381
OCAK-ŞUBAT 2015
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Ildırı: Yerleşilemeyen Köy
    Ela Çil, Yrd. Doç. Dr., İYTE, Mimarlık Bölümü
    F. Nurşen Kul, Yrd. Doç. Dr., İYTE, Mimari Restorasyon Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARİ TASARIM

Okul Öncesi Eğitim Yapılarında Renk Kullanımı

B. Ece Şahin, Arş. Gör. Dr., Uludağ Üniversitesi, Mimarlık Bölümü
Neslihan Dostoğlu, Prof. Dr., İKÜ, Mimarlık Bölümü

Eğitim yapılarında kullanılacak renklerin belirlenmesi, genellikle okul müdürünün, eğer daha şanslı bir durumsa, mimarın beğenisine bırakılan ya da tasarlanma ihtiyacı hissedilmeyen bir konu olarak önümüzde duruyor. Yazar, okul öncesi eğitim yapılarının çocukların gelişimine etkilerine değinerek, iç mekân tasarımında kullanılan renklere odaklanıyor.

Renk kullanımı, genel olarak çocuk mekânları tasarımında önem verilen konuların başında yer almakta; tasarımcılar çocuğa özgü, ilgi çekici, heyecan uyandıran bir atmosferi yaratmak amacıyla, büyük ölçüde renk kullanımına yönelmektedir. Renklerin bilinçli kullanımıyla çocukların gelişim süreçlerini pozitif yönde etkileyebilmek olanaklıdır. Tam tersi gerçekleştiğinde ise, algının kapanması, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü gibi pek çok olumsuz etki ortaya çıkabilmektedir. Renklerin vücudumuz üzerindeki etkileri yaklaşık olarak 40 yıldır araştırılmaktadır. Bu çalışmalarda, otonom sinir sistemi, kas gerilimi, korteks aktivitesi, enzimatik ve hormonal salgılar, solunum, kan basıncı, zihinsel beceriler ve bazı diğer vücut fonksiyonları üzerinde, renklere bağlı olarak önemli değişimlerin görüldüğü ve psikolojimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın renklerden etkilendiği belirtilmektedir.(1)

Çocuk gelişimini destekleyen fiziksel koşulları sağlayabilmek açısından, renk seçimlerinde bilimsel verilerden yararlanılması gerekmektedir. Günümüzde çocukların zamanlarının büyük bölümünü geçirdiği ortamlar okullardır ve dolayısıyla, okulların fiziksel yapısı çocukların gelişimlerini büyük oranda etkilemektedir. Gelişimsel perspektiften bakıldığında, çocukluğun

ilk yıllarının özel bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Erken çocukluk olarak adlandırılan, 0-6 yaş dönemi, gelişimin temellerinin oluştuğu, ilerleyen yıllardaki temel kişilik özelliklerinin şekillendiği, öğrenmenin % 60-70’inin kazanıldığı ve tüm gelişim alanlarında hızlı değişimlerin görüldüğü önemli bir süreç olarak tanımlanır. Bu açıdan, eğitim yapıları genelinde okul öncesi eğitim ortamları ayrı bir öneme sahiptir, çünkü bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimdeki ilerlemenin en hızlı olduğu dönem okul öncesi yıllardır. Kişilik oluşumu, sosyal duyarlılık, yaratıcı zeka ilk olarak bu dönemde şekillenmeye başladığı için okul öncesi eğitimin gelişimsel açıdan çocuğun yaşamını bütünüyle etkileyecek güçte olduğu kabul edilmektedir.(2) Çocuk gelişimindeki önemi kapsamında, bu çalışmada okul öncesi eğitim yapılarında renk kullanımında önem taşıyan konular araştırılmış, renklerin temel özellikleri, çocuklar üzerindeki etkileri, eğitim ortamlarında renklerin kullanımına ilişkin görüş ve öneriler incelenerek, değerlendirmeler yapılmıştır.

