361
EYLÜL-EKİM 2011
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
DOSYA

Robert Oerley’in İstanbul’da Bilinmeyen Bir Yapısı: TUZLA İÇMELERİ KAPLICA OTELİ

Sevim Ateş Yrd. Doç. Dr., Yeditepe Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü

Kaplıca Oteli, erken Cumhuriyet dönemi mimarlığının (1923-1940) ikinci evresinde (1927-1940) inşa edilmiştir. (Resim 1) Bu yıllar, genç Türkiye Cumhuriyeti için başta eğitim, sağlık, sanayi ve bayındırlık olmak üzere her alanda gerçekleştirmeyi hedeflediği yenilikçi ve modern anlayışın egemen olduğu bir dönemdir. Bunun sonucunda Batıda gelişen ilerici düşünceler kısa zamanda yurdumuza ulaşmıştır. Bu kapsamda, mimarlık alanında da, başta Ankara’nın imarı olmak üzere hem uygulama hem de akademik çalışmalar için 1927’den 1930’ların sonuna kadar süregelen dönemde Avrupa’dan (özellikle Almanya, Avusturya, İsviçre) çok sayıda yabancı mimar davet edilmiştir. Bu dönem, Avrupa’da mimaride “Bauhaus” öğretisinin egemen olduğu, işlevselcilik ve rasyonelliğin ön planda tutulduğu bir dönem ile ulusçuluk akımlarının etkisi ile neo-klasik anlayışın gelişmeye başladığı bir başka dönem arasında bir geçiş niteliği taşımaktadır.

Cumhuriyet döneminde, aynı zamanda ülkemizde bilinçli bir sağlık politikası hedeflenmiş ve Sağlık Bakanlığı (Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti) kurulmuştur. Bakanlığa bağlı olarak numune hastaneleri kurulmuş ve sağlıkla ilgili kanunlar çıkarılmaya başlanmıştır. Bunlar arasında, 1928’de Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü Kuruluş Kanunu da bulunmaktadır. Sağlık alanındaki bu çağdaş atılımlarda Atatürk’ün ve Cumhuriyetin ilanından sonra ilk Sağlık Bakanı olan Dr. Refik Saydam’ın rolü büyüktür. [1] Tuzla İçmeleri’nin bilinçli olarak ele alınması ve modern bir tesis oluşturularak termal suyun halk sağlığı için kullanıma sunulması bu dönemde gerçekleşmiştir.

1930’lu yıllar, aynı zamanda Türkiye’de sanayileşmenin de yoğun olarak yaşandığı, her şehirde sanayi yapılarının faaliyete geçirildiği bir dönemdir. Bu bağlamda, kaplıcanın kurularak halkın kullanımına sunulmasında, bölgenin ekonomik gelişiminin hızlandırılması da amaçlanmıştır.

 

ROBERT OERLEY’İN GÖREVLENDİRİLMESİ

Oerley’in Mimari Uygulamalarına Genel Bir Bakış (Viyana ve Ankara’daki yılları)

Robert Oerley (1876-1945), Cumhuriyet dönemi yıllarında ülkemize davet edilen önemli yabancı mimarlardan biridir. (Resim 2) Ankara’nın yeniden imarında imzaları olan Theodor Jost, Clemens Holzmeister, Ernst Egli gibi Avusturyalı mimarlar arasında yer almıştır. Oerley, Viyana’da Mimarlar Odası İkinci Başkanı’yken 15 Nisan 1928 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile kendisinden Türkiye’ye gelerek “Hıfzısıhha Mü’essesesi ve Numune Hastanesi’nin inşaat planları”nı hazırlaması istenmiştir. [2]

Kendisinden önce Ankara’ya gelen (1926-28 yılları arası) Theodor Jost, sağlık yapılarını planlamaya başlamıştır. Sağlık Bakanlığı Binası ile ilk uygulamasını yaptıktan sonra, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün Bakteriyoloji ve Kimyahane Binası’nı tasarlamıştır. Oerley’in gelişinden kısa bir süre sonra Jost ülkemizden ayrılırken, Robert Oerley bu görevi tek başına üstlenmiştir.

