429
OCAK-ŞUBAT 2023
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
ETKİNLİK

Bir Rönesans İnsanı: Şandor Hadi

Belkıs Uluoğlu, Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü

Liszt Enstitüsü - İstanbul Macar Kültür Merkezi tarafından düzenlenen “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” başlıklı sergi, 25 Kasım 2022 - 1 Nisan 2023 tarihleri arasında Ufuk Demirgüç’ün küratörlüğünde ve Sevinç Hadi’nin danışmanlığında gerçekleşiyor. Yazar, Hadi mimarlığının “düşünmek, tasarlamak ve yapmak arasındaki” yolculuğuna dikkat çekiyor.

 

Şandor Hadi’nin ailesi ve geçmişi, yaratıcı yönünü ortaya koyan sanat ve zanaat çalışmaları ve mimari çalışmalarını içeren “Çok Yönlü Bir Mimar: Şandor Hadi, Türkiye’de İkinci Nesil Bir Macar” sergisi İstanbul Macar Kültür Merkezi, Listz Enstitüsü’nde 24 Kasım 2022 akşamı yapılan açılışı sonrası başladı ve 1 Nisan 2023 tarihine kadar sürecek. Mimarlara ilişkin sergiler genellikle mimari işlerini içerirken, bu sergi katmanlı bir kurguya sahip olması ile farklılaşıyor. Serginin bir bölümü Şandor Hadi’nin kişisel özgeçmişine ayrılmış, bir bölümü sanat ve zanaat işlerini kapsıyor; bir bölümü de mimari işlerine ait olarak kurgulanmış. Serginin kişisel malzemeleri ve sanat çalışmalarını içeren bölümü çoğunlukla Sevinç Hadi kolleksiyonundan. (Resim 1, 2)

Şandor Hadi’yi hep erken bir kayıp olarak düşünmüşümdür. Vefatı benim asistanlık yıllarımdı, ani gidişini üzüntü ile hatırlarız. Genç mimarın yaş sınırı genellikle 40 olarak kabul görür, olgun dönemi, yani bir mimarın asıl eserlerini verdiği dönemi ise 50’ler olarak bilinir. Dolayısıyla belki de asıl eserlerini ortaya koyamadan aramızdan ayrılmıştır diyebiliriz. 55 yıllık yaşantısında, gençliğinden itibaren pek çok yaratıcı iş üretmiş bir kişi olarak bu sergi onun çok boyutluluğunun belgelerini görmek üzere mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir adres.

1. “Kendinden küçük iki erkek kardeşiyle birlikte, Boyabat-Sinop çevresinde, doğayla iç içe geçen ve anılarını hiç bir zaman unutmadığı mutlu bir çocukluk yaşadı.”[1]

Şandor Hadi, 1930’lu yıllarda eşi Rozsa ile birlikte Türkiye’ye gelen ve Tosya, Boyabat ve Sinop’ta çalışan Macar teknisyen Hadi János’un üç çocuğundan en büyüğü olarak 1931 yılında Kastamonu’da doğdu. Çocukluğu Boyabat, Sinop’ta geçti. II. Dünya Savaşı nedeniyle aksayan ilkokul eğitimine 1943’te Yeşiköy 1. Pansiyonlu İlkokulu’nda devam etti. Hazırlık sınıfını St. Benoit’da, ortaokul ve lise eğitimini 1947’de başladığı St. Michel’de tamamladı. 1954 yılında sanat çalışmaları nedeniyle ödüllendirildiği bir burs ile İtalya’ya gitti. 1955 yılında üniversite eğitimine başladı.