RENKLER: TANIMLAR VE ETKİLER

Renkler, tam sarı ve tam mor karşılıklı gelmek üzere bir dairenin çevresinde yerleştirildiğinde, sarı ile moru birleştiren doğrunun yeşil ve mavi yanındaki renkler soğuk, diğer yanındaki renkler sıcak olarak adlandırılmaktadır. (Resim 1) Kırmızı, sarı ve mavi, renk çarkının temel renkleridir. İki rengin karışımıyla oluşan diğer renkler ikincil, ikincil renklerin karışımlarıyla oluşan renkler ise (sarı ve yeşilin karışımıyla elde edilen yeşilin farklı tonları gibi) üçüncül renkler olarak tanımlanmaktadır. Sıcak ve soğuk renk kavramlarıyla, farklı renk tonlarını da anlatmak mümkündür.(3) Örneğin, sıcak bir mavi, sıcak bir yeşil ya da soğuk bir turuncudan söz edilebilir. Sıcak bir maviden, mavinin içinde bir miktar kırmızı bulunduğu, sıcak bir yeşilden sarımsı bir yeşil, soğuk bir turuncudan sarımsı bir turuncu olduğu anlaşılmalıdır.(4)

Renklerin bütün gücünden yararlanabilmek için sezgisel olmak yerine bilimsel bir yöntemle renk tercihleri yapılması gerektiği farklı araştırmacılar tarafından vurgulanmaktadır.(5) Çeşitli çalışmalarda, renklerin farklı etkilerinin bulunduğu belirtilmektedir. Day, genel olarak sıcak renkleri heyecan verici ve uyarıcı, soğuk renkleri ise sakin ve rahatlatıcı etkileriyle tanımlamaktadır.(6) Benzer olarak, Olds'un okul öncesi eğitim ortamları için oluşturduğu tasarım rehberinde de, renklerin psikolojik, fizyolojik etkilerine açıklık getirdiği ve bu doğrultuda renk kullanımlarına ilişkin öneriler(7) ortaya koyduğu görülmektedir.(8)

Farklı renklerin biraraya getirilmesinde dikkat edilmesi gereken koşul, renk uyumunun sağlanabilmesidir. Bu amaçla, renk uyumu şemalarından yararlanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Olds’un Mathis ve Conner'dan aktardığına göre, renk şemaları, “nötr, tek renkli, benzer, tümleyen ve üçlü” olmak üzere beş gruba ayrılmaktadır.(9) Nötr renk şemasında, iki ya da daha çok nötral renk (kahverengi, siyah, beyaz, gri) kullanılmakta, durağan ve dinlendirici bir etki sağlanmaktadır. Tek renk şemasında, aynı renk tonu geçişlerine yer verilmekte (açık yeşil, saf yeşil, koyu yeşil gibi), etkinin dinlendirici, zarif fakat aynı zamanda monotonlaştırıcı olduğu belirtilmektedir. (Resim 2) Benzer renk şemasında, renk çarkında yan yana olan genel olarak iki, üç tona birlikte yer verilmektedir. (Resim 3) Bu şemanın etkisi, sakinleştirici ve dostça olarak nitelendirilmektedir. Tümleyen renk şemasında ise, renk çarkında birbirinin karşısında yer alan tonlar kullanılmaktadır. Bu şema kendi içinde “direkt, ayrılan, çift tümleyen” olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.

Direkt tümleyen renk şemasında renk çarkında karşılıklı yer alan iki renk kullanılmakta, renkler dengeli kullanıldığında memnuniyet verici bir etki oluşmaktadır. Ayrılan tümleyende, renk çarkındaki iki renk bir çizgi ile birleştirildiğinde, çizginin daha koyusu ve daha açığı tarafında olan renklere yer verilmektedir (Resim 4). Bu şemada, renkler arasında denge aranmadığında, yorgunluk verici, yüksek-enerjili bir etki ortaya çıkabilmektedir. Çift tümleyende, iki takım tümleyen yani dört renk kullanılmaktadır. (Resim 5) Bu şemayla, üst düzeyde aktif ve heyecan verici bir etki sağlanabildiği, ancak sürekli böyle bir ortamda bulunmanın yorucu ve öfkelendirici de olabileceği belirtilmektedir.

