|  |    
					427 EKİM-KASIM 2022   
		
		    |  |  
		    |  | 
						
						 İclal Dinçer, Prof. Dr., YTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
 
						
						 Ömer H. Kıral, Y. Şehir Plancısı
 
						
						 Yiğit Acar, Dr. Öğretim Üyesi, Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Kazım Erol, Muğla Yeşil Yaşam Derneği Başkanı
 
						
						 Hülya Turgut, Prof. Dr., Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, IAPS-CS Koordinatörü
 
						
						 Duygu Ergenç,Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü Kültürel Mirası Koruma Programı, ICOMOS Türkiye
 
						
						 Şebnem Önal Hoşkara, Prof. Dr., Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Kentsel Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı
 
						
						 Lale Özgenel, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Canan Ganiç, Doktora Öğrencisi, İTÜ Mimari Tasarım Programı
 İpek Akpınar, Prof. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
 
						
						 İmre Özbek Eren, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Özge Gündem, Dr. Öğretim Üyesi, MSGSÜ Mimarlık Bölümü
 
						
						 Gaye Cansunar Yetkin, Dr. Öğretim Üyesi, Gaziantep Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Önder Aydın, Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Özgür Demirkan, Doç. Dr., Giresun Üniversitesi Mimari Restorasyon Bölümü
 
						
						 Gürkan Okumuş , Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölümü Doktora Öğrencisi
 Özgür  Ediz , Prof.  Dr., Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
						
						 Betül Ergün, Arş. Gör., Trakya Üniversitesi Mimarlık Bölümü
 
 KÜNYE
 
 |  |  | 
		
		
			TEMA[S] Taklitler Çağında Gerçeklik: Çölde Bir Vaha	 Betül Ergün, Arş. Gör., Trakya Üniversitesi Mimarlık Bölümü Desert X,  çağdaş sanatın galeri duvarlarından taşan ve kültürler arası diyalog oluşturma  gücünden beslenerek ortaya çıkan bir sanat organizasyonu. İlki 2017 yılında  Kaliforniya’daki Whitewater doğal koruma alanında ve Coachella vadisinde farklı  sanatçıların katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik, iklim değişikliği ve göç  gibi hassas temalara odaklanırken yaban hayatının korunmasına ve Amerikan yerel  kültürüne de dikkat çekmeyi amaçladı. Organizasyon 2022 yılı için Kaliforniya  çöllerinden Suudi Arabistan çöllerine taşındı. Kültür mirası alanlarla çevrili  El-Ula çölünde gerçekleşen Desert X Alula 2022, 15 uluslararası sanatçının  eserine ev sahipliği yaptı.
 "Serap"  (Sarab) temasıyla yaratılmış eserlerden en dikkat çekici olanı, “Aynı Güneşin  Altında” (Under the Same Sun) isimli eserdi şüphesiz. Kanadalı genç sanatçı Stephanie  Deumer’a ait olan eser, diğerlerinden farklı olarak yerin altına yerleşmiş,  güneşin maddeselliğini, yarattığı enerji, imaj ve formları sorgulayan bir video  enstalasyonu. Sanatçının ilk büyük ölçekli eseri olarak ortaya çıkan  yerleştirme, Deumer’in simulakra, simülasyon evreni ve yapay gerçeklik üzerine  devam eden çalışmalarının bir ara ürünü olarak yorumlanabilir. 20. yüzyılın  önemli felsefecilerinden Jean Baudrillard tarafından, “bir gerçeklik olarak  algılanmak isteyen görünüm” olarak tanımlanan simulakra, en basit tabirle özü  boşaltılmış görüntü veya kopyanın kopyasıdır. Bu felsefi bakış açısıyla,  simulasyon evreni ise tamamen taklit ve görüntülerden oluşan, gerçeklikten  yoksun bir düzene işaret ediyor. Felsefe, edebiyat ve sinema gibi çeşitli alanlarda  çokça işlenen bu kavramlar, Deumer’in eserinde ise yer altına gömülmüş ve yapay  güneş ışığıyla fotosentez yapması sağlanan bitkilerin olduğu küçük bir sera üzerinden  ziyaretçilere aktarılmış. Aynı  Güneşin Altında, içinde küçük bir bitkinin bulunduğu, yer altına yerleştirilen  bir cam küp ve bu alanın üstünü örten güneş panellerinden oluşmakta. Mağara,  taş dolgulu gabion duvarlarla çevrelenirken, alanın girişinde yer alan eğimli  patika ziyaretçileri gizemli bir alana doğru çeker. Alanın tam ortasına  yerleştirilen insan boyutlarındaki bu cam küp, güneş ışığının yansıtıldığı  video görüntülerin geçişine ve içerisindeki bitkinin fotosentez yapmasına izin  verir. Yaratılan bu yapay ekolojik sistem, ziyaretçiler için adeta çölde  karşılaşılan bir serap olarak karşımıza çıkıyor. Yüzeydeki solar panellerin su  birikintisini andıran yerleşimin de bu etkiye bir atıf olarak yorumlanabilir. Enstalasyonun  tüm enerjisi bu solar paneller aracılığıyla karşılanmış. Gabion duvarların  etrafında ise ziyaretçilerin alanı ve yarattığı etkiyi daha uzun  deneyimlemesini sağlamak için kerpiçten oturma alanları yer alıyor. Yere özgü  olarak tasarlanan bu yerleştirme, sürdürülebilir enerji kaynaklarının ve yerel  malzemelerin kullanımını önceleyerek iklim değişikliği temasına da vurgu yapıyor. Stephanie  Deumer, Aynı Güneşin Altında isimli çalışmasıyla toprağın üstündeki gerçekliği,  canlı video teknolojisi ve görsel illüzyonlarla toprağın altında taklit etmeye çalışmış.  Biyolojik üreme ve gelişimin, teknoloji çağının imkanlarıyla tekrar yorumlandığı  çalışmada yaratılan ortam, doğanın simulakrasına bir geçiştir henüz. Bu taklit  evren, hâlâ enerjisini doğadan sağlamaya mahkumdur, yani özünden tam olarak  koptuğu söylenemez. Aynı Güneşin Altında, Mars’a yerleşmek için keşiflerin  yapıldığı bir dönemde, yapay doğa taklitlerinin ne kadar sürdürülebilir  olduğunu araştırırken, biyolojik işleyiş ile doğa arasındaki simulasyonu zor,  kuvvetli bağları izleyiciyle paylaşıyor. Bu icerik 4579 defa görüntülenmiştir. |  |  |  |