430
MART-NİSAN 2023
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK ELEŞTİRİSİ

Hasanpaşa’da Öncü Koruma Mücadelesi: Müze Gazhane

A. Binnur Kıraç, Dr. Öğr. Üyesi., MSGSÜ Mimarlık Bölümü

Hasanpaşa Gazhanesi / Müze Gazhane “Üretim teknolojilerinin gelişmesiyle kullanım dışı kalan endüstriyel alanlar içinde kültür varlığı niteliği taşıyan ve endüstri mirası olarak nitelendirilen örneklerin korunarak nasıl değerlendirilebileceği, mimarlığın ilgi çekici konularından biridir. Ülkemizde, kentleşme politikaları, rant baskısı ve tarihî çevrelerle ilgili değer yargıları bu alanları tehdit altında bırakmakta, koruma çabalarının sonuç vermesi, yalnız geliştirilen doğru ve etkili projelere ve titiz uygulamalara değil, sivil toplum tarafından sürdürülen kararlı mücadeleye de bağlı kalmaktadır. Uzun bir süre önce üretime son verilerek tümüyle terk edilen Hasanpaşa Gazhanesi’ni kültür-sanat etkinliklerine evsahipliği yapan Müze Gazhane’ye başarıyla dönüştürmesi; gönüllü mahalle sakinlerinin yıllar boyunca verdiği dirençli koruma mücadelesini mutlu bir sonuca ulaştırması ve tehdit altında olan benzer tarihî alanlar için bir umut ışığı yakması nedeniyle” 2022 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde “Yapı / Koruma Dalı Ödülü”ne değer görüldü.

 

Dünyada 20. yüzyılın başlarında, sanayileşmenin ikinci evresinde yaşanan hızlı modernizasyon sonucu üretim tekniğinde meydana gelen değişime adapte edilemeyen ve hammadde teminindeki zorluklar nedeniyle işlevsiz kalan endüstri yapılarının geleceği sorgulanmaya başlanmıştır. Bu yıllar aynı zamanda, değerli kentsel alanlarda bulunan işlevini yitiren endüstri yapılarının “miras” olarak fark edildiği yıllar olmuştur. Sivil toplum hareketlerinin önderliğinde başlayan koruma faaliyetlerinde mirasın kültürel boyutu üzerinde önemle durulmuş; “endüstri mirası” endüstri toplumunun dehasının, duygusallığının, hırsının fiziki dünyadaki yansıması olarak görülmüştür. 1990’lı yıllardan itibaren kent ölçeğinde bölgesel yeniden yapılandırma stratejilerinde yardımcı, ekonomik ve sosyal amaçlar arasındaki dengeyi sağlayıcı bir rol üstlenmeye başlayan “endüstri mirası”nı koruma yaklaşımları 21. yüzyılın ilk çeyreğinde uluslararası ilkesel metinlerle belirlenmiştir. [1]

Türkiye’de endüstri yapılarının terk edilişleri dünyadakine benzer bir süreç izlese de miras olarak görülüp sahiplenilmeleri, konuya ilgi duyan az sayıdaki meslek insanıyla (koruma uzmanı) sınırlı kalmıştır. “Endüstri mirası” kavram 1990’lı yıllardan itibaren akademik çalışmalara konu olsa da yoğun olarak 2000’li yıllarda meslek odaları, yerel ve merkezî yönetimler ile kamunun gündeminde yer almaya başlamıştır. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte terk edilen ve çöküntü alanına dönüşen tarihî endüstri tesislerinin kentsel rantın odağında yer alması, bu alanlar için geliştirilen koruma projelerinde ekonomik kazancın öncelenmesi, kültürel miras alanlarının hızla kimliğini yitirmesine neden olmuş ve olmaktadır. Bu olumsuz tabloda, 2022 yılında TMMOB Mimarlar Odası tarafından verilen Ulusal Mimarlık Ödülleri'nde Yapı / Koruma Dalı’nda ödüle değer görülen Hasanpaşa Gazhanesi / Müze Gazhane projesi, jüri raporunda da belirtildiği gibi; “gönüllü mahalle sakinlerinin yıllarca süren dirençli koruma mücadelesini mutlu bir sonuca ulaştırmasıyla tehdit altında olan benzer tarihî alanlar için bir umut ışığı olmuştur.”