Oerley, yeni oluşturulan Türkiye Cumhuriyeti için başkent Ankara'da 1928-1933 yılları arasında özellikle Sağlık Bakanlığı için yapılar tasarlamıştır. Bu nedenle “Cumhuriyet döneminin sağlık yapıları mimarı” olarak tanınmıştır. Ankara’daki bilinen eserleri yapılış tarihlerine göre şöyledir:

 

Sağlık yapılarının tasarım ve uygulamalarının kendisine verilmiş olması tesadüf değildir. Oerley, Viyana’da 1907-08 yıllarında Viyana modernizminin ilginç örneklerinden biri olarak değerlendirilen Luithlen Sanatoryumu’nu inşa etmiştir. (Resim 3) [3] Deri hastalıkları ve zührevi hastalıklar için tasarlanan bu yapı, döneminin en modern ve donanımlı sağlık yapısı olarak da tanınmış ve Oerley’in Viyana’nın önde gelen mimarları arasında yer almasını sağlamıştır.

Oerley, çok yönlü bir mimar ve sanatçıdır. [4] Marangoz olan babasının yanında mobilya imalatını öğrenmiş ve 1902’de kalfalık sınavını kazanmıştır. Döneminin en yetenekli mobilya imalatçılarından biri olmuştur. 1892 ile 1896 yılları arasında ise Viyana Uygulamalı Sanatlar Okulu’nda mimarlık, ressamlık, grafik ve uygulamalı sanat eğitimi almıştır. Çok yönlü yaratıcı kişiliği ile birçok alanda çalışmalar yapmış, suluboya resim çalışmaları ve mobilya tasarımları ile de tanınmıştır. Birçok kuruluşa üye olmuştur. 1902’de Avusturyalı sanatçıların oluşturduğu Hagenbund Grubu’na katılmış, Luithlen Sanatoryumu’nun inşasından sonra, 1907-1939 arasında Viyana Sezesyonu’nun en önemli mimarları arasında yer almıştır. 1920-1928 arasında ise Avusturya Werkbundu’nun kurucularından olmuştur. Viyana’daki başlıca yapıları arasında Zeiss Fabrikası (1917), birçok tek konut (Viyana Şehir Ödülü alan Villa Wustl gibi, 1912-14) ve apartman blokları (K. Krist ile tasarladığı George Washington-Hof gibi, 1927-30) yer almaktadır.

Tankut, Oerley’in 1928’de Türkiye’ye gelince Sağlık Bakanlığı İnşaat Bürosu’nda çalışmaya başladığını kaydetmektedir. [5] Resim 8’deki yazışmadan ise 1929’da “Ankara İmar Müdürlüğü Başmimarı” olarak görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Oerley, aynı zamanda Ankara İmar Planı’nın gerçekleşmesinde Herman Jansen’e yardım etmiştir. [6]

Oerley’in Tuzla İçmeleri Kaplıca Oteli Projesini Hazırlaması

Tuzla İçmeleri’nin bilinçli olarak ele alınması ve değerlendirilmesi Cumhuriyet döneminde başlamıştır. İktisat Vekaleti’nden yazılan 24 Mart 1929 tarih ve 7132-13 numaralı tezkere ile imtiyaz sahibi Kamil Bey tarafından Tuzla İçmeleri maden suyunun Tuzla İçme Maden Suları Türk Anonim Şirketi’ne satılması istenmiş ve 27 Mart 1929 tarihli ve 7820 sayılı karar ile Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal, Başbakan İsmet (İnönü) ve Bakanlar Kurulu’nun imzalarıyla satış izni onaylanmıştır. (Resim 4) Karar, 13 Nisan 1929 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. (Resim 5)

Tuzla İçme Maden Suları Türk Anonim Şirketi, Ocak 1928 tarihli kayıtlardan anlaşıldığı üzere Dr. Mehmet Kamil, Dr. Akil Muhtar, Dr. Neşet Ömer ve yazışmalarda adı geçen Dr. Hikmet ile başta Kamil Abduş Bey olmak üzere işadamlarından oluşan bir grup tarafından kurulmuştur. Bu doktorlar mesleklerinde önemli yerleri olan ve tıp literatürüne geçmiş kişilerdir. Bunların arasında bulunan Akil Muhtar (Özden) (1877-1949), Neşet Ömer (İrdelp) (1882-1948), M. Kamil (Berk) (1878-1958) aynı zamanda Atatürk’ün doktorlarıdır. (Resim 6) [7]

