427
EKİM-KASIM 2022
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
GÜNCEL

Hukuka Karşı Güç: Bodrum Cennet Koyu ve Gökburun

Kazım Erol, Muğla Yeşil Yaşam Derneği Başkanı

Turizm eliyle hem çehre hem de veçhe değiştiren popüler kıyı ilçelerimizden Muğla Bodrum’a bağlı Cennet Koyu-Gökburun mevkisi on yılı aşkın süredir sermaye ile hukuk arasında bir mücadele alanı. Sürecin birincil tanıklarından olan yazar, dava tutanakları ve basın açıklamalarına dayanarak atılacak sonraki adımlara ilişkin öngörülerde bulunuyor.

 

“kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan”

Nazım Hikmet

Ülkemizin görgüsüz, açgözlü, hukuk tanımaz bir sermaye güruhu, Muğla Bodrum’a resmî ya da gayrı resmî yollarla “çökmeye” devam etmektedir. İlçe, turizm sektörünün ivmesiyle son 40 yılda plansız, hızlı ve çarpık kentleşerek taşıma kapasitesini çoktan doldurmuş; birikmiş devasa alt yapı problemleriyle de senelerdir boğuşup durmaktadır. An itibarıyla yarımada kıyılarının neredeyse tamamı özelleştirmeler, tahsisler vb yoluyla ele geçirilmiş durumdadır. (Resim 1, 2) Gölköy mahallesine bağlı Cennet Koyu-Gökburun ise emlakçı tabiriyle son kalan “kupon” yerlerden biridir. Üç tarafı denizle çevrili Gökburun, üzerinde arkeolojik sit alanları bulunan, kıyıları itibarıyla “önemli doğa alanı” statüsünde, Akdeniz foklarının uğrak yeri olan bir yarımadacıktır. 23.09.2020 tarihinde burası madenciliğin dahi yapılabileceği bir “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” ilan edilmiştir. Alan, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda (ÇDP) orman vasıflı ve turizm imarlı olup takribi 80 hektardır. Cennet Koyu-Gökburun’un tapuda 107 ada 1 parselde (eski 423 parsel) kayıtlı 678.963 m2 (67,89 ha) kısmı, geçmişte Osmanlı tapusu (zilyetlik) olduğu için kadim Bodrumluların mülküdür. Ancak bu kısım, kaybedilen bir dava sonucunda Hazineye, oradan da Özelleştirme Yüksek Kurulu’na (ÖYK) geçmiştir. ÖYK’nin 01.06.2010 tarih ve 2010/31 sayılı kararı ile özelleştirme programına alınmış, yepyeni imar planı yaptırıldıktan sonra da buradaki ihale hazırlıklarına başlanmıştır.

Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satış işlemleri 6098 sayılı Borçlar Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi Kanunu, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve 313 sıra sayılı Millî Emlak Genel Tebliği hükümleri çerçevesinde yürütülerek sonuçlandırılmaktadır. Cengiz Holding (Mehmet Cengiz ve Fettah Tamince) Cennet Koyu-Gökburun mevkisine 2010’larda göz koymuş, buranın satışı için ihale süreci ise 12.07.2012 tarihinde başlatılmıştır. ÖYK’nin 16.08.2012 tarih ve 2012/122 sayılı kararı üzerine Ahmet Toker ve Süheyla Kasal adlı yurttaşlar, vekilleri olan avukat Şükrü Üstek vasıtasıyla Danıştay’da ihalenin iptali için yürütmenin durdurulması talepli dava açmıştır. Dava cereyan ederken ÖYK’nin dava konusu kararına istinaden Hazine ile (Cengiz Holding bünyesindeki) Bodrumbir Turizm Yatırım A.Ş. arasında satış sözleşmesi imzalanmıştır. Bu arada ihale bedeli olarak Özelleştirme İdaresi’ne ödenmesi gereken 277 milyon TL Ziraat Bankası’ndan kredi kullanarak temin edilmiştir. Ödemeler taksitli olacağı için mevzuat gereği satış işlemi ile ipotek işleminin tapuda eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi usulden olduğu halde buna uyulmamıştır. Ayrıca satış sözleşmesine istinaden Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 05.07.2013 tarihinde tapu devri yapılmış, bundan 3 gün sonra da taşınmaz tapu kaydı üzerine Ziraat Bankası tarafından 180 milyon dolar bedelli ipotek tesis edilmiştir. Daha sonra Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu (KVKBK) Cennet Koyu-Gökburun’da söz konusu taşınmaz hakkında kıyıya, yola, yeşil alana terk işlemleri yapılması için 20.06.2014 tarih ve 2690 sayılı kararı almıştır. Aynı yurttaşlar Toker ve Kasal yine vekilleri Üstek vasıtasıyla bu kararın iptali için dava açmıştır. Açılan davaya bakan Muğla 2. İdare Mahkemesi 14.05.2015 tarihli kararıyla Muğla KVKBK’nin kararını iptal etmiş, temyize başvurusu sonucu dosyayı inceleyen Danıştay 6. Dairesi kararı 17.07.2017 tarihinde onamış, karar düzeltme aşaması sonrası 11.10.2018 tarihinde karar kesinleşmiştir. Muğla KVKBK bu kez 03.07.2015 tarih ve 3489 sayılı kararıyla taşınmazın 1/3.000 ölçekli haritasındaki 1. derece arkeolojik sit alanının tescilinin kaldırılmasına karar vermiştir. Karara göre bunun yerine bölgenin 1/2.000’lik haritada belirtildiği şekliyle 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescili yapılacaktır. Açılan davaya bakan Muğla 2. İdare Mahkemesi 28.12.2017 tarihinde işlemin iptaline karar vermiş, istinaf başvurusu nedeniyle dosya 2018 yılında Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Görüldüğü gibi Muğla KVKBK bilimsel bir kurul değil adeta bir emir kulu gibi hareket ederek Yatağan arkeolojik sit alanlarını kömüre feda etme alışkanlığını burada da devam ettirmiştir.[1]