Üçlü renk şemasında ise, renk çarkında birbirinden eşit uzaklıktaki üç renk seçilmektedir. (Resim 6) Çeşitliliğin fazla olduğu bu renk uyumu şeması, neşeli, aktif ve enerjik bir etki yaratmaktadır. Dengeli ve çalışılması kolay olduğu için tasarımcılar tarafından bu şemanın özellikle yaşama alanları için tercih edildiği ifade edilmektedir.(9)

Renk şemaları, renk tercihlerinde doğru seçimler yapabilmek açısından tasarımcılara ışık tutmaktadır. Renklerin etkilerinden yararlanabilmek ve kullanıcıların memnuniyet duyabileceği bir ortam atmosferi sağlayabilmek için, belirtilen şemaların dikkate alınması önem taşımaktadır.

EĞİTİM ORTAMLARINDA RENKLERİN ETKİLERİNDEN YARARLANMAK

Eğitim ortamları için renk seçimlerinde geçmişten farklı olarak, tasarımcıların artık bir rehber aramasının bir gereksinim olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Walden’a göre, okullar için renk seçimi konusunda bugüne kadar önemli deneyler yapılmış olmasına karşın, bu konu gelecekte de sorgulanmaya devam edecek kadar önem taşımaktadır.(10) Eğitim yapılarında renk kullanımıyla ilişkili olarak, 20. yüzyıla damgasını vuran ilk çalışma olarak Rudolf Steiner’in kuramı örnek verilmektedir. Steiner’in renk tasarımı alanında öncülük yaptığı kabul edilmektedir. Steiner’in felsefesinde insan gelişimi ruhun bir yolculuğu olarak görülmüştür. Steiner, mekân ve obje renklerinin insanın ruh hali ve hisleriyle kuvvetli bir ilişkisi olduğu düşüncesiyle, okulundaki sınıflarda farklı renklerin kullanımıyla değişik etkiler sağlamayı hedeflemiştir. Çocukların yedi yaşına kadar kendi iç dünyalarıyla kurduğu güçlü ilişkiyi desteklemek amacıyla anaokulunda pembe kullanılmıştır.(11) İlk üç yılın sınıflarında, sıcak kırmızı tonlar, dördüncü sınıflarda açık turuncu, beşinci sınıflarda sarı, altıncı sınıflarda yeşil, sekizinci sınıflarda ise maviye yer verilmiştir. Steiner, mor ve kırmızı tonlarının aktiviteyi, mavinin ise konsantrasyonu artırdığını savunmuştur. Örneğin, egzersiz odasında aktiviteyi destekleyen tonları seçmiş, aktiviteye yönelik ancak sakin olunması gereken, zihinsel beceriler ve konsantrasyon gerektiren mekânlarda aydınlık moru, atölyelerde mavi bileşeni olmayan aktif renkleri ve turuncuları kullanmıştır.(12)

Okullarda, mekânın kullanıcılar üzerinde olumlu bir etki sağlamasına yönelik olarak, renk şemalarının dikkatlice planlanması gerektiği çeşitli araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Bu sistemle uygulanan renk kullanımlarında, çocuklarda dikkat ve okula karşı olumlu duygularda artış görüldüğü, ayrıca kas gelişimi ve motor gelişimin de olumlu yönde etkilendiği ifade edilmektedir.(13) Renk seçimi, memnun edici bir atmosfer ve ruh hali oluşumu açısından önemlidir. Eğitim mekânlarında, renk kullanımlarının hoşnutsuzluk yaratmasının, nasıl hissettiğimiz dışında, motivasyon ve öğrenme arzusuna da zarar verdiği belirtilmektedir. Buna karşın, iyi koordine edilmiş, ışıyan, sıcak ve yumuşak renklerin kullanımıyla güçlü pozitif etkilerin sağlandığı vurgulanmaktadır. Renklerin, psikolojik etkilerinin değerlendirildiği bir araştırmada, çocukların sabah erken saatlerde ve haftanın başında, kırmızı sıraları tercih ettiği, fakat daha sonrasında sarı, mavi ve yeşili istedikleri belirlenmiştir. Bu çalışmada, çocukların, sabah saatlerinde çalışmaya başlamak için aktivite desteği aradığı ve bu aşamada kırmızı rengin onlar için destekleyici olduğu, sonrasında ise rahatladıktan sonra renk gereksinimlerinin de değişmekte olduğu kabul edilmiştir. Renk terapisi alanında öncü kabul edilen Michael Wilson’un bir çalışmasında ise özel gereksinimleri olan çocuklar için, su altına yerleştirilen renkli ışıklardan yararlanılmıştır. Havuzun içindeki renkli ışıklar yoluyla, çocuklar havuzda ilerledikçe farklı renkte köpüklerin oluşması sağlanmıştır. Çocukların kol ve bacak hareketleriyle kırmızı ya da mavi köpükler çıkmış; kırmızının, otistiklere aktivite verdiği, mavinin ise hiperaktifleri sakinleştirdiği belirtilmiştir.(14)