Satışın onayından sonra, 1929’da Tuzla İçmeleri AŞ. bir faaliyet raporu hazırlamıştır. (Resim 7) Bu rapordan, Oerley’in şirketin mimarı olarak görevlendirildiğini ve içmeler için genel bir yerleşme planı (vaziyet planı) hazırladığını anlıyoruz. Ayrıca, bu planın tahminen yarım milyon liraya gerçekleşebileceğini, ancak şirketin bu miktarı karşılamasının zor olacağı da belirtilmektedir. Bu konuya çözüm getirmek amacıyla şirketin idare heyetinin düşüncesi ise şu şekilde açıklanmaktadır: “Öncelikle umumi plan olarak nitelendirilen vaziyet planını kabul etmek; ikinci olarak planın ana sınırlarını değiştirmeden gereğinde bazı tali tadilatlar yapmak; üçüncü olarak da vaziyet planına uygun olarak inşaata en gerekli yerinden ve en mütevazı şekilde başlamak”.

Ayrıca otel, gazino, lokanta, plaj gibi diğer tesisatın gerekirse bir limited şirket kurularak yapımına devam edilmesi, bu kararlar arasında kaydedilmiştir. İdare heyeti, mevcut şirketin sermayesini daha verimli hale getirebilmesi için öncelikli olarak bir otel inşasını uygun görmektedir. Bunun için de Oerley ile imzaladıkları sözleşme gereğince planların hazırlanması için kendisine başvurmuşlardır. Oerley, karşılıklı fikir alışverişi sonucunda şirketin istediği iki ayrı otel planını hazırlamıştır. Bunlar, “2. sınıf bir otel planı” ile “1. sınıf tali bir otel planı”dır. İdare heyeti, inşaata öncelikli olarak ellerindeki sermaye ile 1. sınıf otelden başlamayı uygun görmüştür. Otel daha sonra gerektiğinde genişletilebilecektir. Faaliyet raporunda, bu planın ayrıntılarının yakında Oerley tarafından yollanacağı ve hemen uygulamaya başlanacağı da kaydedilmiştir.

Rapordan anlaşıldığı üzere, önceki yıl (1928) mevsimin en faal olduğu dönemde yağmurların başlaması şirketin gelirini oldukça azaltmıştır. Sermayeye eklenecek kâr % 4 kadardır. Ancak, inşasına karar verilen otel yapıldığı takdirde kazançlarının artarak arzu ettikleri dereceyi bulacağı da belirtilmektedir.

Bu esnada şirket ile Oerley arasında yapılan ve yukarıda belirtilen yazışmalar da mevcuttur. Doktor Hikmet Bey, Resim 8’deki belgeden anlaşıldığı üzere, Oerley’e otel projesini yapmasını istediklerini bildirmiştir. Bunun üzerine Oerley, kendilerine 12 Kasım 1929’da Türkçe ve Almanca 3 sayfalık bir mektup yollamıştır. 20 Kasım 1929’da ise Tuzla İçmeleri AŞ.’nin “Heyeti İdare Reisi” [8], “Ankara İmar Müdürlüğü Başmimarı Robert Oerley”e bir mektup yazarak Heyeti İdare’nin kendisinden “primitif” otel projesini hazırlamasını ve Oerley’in konu ile ilgili olarak arzu ettiği açıklamaları da bildirmesini rica etmektedir. [9]

Bu mektuptan yaklaşık 7 ay sonra Oerley, Tuzla İçmeleri’nin doktoru Hikmet Bey’e 8 Temmuz 1930’da Almanca bir mektup yollamıştır. (Resim 9) [10] Oerley, antetli kağıda yazdığı bu mektupta, “Zivilarchitect Robert Örley [11] (Sivil Mimar Robert Örley), Architekt z.v.b.d.a., Baurat h.c.”, (Ankara İmar Müdürlüğü Başmimarı olarak bu unvanı almıştır) [12] ve “Technischer Leiter Der Stadtbaudirektion” (Ankara Şehir Planlama Dairesi Teknik Direktörü) unvanlarını kullanmıştır. Adres olarak da “Dikmen Caddesi, no: 4”ü göstermiştir.