Tapu devir tescil kaydının iptali gerektiği için aynı vatandaşlar yine vekilleri vasıtasıyla Bodrum 1. Hukuk Mahkemesi’nde “tapu iptali” ve “tescil” davası açmıştır. Mahkeme “ihtiyati tedbir” kararı alınca ÖYK, 2012/596 esas numaralı bu dosyaya taraf sıfatı olmadığı halde davalının yanında müdahillik talebinde bulunmuştur. Davalı Maliye Bakanlığı’nın karara itiraz etmemesi nedeniyle “ihtiyati tedbir” kararı kesinleşmiş ancak süre aşımına rağmen yapılan itiraz ne yazık ki kabul edilmiş ve “ihtiyati tedbir” kararı aynı hakim tarafından 11.11.2012 tarihinde kaldırılmıştır. Yargıtay’a yapılan temyiz ve karar düzeltme başvuruları ise reddedilmiştir. Hal böyleyken Cennet Koyu-Gökburun’daki 107 ada 1 parsel (eski 423 parsel) ihalesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açma zarureti doğmuştur. Açılan davaya bakan Danıştay 13. Dairesi, 27.05.2016 tarih ve E:2012/2572 K:2016/2018 sayılı kararı ile davayı reddetmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK) 08.12.2016 tarih ve E:2016/4388 K:2016/3337 sayılı kararı ile dava konusu işlemi kesin olarak iptal etmiştir. Böylece taşınmazın mülkiyeti, temel işlemin iptali nedeniyle hukuken Maliye Hazinesi’ne geri dönmüş; tapu tescili yolsuz tescil haline gelmiştir. Ancak Anayasa’nın “yargı bağımsız ve üstündür” hükmünü unutan ÖYK, Danıştay İDDK’nin 08.12.2016 tarih ve E:2016/4388 K:2016/3337 sayılı kararının uygulanmaması; ayrıca söz konusu İDDK kararına dayanarak taşınmazların geri alınmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmaması içerikli 28.04.2017 tarih ve 2017/12 sayılı tuhaf bir karar tesis etmiştir. Yine avukat Üstek, müvekkillerinin talebi üzerine ÖYK’nin 28.04.2017 tarih ve 2017/12 sayılı kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açmıştır. Davaya bakan Danıştay 13. Dairesi işlemin yürütmesinin durdurulması kararına itiraz yolu kapalı olmak üzere 15.05.2018 tarih ve 2019/319E sayılı karar almıştır. Aynı dava Danıştay 13. İdaresi’nin 07.11.2019 tarihli kararı ile bu kez esastan iptal edilmiş; temyiz başvurusu yapılması nedeniyle dosyaya bakan Danıştay İDDK’nin 11.06.2020 tarihli kararı ile Danıştay 13. Dairesi’nin kararı kesinleşmiştir.

Görüldüğü üzere hukuk değil fermana göre davranan ÖYK’nin hem özelleştirme, ihale, satış kararları hem de Danıştay İDDK kararının uygulanmaması yönünde aldığı karar, kesin olmak üzere iptal edilmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanmamasının anayasal bir suç olduğu ve hiç kimsenin hukuktan üstün olmadığı gerçeğine aldırmayan Mehmet Cengiz, basına bir demeç vermiştir: “Özelleştirme ihalesinin iptaline ilişkin olarak taşınmazın alıcıya devrinden çok sonra verilmiş olan Danıştay kararı, hukuken şirketimizin parseldeki mülkiyet hakkini etkilememektedir.”[2] Diğer tarafta kesinleşmiş mahkeme kararını uygulamayan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ancak soruşturma izni verilmediği için kamu görevlileri yargılanamamıştır. Üstek’in basında çıkan yorumu, durumu özetlemektedir: “Cengiz ve Tamince bugün için değeri ipotek bedelinden az olmamak üzere 2 milyar 100 milyon TL değerindeki taşınmazı ceplerinden bir kuruş dahi çıkmadan satın almışlardır. Devlete ait taşınmazı, devlete ait Ziraat Bankası’ndan kredi temin etmek suretiyle devletin kurumu olan Özelleştirme İdaresi’ne yatırmak suretiyle ve tapu harcı vs ödemeden devralmışlardır. […] Cennet Koyu’nun özelleştirilmesi kararının 2. kez iptal edilmesi karşılığında idarenin nasıl yol ve yöntem izleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Mehmet Cengiz ve Fettah Tamince’ye karşı yasaların uygulanamayacağı, söz konusu kişi ve şirketlerin yasalardan muaf oldukları açıkça ortaya çıkmıştır. Gerek Özelleştirme Yüksek Kurulu, gerek Özelleştirme İdaresi Başkanlığı gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığı söz konusu kişi ve şirketleri sonuna kadar korumak suretiyle onlara karşı yasaların uygulanamayacağını hüküm ve koruma kalkanı altına almışlardır.”[3]

