ETKİNLİK
UIA 2021 Rio Kongresi’nin Ardından: Kadim Sorunlar, Yeni Yöntemler, Yeni Ufuklar...
Ayşen Ciravoğlu, Prof. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
2020’de Brezilya / Rio de Janeiro’da gerçekleştirilmesi planlanan 27. UIA Dünya Mimarlık Kongresi ve Ödül Töreni, tüm dünyayı etkileyen salgın nedeniyle bir yıl ertelemenin ardından bu yıl 18-22 Temmuz tarihleri arasında çevrimiçi olarak düzenlendi. UIA’nın belirlediği akışın içerisinden kesitler aktaran yazar, “tartışma alanlarında yol almak ve eylemde bulunmak için meslek pratiğine ve düşünme akslarına yaklaşımımızda, kadim sorunların çözümüyle birlikte, yeni ufuklara ve yeni yöntemlere ihtiyacımız” olduğunun altını çiziyor.
2014 yılında yapılan UIA Genel Kurulu’nda 27. Dünya Mimarlar Kongresi’nin Rio’da yapılacağı kararlaştırıldığında kuşkusuz kimsenin aklına evlerinden çıkmadan Rio’ya konuk olacakları gelmemiştir. Yaşadığımız küresel salgın bağlamında UIA Kongresi ve Genel Kurulu geçtiğimiz temmuz ayında diğer etkinlikler gibi, yaşamın olağanüstü akışını takip ederek, tamamen çevrimiçi ortamda gerçekleşti. 1948’den bugüne üç yılda bir düzenlenen UIA kongreleri ilk kez Brezilya’da yapılacaktı. Bu yazıda beklenmedik gelişmeler nedeniyle Rio yerine konuşmacıların evlerine, bürolarına konuk olduğumuz UIA Genel Kurulu’nu da kapsayan UIA Kongresi’yle ilgili notlarımı paylaşacak, uluslararası ölçekte mimarlık alanının kimi kadim sorunlarıyla birlikte bizleri bekleyen önemli gündem maddelerini ve yeni yol haritalarını tariflemeye çalışacağım.
RIO KONGRESİ: BİR TUŞ KADAR YAKIN, DÜNYALAR KADAR UZAK
Rio Kongresi’nin teması yıllar önce henüz salgın yokken, neredeyse bir kehanette bulunurcasına “Tüm Dünyalar. Yalnızca Bir Dünya. Mimarlık 21” olarak belirlenmişti. (
Resim 1) Gerçekten yaşadığımız küresel salgın kongre temasını doğrular şekilde sadece bir dünyanın olduğunun ve tüm toplumların birbirine yaşamsal olarak bağlı olduğunun altını bir kez daha çizdi. Ortak bir gezegeni paylaşma vurgusunun öne çıktığı temada iyi mekân arayışında, çevre ve iklimin farkında olarak, kentsel eşitsizlikleri azaltmak için yurttaşlara odaklanan bir kentsel yaklaşım öncelenmişti.
Kuşkusuz tüm dünya mimarlarını buluşturacak ölçekte bir kongreyi bütünüyle çevrimiçi olarak düzenlemek pek çok zorluğu da beraberinde getiriyordu. Engelleri birer fırsata dönüştürmek isteyen düzenleme kurulu, dijitalleşme ve katılımı artırma bağlamında kanımca pek çok ilki gerçekleştirdi. Öncelikle kongre süresini, belirlenen genel kurul ve kongre tarihi öncesindeki beş aya yaydılar. Her ne kadar bunun duyurusunun geniş çapta yapıldığına dair kuşkularımız olsa da düzenlenen etkinliklerle, seçilen temayı ve tartışmaları, en azından yerel anlamda, kongre günleri ile sınırlı kalmadan oldukça uzun bir süre boyunca canlı tutmayı denediklerini gözlemledik.