Bu yazıda, Müze Gazhane’nin kentlerde rant baskısı altındaki endüstriyel miras alanlarının değerlerini koruyarak geleceğe aktarılmasında yaşanan olumsuzlukların giderilmesindeki yol göstericiliği değerlendirilecektir. Çağdaş koruma disiplinin temel konuları arasında yer alan bütüncül koruma yaklaşımı ve korumada sivil toplumun etkin rolü ile mirasın eğitim değeri gibi kavramlara da değinilerek proje geniş bir çerçevede ele alınmıştır.

HASANPAŞA GAZHANESİ’NİN KORUMA SÜRECİ

Hasanpaşa Gazhanesi 19. yüzyılda İstanbul’un gaz ihtiyacını karşılamak üzere kurulan dört ana gazhaneden biridir. Anadolu Yakası’nın gaz ihtiyacını karşılamak üzere 1891 yılında bir Fransız şirketine 50 yıllığına verilen imtiyaz ile başlayan tesisin kuruluş süreci; Kadıköy’de Hasanpaşa semtinde Kurbağalıdere’ye yakın bir konumda inşa edildikten sonra 1892 yılında hizmete girmesiyle tamamlanmıştır. Tesis Cumhuriyet dönemi boyunca farklı kurumlara bağlı olarak hizmet vermeye devam etmiş, son olarak 1945 yılında İstanbul Belediyesi Elektrik Tramvay Tünel İdaresine (İETT) bağlanmıştır. [2]

Kuruluşundan kapanışına kadar geçen yaklaşık yüz yıllık süreçte tesis kentin artan gaz ihtiyacını karşılamak üzere üç temel büyüme evresi geçirmiştir. İlk kurulduğunda yatık hazneli fırınlarda (P Binası) elde edilen gaz, süzgeç / temizleme tesisinde (A Binası) arındırılarak gazometrede (Gc Gazometresi) depolanmış ve dağıtım şebekesine sevkedilmiştir.[3]

Üretim sürecine hizmet eden atölyeler (T Binası) de plan kurgusunda yer almaktadır. Özellikle 1950 ve 1960’lı yıllarda üretimin temel unsuru olan fırın, süzgeç ve gazometre sayısı artmış, teknolojik yenilmelerle mevcut sistemler de geliştirilmiştir. (Resim 1) Tesisin verimliliği 1960’lı yılların ikici yarısından sonra düşüp artan talebe cevap veremez duruma gelse de 1990’ların başına kadar işlevini sürdürmüştür. 1993 yılında doğal gazın kullanımının yaygınlaşması ile üretim sürecinin sağlığa zararlı etkilerinin olması da dikkate alınarak İETT bünyesindeki havagazı tesislerinin üretimi durdurulmuştur.[4]

Hasanpaşa Gazhanesi’nin bu tarihten itibaren sökümüne, aynı zamanda da bölgede yaşayan halkın çabalarıyla koruma mücadelesine başlanmıştır. “Gazhane Çevre Gönüllüleri” adı altında örgütlenen sivil inisiyatifin öncülüğünde Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi ve Kadıköy Belediyesi’nin ortak çabası sonucunda 1994 yılında İstanbul II Numaralı KTVKK tesisin ayrıntılı bir değerlendirilmesi yapılarak korunması ve binalara dokunulmaması doğrultusunda karar vermiştir. Bu karar ile tesisteki binaların teknik - endüstriyel bir belge olarak korunmalarının gerekliliği gündeme gelmiştir. Bu kararla başlayan zorlu koruma süreci 26 yıl sürmüştür. [5]

(Resim 2)

İBB ve İTÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol ile İTÜ MF hocalarından oluşan proje ekibiyle[6] proje süreci başlatılmış, İstanbul II numaralı KTVKK’nun 04.04.2001 tarih ve 6.000 sayılı kararı ile rölövesi onaylanmış ve II. Grup korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenmiş; 22.06.2001 tarih ve 6091 sayılı kararı ile restitüsyon, restorasyon ve yeni kullanım projesi onaylanmıştır. Uzun bir aradan sonra 2014 yılında İBB Yapı İşleri Müdürlüğü denetiminde projenin restorasyon uygulamasına başlanmıştır. Alanın endüstri mirası olarak korunması ve sosyal-kültürel tesis olarak kamuya kazandırılması amaçlanan proje 2021 yılda tamamlanarak “Müze Gazhane” adıyla kullanıma açılmıştır.[7]