Şandor Hadi’nin yaratıcılık özelliği çocukluk yıllarından itibaren ortaya çıkar. Seviç Hadi, onun ilkokul yıllarını anlatırken buradaki resim öğretmeni Zakire Öğretmen’den hep minnetle bahsettiğini; onun yeteneği ve ilgisini fark edip sahne tasarımı (balerin Ninette de Valois’nın oynadığı sahneyi düzenlemiş), bahçe düzenlemesi gibi işler için teşvik ettiğini belirtir.[2] (Resim 3, 4)

2. “Fırçanın en ince uçlusundan, inşaatın en kaba işçiliğine kadar her şeyi yaparım”[3]

Rönesans insanı, insanın çok yönlü olabilme kapasitesine gönderme yapan bir terimdir. Geçmişi, Rönesans döneminin insanı odağına alan ve yapabileceklerine inanan anlayışına, “hümanistler”e dayalıdır. Mimar, ressam, şair, bilim insanı ve matematikçi Alberti gibi, ya da ressam, mühendis, bilim insanı Leonardo da Vinci gibi. Mimar, ressam, heykeltraş, zanaatkar olma özellikleriyle Şandor Hadi’nin bir Rönesans insanı olduğunu bu sergi vesilesiyle öğrenmiş oldum. Sanatçı özelliğinin, yaratıcı ve soyutlayıcı yanını geliştirmiş olduğu anlaşılıyor. (Resim 5)

Sergide beni etkileyen resimleri oldu, özellikle gerçeküstücü olanları görünce epeyce şaşırdım ve hayranlıkla ilk önce onları inceledim. Mimarların resim sanatıyla ilgilendiklerini biliyoruz, ancak benim kişisel tecrübem mimarların resimlerinin mimari temsil diline veya grafiğe çok yakın olduğu ve resim sanatından az nasiplendikleri olmuştur. Öte yandan, Hadi’ni resimleri mimar resimleri olmaktan uzak, resim sanatına daha yakın. Başta 1950’lerde tamamlanmış ve gerçeküstücü olanlar olmak üzere, doğadan görünümler, tekneler, evler, gibi temalarla resimler çalışmış, resimlerinde farklı teknikleri kullanmış.

Sanatçılığının yanı sıra zanaatçılığı çeşitli defalar dile getirilmiş, mimarlıkta da benzer özellikleri vurgulanmış, işin nasıl yapılacağını ustaya yaparak gösterme becerisi olduğu anlaşılıyor. Oğlu İmre Hadi, bu özelliğini şöyle dile getiriyor: “Babamın eline malayı, çekici alıp, ustalara falanca işin doğrusunun nasıl yapılacağını örnek bir miktar yapmak suretiyle gösterdiğini görürdüm. Marangozhanede bazı aletleri bizzat kullanıp şöyle olacak diyerek bir parça, bir geçme, bir birleşme şekli hazırladığını ve ustalara verdiğini hatırlıyorum.”[4]

3. “Aslolan, bence, engin doğa içinde yaşamaktır... Duvar, bir gereksinme sonucu gelişmiş.” “Ben ilk çalışmaya Beyazıt Meydanı’nda başladım.”

Şandor Hadi (1931-1986), 1955’te başladığı İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden 1961’de mezun oldu.[5] Öğrenciliğinin son yıllarından itibaren ve mezuniyetinden sonra Turgut Cansever ile çeşitli projelerde çalıştı. Cansever kendisi için “Modern dünyanın temel yanılgılarından birisi olan, teknolojinin gelişmiş ürünlerini birer put (ilah) addeden ve varlığın diğer cephelerini görmeyen, göremeyen, görmemezlikten gelen tek taraflılığını aşarak, Şandor'un basit kır tuğlasının uygun yerde, doğru kullanışının örneğini açıklama gayretinin mimarlık hayatında herkesin hatırlaması gereken bir uyarı, çok önemli bir örnek olduğunu bu tutuma saygı ile zikretmek istiyorum.”[6] demiştir. 1961-1968 yılları arasında İbrahim Yolal İnşaat firmasında “Beyazıt Meydanı Projesi”nde ve uygulamasında çalışmıştır.[7] 1964’de Sevinç Hadi ile birlikte çalışmaya başlarlar, 1966’da evlenirler. Bu tarihlerden itibaren işlerinin çoğu ortaktır, tek başına çalışmaları da mevcuttur.