Kongre formatı olarak seçilen çevrimiçi düzen doğal olarak katılımı artırıcı bir unsur olarak karşımıza çıktı. Düzenleme Kurulu’nun aktardığı bilgilere göre bu yılki etkinliğe 188 farklı ülkeden 88.000’den fazla katılımcı dahil oldu. Yirmi ana konuşmacının davet edildiği etkinlikte 540 konuşmacı, bilimsel kurulun seçtiği 380 bildiri ve projenin sunulmuş olduğunu, sergiler, yuvarlak masa toplantıları, ödül programları ve yarışmalarla zenginleştirilmiş yoğun bir kongre olarak kayıtlara geçtiğini söyleyebiliriz. Kuşkusuz nicelik açısından olağanüstü gözüken bu sayının nitelik bağlamında neye karşılık geldiği biraz daha ayrıntılı bilgiyi ve derinlemesine düşünmeyi hak ediyor. Kongre coşkusu sona erdiğinde bunun daha sağlıklı yapılabileceğini düşünüyorum. Bu bağlamda kongrenin hâlâ devam ettiğini söylemeliyiz. Yapılan duyurulara göre eylül ayında da ek etkinlikler planlanıyor. Böylelikle Rio organizasyonu bundan sonraki etkinlikler için dijitalleşme, süre, katılım ve çeşitlilik bağlamında önemli kazanımları ve ilginç bir yol haritasını da tarif etmiş oldu.
Kongreye katılım web sitesi üzerinden kayıt olan kişilerin erişimine açık bir platformla sağlandı. Bu platform kendi deyimleriyle farklı “sahneleri” içeriyordu. Mimarlık Konuşmaları, Rio Şartı, Toplum Sağlığı, Expo, UIA ve Dünya Sahneleri bu ortamların tematik başlıklarını oluşturdu. Bu platform üzerinden kimi canlı kimi ise kayıttan izlenebilecek pek çok etkinlik, sunum ve tartışma ortamı kurulmuş oldu. Ancak sunulan dijital arayüzün en sorunlu tarafı etkileşim ve tartışma ortamının sadece “sohbet” seçeneği ile sınırlı kalmasıydı. Kongre katılımcılarını izleyiciye indirgeyen bu düzenleme kuşkusuz kongrenin en zayıf halkasını oluşturuyordu. Fiziken bir araya gelememek ve karşılıklı iletişimin sağlanamaması ile daha da güçleşen tartışma ortamı ne yazık ki “sahne alan” konuşmacı ve kolaylaştırıcılar arasındaki diyalogla sınırlı kaldı. Dolayısıyla her ne kadar kongre ve içeriği bize bir tuş kadar yakın olsa da konuşulanlara dahil olmak ve katılımcılara erişmek bir o kadar imkansızdı. Bu anlamda teknolojinin bize tanıdığı tüm imkanlara ve düzenleme komitesinin tüm iyi niyetli çabalarına rağmen UIA Kongresi ve Genel Kurulu’nun temas içinde olmanın, diyalog kurmanın sinerjisini yakalayabildiğini söylemenin çok zor olduğu düşünüyorum.
İletişim konusundaki bu zorluğa karşın, sunulan dijital platformun ortaya koyduğu bir fırsat ise tüm kongre kayıtlarının iki yıl süre ile (bir sonraki kongreye dek) katılımcıların tümünün erişimine açık olması. Bu şekliyle paralel etkinlikler, bağlantı sorunları ya da program zorunlulukları nedeniyle izlenemeyen ve hatta tekrar izlenmek istenen etkinliklere erişimin mümkün olması bundan sonraki kongreler için de yol gösterici olacaktır. Bu anlamda şimdilik 500 saatlik bir içeriğin erişime açık olduğu söyleniyor. Umuyoruz ki bundan sonraki kongreler için hedef bu içeriğin herkese açık olması olarak belirlensin.
RIO ŞARTI: ADALET, EŞİTLİK, KAPSAYICILIK...
Kongrenin önemli bir unsuru da bir nevi sonuç bildirisi olarak görülebilen Rio Şartı’dır. (
Resim 2) Bu bağlamda tüm kongre boyunca tartışılan ve kongrede kabul edilen “Tüm Dünyalar. Yalnızca Bir Dünya. Mimarlık-Kent 21” başlıklı Rio Şartı’nda
[1] daha misafirperver, adil, destekleyici, cömert kentlerle daha güçlü bir dünya konusunda ortak önerilerin derlendiğini söylemek mümkün. Rapor, pandemi etkisiyle yeniden gün yüzüne çıkan sorunlara karşı, iklim değişikliğinin bilincinde olarak nitelikli mekân, kamu sağlığı, herkes için nitelikli barınma ve eşitsizliklerin azaltılması ihtiyaçlarının farkında olan bir yaklaşımın, Kent 21’in ortaya çıkacağı öngörüsünü taşıyor. Bu bağlamda daha eşitlikçi ve adil kentlerin inşası için mimarlık ve kent planlamanın önemini vurgulayan metin yoğunlukla önerilere yer veriyor.