MÜZE GAZHANE’DEKİ KORUMA VE YENİDEN İŞLEVLENDİRME YAKLAŞIMI

Hasanpaşa Gazhanesi’nin 2001 yılında onaylanan koruma projesinin 2014 yılında uygulanması gündeme geldiğinde, Gülsüm Tanyeli’nin ifadesiyle, hem geçen 14 yıl zarfında alandaki değişim, hem de işverenin talepleri dikkate alınarak miras alanı yeniden projelendirilmiştir. 2001 yılında çocukların ve gençlerin hedef kitle olarak belirlendiği enerji temalı müze / tanıtım merkezi öngörülen projede güncelleme yapılarak, işverenin isteği doğrultusunda odağında iklim temalı müzenin yer aldığı sosyal-kültürel alan olarak kente / kentliye kazandırılmıştır.

Gülsüm Tanyeli’nin proje ekibiyle birlikte katıldığı çeşitli seminer ve söyleşilerde[8] belirttiği üzere; bütünleşik koruma kararları ve tasarım kararları bu çalışmanın esasını oluşturmaktadır. Miras alanında bir iki yapı dışında, tamamına yakınında oturum alanı dışına taşan yeni bir öneri geliştirilmemiştir. Yıkılmış veya özgün niteliğini büyük ölçüde yitirmiş, korunmaya değer olmayan bir iki yapı oturum alanlarında yeniden tasarlanarak alana dahil edilmişlerdir.

Sökülmüş olan gazometrelerin ikonik yapılar olması nedeniyle tesisin imgesel bütünlüğünün sağlanması amacıyla mekâna iadesi (rekonstrüksiyonu), tasarım kararlarında öncelikli kararlar arasında yer almıştır. (Resim 3) Proje “tamamen yeniden tasarlanan”, çok büyük oranda bütünlüğünü kaybettiği için “aynı özelliklerde yeniden yapılan” yapılar, “çağdaş ek alan ve yeniden işlevlendirilen” yapılar ile “tamamen korunan” makine binaları olmak üzere farklı uygulamalar içermektedir: Ga gazometresinin sadece su haznesine ait metal / saç dış çeperi korunabilmiş, içine tasarlanan tiyatro salonuyla çağdaş ek almıştır. Gb gazometresi otopark girişi ve aynı zamanda etkinlik alanı olarak, Gb gazometresi karikatür müzesi olarak mevcut taban izleri üzerinde geçmişe refansla yeniden tasarlanmıştır. (Resim 4) Makine ağırlıklı R ve M düşey fırın bataryaları endüstri arkeolojisi anıtları olarak özel önem taşıdıklarından minimum müdahale (konservasyon) ile restore edilmişlerdir. (Resim 5, 6)

Temizleme ve arıtma santralı binaları (S ve N binaları) iklim müzesi (Resim 7) olarak, eski yatık fırın (P binası-bir dönem kömür deposu) sergi salonu, (Resim 8) eski temizleme binası (A binası-bir dönem yemekhane) restoran, (Resim 9) Kompresör binası (F binası) kütüphane, (Resim 10) Karbüre su gazı binası (J binası) kafe), (Resim 11) Eski atölye binası (T binası) sergi ve etkinlik alanı olarak işlevlendirilmiştir. Bu yapılarda bakım / onarım ve güçlendirilme, kısmen rekonstrüyon yapılmış, mevcut tesisat / donatılarının konservasyonu yapılarak olabildiğince sergilenmiştir. Müdahaleler özgün yapıdan ayırt edilebilecek şekilde farklılaştırılmıştır. Çağdaş ek alan diğer bir yapı da kömür yükleme istasyonudur (L yapısı) (Resim 6) sergi mekânı olarak işlevlendirilen yapıda kapsamlı betonarme restorasyon çalışması gerçekleştirilmiştir. Alandaki niteliksiz ekler kaldırılarak yerlerine çağdaş yeni tasarımlar yapılmış, koruma sürecinde yıkılan binaların ise gabari ve oturum alanı tutularak geçmişe referansla yeniden tasarlanmışlardır. (Resim 12) Su soğutma kulesi (O binası) eski temelleri üzerinde özgün malzemesine (ahşap) referansla yeniden tasarlanmıştır.[9]