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM YAPILARINDA RENK KULLANIMINA İLİŞKİN ÖNERİLER

Çocukların farklı yaşlarda, farklı renklere yöneldiği, renk tercihlerinin bireysel olarak da değişkenlikler içerdiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte, çocukların altı yaşına kadar, genelde sıcak renklerden (kırmızılar, sarılar, turuncular) hoşlandığı da kabul edilmektedir. Bu tercih, yaşları gereği fiziksel aktivitenin önem taşıdığı dönemde olmalarıyla açıklanmaktadır. Erkeklerin davranışlarıyla uyumlu olarak kırmızıyı daha uzun süre kullanmayı tercih etmesi, bu açıdan doğal bir sonuç olarak yorumlanmaktadır. Daha büyük çocukların mavileri tercih ettiği, anksiyete olmadıkça çocukların kontur çizmek dışında siyahı tercih etmedikleri belirtilmektedir.(15) Gerçekleştirilen bazı çalışmalarda, çocukların içgüdüsel olarak gökkuşağı renklerini tercih ettiği de görülmüştür. Bu yorumlarla birlikte, renk tercihiyle ilgili olarak bu tarz sonuçlara dayanarak, bir okul tasarımı için genelleme yapılamayacağı belirtilmektedir. Walden, renklerin kullanımıyla ilgili, evrensel olarak geçerli bir kural olmadığını, sıklıkla moda olan renklerin seçildiğini vurgulamakta, bu nedenle de renk algısını oldukça subjektif bir konu olarak görerek çocuklara renkleri seçtirmeyi riskli olarak nitelemekte, bireysel beğenilerin farklılaşabildiğini ve bir karara varmanın güç olduğunu ifade etmektedir.(16) Renklerin, mimarlığın bir parçası olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Walden’a göre arzu edilen renk harmonisinin sağlandığı çevrelerde, çocukların daha iyi hissetmesi ve performans açısından daha ileri gidilmesi mümkün olduğu için okullardaki renkler davet edici, arkadaşça olmalıdır. Olds’a göre, okul öncesi yaş grupları için uygun renkler gibi kesin bir tanım yapılması doğru değildir.(17) Herhangi bir renk, herhangi bir yaş grubu için kullanılabilir. Örneğin yeşil, bebek odası için uygun bir renk olabilir, ancak yeşil grileştiğinde kasvetli, çok aydınlatıldığında ise bütünüyle uyarıcı hale gelebilmektedir.

Bu yorumlarla birlikte, okul öncesi eğitim ortamlarında renklerin kullanılmasında, renklerin çocuklar üzerindeki etkileri düşünülerek değerlendirmeler yapılmaktadır. Olds, 3-6 yaş aralığındaki çocukların oldukça bağımsız, öğrenmeye ve yapmaya istekli, gerekli olduğunda kendi hızlarını ve dinlenmelerini kendileri ayarlayabilen, merak, yaratıcılık ve hayal gücünün geliştiği bir dönemde olduklarını dikkate alarak, renk kullanımına öneriler getirmektedir.(18) Bu kapsamda, aktivite alanlarında sakinleştirici, sıcak yumuşak tonlardan oluşan fon ile birlikte, onları söz edilen yönlerden destekleyecek aydınlık dokunuşlar olarak sarı, turuncu gibi enerjik tonlar ile morların kullanılmasının olumlu olacağını belirtmektedir. (Resim 7-9)