Oerley, “Sayın Bay Dr. Hikmet”e hitaben yazıya başlayarak, “30 Haziran’da gönderdiğim kalan planları aldığınızı ümit ediyorum” diye devam etmektedir. Teknik şartnamenin özgün imzalı ve Almanca kopyalı metinlerini gönderdiğini belirtmekte ve ücretinin kendisi tarafından ödenmek suretiyle İstanbul’da tercüme ve çoğaltılmasını da Dr. Hikmet’ten rica etmektedir. “Memnun olduğunuzu umuyorum, çok selamlar” diyerek yazısını tamamlamaktadır. Ayrıca mektubun sonundaki ekte teknik şartnamenin özgün imzalı ve fotokopi nüshalarının yer aldığını da yazmaktadır.

Oerley, otel inşaatı ile ilgili olarak 1930 yılında 26 sayfalık, oldukça detaylı Almanca bir keşif raporu da hazırlamıştır. (Resim 10) Raporun özet bölümünde 13 kalem iş belirtilmiştir. Toprak-duvar işleri, beton-taş ve suni taş işleri, marangozluk işleri, çatı işleri, doğrama işleri, demir işleri, tesisat işleri, su-sıhhi tesisat ve kanalizasyon, cam/pencere işleri, kaplama işleri, boya işleri, elektrik tesisatı, monşarj (yemek asansörü) ile ilgili bu işler raporda detaylı olarak anlatılmaktadır. Bir ön yazı hazırlanarak, otelin yapımında kullanılacak olan kum-çakıl taşı ve kırmataş, çimento, kireç, doğal taş, tuğla, harç gibi malzemelerin özellikleri, demir-beton konstrüksiyonu, tavan konstrüksiyonu, marangozluk işleri, çatı, mobilya ve elektrik tesisatı ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Daha sonra (sayfa 7’den itibaren) her iş kalemi poz numaraları, birim miktarları ve yapıdaki yerlerine göre maddeler halinde açıklanmıştır.

Tuzla İçmeleri AŞ., Oerley’in hazırladığı keşif raporuna uygun olarak Müteahhit Simota Efendi [13] ile 47 maddelik (5 sayfa) bir sözleşme hazırlamıştır. Sözleşmede, “Tuzla içmelerinde, İçmeler şirketine ait mahalde inşa edilecek otelin fen kaidelerini gösterir kaye döşarjdır. Müteahhit Simota efendi işbu mukavelenameyi aynen tatbike mecburdur” denmektedir. (Resim 11)

Oerley, oteli içmeler arazisinin en yüksek kotuna, manzaraya hâkim bir biçimde konumlandırmıştır. (Resim 12) Otelin yapılış dönemi 1930 sonları ile 1932 yılları arasındadır. Gerek Almanca keşif raporundan gerekse müteahhitle yapılan sözleşmeden otelin yığma yapı ve betonarme karkas teknikleriyle karma sistemde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Temel katı taş, üst katları tuğla, tavanlar betonarmedir. Statik hesaplarına göre de gerekli yerlere beton putreller konacaktır. Otelin bodrum katı 2.30, zemin ve birinci katları 3.00, çatı katı ise en yüksek kısımlarda 2.70, en alçak yerlerde ise 2.00 metre olacaktır. Duvar kalınlıkları da zemin ve birinci katlarda birbuçuk, çatı katında tek tuğla olacaktır.

Yapı bodrum, zemin, birinci ve çatı katlarından oluşmaktadır. (Resim 13) Bodrum katının bir bölümünde mutfak, ofis ve antre yer almaktadır. Zemin kat resepsiyon, odalar ve tuvaletleri içermektedir. Uzun bir koridorun iki yönünde odalar konumlanır. Günümüzde doktor ve tedavi odaları da bu kattadır. Koridorun bir ucunda giriş holü, merdivenler ve yemek salonu (Resim 14) yer alır. Diğer ucu sonradan eklenen kaplıca havuzu ve otele açılmaktadır. Yemek salonu günümüzde otelin lobisi olarak kullanılmaktadır. Otele bir geçit ile bağlanan tek katlı yapı (eski gazino binası) yemek salonudur.