(Resim 13, 14)

İşletme imtiyazı Kültür AŞ ait olan Müze Gazhane’nin 32.000 metrekarelik yerleşkesinde; 6 sergi / müze salonu, 2 tiyatro / konser salonu (Şehir Tiyatroları), performans stüdyoları, kütüphane, kitapçı (İstanbul Kitapçısı), 3 yeme / içme alanı, atölyeler, ortak çalışma alanları ve kapalı otopark yer almaktadır. [10]

DEĞERLENDİRME

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren endüstri yapılarının hızla yok olmasından doğan endişe “endüstri arkeolojisi” terimiyle dışa vurulmuş, bu yapılara / mirasa dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Endüstri arkeolojisi bir sivil toplum hareketi olarak başlamış ve bu özelliği nedeniyle de kökeni açısından tüm bilimsel disiplinler arasında özel bir yer almıştır. [11]

Endüstri toplumunun başarısının, dehasının, duygusallığının, hırsının fiziki dünyadaki yansıması olarak görülen, kültürel önem atfedilen “miras” toplumun geniş kesimi tarafından kabul görmüştür. Endüstri mirasının korunmasındaki zorluklar, sosyal, ekonomik, çevresel ve politik bağlamda ele alınan yeni koruma yaklaşımlarıyla aşılmaya çalışılmıştır. Dönüşüm potansiyeli olan endüstri miras alanları, bölgesel yenileme projeleriyle, yerel ekonominin canlandırılmasında önemli rol üstlenirken, aynı zamanda miras algısının, merkezine insanı /insanın emeğini alan, sosyal boyutun çok daha fazla önemsendiği bir anlayışa evirilmesiyle koruma süreçlerinde sivil toplumun etkinliği de artmıştır.[12]

Bu bağlamada ele aldığımızda Müze Gazhane projesi; tarihî endüstri tesisinin yıkımdan kurtarılmasıyla başlayan serüveninin her evresinde, sivil toplumun aktif rol üstlenmiş olmasıyla, koruma tarihimiz açısından nadir bir örnektir ve övgüye değerdir. 1993’te üretimine son verilen Hasanpaşa Gazhanesi’nin arsasında AVM inşası gündeme gelmesiyle başlayan sökümleri, “çevre gönüllüleri” adı altında sivil toplumunun direnci durdurabilmiştir. Çevre gönüllülerinin koruma sürecinde bilim insanlarıyla birlikte hareket etmeleri tesisin kültürel öneminin tanımlanmasında ve koruma sürecinin doğru yönetilmesinde etkili olmuştur. Özellikle çok sayıda gerçekleştirilen kültür-sanat etkinlikleriyle tanınırlığı artan miras alanı toplumsal bellekte farklı bir boyutta yer etmeye başlamıştır. Endüstri tesislerinde koruma eyleminin zorluğu ve sürecin uzunluğu dikkate alındığında, koruma uygulaması başlayana kadarki süreçte yerel halkın kontrollü bir biçimde kültürel etkinlikler için alanı kullanması (yapılara zarar vermeden), aidiyet duygusunu güçlendirmiş, koruma süreçlerini de olumlu yönde etkilemiştir.