Tamamen saf pigmentlerden oluşan sıcak renklerin okul öncesi eğitim merkezlerinde kullanımı, dikkati dışa yönelttikleri, kas eforunu düzenleyici oldukları, eylem ve neşeyi destekledikleri için uygun bulunmaktadır. Ancak, mekânda temel renklerin kullanımıyla olumsuz etkilerin yaratılması da mümkündür. Küçük çocukların tercihinin genelde, aydınlık renkler, özellikle kırmızı ve sarı olduğu, buna karşın, çok aydınlık renkler kullanıldığında, çevreyle zararlı bir etki yaratılabileceği de ifade edilmiştir. Böyle bir ortamın çocuklarda hiperaktivite, tedirginlik, yorgunluk yaratması ya da uyaranın fazla olması nedeniyle, duyuların kapanmasına sebep olduğu belirtilmekte ve aydınlık renklerin kullanılmasının çocukların konsantrasyonlarını zorlaştıran bir tercih olduğuna dikkat çekilmektedir.(19) Kotnik, aynı görüşle, çocuklarda aşırı uyarılma ve heyecan oluşmasına sebep olması nedeniyle canlı renklerin yalnızca, koridorun ya da oyun odalarının bir duvarında kullanılmasını önermekte; temel renklerden, özellikle kırmızı ve turuncudan, çocukların zamanlarının büyük bölümünü geçirdiği ortamlarda, büyük yüzeylerde kullanılmasından kaçınılması gerektiğini, ayrıca çocukların oyuncakları ve elbiseleri oldukça renkli olduğu için, temel renklerin küçük dokunuşlar olarak mekânda kullanılmasının daha doğru olduğunu ifade etmektedir.(20) (Resim 10, 11)

1960’larda bazı eğitimciler tarafından küçük çocukların ancak temel renkleri tanıyabileceği görüşü benimsenmiş olmakla birlikte, günümüzde bu yargı kabul edilmemektedir. Küçük mekânlarda, örneğin oyun dolaplarında, kapı çevrelerinde güçlü renklerin heyecan verici olarak kullanılabileceği, ancak saatlerin geçirildiği bir odanın tümünde daha nazik uyarımlara ve ruh hali dengelerine gereksinim bulunduğu vurgulanmaktadır.(21) Soğuk renklerin sakinleştirici bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bu tür renklerin içe yönelimi artırdığı tespit edildiği için okul öncesi eğitim ortamlarındaki kullanımları sınırlanmakta ve bu renkler yalnızca oturarak yapılan faaliyetler, dinlenme gibi amaçlar için uygun görülmektedir.(22)

Duyusal keşifler, çocuk gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Bir ortamda değişmeyen tekdüzelik ve uyaranların monotonluğunun özellikle görsel açıdan dikkati zayıflattığı ifade edilmektedir. Duyularla ilişkinin, düşünmenin temeli olduğunu belirten Day, zengin duyusal deneyimlerin, çocukların kavramları algılamasına, anlamları hissetmesine yardım ettiğini ve bu şekilde düşünmenin canlı tutulduğunu vurgulamaktadır.(23) Renkleri, zengin duyusal deneyimler sağlanmasında bir araç olarak değerlendirerek, çocukların gün boyu aynı ruh halini sürdürmediğini, keşfetmek, macera yaşamak, hayal etmek, yaratmak, tahrip etmek, işbirliği yapmak, savaşmak gibi sonsuz derece farklı şeyler yaptıklarını ve bu açıdan da çocuklar için sıcak, soğuk, aktif, dinlendirici bir renk paletine gereksinim bulunduğunu ifade etmektedir. Renklerin, okul öncesi dönemde çocukların mekânı okumalarında bir yöntem olarak kullanılabileceği de belirtilmektir. Çocukların, 5-6 yaşlarında formdan çok renkleri hatırlama eğiliminde oldukları ve dolayısıyla çocuklar için formu tanımlamak amacıyla mimari ipuçlarının renklerle verilebileceği çeşitli çalışmalarda ortaya koyulmuştur. (Resim 12) Okul öncesi eğitim mekânlarında, grup odalarının renginin seçilmesi ve renklerin kullanımı bu açıdan da önem taşımaktadır.(24)

