422
KASIM-ARALIK 2021
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI

Kırsalın Yalnızları: Mimari Mirasımızın Sessiz Tanığı Çarşamba Porsuk Camisi

Zeynep Aktaş , Arş. Gör., YTÜ Mimarlık Bölümü

 

Karadeniz Bölgesi’nde çokça inşa edilmiş ahşap yığma camilerden, sadece Samsun’da yüzü aşkın örnek bulunmakta olup dendrokronolojik analizler ile tespit edilmiş en eski ahşap yığma cami de Çarşamba’daki MS 1206 tarihli Göğceli Camisi’dir. “Cuma camileri” adıyla anılan bu yapılar genellikle köy merkezlerinin dışında, birden fazla köye hizmet eden, ormanlık bir alan içerisinde bir nehrin hemen kıyısında ya da yakınında yer alan kültür varlıklarıdır. Doğanın içerisinde “yalnız” konumlarıyla bu camiler “yerin ruhuyla bütünleşmiş” miras niteliğinde sessiz tanıklardır. Caminin avlusunda kendinizi doğaya bıraktığınızda nehir, rüzgar, yapraklar ve çeşitli kuş sesleri “kutsal” olan bu yerlerin maneviyatını daha da yoğun olarak size hissettirir. Maalesef geçen zaman, kırsaldaki nüfus kaybı, değişen yapı teknolojisi bu ahşap camilerin gün geçtikçe kullanılmamasına, tescili olmayanların satılıp yakılmasına, sadece özel günlerde (cuma, bayram, cenaze namazları gibi) kullanılmaya devam edilenlerin ise çeşitli koruma sorunlarına sahip olmasına neden olmuştur.

Kullanılmaya devam edilen bu camilerden bir tanesi de Samsun’un Çarşamba ilçesindeki Porsuk Camisi’dir. En yakın köy merkezine yaklaşık 1 km mesafede bulunan caminin sarıya boyanmış sacla kaplı, iki katlı kagir görünümü özellikle de batı cephesindeki betonarme ekiyle yapının niteliksiz bir köy camisi olduğunu düşündürür. Ancak caminin içine girildiğinde ahşap yığma duvarları, lokma parmaklıklı sürgü pencereleri, oymalı ahşap kapısı, tavanları, dikmeleri, minberi ve renkli bezemeleri ile oldukça nitelikli bir kültür varlığı ile karşı karşıya olunduğu anlaşılır. Caminin kitabesindeki 1869 tarihinin, yapının inşasından ziyade taşınması ya da onarımı ile ilgili olabileceği ve dendrokronolojik analizlerin daha doğru bilgiler verebileceği düşünülmektedir.

Porsuk Camisi Samsun’daki örneklerinden çok daha geç bir tarihte -Göğceli Cami 1986’da, Gökgöl Cami 1995’te- 2013 yılında tescillenmiştir. Bu durum yapıyla aynı büyüklükte betonarme bir ek yapılabilmesine ve caminin özgün cephe düzenin dışarıdan algılanmasını tamamen engelleyecek şekilde revaklarının sacla kapatılmasına neden olmuştur. Camide tespit edilen koruma sorunları bölgede yer alan ve kullanılmaya devam edilen camilerle benzerdir. Bu sorunlar:

  • Kullanıcı kaynaklı: bahçe ya da avluya yapılan ekler (şadırvan, gasilhane, yarı açık alan yapılması), özgün plan şemasına müdahale (merdiven boşluğu açılması, özgün kirişlerin kesilip kaplama tahtalarının kaldırılması), özgün cephe düzenine müdahale (giriş cephesine sundurma eklenmesi, revakların sacla kapatılması), niteliksiz elektrik tesisatı, niteliksiz aydınlatma elemanları vb.
  • Malzeme ve yapım tekniği kaynaklı: betonarme ek nedeniyle bozulan özgün cephe düzeni ve çatı formu, eksik özgün yapı elemanları, özgün temel boşluğunun kapatılması, ahşap elemanlarda mantar, böceklenme vb.
  • Yanlış koruma yaklaşımları: geç tarihli tescil, 2019 yılında onaylanan restorasyon projesinin henüz uygulamaya alınmaması vb. olarak sıralanabilir.

Yukarıda değinilen sorunlar Karadeniz Bölgesi’nde çoğu kırsalda varlıklarını sürdürmeye çalışan ahşap yığma camilerin gelecek kuşaklara ulaşmasına engel olmaktadır. Bu yazıyla ahşap dinî mimari mirasımızın önemli bir bileşeni olan bu sessiz tanıkları bir nebze de olsa görünür kılmak ve onların seri içindeki, hatta sınır ötesi miras olarak taşıdıkları değerleri hatırlatmak amaçlanmıştır.

* Karadeniz Bölgesi’ndeki ahşap yığma camiler yazar tarafından Doç. Dr. Aynur Çiftçi danışmanlığında YTÜ FBE Mimarlık Anabilim Dalı Rölöve Restorasyon Programında doktora tezi olarak çalışılmaktadır. Fotoğraflar 2021 yılında çekilmiş olup yazara aittir.

Bu icerik 2109 defa görüntülenmiştir.