2011 yılında kabul edilen ICOMOS-TICCIH Principles for the Conservation of Industrial Heritage Sites, Structures, Areas and Landscapes (Endüstri Mirası Sitleri, Yapıları, Alanları ve Peyzajlarının korunması için ICOMOS-TICCIH ortak ilkeleri) “Dublin Principles” (Dublin İlkeleri) adıyla da anılan metnin [13] 5. maddesinde “Endüstri mirası alan ve yapılarının önemini anlamak için bulundukları alanın, bölgenin veya ülkenin sanayi ve sosyo-ekonomik tarihi ve dünyanın diğer bölgeleriyle olan ilişkisi hakkında ayrıntılı bilgiye gerek vardır.” denmektedir. Müze Gazhane projesindeki koruma yaklaşımını değerlendirmeden önce Hasanpaşa Gazhanesi’nin kültür tarihimizdeki yeri ve önemi üzerinde durmak yerinde olacaktır. 19. yüzyılda İstanbul’da kurulan, günümüze özgünlüğünü ve bütünlüğünü belli ölçüde koruyarak erişebilmiş 2 gazhaneden biri olma özelliğine sahip tesis, ulusal ölçekte enderlik değeri yüksek endüstriyel miras alanlarımızdan biridir. Tarihî Gazhane Osmanlı Devleti’nin sanayileşme çabasının yansıma bulduğu somut miras ögesi olmasının yanı sıra İstanbul özelinde kentin modernleşme serüvenin simge yapılarından biridir.

Müze Gazhane projesiyle tesisin kültürel önemi, miras değerleri korunarak gelecek nesillere aktarılırken aynı zamanda kentsel ölçekte sosyal ve ekonomik fayda sağlanmıştır. Projede eleştiriye açık olan nokta, bu tip kültürel değeri yüksek miras alanlarında koruma ile yeniden işlevlendirme arasındaki hassas dengenin kurulup kurulmadığıdır. Müze Gazhane’de bu dengen kurulmaya çalışılmışsa da işverenin talebi doğrultusunda yeniden işlevlendirmenin biraz daha ağır bastığı düşünülmektedir. Endüstri yapılarında mimari estetik işlevde gizlidir; bu nedenle endüstri miras alanının özgün işlevine dair bilginin doğru bir biçimde günümüze aktarımı ayrı bir önem arz eder. Dublin İlkeleri’nin 10. maddesinde “Endüstri mirası alanları ve yapılarının sürdürülebilir biçimde korunması için en uygun yol özgün kullanımlarının sürdürülmesi veya uygun yeni kullanımlar bulunmasıdır. Yeni kullanımlar sitin ilginç özelliklerine, donanımına, ulaşım ve etkinlik dağılımı özelliklerine saygı göstermelidir.” denmektedir.

Müze Gazhane projesinde; konservasyon uygulaması yapılan makine ağırlıklı fırın yapıları gibi temizleme binaları da sahip oldukları donatılarıyla / donanımları sadece kendilerini sergileyerek, üretim süreci “enerji müzesi” konsepti [14] ile çok daha etkili aktarılabilirdi. Bu bağlamda Ga gazometresinin de özgün mekânın deneyimlenebileceği daha düşük programlı bir işlev ile ele alınması daha uygun olurdu. Proje ekibinin çeşitli platformlarda dile getirdikleri gibi, projede kurgulanmasına rağmen, tesisin üretim sürecine ait sunum ve gezi rotası henüz alanda işlerlik kazanmamıştır. Projede eleştirilecek diğer bir nokta, üretim sürecinin ruhunu yansıtacak şekilde üretimin hammaddesi olan kömürün, kirin, pasın peyzaja yansıtılmamasıdır. Bu durumum endüstri mirasının somut ve somut olmayan değerlerinin bütünlük içinde algılanmasını zorlaştırmaktadır.[15]

