361
EYLÜL-EKİM 2011
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK GÜNDEM

Mimarlık Eğitiminde Güncel Politikalar: “Mesleğe Kabul Kurulu” Hayata Geçirilmelidir

H. Çetin Türkçü, Prof. Dr., İzmir Üniversitesi, Mimarlık Bölümü Başkanı
Mimarlık ve Eğitim Kurultayı-6 Başkanı

“Her çağın en gözde mesleklerinden biri olan mimarlık, öğrencilerin en çok tercih ettiği dalların arasında yer almaktadır. Ayrıca mimarlık eğitimi için bilgisayar laboratuvarı dışında büyük yatırımların gerekmemesi, maket ve malzeme laboratuvarı koşulunun YÖK tarafından aranmıyor olması, çoğu vakıf üniversitesinde mimarlık bölümlerinin öncelikli açılış nedenidir.”

“2006’dan bu yana geçen 6 yıl içinde devlet üniversiteleri sayısı % 90, vakıf üniversiteleri sayısı % 158 artmıştır. Son 6 yıl içinde aynı artış oranının öğretim elemanı sayılarında sağlandığı ise ne yazık ki söylenemez.”

“Burada yükseltilen itirazlar üniversitelerin yeterli altyapı, yeterli öğretim elemanı kadrosu sağlanmadan devlet tarafından ‘politik’, bazı vakıf üniversitelerince ‘ticari’ düşüncelerle açılmasınadır.”

“Mesleğe Kabul Kurulu bir an önce yasal dayanağına kavuşturularak işlemeye başlamalıdır. Böylece 4 yıllık mimarlık bölümünden mezun olmanın, Odaya kayıt olup ‘imza yetkili mimar’ olabilmek için tek koşul olmamasının yasal zemini yaratılabilecek ve mimarlık bölümlerinin niteliklerinin artırılması süreci kendiliğinden düzene girmeye başlayacaktır.”

*          *          *

Yakın zamanlarda “mimarlık eğitiminde kalitenin günden güne kötüye gittiği” söylemi mimarlık paydaşlarınca sıkça dillendirilmektedir. Mimarlar, ofislerine çalıştırmak / staj yaptırmak için aldıkları mimarların / öğrencilerin eskisi kadar iyi yetişmemiş olduklarından; yeni mezunlar veya stajyer öğrenciler, üniversitelerinde yeterince öğrenemediklerinden; eğitimciler, mimarlık öğrencilerinin kalitesinin düştüğü konusundan şikâyetçiler.

Bir eğitim düzeyinin temel bileşenleri olan eğitim / öğretim kadrosunun kalitesi ve sayısal yeterliliği, üniversite altyapısı / donanım (kütüphane, laboratuvar, vb.) kalitesi ve öğrencilerin kalitesi ne denli yüksek olursa, eğitimin de o denli kaliteli olacağı bir gerçektir. O nedenle mimarlık eğitiminde kalitenin düşmesisorununa bu açılardan yaklaşılması mümkün olmasına rağmen sorunun çoğunu yarattığına inandığım üniversite ve mimarlık bölümleri sayılarındaki hızlı artışa hemen değinmek doğru olacaktır. Çünkü söyleneceklerin çoğu (kadroların niceliksel yetersizliği, uzmanlaşmamış öğretim kadrosu, öğrencilerin rastgele seçilmesi nedeniyle kalitesinin düşmesi vb.) akademik altyapısı zayıf mimarlık bölümlerinin hızlı sayısal artışıyla örtüşen sorunlardır.