Otelin rüzgârlıklı bir girişi mevcuttur. Girişin önünde dışarıya taşan ve çift sütunla taşınan bir saçak yer almaktadır. Giriş kapısı ve yanındaki sabit pencerelerin baklava desenli (lozanj şekilli) demir parmaklıkları bulunur. (Resim 15) Bu model Oerley’in Numune Hastanesi ve Hıfzıssıha Enstitüsü kapı detaylarında da görülmekte ve Oerley’in kapılarını tipleştirmektedir. (Resim 16) [14] Giriş holünün karşısındaki girintide ise resepsiyon bulunmaktadır.

Merdiven holü ön cephede girişin hemen sol yanında yer almaktadır. Merdivenlerin ve holün ışık ve hava almasını sağlayan pencereler dar ve uzun düşey bantlar şeklinde tasarlanmıştır ve rıhtların yükselişine uygun olarak yükselmektedir. (Resim 15) Oerley, bu mimari anlayışı yine Ankara Numune Hastanesi’nde de kullanmıştır. (Resim 17)

Keşif raporunda (sayfa 14) yer döşeme malzemesi olarak giriş holü, merdiven basamakları ve koridorlarda “mozaik”, tüm katlardaki odalarda ise “xylolith” kullanılacağı belirtilmektedir. [15] Beton zemin üzerine 26 mm. kalınlığında, zımparalanmış ve keten yağı ile cilalanmış olarak uygulanması gerektiği de kaydedilmektedir. Müteahhit ile yapılan Türkçe sözleşmenin üçüncü sayfasında oda zeminlerinin gayet düzgün çimento üzerine koridorlarla aynı seviyede olacak şekilde “linolyum” kaplanacağı açıklanmaktadır. (Resim 18) Müteahhitlik sözleşmesi madde 24’e göre de bodrum katında mutfak, ofis, antre döşemeleri 5 cm. kalınlığında kaba beton üzerine çini mozaik döşenecektir. Diğer katlarda da yine umumi antre, balkonlar, yemek salonu, tuvaletler, sahanlıklar çini mozaik olacaktır. (Resim 19) Sözleşmede, 27-28. maddelerden anlaşıldığı üzere merdiven basamaklarının şekilleri konusunda şirketin onayı alınacak ve yine demir parmaklık ve küpeşteler de şirket tarafından beğenilecek numunelerden ve metresi 12 lira kadar olacaktır. (Resim 20)


Her üç katta da katların ortak kullanımına ayrılmış tuvaletler bulunmaktadır. Birinci katta, termosifonlu bir banyo, rezervuarlı alaturka ve alafranga tuvaletler yer alacaktır. Madde 25’te tuvaletlerin duvarlarının 1.20 cm. yüksekliğe kadar Avrupa marka iyi mal fayans ile kaplanacağı, aralarının da İspanyol alçısı olacağı ve terminezonlarının da mevcut olacağı kaydedilmiştir. Numunelerini şirket beğenecektir. Sözleşmede madde 37’de ayrıca çatıda bir buçuk tonluk iki deponun yer alacağı ve gerekli olan tüm mahallere (banyo, tuvaletler, mutfak ve odalar) buradan borularla su bağlantısı kurulacağı da belirtilmiştir.

Otelde kullanılacak tüm pencere ve kapı doğramaları keşif raporunda s.15-18’de Oerley tarafından şemalar eşliğinde şekil, adet ve boyutları ile belirtilmiştir. Müteahhitlik sözleşmesi madde 29’da pencereler projesine uygun olarak sürme, üstlerinde ise vasistası olacaktır. Sözleşmenin 35. maddesinden odalarda altı çekmeceli, orta ve üst bölümleri ikişer kapaklı sabit birer gardırop olacağı anlaşılmaktadır. Madde 38’de ise, mutfak ile yemek salonu arasında yapılacak olan monşarjın yemek salonunun içine açılan kısmı çıralı ya da karaağaçtan, çift ahşap kapaklı ve önünde süslü bir rafı olacak şekilde yapılacağı belirtilmektedir.