Metinde kentlerdeki çeşitlilik, kent hakkı, inşa edilmiş çevrelerin dirençliliği ve uyumu, yoksulluğu önleme kavramlarının öne çıktığını söylemek mümkün. Toplumsal ve mekânsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya çalışan, demokratik ve kapsayıcı kamusal politikalarla planlanan ve yönetilen ortak kentsel mekânlar vurgusu bu bağlamda kanımca önemli. Çevresel kriz ve kamu sağlığı sorunlarının toplumları ve bölgeleri eşitsiz bir biçimde etkilediği vurgusu üzerinden kırılgan alanlara öncelik verilmesi de raporun işaret ettiği bir diğer önemli konu. Mimarlar ve yerel organizasyonlar arasında ortaklıkları kamu fonlarıyla desteklemek raporun bir diğer önerisi olarak karşımıza çıkıyor.
İnsan ihtiyaçlarına, malzeme ve bilginin akışına yanıt veren kapsayıcı ve sürdürülebilir kentler, göçü karşılama ve bununla baş etmede mimarlık ve kent planlamanın araç olarak
kullanılması da işaret edilen önemli gündem maddelerini oluşturuyor. Tasarımın kentlerin planlaması, fikirlerin maddileşmesi, tartışmanın teşvik edilmesi, dönüşümün uygunluğunun sağlanmasına katkı için önemli bir araç olduğu da metnin vurgularının arasında. Dolayısıyla kabul edilen metnin yurttaşların iyilik haline odaklanan, kamu sağlığının desteklendiği, iyi konutun peşine düşülen ve eşitlikleri azaltmaya odaklanan bir kent için etkin bir katkı sunacak ilkeleri tanımladığını söyleyebiliriz.
UIA GENEL KURULU: DAHA ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR YÖNETİM İÇİN ÇAĞRI
Her yıl olduğu gibi kongre ile birlikte düzenlenen UIA Genel Kurulu ve seçimleri ise bu yıl oldukça tartışmalı geçti. Genel kurul, başkan, genel sekreter, sayman ve başkan yardımcılarının kısa sunumlarıyla başladı. (
Resim 3) Bu oturumda özellikle kimi başkan yardımcıları 2018-2021 dönemi yönetimine, karar ve uygulamalarının şeffaflık ve demokrasi açısından tartışmalı olduğu eleştirilerini yöneltti. Mali konularla ilgili sorunlar genel kurulda sıklıkla dile getirildi. Ancak bu sorunlar her ne kadar dile getirilmiş olsa da genel kurul kongrenin formatını takip eder biçimde ne yazık ki etkileşimli bir ortamda gerçekleşmedi. Yöntem olarak webinar formatının tercih edilmiş olması panelistler dışında, delegasyon üyelerinin sadece Zoom platformunun sohbet imkanını kullanmakla sınırlı bırakılmış olması etkileşim kurmayı ve tartışmayı olanaksızlaştıran bir uygulama olarak görüldü. Özellikle seçim için kurulan çevrimiçi platformun sorunları da delegeler tarafından sıklıkla dile getirildi.