Dublin İlkeleri 9. maddesinde “Endüstri mirası yapıları ve alanları için bütünlük veya işlevsel bütünlük çok önemlidir; bu nedenle koruma önlemleri yalnız binalara değil, iç donanımlarına da yönelik olmalıdır. Eğer içlerindeki makineler veya diğer donanım çıkarılır veya sitin bütünlüğünü etkileyecek kayıplar olursa, kültür mirası değerleri büyük ölçüde zedelenebilir veya indirgenir” denmektedir. Bu bağlamada, Müze Gazhane projesinde, koruma ve yeniden işlevlendirme kararlarında alana bütüncül yaklaşılması, mevcut yapıların korunup, ek yapıların sınırlı sayıda ve korunmaya değer olmayan yapı parsellerinde gerçekleştirilmiş olması doğru bir yaklaşımdır. Endüstri alanlarında başta teknoloji olmak üzere çeşitli nedenler bağlı olarak sürekli gelişim ve değişim söz konusudur, bu durum miras alanlarına çok katmanlılık değeri olarak yansımakta, tesisin gelişim hikayesini anlatan her iz ayrı bir değer taşımaktadır. Bu nedenle endüstri miras alanlarındaki koruma yaklaşımlarında özgüne / ilk haline odaklanılmaz, rekonstrüksiyon uygulamaları tercih edilmez, Dublin İlkeleri’nin 11. maddesinde de “Bilinen eski bir döneme dönüş, eğitim amacıyla ve özel koşullarda kabul edilebilir” ifade edildiği gibi sadece gerekli hallerde rekonstrüksiyon gündeme gelebilir. Müze Gazhane projesinde de de bu ilkesel yaklaşım hakimdir.

İkisi tamamen biri kısmen yıkılmış / sökülmüş olan gazometrelerin Gazhane’nin en ikonik yapısı olması nedeniyle tesisin bütünlüğünün algılanabilmesi için yeniden yapılması kararı ilkesel olarak doğrudur, ancak ilk yapılan Gc gazometresinin (karikatür müzesi) yeniden inşa edilmeyip sadece zeminde iz olarak bırakılması, böylelikle alanın günümüze gelene kadarki yıkımlara da referans olurdu diye düşünüyorum. Çağdaş ek alarak tiyatro salonu olarak yeniden işlevlendirilen Ga gazometresinde, özgün metal dış çeperin korunması ve fuaye mekânı olarak içeriden de izlenebilmesi, çağdaş ekin hem form hem de malzeme kontrastlığıyla özgünden ayrıştırılması, üst katın henüz kullanıma açılmasa da “gökyüzü bahçesi” olarak sosyal kullanım alanı olarak tasarlanması olumlu proje yaklaşımlarıdır. Fuayede hala az miktarda da olsa alınan gaz kokusu mekânın geçmişle kurduğu en güçlü referanstır.

Proje genelinde koruma ve tasarım kararları birbirini tamamlar niteliktedir. Dublin İlkeleri 9. maddesinde belirtilen “Müdahaleler mümkün olduğunca geri dönüşebilir olmalı, yapının yaşına, önemli izlere ve işaretlere saygı gösterilmelidir.” İlkesine uygun olarak R ve M düşey fırın bataryalarında, karbüre su gazı tesisinde, eski ahır binasının tuğla zemininde başarılı konservasyon uygulamaları gerçekleştirilmiş. Günümüzde restoran olarak kullanılan A eski temizleme binasının zeminindeki tesisata ait boruların ışıklandırılarak mekâna kazandırılması, çatı onarımında eski çatı sistemi ile yeni çatı sisteminin renk farkıyla belirtilmesi mekânın geçmişine ait referansların korunması açısından olumludur. Ancak yeni işlevin (cafe-restoran) mekâna getirdiği yük nedeniyle özgün detaylar yeterince algılanamamaktadır. Betonarme sistem “L kömür yükleme istasyonu” yapısının çelik sistem güçlendirilme örneğidir. Çağdaş ek alan yapıda ahşap malzeme ve form ile kontrast tasarım yaklaşımı izlenmiş, özgün yapı ile ek yapı arasındaki farklılık güçlü bir biçimde ortaya konmuştur.

Yeni tasarıma konu olan yapılarda iki farklı yaklaşım söz konusudur. Korunmaya değer olmayan niteliksiz eklerin (Ty T atölyesinin ek binası ile C atölye ek binası) yerine aynı oturum alanı ve gabarisinde çağdaş tasarım ürünü ek binalar yapılırken, koruma sürecinde yıkılan yapıların (B atölye binası ve I karbüre su gazı temizle binası) yerine ise aynı oturum alanı ve gabarisinde geçmişten referans alan yeni tasarımlar yapılmıştır. Yeni tasarımlardaki, önceki yapının hem niteliği hem de yok olma sürecine referans verme çabası olumlu olarak değerlendirilmiştir.