Sözleşmede madde 20’de betonun dökülmesi, kalıpların çakılması, demir donatının sağlamlığı için teknik şartlara uyulması ve işinin uzmanı bir amele tarafından yapılması şartı da getirilmiştir. Madde 41’de belirtildiği üzere binanın sıvanmış olan bütün iç kısımları bir kat kireç ve daha dayanıklı olması için iki kat mermer badana olacaktır. Renkler şirket tarafından seçilecektir. Son maddede ise (madde 49), şirket müteahhitten memnun kalırsa kendisine münasip bir ikramiye verileceği de belirtilmektedir. Oerley keşif raporunda, malzemelerin nereden alınacağı ile ilgili bilgiler de vermektedir. İkinci sayfadaki çatı işlerinde kiremitlerin Eskişehir’den getirtileceğini belirtmiştir. Müteahhitlik sözleşmesi madde 4’te de “Eskişehir’in kurt markalı fabrikasının kuru ve temiz mallarından” olacağı kaydedilmiştir.

Oerley, gerek Viyana’da gerekse Türkiye’de tasarladığı yapılarında modern akımın kübik tarzda ve düz çatılı yapı mimarisini kullanmamıştır. Yapılarında, kiremit kaplı, dik eğimli çatılar ve genellikle çatı pencereleri mevcuttur. Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde tasarımlarına art nouveau hâkim olmuştur. Türkiye’de yaptığı binaları ise 1919-34 yılları arasında gelişen Kızıl Viyana mimarisinin (Viyana Reform Stili) izlerini taşımaktadır. [16]

Kaplıca Oteli’nde de kiremit kaplı, dik eğimli çatıları ve çatı pencereleri ile aynı etkiler gözlenmektedir. (Resim 21-23) Giriş cephesindeki çıkıntı oluşturmayan saçak detayları Viyana’da tasarladığı konut yapıları ile aynı tarzdadır. Oerley, yapılarında genellikle çatı oyunlarına yer vermiştir. Bu da cephe mimarisine hareketlilik kazandırmaktadır. (Resim 24, 25) Oerley’in çıkmaların bulunduğu cephede saçak çıkıntısı oluşturması ise kendisinin Türk konut mimarisinden etkilendiği izlenimini vermektedir.

Ön cephede (deniz yönü) zemin katta dört tane üçgen çıkma yer alır. Bu çıkmalar içeride de üçgen girintiler olarak tamamlanır ve iki oda arasında ortak olarak kullanılan kapalı mekânları oluşturur. Çıkmalar üst katta ise yine iki oda tarafından paylaşılan balkonlar olarak kullanılır. Çatıda ise üç tane çatı odası yükselir. Deniz yönü cephesindeki üçgen çıkmalar ve çatı pencereleri bu cephede giriş cephesine göre farklılıklar oluşturmaktadır. Pencereler giyotin (düşey sürme) ve çok bölüntülüdür. Oerley bu pencere modelini Viyana’daki George Washington-Hof Konut Blokları (1927-30) ve Villa Wustl (1912-14) gibi konutlarda da kullanmıştır.


SONUÇ

Cumhuriyet döneminde mimarlık alanındaki modernleşme faaliyetleri özellikle devlete ait sağlık ve kamu yapılarında yeni ve modern yaşam standartlarına uygun yapıların inşa edilmesine öncü olmuştur. Bu bağlamda, Tuzla İçmeleri Kaplıca Oteli’nin de öncelikli olarak bir sağlık tesisi olması, modern teknoloji ve malzeme ile yapılmasına, gelişmiş ve odalara kadar ulaşan bir su tesisatı, su deposu, termosifonlu banyo, rezervuarlı alaturka ve alafranga tuvaletler, yemek asansörü gibi gereçlerle donatılmasına olanak sağlamıştır. Belgeleri günümüze dek ulaşmış ileri düzeyde bir keşif raporu ve müteahhitlik sözleşmesi hazırlanmış, detaylı bir iş ve malzeme tanımlanması yapılmıştır.