Kongrenin önemli bir parçası olan komite ve çalışma grupları sunumları dijital imkanlarla oldukça kapsamlı bir biçimde gerçekleşti. Özellikle geçtiğimiz dönem içinde BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle ilişkili bir mimari kılavuz oluşturan Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi sunumu (Resim 4) içinden geçtiğimiz iklim değişikliği ve yaşadığımız sorunlar açısından oldukça yaşamsaldı. Dönem içinde oluşturdukları kitap[2] tüm BM hedeflerini kapsayan mimari çözümlerin çeşitliliği ve dünyanın çok farklı coğrafyalarından derlenen örneklerin kapsayıcılığı açısından dikkat çekiciydi. Bu dönem içinde henüz çok yeni kurulan Uluslararası Kadın Mimarlar Komitesi de önemli bir etkinliğe imza attı. Habitat Uzmanlar Forumu ile birlikte düzenledikleri etkinlikte “İklim Dirençliliğini İnşa Etmek için Kadın Yaklaşımları” (Resim 5, 6) konusunda pek çok uzmanın konuşmacı olduğu organizasyonun empatinin öneminin altının çizilmesi açısından önemliydi. Bunun dışında mimarlık ve çocuk, herkes için mimarlık çalışma programı, eğitim komitesi, (Resim 7) meslek pratiği komitesi ve yarışmalar komitesi (Resim 8) dönem içinde yaptıkları çalışmaları aktardılar ve düzenledikleri çeşitli etkinliklerle kongreyi ve genel kurulu zenginleştirdiler.
Kongrenin sonunda gerçekleştirilen seçimlerin sonucunda ise 2021-2023 dönemi için Jose-Luis Cortes başkan, Pei Ing Tan genel sekreter, Seif Alnaga sayman, Natalie Mossin 1. bölge başkan yardımcısı, Istelianna Atanassova 2. bölge başkan yardımcısı, Sam Oboh 3. bölge başkan yardımcısı, Ishtiaque Zahir Titas 4. bölge başkan yardımcısı, Tokunbo Omisore ise 5. Bbölge başkan yardımcısı olarak UIA büro ekibini oluşturdu. (Resim 9, 10) Bu dönem Türkiye olarak ise aday olduğumuz konsey üyeliğine tüm dünyadan aldığımız büyük bir destekle seçildik. Seçilen yeni ekip daha şeffaf ve demokratik bir UIA sorumluluğunu, mali açıdan geliştirme yapmayı, birliğin rolünü güçlendirmeyi ve birliğin genç mimarları tarafından erişilebilirliğini sağlamayı üstlendi. UIA büro ve konsey üyeleri pandemi nedeniyle ertelenen genel kurul nedeniyle üç yıl yerine iki yıl için görev yapacaklar.
Bu yıl gurur duyduğumuz çok önemli bir gelişme de aday gösterdiğimiz Uluslararası Mimarlar Birliği Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülüne Prof. Dr. Doğan Kuban’ın layık görülmesi oldu. Sevgili hocamıza mimarlık alanına yaptığı katkılar için bir kez daha teşekkür etmeliyiz.
GELECEK KONGRE VE ETKİNLİKLER
Genel kurulun ardından ilk konsey toplantısı ise 30 Temmuz günü gerçekleştirildi. Yeni seçilmiş UIA büro ve konsey üyelerinin yanı sıra eski başkanlardan Gaetan Siew, Vassilis Sgoutas, Louise Cox, Sara Topelson, Esa Mohamed, Thomas Vonier’nin katılımıyla zenginleşen toplantı UIA başkanı Jose Luis Cortes Delgado’nun açılış konuşmasıyla başladı. Ishtiaque Zahir’in 1. başkan yardımcısı, Natalie Mossin’in ise 2. başkan yardımcısı seçildiği toplantıda, Jose Luis Cortes sözlerine 2021-2023 dönemi için pandemi sonrası dönemin, mimarlar ve mimarlık açısından durumunu tartışmak gerekliliğinin altını çizerek başladı. İklim değişikliğinin etkilerinin önümüzdeki önemli bir konu olduğunun ve 2030 BM planı ile ilgili çalışma yapılması gerekliliğinin ifade etti. İklim değişikliğiyle ilgili ülkelerinin pozisyonlarının, hedeflerinin, sürdürülebilir kalkınma komisyonuyla yapılabilecek işbirliklerinin belirlenmesi gerektiğine değinen Jose Luis Cortes, sadece kentler değil, kırsal alanlar ve diğer doğal alanlarla ilgili araştırma yapmak gerektiğini belirtti. Yoksulluğun çok fazla olduğunu, çocukların iletişim araçlarına erişimlerinin sorunlu olduğunu vurguladı. Dolayısıyla bu toplantıda UIA’nın yeni dönemde ele alacağı temalar Rio Şartı’na paralel bir biçimde belirlenmiş oldu.