SONSÖZ

Endüstri mirasının korunması ve yeniden değerlendirilmesindeki başarı; geniş anlamda kültürel miras değerleri üzerine temellendirilmesi, bölgesel planlamalar ve ülke politikaları ile birlikte düşünülmesi, halk katılımı ile toplum tarafından benimsenmesi, özel ve kamu sektörünün desteği ile mümkündür.

Bu bağlamda Müze Gazhane’nin çağdaş koruma ilkelerine temellenen koruma ve yeniden işlevlendirme yaklaşımıyla örnek bir proje / uygulama olduğunu düşünülmektedir. Koruma sürecinin uzun yıllar sürmesi bir olumsuzluk olarak görülse de sivil inisiyatifin öncülüğünde başlayan, Mimarlar Odası ve yerel belediyenin ortak çabasıyla yürütülen ve uzman bilim insanlarından destek alınan proje; koruma sürecinin yönetimindeki başarısıyla da nadir ve övgüye değerdir. Müze Gazhane’de tarihî tesisin üretim hikayesinin henüz yeterince anlatılamaması önemli bir eksikliktir.

Endüstri mirası çok yönlü özellikleri ile anlatılması gereken bir bilgi kaynağıdır. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler kadar, sosyal ve sanatsal hareketlere ilişkin yaratıcı yetenekleri de gösterir. [16]

Mirasın anlattıkları, mirasın somut kalıntılarından çok daha önemlidir. Müze Gazhane’de de somut miras ögeleri (yapılar, donatılar vb.) üzerinden bir zamanlar kömürden enerji üreten tesisin üretim hikayesinin günümüze aktarımı son derece önemlidir. Bu nedenle proje ekibi tarafında da ifade edildiği üzere, projede planlanan ancak henüz uygulama geçmeyen, gezi rotası, endüstriyel peyzaj alanı gibi yeniden işlevlendirme kararlarının hızla etkinleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda “enerji” temasının tesisin üretim kimliğine daha uygun olduğu, iklimle temasıyla da ilişkilendirilerek, bu işlev dönüşümün halen mümkün olduğu, böylelikle miras alanının eğitim değerinin daha da artacağı inancındayım.

Bugün çocuk ve kuş seslerinin bolca duyulduğu Müze Gazhane’nin, özellikle yoğun kent dokusu içinde kalan bölge halkına sosyal-kültürel yaşam alanı sunmasını son derece kıymetli buluyorum, aynı zamanda beklenen İstanbul depremi için, güçlendirilen yapıları ve geniş / açık alanıyla çevre halk için güvenli bir toplanma mekânı olduğunu düşünmekteyim. Endüstri miras alanının yönetim planının hazırlanmasının korumanın sürdürülebilirliği açısından gerekli olduğu açıktır. Bu açığı kapatmak için hazırlanan akademik çalışmalar değerlendirilmeyi beklemektedir. [17]

NOTLAR

[1] The Nizhny Tagil Charter for the Industrial Heritage, 2003, TICCIH https://ticcih.org/about/charter/ [ Erişim 02.03.2023]. ICOMOS-TICCIH Principles for the Conservation of Industrial Heritage Sites, Structures, Areas and Landscapes, 2011, ICOMOS-TICCIH, https://ticcih.org/about/about-ticcih/dublin-principles/ [Erişim 02.03.2023].

[2] Akbulut, M. R.; Sorguç, C., 1993, “Gazhaneler”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, cilt:3, İstanbul, ss.377-78. Tesisin tarihçesi hakkında daha detaylı bilgi alınabilecek kaynaklar: (yay. haz.) Özsoy, O.; Uzel, B., 1973, Gaz Teknik Dairesi Reisliği Anadolu Mıntıkası Kurbağlıdere Havagazı Fabrikası Fizibilite Raporu, İETT Matbaası, İstanbul. (yay. haz.), Kayserilioğlu, R. S.; Mazak, M.; Kon, K., 1999, Osmanlı’dan Günümüze Havagazının Tarihçesi, İGDAŞ Yayını, İstanbul. 1957, İETT Dergisi, sayı: 12/Eylül ve sayı 4/Ocak.

