarlık pratiğinin yanında eğitsel faaliyetlerle de öne çıkan mimarlar, Lima'da tasarladıkları UTEC Kampüsü projesiyle geçtiğimiz yıl RIBA Uluslararası Ödülü'nü almıştı.

7 Haziran 2017 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla birlikte bienalin teması da duyuruldu: Freespace (Serbest Mekân) Temanın ‘mimarlıktaki çeşitliliği, özgünlüğü ve devamlılığı’ vurgulayacağını söyleyen küratörler, bienalin ana hatları şu şekilde belirttiler:

Freespace ruhun cömertliğini ve mekânın kendi niteliğine odaklanan mimarlık gündeminin temelindeki insani hissi tarif eder.

• Freespace mimarlığın, kullanıcılarına ücretsiz ve ekstra mekânsal olanaklar sağlama becerisine ve yabancıların dile getirilmeyen isteklerine değinme becerisine odaklanır.
• Freespace mimarlığın en özel, savunucu, ayrıcalıklı ya da ticari anlamda kısıtlanmış durumlarda bile her bir projede ekstra ve beklenmedik bir cömertlik bulma kabiliyetini kutlar.
• Freespace günışığı, ayışığı, hava, yerçekimi, malzeme gibi doğanın bahşettiği doğal ya da insan yapımı armağanları vurgulama olanağı sağlar.
• Freespace düşünme yollarını yeniden gözden geçirmeyi, dünyayı görmenin yeni yollarını ve bu kırılgan dünyadaki her bir vatandaşın refahı ve itibarı için mimarinin sağladığı yeni çözümleri teşvik eder.
• Freespace henüz tasarlanmamış kullanımlar için programlanmamış, ücretsiz bir fırsat mekânı ve demokratik bir mekân olabilir. Henüz icat edilmemiş ya da tasarlanmamış olsa bile insanlar ve binalar arasında gerçekleşen bir takas var, bu yüzden binalar zaman geçtikçe (mimarları sahneyi terk ettikten çok sonra) insanlarla paylaşmanın ve onlara bağlanmanın yollarını bulurlar. Mimarlık hem aktif hem de pasif bir yaşama sahiptir.
• Freespace hayal etmenin özgürlüğünü, zaman ve hafızanın serbest mekânını, geçmiş, şimdi ve geleceği bir araya getirmeyi, kültürel miras katmanlarının üzerine inşa etmeyi ve kadim olanı çağdaşla dokumayı kapsar.