430
MART-NİSAN 2023
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI

Antakya’nın Kültür Bileşenlerinin Miras Değerleri

Mert Nezih Rifaioğlu, Doç. Dr., İskenderun Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü

 

6 Şubat ve 20 Şubat 2023 depremleri sonrasında Antakya’nın tarihî kent dokusu yerle bir oldu. Zaman durdu, geriye sardı ve Antakya’nın depremlerle yıkılıp - yıkılıp yeniden ayağa kalkmış olduğunu hatırlattı. Ama bu sefer durum zamansal olarak farklı ve değişken tehditler içermekte. Depremin hemen ertesinde hızlı bir biçimde, tek seferde, tek fikirle Antakya’nın yeniden ayağa kalkması gündeme gelmeye başladı. Halbuki Antakya sahip olduğu çok katmanlı ve çok kültürlü kimliğini hızlı bir biçimde değil; yıllar, yüzyıllar içinde edindi. Kentin ve kentlinin iyileşebilmesi için tarihî dokuda yıkılan, yok olan fiziksel ve fiziksel olmayan tüm niteliklerin yeniden Antakya’da var olabilmesi için zamana ihtiyaç var. Zaman içinde kent yine eskiden olduğu gibi ayağa kalkacaktır. Bizim yapmamız gereken en acil ve belki de en hızlı eylem Antakya’nın kültür bileşenlerinin miras değerlerini anlamak, kavramak ve kentin iyileşme sürecine katkılarını tanımlayabilmektir. Kentin kültür bileşenlerinin miras değerleri kentin somut ve soyut değerler bütünlüğünü içeren kentin var oluşunun arkasında yer alan fikirsel zeminle ilişkilidir. Kentin çok katmanlı kent dokusunun günümüz katmanına yansıyan niteliklerinin kaybolmaması gerekmektedir. Örneğin tarihî kent dokusunun kuzeyinde Helenistik dönemden günümüze kadar gelen grid sokak dokusunun devamlılığı veya tarihî kentin çıkmaz sokaklarla birlikte oluşmuş organik sokak örüntüsünün korunması önemlidir. Sokak dokusuyla ilişkili olarak tarihî kent dokusunun sokak - parsel ve parsel - parsel ilişkilerinin korunarak sürdürülmesi sağlanmalıdır. Tarihî kentin mülkiyet ilişkilerinin oluşturduğu fiziksel ve toplumsal gramerinin çözümlenmesi ve korunması Antakya tarihî kent dokusunun ezoterik ilişkilerinin yeniden hayata dönmesi için önemlidir. Tarihî dokunun boşluk - doluluk ilişkilerini, peyzaj ögelerini, kültürel pratiklerin mekânsal yansımalarını, geleneksel konutların dönemsel özelliklerini, konut tiplerini, anıtsal eserleri, anı mekânlarını - yapılarını, etnik - dini kimliklerin tarihî dokuyla ilişkilerini, uzun çarşının fiziksel ve işlevsel özelliklerini, arkeolojik katmanların tarihî dokuda oluşturdukları izlerin - izleklerin sürekliliğini, geleneksel yapım tekniklerini, mimari tektoniği, tarihî dokunun kullanıcılarını ve deneyimlerini, tescilli olan veya olmayan kentsel ve kırsal tüm kültür mirasını, tarihî dokunun üstünde sürekli süzülen güvercin ve kumruların birlikteliğiyle oluşan tarihî Antakya’nın kültür bileşenlerini bütüncül olarak incelemeli ve iyileştirmeliyiz. Bu sürecin ilk aşamasında tarihî dokuda gerçekleşen yıkımların oluşum biçimlerinin analizi çok önemlidir. Depremin sebep olduğu sorunlara yüzeysel gözlemlerin ötesinde bilimsel derinlikli incelemelerin yapılması gerekmektedir. Objektif, çok boyutlu ve disiplinli değerlendirmelerin ışığında tarihî kent dokusunun iyileşme sürecinde yapılacak müdahalelere yönelik çerçevenin ortaya çıkarılması öncelikli bir konudur. Çalışma kapsamında tarihî kent dokusu çok boyutlu olarak değerlendirilerek mimari koruma müdahalelerinin yöntemsel kurgusunun belirlenmesi ve tarihî dokunun sadece depreme karşı değil gelecekte gerçekleşme olasılığı olan tüm afetlere karşı dirençli bir örüntüye sahip olabilmesi için gerekli uygulama aşamalarının tanımlanması önceliği bulunmaktadır. Bu kapsamda, tarihî kent dokusunda faaliyet gösteren yerel geleneksel yapı ustalarının, mimarların, mühendislerin, şehir plancılarının, arkeologların, ilgili disiplinlerden uzmanların, Antakya tarihî kent dokusu üzerine çalışan bilim insanlarının bilgi ve tecrübelerine başvurulmalı ve elde edilen tüm birikim tarihî Antakya’nın kültür bileşenlerinin korunmasına aktarılmalıdır. Tekil, bağımsız, ayrı ayrı çalışan, örgütlenen inisiyatiflerden ziyade ortak bir çatıda toplanan, sistematik bir yöntemsel çerçeveyle Antakya tarihî kent dokusunu bütüncül anlamaya ve korumaya gayret gösteren, şeffaf, katılımcı, paylaşımcı, Antakyalıların sesine kulak veren, Antakyalıların ne istediğini önemseyen bir yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

*Tüm fotoğraflar yazar tarafından Mart 2023’te çekilmiştir.

Bu icerik 1835 defa görüntülenmiştir.