Sergide sunulan metinde mimari işleri şöyle yer almıştır: Dumlupınar Zafer Anıtı Mimari Proje Yarışması (2.lik Ödülü, 1962, Şerafettin Öztürk ile); İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Mimari Proje Yarışması (1.lik ödülü,1964[8] , Hüseyin Başçetinçelik ile); Mecidiyeköy’de Milli Reasürans T.A.Ş. Mecidiyeköy Abide Yapı Kooperatifi Sitesi (1964, Sevinç Hadi ile, uygulanmamış); Kadırga Öğrenci Yurdu Mimari Projesi (1965)[9] ; İstiklal Caddesi, İbrahim Yolal restorasyon projesi (1966); Fatih Anıtı Mimari Proje Yarışması (5. Mansiyon, 1967, S. Hadi ile); İstanbul Reklam Sitesi Mimari Proje Yarışması (2.lik ödülü, 1968, S. Hadi ile); Beyazıt Meydanı Çevre Çarşısı Mimari Proje Yarışması (1.lik ödülü, 1969); İstanbul Arkeoloji Müzesi Ek Binası (1970, H. Başçetinçelik ile); Bursa Çekirge’de İnta Apartmanları mimari projesi (1972, S. Hadi ile); Hadi Evi (1972, S. Hadi ile); Boğaziçi Üniversitesi Aptullah Kuran Kütüphanesi (1973, S. Hadi ile); Sivas Hükümet Konağı Mimari Proje Yarışması (2.lik ödülü, 1973, S. Hadi ile); Valérie Szaszy Glavani Apartmanında Daire Restorasyonu (1973, S. Hadi ile); Rumelihisarı’nda Valérie Szaszy Evi (1974, S. Hadi ile); Ankara Adliye Sarayı Mimari Proje Yarışması (2.lik ödülü, 1974, S. Hadi ile); Rumelihisarı’nda İbrahim Öner Hortaçsu (1976, S. Hadi ile) ve Yıldırım Oktay Öge Evi restorasyonu (1977, S. Hadi ile); Tuzla’da Tütüncü ve Hadi Yazlık Evi (1978, S. Hadi ile); Denizli Belediye Sarayı Mimari Proje Yarışması (4. Mansiyon, 1978, S. Hadi ile); Yeniköy Sait Halim Paşa Yalısı restorasyonu (1980); Bimhol TAŞ Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri için villa projesi (1980, S. Hadi ile); Altınoluk’ta Hadi Laslo Evi (1981, S. Hadi ile); Gecekondu Önleme Bölgeleri ve Geri Kalmış Yörelerde Kiralık Konut Ulusal Mimari Proje Yarışması (2. Lik ödülü, 1981, S.Hadi ile); Florya’da Hikmet İzmirli Evi (1982); Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Okulu, Öğrenci Yurdu ve Meslek Okulu Projeleri (1984, S. Hadi ile); Milli Reasürans T.A.Ş. Genel Müdürlük Binası, Yan Tesisleri, İş ve Ticaret Merkezi Yarışma Projesi (1.lik ödülü, 1984, S. Hadi ile); Süleymaniye’de Tollu Evi restorasyonu (1985).

Eğitimci olarak da görev almıştır; 1966-1984 Işık Mimarlık Yüksek Okulu’nda, daha sonra DGSA Mimarlık Yüksek Okulu’nda 2 yıl asistanlık ve 13 yıl öğretim görevliliği bulunmaktadır.[10]

“Duvarı konuşturmak istiyorum”