Kaplıca Oteli ve inşasındaki süreç, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün öncülüğü ile tüm alanlardaki modernleşme çabalarının mimarideki yansıması açısından bir örnek oluşturmaktadır. Bu dönemde eğitim, sağlık, bayındırlık, sanayi gibi birçok alanda gelişimde katkı sağlayacak yabancı uzmanlardan yardım alınmıştır. Bu kapsamda ülkemize getirtilen yabancı mimarların kendi bilgi ve deneyimlerinin, modern Türk mimarlığına önemli katkıları olmuştur. Bu mimarlar sıradan kişiler değil, ülkelerinde hem uygulama hem de akademik alanlarda önemli çalışmaları olan kişilerdir. Mimarlık eğitimimizin gelişiminde de büyük rol oynamışlardır.

Kaplıca Oteli, erken Cumhuriyet dönemi mimarlığımızın izlerini günümüze taşıyan önemli bir tarihî ve kültürel miras olarak çevresi ile birlikte özenle korunması gereken bir yapıdır. İşlevi değişmeden günümüze kadar korunarak ulaşması nedeniyle süreklilik değeri taşımaktadır. Günümüzde sit alanı içinde bulunması, korunması açısından olumlu bir durumdur. Yapı, döneminin kültürel, ekonomik, politik ve tarihî değerlerini günümüze taşıyan ve geleceğe de aktarabileceğimiz yapılardan biri olarak bir belge niteliğine sahiptir. Atatürk de zaman zaman Tuzla İçmeleri’ne giderek kür amacıyla birkaç gün bu otelde konaklamıştır. Yapı bu nedenle anısal bir değer de taşımaktadır. (Resim 26) Sahip olduğu bu değerler yapının çevresiyle birlikte korunması gereken önemli bir mimari miras kapsamında ele alınmasını gerekli kılmaktadır.

 

 

NOTLAR

1. Aydın, 2002, ss.183-192.

2. TCBCA, 030.18.01/028.22.20 no’lu belgeden aktaran: Cengizkan, 2002, s.72, dipnot 6.

3. Klein, Kupf, Schediwy, 2005, s.222. Yapı 1960’larda öğrenci yurduna, günümüzde ise otele dönüştürülmüştür.

4. URL1

5. Tankut, 1993, s.74.

6. Cengizkan, 2002, s.72.

7. URL2. Mehmet Kamil’in (Berk) kaplıcalar, maden suları, iklimin tedavideki rolü konularında makaleleri de bulunmaktadır. URL3.

8. TC Sıhhat ve İ. M. Vekâleti – Şişli Çocuk Hastanesi reçetesi üzerine yazılmış olan bu mektup, o tarihte Tuzla İçmeleri AŞ.’nin İdare Heyeti Reisi olan doktorun Şişli Çocuk Hastanesi’nde (günümüzdeki Şişli Etfal Hastanesi) görevli olduğunu da göstermektedir. Olasılıkla yazı 1922-26 yıllarında hastanenin başhekimi olan ve 1932’de emekliye ayrılan Dr. Mehmet Kamil Berk tarafından yazılmıştır.

9. “Efendim. 12.11.29 tarihli türkçe ve almanca üçer sahifalık mektubunuzu aldık. Mündericatı bilmuhabere takarrür ettiğinden kabul eyledik. Doktor Hikmet beyin size bildirdiği veçhile, heyeti idare ‘Primitif’ otel projesini yapmanızı rica ediyor. Bu hususde ne gibi izahat arzu ettiğinizi lutfen bildiriniz. Hürmetlerim efendim. Heyeti idare Reisi.”

10. Oerley ile kaplıca için görüşen Doktor Hikmet Bey, Dr. Mehmet Kamil (Berk) gibi Şişli Etfal Hastanesi’nde görevli olan ve 1917-18 yıllarında başhekimlik de yapmış olan Dr. Hikmet Süreyya olabilir. URL4.

11. Oerley soyadını belki telaffuz kolaylığından olsa gerek Türkiye’de “Örley” olarak kullanmıştır. Soyadı bu şekliyle yabancı literatüre de geçmiştir.

12. 1928’de Türkiye’ye geldiği zaman bu unvanı aldığı anlaşılmaktadır. Baurat h.c. Robert Oerley. URL5. Honoris Causa, mesleğinde seçkin kişilerin akademik, teknik ve bilimsel alanlarda aldıkları onur unvanıdır.