DEĞERLENDİRME

Renk seçimi, mekân atmosferi üzerinde kuvvetli bir etkiye sahip olması nedeniyle önemli bir karardır. Tasarlanacak olan bir eğitim yapısı ise, fiziksel çevrenin niteliğini belirleyecek her kararın, çocukların eğitim sürecindeki performansını etkileyecek bir güce sahip olmasından dolayı, bu önem daha da artmaktadır. Eğitim programlarının hedeflerinin başarıyla tamamlanabilmesi açısından, çocukların gelişim süreçlerini destekleyen eğitim ortamları sağlanabilmeli, renk seçimleri de bu çerçevede yapılmalıdır. Çeşitli çalışmalarda, eğitim ortamlarında çocukların ilişki kurduğu renklerin, onları, öğrenme arzusu, dikkat, motivasyon, genel ruh hallerindeki değişimler gibi pek çok açıdan etkilediği vurgulanmaktadır. Bu açıdan, renk tercihleri tasarım sürecinde önemli bir kriter olarak görülmeli ve dikkate alınmalıdır. Bir eğitim ortamı tasarımında, çocuklar için uygun mekânsal koşulların sağlanması tasarımın en temel amacıdır. Bu açıdan renk konusunda da sezgisel seçimler yapmak yerine, teknik bilgiye ulaşma arayışı içinde olmak, renk uzmanlarından yardım almak gibi yollara başvurulmalıdır. Literatür incelendiğinde, okul öncesi eğitim yapıları özelinde renk kullanımına ilişkin bilimsel veriler ışığında tanımlanmış öneriler görülmektedir. Bu çalışmalarda genel olarak, temel renklerin yoğun kullanımından doğan olumsuz etkilerden söz edilmekte ve yumuşak bir fonla birlikte canlı renklerin kısmi kullanımlarının tercih edilmesinin daha doğru olduğu ifade edilmektedir. Okul öncesi yaş grubunun gelişimsel yapısına uygun olarak, renkler aracılığıyla mekânsal tanımların oluşturulması, eğitim ortamlarında yer alan farklı işlevlere sahip alanlara uygun renk tercihlerinin, renklerin fizyolojik ve psikolojik etkileri dikkate alınarak sağlanması gibi konulara dikkat çekilmektedir. Çocukların gelişimi açısından olumlu bir etki yaratabilmek amacıyla, renklerin fizyolojik etkilerini tanımak, renk uzmanlarıyla bağlantı kurabilmek, ya da renklerin uyumunda kullanılacak teknikleri inceleyebilmek tasarımda giderek daha fazla önem kazanmaktadır.

KAYNAKLAR

Alkan, Cevat; Kurt, Mehmet, 2007, Özel Öğretim Yöntemleri, Disiplinlerin Öğretim Teknolojisi, Anı Yayıncılık, Ankara.

Başal, Handan Asude, 1998, Okul Öncesi Eğitimine Giriş, Vipaş Yayınları, Bursa.

Day, Christopher, 2007, Environment and Children: Passive Lessons from the Everyday Environment, Architectural Press, Oxford.

Kotnik, Jure, 2011, New Kindergarten Architecture, Links International, Barcelona.

Krough, Suzanne L.; Slentz, Kristine L., 2011, Early Childhood Education: Yesterday, Today, and Tomorrow, Routledge, New Jersey.

Martin, Sandra Horne, 2006, "The Classroom Environment and Children’s Performance - Is There a Relationship?", Children and Their Environments, Learning, Using and Designing Spaces, (ed.) Christopher Spencer, Mark Blades, Cambridge University Press, New York, ss.91-107.

Mathis, Carla Mason; Conner, Helen Villa, 1993, The Triumph of Individual Style, Timeless Editions, Menlo Park, CA.

Olds, Anita Rui, 2001, Child Care Design Guide, McGraw-Hill, New York.

Poyraz, Hatice; Dere, Hale. 2001, Okul Öncesi Eğitimin İlke ve Yöntemleri, Anı Yayıncılık, Ankara.