Mimarlar Odası’nın 1984 yılında Marmara Adası’nda düzenlediği söyleşilerden ilkinde, toplantıya katılan mimarlara tasarımlarında egemen olan biçim ilkeleri olup olmadığı sorusu yöneltilir. Burada Şandor Hadi topoğrafya, duvar ve ışık üçlemesi ile mimari biçimlenme anlayışını özetler; mekân dizimini ise bir ana mekân etrafında örgütlenen diğer mekânlar olarak tanımlar. Cephe tasarımıyla ilgili yaklaşımı sorulduğunda ise asıl ilkenin duvar sevgisiyle ilgili olduğunu söyler ve ardından ekler, “duvarı konuşturmak istiyorum”.[11] Duvarı konuşturma isteğinin bir parçası duvarı saklamamak, duvarın kendini göstermesini sağlamak olsa gerek, Tuzla’daki aile evi[12] için “Şevki Bey’in (Vanlı) aksine onu sıvamadım. Üzerine badana sürdüm. Ben duvarın neyle yapıldığını göstermeyi de seviyorum.”[13] demiştir. (Resim 6)

“Bir ana mekân çevresinde örgütlenmiş ikincil mekânlar”

Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi, doktora öğrenciliğimden bu yana kullandığım ve çok sevdiğim bir mekân; büyük bir boşlukla içine alan, çalışırken, kitap raflarının arasında gezinirken beni mutlu eden bir yapı. Bu yapı Hadi’nin pek çok yapısında uyguladığı mekân organizasyonu anlayışının bir örneği. 1984’teki söyleşide bu görüşünü şöyle dile getiriyor: “Yapıyı bir ana mekân çevresinde örgütlenmiş ikincil mekânlar olarak tasarlamaya çalışıyorum. Bu benim Türk camilerinden öğrendiğim bir ilke. Konut da dahil birçok yapıda kullanılabiliyor. Bir bağlantılı mekân; örneğin Boğaziçi kitaplığında da var.”[14] (Resim 7)

“Eski ve yeni ayırmaksızın bütün yapıları gezerim. İçlerine girer çıkarım. Kendi yaptıklarımın boyutsal etkisini kestirebilmek için, onları bir tür maket gibi kullanıyorum.”[15]

Bu cümleyi okuduğumda etkilendim çünkü aynı şeyi kendim de yaparım. Bu yapı kaç metre yükseklikte, bu boşluğun eni boyu nedir, gibi kendime referans olacak bir eleman seçip onun boyutu ile karşılaştırarak gözümle orayı ölçerim. İlk mimari proje stüdyom H. Kemali Söylemezoğlu’nunki idi, her şeyi ölçtürürdü, otoparka gidip arabaları ölçerdik, merdivenlere gidip basamakları ölçerdik, evde sandalyeleri iki kenara dizip aradaki mesafe nedir, nasıldır bakardım. Bugün stüdyonun en önemli problemlerinden birisi ölçek, ölçeği anlayamamak, hissedememek; onu ortadan kaldıran ekran ile birlikte ölçek yeni sorunumuz. Bir diğer sorun eski - yeni ayrımı yapmak, eski yapının deneyiminden eski olmayan bilgiye ulaşmanın deneyimini takdir edememek. Hadi’nin bu sözleriyle, mimarinin bizzat deneyimlenmesinin mimarın eğitimindeki önemini bir kez daha hatırlatması iyi geldi. (Resim 8)

4. SERGİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Mimarlığın Okul Dışı Bilgi Kaynakları

Doktora çalışmalarına başladığımda tezimi mimarın okul dışı eğitimi üzerine geliştirmek istemiştim. Formel mimarlık eğitimi almamış olmalarına karşın, Le Corbusier, Luis Barragán gibilerinin farklı coğrafyalarda gezinmesi; Tadao Ando, Mies van der Rohe, gibilerinin farklı özgeçmişleri; ve benzeri mimar hikayeleri bana ilham vermişti. Dokümante etme eksiklikleri olabileceği gerekçesiyle bu meseleyi bir tarafa bırakmak zorunda kaldım ve mimarın bilgisini başka boyutları ile ele aldım. Mimarlık eğitiminin büyük bir kısmının okul dışında olduğunu ve olması gerektiğini düşünenlerdenim. Akşam geç vakitlere kadar süren stüdyolar yerine öğrenciler bir sergiye, bir sinemaya gitsinler, bir tepeye tırmansınlar, bir pazarda tezgahları dolaşsınlar, bir eskici dükkanını kurcalasınlar, hatta öylesine amaçsız orada burada gezinsinler, hayatı yaşasınlar, dışardan gözlemlemek yerine içinde olsunlar isterim.