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra 1933’te ilk devlet üniversitesi kurulmuş ve sonra toplam üniversite sayısı 1946 yılında 3, 1973’te 9, 1978’de 18, 1982’de 27, 2001 yılında 54’e yükselmiş, 2006’ya kadar sabit ka­­lmış, bundan sonra 2011’de 103’e ulaşmıştır. (1) İlk vakıf üniversitesi 1984 yılında kurulmuş, sonra sayıları 2000 yılında 20’ye, 2005’te 24’e yükselmiş, 2006 ile 2011 yılları arasında büyük bir artışla 62 olmuştur. Özetle 2006’dan bu yana geçen 6 yıl içinde devlet üniversiteleri sayısı % 90, vakıf üniversiteleri sayısı % 158 artmıştır. Son 6 yıl içinde aynı artış oranının öğretim elemanı sayılarında sağlandığı ise ne yazık ki söylenemez.

Mimarlık bölümlerinin sayıları da üniversitelerin, özellikle de vakıf üniversitelerinin açılışına paralel olarak artmaktadır, çünkü her çağın en gözde mesleklerinden biri olan mimarlık, öğrencilerin en çok tercih ettiği dalların arasında yer almaktadır. Ayrıca mimarlık eğitimi için bilgisayar laboratuvarı dışında büyük yatırımların gerekmemesi, maket ve malzeme laboratuvarı koşulunun YÖK tarafından aranmıyor olması, çoğu vakıf üniversitesinde mimarlık bölümlerinin öncelikli açılış nedenidir.

Mimarlık bölümlerinin açılışıyla ilgili burada 2005-2011 yılları verilerine ayrıntılı değinilecektir. 2005–2011 arasında mimarlık öğrencileri sayıları sırasıyla 1.937, 1.918, 1.945, 2.700, 2.976, 3.649, 4.106 ve artış oranı % 112 olmuştur. 2010 yılında ÖSYM’nin kontenjan listesinde 50 mimarlık bölümü yer almış ve bunlara 3.649 öğrenci kontenjanı verilmiştir. Bunun % 48’i devlet, % 34’ü vakıf, % 5’i KKTC’deki bölümlerdir. 2011 yılına gelindiğinde mimarlık bölümü sayısı 61’e, öğrenci kontenjanı sayısı da 4.106’ya ulaşmıştır. (2) Kısaca son bir yıl içinde mimarlık bölümü sayısı % 22, öğrenci kontenjanı ise % 13 artmıştır. Bölüm artışının sadece 1'i devlet, kalan 10’u vakıf, kontenjanlardaki artışın 43’ü devlet, 414’ü vakıf üniversitesi bölümlerinden kaynaklanmıştır. Yine burada vakıf üniversitelerinin mimarlık öğrenci kontenjanlarının artışı dikkati çekmektedir. 2005 yılında mimarlık öğrencilerinin % 62’si devlet üniversitelerindeyken, bu oran 2011’de % 43’e düşmüştür.

Şüphesiz ki üniversitelerin sayısal artışına karşı, bu sayılar gelişmiş Batı ülkelerindekilerle kıyaslandığında söylenecek bir şey olamaz, ancak burada yükseltilen itirazlar üniversitelerin yeterli altyapı, yeterli öğretim elemanı kadrosu sağlanmadan devlet tarafından “politik”, bazı vakıf üniversitelerince “ticari” düşüncelerle açılmasınadır. Meslek üyelerimiz arasında mimarlık eğitiminin ticarileşiyor olması endişesi giderek artmaktadır.