[3] Tanyeli, Gülsüm; Aslan, Deniz, 2001, “Kadıköy-Hasanpaşa Gazhanesi”, Arredamento Mimarlık, ss.105-115.

[4] Tanyeli; Aslan, 2001.

[5] Gülsüm Tanyeli’nin konuyla ilgili vermiş olduğu çeşitli röportajlardan derlenerek bu bölüm özetlenmiştir: “Gülsüm Tanyeli ile Hasanpaşa Gazhanesi Üzerine”, https://www.mimarizm.com/makale/gulsun-tanyeli-ile-hasanpanpasa-gazhanesi-uzerine_113535 [Erişim 02.03.2023]; Altınsay Özgüner, Burçin, 2021, “Bir Uzun Koruma Mücadelesi: Tarihî Hasanpaşa Gazhanesi’den Müze Gazhane’ye”, Mimarlık, sayı:421.

[6] Proje İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Gülsüm Tanyeli başkanlığında, Yıldız Salman, Deniz Aslan, Sevim Aslan, Kani Kuzucular’dan oluşan proje ekibinin müellifliğinde, aynı zamanda Prof. Dr. Afife Batur ve Prof. Dr. Ferudun Çılı’nın danışmanlığında gerçekleştirilmiştir.

[7] Güneş, Jenisa, 2022, “Önleyici Koruma ve Sürdürülebilirlik Bağlamında Bir Örnek: Hasanpaşa Gazhanesi / Müze Gazhane”, İTÜ FBE, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul, ss.80-82.

[8] Tanyeli, Gülsüm, 2022, “Hasanpaşa Gazhanesi’nin Korunması ve Yeniden İşlevlendirilme Yaklaşımları”, 2022 MSGSÜ Diploma Projesi Seminerleri III. Tanyeli, Gülsüm; Salma, Yıldız, 2021, “Three Decades of Transformation in Hasanpaşa Gasworks: Processes and Conflicts”, NIT Urban Heritage Lab: Industrial Heritage for Sustinable Cities, https://www.nit-istanbul.org/message/nit-urban-heritage-lab-industrial-heritage-for-sustainable-cities-week-2 [Erişim: 14.03.2023]

[9] Tanyeli, 2022. Tanyeli; Salman 2021.

[10] https://www.kadikoy.bel.tr/Haberler/tarihi-hasanpasa-gazhanesi-muze-gazhane-olarak-hayat-buldu [Erişim 02.03.2023]

[11] Palmer, M.; Neaverson, P., 1998, Industrial Archaeology Principles and Practice, Routledge, Londra, ss.1-2.

[12] Endüstri mirası konusunda daha kapsamlı bilgi için öneri kaynaklar: Alfrey, J.; Putnam, T., 1992, The Industrial Heritage Managing Resources and Uses, Londra. Falk, N., 2000, New Uses for Old Industrial Buildings, (der.) M. Stratton, Industrial Buildings. Conservation and Regeneration, New York, ss.89-102. Stratton, M., 2000, Understanding the Potential: Location, Configuration and Conversion Options. (der.) Stratton, M., Industrial Buildings. Conservation and Regeneration, New York, ss.30-56. Kıraç, A. Binnur, 2010, “Endüstri Mirasının Korunması ve Yeniden Değerlendirilmesi”, Mimari Korumada Güncel Konular, (ed.) N. Özaslan, D. Özkut, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, ss.115-134.

[13] ICOMOS-TICCIH Principles for the Conservation of Industrial Heritage Sites, Structures, Areas and Landscapes, 2011, ICOMOS-TICCIH, https://ticcih.org/about/about-ticcih/dublin-principles/ [Erişim 02.03.2023].

[14] 2001 yılında onaylı restorasyon projesinde çocuklar için “enerji müzesi” teması önerilmiştir.

[15] Sosyal etkinlik alanı olarak kullanımın öncelenmesi nedeniyle endüstri peyzajını tanımlayan kömür parkı vb. unsurların alanda henüz gerçekleştirilemediği proje ekibi tarafından da çeşitli platformlarda ifade edilmektedir.

[16] ICOMOS-TICCIH, 2011.

[17] Güneş, Jesina, 2022.

Bu icerik 2210 defa görüntülenmiştir.