Bodrum’da bir grup yurttaş, Cengiz Holding’in Cennet Koyu’nda planladığı projeler kapsamında arkeolojik sit alanında suç niteliğinde fiiller işlediğini tespit etmiş ve savcılığa başvurmuştur. (Resim 3) Bu davanın ilk duruşması Ekim 2022’de yapılacak. Bazı yanlış anlamaları önlemek için bu aşamada bir hususu belirtmek gerekiyor: Bilindiği gibi kıyıda kalan taşınmazlar, mevzuatı gereğince satışı mümkün olmayan taşınmazlardandır. “Kıyı”dan ya da “kıyıda kalan yerler”den, “kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi” arasında kalan yerleri anlamalıyız. Cennet Koyu-Gökburun’un kıyı ve deniz alanları bu holdingin mülkü değildir; ancak gerçekçi olalım, uzun yıllara sari alınan irtifak hakkı, kira veya tahsisler yoluyla holding bizim kamusal alanlarımızı kendi mülkü gibi kullanacaktır. Kıyılarda planladığı projenin ilk aşamasının ÇED süreci 30.12.2020’de Bodrumbir Turizm Yatırım A.Ş. üzerinden başlatılmış durumdadır. Hatta Ocak 2022 itibarıyla 107/1 no.lu ana parselin 107/41-2-3, 305/1,306/1 şeklinde 5 ayrı parsel olarak ifrazı yapılmıştır. “Sahil Düzenleme, Koruma Yapıları ve Dolgu Alanı Projesi”nin ilk etabı olan “Bodrum Cennet Koyu Kıyı Yapıları Projeleri”ni Yüksel A.Ş.; projenin tanıtım dosyasını ise Çınar A.Ş. hazırlamıştır. 40 milyon TL’lik bu proje Cennet Koyu-Gökburun’da Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ait 19 dönümlük kıyı ve deniz alanında 4 mendirek ile 2 plaj projesidir. Yapımı planlanan mendireklerin üzerinde ve plaj alanlarında güneşlenme-dinlenme maksadıyla kullanılmak üzere bungalov yapıları yer alacak, mendireklerin en uç taraflarına ise iskeleler inşa edilecektir. Şirketin ilk etap projesine yakında “ÇED gerekli değildir” kararının ilan edilme ihtimali çok yüksek olsa da bu işleme yağmur gibi dava açılacağını tahmin ediyoruz.[4]

* Kaynak belirtilmeyen görseller yazara aittir.

NOTLAR

[1] Burada belirtmek isteriz ki Muğla Yeşil Yaşam Derneği (önceden Yatağan Yeşil Yaşam Derneği) olarak artık il ölçeğinde hareket edecek, Muğla kıyı ve deniz alanlarında kültür varlıklarımızın hukuksuz turizm projelerine acımasızca feda edilmesine değerli STK ve meslek odaları gibi biz de karşı koyacağız.

[2] Cengiz İnşaat basın bülteni, https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/cengiz-insaat-danistayin-kararini-yok-saydi-cennet-koyu-icin-etkilememektedir-dedi-1960545 [Erişim: 5 Temmuz 2022]. Bunu, başka bir demecinde bahsettiği Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki tapu tescili iptali davasına bağlamış gibi gözükmektedir.

[3] “Yargı bu kez Cengiz ve Tamince'yi durdurabilecek mi? 'Cennet'teki ranta ikinci iptal kararı”, https://www.birgun.net/haber/yargi-bu-kez-cengiz-ve-tamince-yi-durdurabilecek-mi-cennet-teki-ranta-ikinci-iptal-karari-287607 [Erişim: 5 Temmuz 2022].

[4] Şirketin ikinci etap projesi ülke kamuoyunda konuşulmaya başlandı bile. Bulgari Hotels & Resorts ile akraba olunmuş belli ki. Lüks oteller ve tatil evleri adı altında apart villalar projelendirildiğini düşünüyoruz. Detaylar yakında ortaya çıkacaktır.

Bu icerik 715 defa görüntülenmiştir.