4 Ekim’de kutlanacak bu yılın Dünya Mimarlık Günü’nün teması ise “Sağlıklı Bir Dünya İçin Temiz Çevre” olarak belirlenmiş durumda. BM Habitat Günü ise “Karbonsuz bir Dünya” teması çerçevesinde düzenlenecek.
Önümüzdeki yıl 16-19 Mayıs tarihlerinde ise UIA Uluslararası Forumu Madrid’de gerçekleşecek. “Ödenebilir Konut için Bariyerleri Ortadan Kaldırmak” olarak belirlenen tema etrafında bir tartışma ortamı gerçekleştirilecek. (Resim 11)
Bir önceki genel kurulda belirlendiği gibi 2-6 Temmuz 2023 tarihlerinde UIA Kongresi Kopenhag’da yapılacak. (Resim 12) 6-9 Temmuz 2023 tarihlerinde ise UIA Genel Kurulu gerçekleştirilecek. Kopenhag Kongresi’nin teması “Sürdürülebilir Gelecekler-Kimseyi Arkada Bırakma” olarak belirlendi. Bu kapsayıcı vurgu kanımca içinden geçtiğimiz iklim değişikliği, savaş, kuraklık, göç ve afetlerle sarsılan dünya için önemli bir düşünme aksı sunuyor. Bilindiği gibi kongre için seçilen şehir aynı zamanda o yıl için UNESCO-UIA Dünya Mimarlık Başkenti unvanını da taşıyor. Bu uygulama ilk olarak Rio ile başladı. Kopenhag ile devam edecek.
2026 yılı UIA Dünya Mimarlar Kongresi ve Genel Kurulu için yarışan Barselona ve Pekin arasındaki çekişmenin galibi ise Barselona oldu. Barselona kongresinin teması ise “Tek Bugün, Tek Yarın” olarak belirlendi. Kongre, kentin mimarlıkla ilişkisinde uygulanabilir ve sürdürülebilir bir geleceği tartışmayı hedefliyor.
SONSÖZ
Gezegenimizin insan etkinliklerinin etkilediği doğal afetlerle kasıp kavrulduğu, IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change - Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli)’in altıncı değerlendirme raporunun önümüze düştüğü bugünlerde UIA’nın ana başlıkları ve belirlediği tartışma akslarının ulusal ve uluslararası ölçekte giderek daha da önem kazanacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Ancak bu tartışma alanlarında yol almak ve eylemde bulunmak için meslek pratiğine ve düşünme akslarına yaklaşımımızda, kadim sorunların çözümüyle birlikte, yeni ufuklara ve yeni yöntemlere ihtiyacımız var. Bunları gerçekleştirmek için gerek dijitalleşmelerin imkân ve sınırlılıklarını gerekse de birlikte konuşma, düşünme ve karar alma süreçlerindeki mevcut / yeni pratiklerimizi konuşmalıyız. Hem ulusal hem de uluslararası ölçekte daha demokratik, adil, eşit, etik, yaşanabilir bir yaşam kurmak için katkı yapmak artık bir zorunluluk. Eğer bir gelecek varsa, ancak birbirimizle, gezegen üzerinde yaşamı paylaştığımız tüm unsurlarla daha barışçıl ilişkilerle biçimlenebilir. Bunu başarmak için hep birlikte olmaya, birlikte üretmeye, düşünmeye ve en çok da bildiklerimizi unutup yeni baştan öğrenmeye fırsat tanımamız gerekiyor. Çok geç olmadan, hemen şimdi başlamalıyız.
NOTLAR
[1] UIA Rio Şartı’na şu adresten erişilebilir: https://www.uia2021rio.archi/wp-content/uploads/UIA2021RIO-RIO-CHARTER.pdf [Erişim: 20.08.2021]
[2] BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin mimari çözümlerin derlendiği iki ciltlik çalışmaya şu adresten erişilebilir: https://www.uia-architectes.org/webApi/en/working-bodies/sdg [Erişim: 20.08.2021]
Bu icerik 2451 defa görüntülenmiştir.