13. “Simota Efendi” ile Mimar Fotiadis’in tasarladığı birçok köşkün inşaatını yapan “Simota Kalfa” arasında bir bağlantı olabilir mi bilemiyorum. Simota Kalfa Azaryan Köşkü’nü 1885-90 yılları arasında, Sabuncakis Köşkü’nü 1904’te inşa etmiştir. Dolayısıyla, 1930’larda eğer hayatta idiyse oldukça ileri bir yaşta olduğu sonucu çıkmaktadır.

14. Cengizkan’ın da belirttiği gibi: “Baklava dilimli kapı açılır ve sabit kanatlarını tipleştirmekte ve Oerley yapılarını tanınır kılmaktadır”, (Cengizkan, 2002, ss.81, 83). Aslanoğlu da, “Giriş açıklıklarını koruyan lozanj biçimli demir korkuluklar aynı mimarın tasarımları olan Numune Hastanesi ve Kızılay binasının girişlerinde de görülmektedir” demektedir, (Aslanoğlu, 2010, s.176) Oerley, aynı tipteki kapıları Viyana’daki George Washington-Hof Konut Blokları’nda da kullanmıştır.

15. Xylolith magnezyum oksit, çimento ve talaş karışımı ile yapılan bir malzemedir. 20. yüzyılın başlarında kısa bir süre için yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Aslanoğlu, Avrupa’da kullanılan malzemelerden ksilolitin 1931’den başlayarak bizde de döşeme kaplama malzemesi olarak kullanıldığını belirtmektedir. (Aslanoğlu, 2010, s.97)

16. Viyana’da 1919-34 yılları arasını kapsayan bu dönemde işçi sınıfı için büyük ölçekli bina kompleksleri tasarlanmıştır. Karl Ehn’in tasarladığı Karl-Max-Hof (1927-30) anaokulu, sağlık ofisleri, doğum klinikleri, oyun alanları, kütüphane ve çamaşırlıkları ile büyük bir komplekstir.

Oerley’in Karl Krist ile birlikte tasarladığı George Washington-Hof Konut Blokları (1927-30) da bu dönemde inşa edilmiştir.

KAYNAKLAR

Aslanoğlu, İ. 2010, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı 1923-1938, Bilge Kültür Sanat, İstanbul, s.97, 176.

Aydın, E. 2002, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Yıllarında Sağlık Hizmetleri, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi, cilt:31, sayı:3, ss.183-192. 


Cengizkan, A. 2002, Modernin Saati, Mimarlar Derneği 1927 ve Boyut Yayın Grubu, Ankara, ss.72, 81, 83.

Klein, D., M. Kupf ve R. Schediwy, 2005, Stadtbildverluste Wien - Ein Rückblick auf fünf Jahrzehnte, Lit Werlag, Viyana, s.222.

Tankut, G. 1993, Bir Başkentin İmarı: Ankara, (1929-1939), Anahtar Kitaplar, İstanbul, s.74.

URL1: http://www.architektenlexikon.at/de/439.htm (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL2: http://www.ctf.edu.tr/farma/album/eskihoca.pdf. “Farmakoloji Ailesi – 1967 öncesi hocalarımız”, Ord. Prof. Dr. Akil Muhtar Özden (1877-1949), Prof. Dr. Necmettin Rıfat Yarar. (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL3: http://www.bilimtarihi.org/pdfs/mehmet_kamil.pdf. A. Baytop, “Bir Hastane Hekimi Dr. M. Kamil Berk (1878-1958), Mesleki Faaliyeti ve Bilimsel Yayınları” (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL4: http:// www.sislietfal.gov.tr. “Dünden Bugüne Şişli Etfal” (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL5: http://eng.archinform.net/arch/94674.htm. Baurat h.c. Robert Oerley (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL 6: www.aeiou.at/aeiou.encyclop.o/o290209.htm (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

URL7: http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/arc/oer/trindex.htm (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

 

URL8: http://commons.wikimedia.org/wiki/Category:George_Washington-Hof (Erişim Tarihi: 3 Nisan 2011)

Bu icerik 6274 defa görüntülenmiştir.