Mimarlık eğitimi söz konusu olduğunda özellikle yetişmiş öğretim elemanı eksikliği iyice göze çarpmaktadır. YÖK’ün bölüm açmak için aradığı en az 3 öğretim üyesi koşulu mimarlık için ancak ilk yıllarda yeterli olmaktadır. Mimarlık eğitiminin temel dersleri olan proje derslerinin usta-çırak ilişkisi paralelinde, stüdyolarda öğrencilerle birebir, karşılıklı tartışılarak yürütülmesi, bu nedenle bir hocanın 12-15 dolayında öğrenciye muhatap olması gerekmektedir. Ne var ki, 3 öğretim üyesi ile başlayan eğitimin devamında yıllık kontenjanlar 60-75 öğrenci şeklinde devam ederken, hocaların proje derslerinde standart sayıların çok üzerindeki öğrenciye bakması beklenmekte veya artan eğitimci ihtiyacı öğretim tecrübesi olmayan, çağımızın güncel mimarlık konularına uzak, birçoğu lisansüstü eğitimlerini henüz yapmakta olan öğretim görevlileri veya uzmanlaşmamış piyasa mimarlarınca sağlanmaya çalışılmaktadır. Yeterli altyapısız bölüm açma sorunu önceki MOBBİG toplantılarında ve Mimarlar Odası tarafından 2011 yılı için hazırlanmakta olan Mimarlık ve Eğitim Kurultayı-6 kapsamında da dile getirilmiş ve “Lisans ve Lisansüstü Programların Açılması ve Sürdürülmesinde Aranacak Asgari Koşulları Belirleme Komisyonu” kurularak bazı standart değerlerin belirlenmesi hedeflenmiştir.

Kanımca üzerinde durulması gereken esas konu, mimarlık bölümlerindeki eğitim kalitesinin nasıl artırılabileceğidir. Bu kapsamda eğitimcilere, devletin yüksek öğretim yetkililerine ve meslek Odalarına büyük görevler düşmektedir. Mimarlık bölümleri, eğitim sorunlarını akademik düzeyde tartışabilmek için 1995 yılında Mimarlık Okulları Bölüm Başkanları İletişim Grubu’nu (MOBBİG) kurmuşlardır. 2006 yılında da MOBBİG’in kararlarını YÖK’e, Üniversitelerarası Kurul’a (ÜAK) veya üniversite yönetimine aktaracak bir Mimarlık Fakülteleri Dekanlar Konseyi (MİDEKON) kurulmuştur. Mimarlar Odası ile MOBBİG sıkı bir işbirliği içinde, mimarlık eğitimi kalitesinin iyileştirilmesi yönünde son derece öneme sahip Mimarlık Akreditasyon Kurulu'nu (MİAK) 2006 yılında hayata geçirmiştir. MİAK, mimarlık bölümlerinin eğitim programlarını, isteğe bağlı olarak değerlendirecek bir kalite güvencesi kuruluşudur. MİAK’ın hedefi, arzu eden mimarlık bölümlerini tarafsız ziyaret takımları aracılığı ile değerlendirip eğitim programlarının kalitesini artırmaya yönlendirmektir. Böylece mimarlık eğitim kurumlarının eğitim kalitesi birbirleriyle kıyaslanabilir hale gelecek, öğrenciler başvuracakları bölümlerin eğitim düzeyinden bilgi sahibi olarak seçimlerini o doğrultuda yapabileceklerdir.

Mimarlık bölümlerinin MİAK’a akreditasyon için başvurma zorunluluğu henüz olmadığından, Mimarlar Odası tarafından hazırlıkları sürdürülen Mesleğe Kabul Kurulu bir an önce yasal dayanağına kavuşturularak işlemeye başlamalıdır. Böylece 4 yıllık mimarlık bölümünden mezun olmanın, Odaya kayıt olup “imza yetkili mimar” olabilmek için tek koşul olmamasının yasal zemini yaratılabilecek ve mimarlık bölümlerinin niteliklerinin artırılması süreci kendiliğinden düzene girmeye başlayacaktır. Ayrıca, MOBBİG toplantılarından, Mimarlık ve Eğitim Kurultayları’ndan, eğitim sempoz­yumlarından edinilecek mimarlık eğitiminde kaliteyi korumaya ve yükseltmeye yönelik çalışma sonuçlarının MİDEKON ve Mimarlar Odası aracılığı ile ilgili devlet makamlarına iletilmesi çabaları artırılmalıdır.

 

NOTLAR

1. http://www.yok.gov.tr/content/view/531 (Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2011)

2. http://www.osym.gov.tr

Bu icerik 4974 defa görüntülenmiştir.