Nair, Prakash; Fielding, Randall; Lackney, Jeffery, 2007, The Language of School Design, Design Patterns for 21st Century Schools, Designshare, Minneapolis.

Sirel, Şazi, 1974, Kuramsal Renk Bilgisi, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Yayını, İstanbul.

Walden, Rotraut, 2009, Schools for the Future, Design Proposals from Architectural Psychology, Hogrefe, Cambridge.

URL1. mintcreatives.com/updates/design-basics/design-basics-color-wheel/ [Erişim: 05.09.2014]

URL2. www.brandigirlblog.com/2012/11/why-do-some-color-schemes-work-and-others-dont.html [Erişim: 05.09.2014]

 

NOTLAR

1. Day, 2007; Martin, 2006; Olds, 2001.

2. Alkan; Kurt, 2007; Başal, 1998; Poyraz; Dere, 2001.

3. Olds, 2001.

4. Sirel, 1974.

5. Sirel, 1974; Walden, 2009; Olds, 2001.

6. Day, 2007.

7. Olds, 2001.

Kırmızı: Heyecan verici ve uyarıcıdır. Bedeni direkt eyleme yöneltir, fiziksel egzersiz için uygun bulunur. Küçük miktarlarda kullanılarak, mekâna aydınlık katılabilir. Dinlenme ve sakinliğin arandığı mekânlarda kaçınılır.

Kırmızı: Heyecan verici ve uyarıcıdır. Bedeni direkt eyleme yöneltir, fiziksel egzersiz için uygun bulunur. Küçük miktarlarda kullanılarak, mekâna aydınlık katılabilir. Dinlenme ve sakinliğin arandığı mekânlarda kaçınılır.

 

Turuncu: Heyecan verici, iyimser, coşkun, güvenli, sosyal ve neşelidir. Bedeni normale getirir, canlılığı tekrar kazandırır, iştahı uyarır, evrensel bir iyileştiricidir. Sosyal mekânlar ve yemek mekânları için uygundur.

Sarı: Neşeli, ilham vericidir. Kan basıncını, kalp atışlarını ve solunum oranını artırır. Renklerin en mutlusu olarak depresyona karşı etkilidir. Konsantrasyonu destekleyici, düşünceyi netleştiricidir.

Yeşil: Dinlendirici, huzurlu, canlandırıcıdır. Göz için en dinlendirici renktir, sinir sistemi için sakinleştirici etkisiyle, dinlenme ve rahatlama mekânları için idealdir. Griyle soğuklaştığında etkisi tamamen değişir.

Mavi: Sinir sistemini yatıştırıcıdır, kan basıncını ve soluk alıp vermeyi, ağrıyı düşürür. Özünde olan soğukluk nedeniyle büyük mekânlarda kullanıldığında, üzüntü ve depresyonu sembolize edebilir.

Mor: Kırmızı-morlar çocuk bakım merkezleri için kullanımı iyi olan renklerdir ancak mavi-morlardan, karanlık ve soğuk oldukları için kaçınılmalıdır. Açık tonlar, duvar ve tavanda kullanılabilir.

Beyaz: Saf formuyla, hem çok steril, hem de sert olabilir. Diğer renklerden bir miktar karıştırılarak farklı yüzeyde kullanılabilir.

Siyah: Konsantrasyona yardımcıdır fakat ağır bir etkisi vardır.

Gri: Ölümü ve yeniden doğuşu temsil eder, genelde çocuk bakımı için uygun bir renk değildir.

Altın: Güneşin rengi, zengin ve sıcaktır, vurgu için çok uygundur.

8. Olds, 2001; Mathis; Conner, 1993.

9. Olds, 2001.

10. Walden, 2009.

11. Day, 2007; Krough; Slentz, 2011.

12. Walden, 2009.

13. Martin, 2006.

14. Day, 2007.

15. Day, 2007.

16. Walden, 2009.

17. Olds, 2001.

18. Olds, 2001.

19. Olds, 2001.

20. Kotnik, 2011.

21. Day, 2007.

22. Kotnik, 2011; Olds, 2001.

23. Day, 2007.

24. Olds, 2001.

 

Bu icerik 20465 defa görüntülenmiştir.