Mimarlık eğitiminde farklı kentlere seyahate veya farklı pratiklere yer ayıran ve bunları önemseyen modeller mevcut. Örneğin, İngiltere I. kademe eğitimin sonunda II. kademeye başlamadan 1 yılı okul dışında geçirmek üzere yönlendiriyor, bir mimarın ya da inşaat sektöründen bir başka uzmanın gözetiminde pratik yapmanın yanı sıra, 1 yıllık bu arayı uzatmak ve bir süre daha mimarlık pratiğinde yer almak, yurt dışında çalışmak veya seyahat etmek seçenekler arasında. II. kademe sonundaki pratiğin yarısının (12 ay) Avrupa Çevre Ajansı, Manş Adaları ya da Man Adası’nda yapılması isteniyor.[16] Yapı, kent, ülke, hangisi olursa olsun, farklı ortamlarda bulunmak bir mimarın eğitimi için önemli. Şandor Hadi’nin tüm hayatı bu farklı türden deneyimlerin bir belgeseli gibi.

Soyut-Somut Arasında Olmak

Sergide, Ersen Gürsel’in Şandor Hadi için söylediği sözler, akıl ile elin birlikte çalışmasının önemini vurguluyor ve onun becerisi kadar soyut olan tasarımcı özelliğine de gönderme yapıyor: “Şandor’un projelerinin benim için en önemli özelliği yapısal ayrıntıların birlikteliğine verdiği özen ve çözümlerinde tesadüflere yer vermeyen ilkesel tavırdır. [...] projelerinde tesadüflere yer vermemesi ve akıl yolunu seçmesi beni her zaman etkilemiştir. [...] Şandor Hadi benim için gerçek bir yapı tasarım ustasıdır.”

Düşünmek, tasarlamak ve yapmak arasındaki bu cezbedici ilişki mimar olmayı çok özel kılıyor; soyut olanla somut olan arasındaki gidiş gelişler inanılmaz bir deneyim. Üniversite eğitimimde meslek seçimine karar verirken bu soyut-somut ilişkisi en vazgeçemediğimdi, var olmayanı hayal et ama somut olarak bir şey yarat, müthiş bir yolculuk. Şandor Hadi, mimarlık eğitiminin hayatın içinde olması gerektiğini ve soyut-somut arasındaki ilişkinin nelere ergi olduğunu göstermede önemli bir rol modeli.

*Fotoğraflar yazar tarafından çekilmiştir.

NOTLAR

[1] Hadi, Sevinç, 2010. Namal, Yücel, 2011, “Türkiye’de İkinci Kuşak Bir Macar: Mimar Şandor Hadi”, Toplumsal Tarih, sayı:206, s.84.

[2] Volkan, Aydan; Köknar, Sait Ali; Hadi, Sevinç, 2019, “1960’lar Ofis Hayatı”, XXI, https://xxi.com.tr/i/1960lar-ofis-hayati [Erişim: 16 Ocak 2023]

[3] İmre Hadi, Şandor Hadi’den aktarıyor. Kaynak: Melike Ayça Güzel, 2023, “Macar Asıllı Bir Cumhuriyet Mimarı: Şandor Hadi”, Artdog İstanbul, https://artdogistanbul.com/macar-asilli-bir-cumhuriyet-mimari-sandor-hadi/ [Erişim: 15.01.2023]

[4] Güzel, 2023.

[5] 1960-1961 Akademik Yılı Mezunları / Graduates of 1960-1961 Academic Year https://mim.itu.edu.tr/mezun/mimmezun/mim1961.htm [Erişim: 15.01.2023]

[6] Cansever, Turgut, “Şandor Hadi’nin Anısına Saygıyla”, Mimarlık, sayı:1986/1, s.42.

[7] Namal, 2011, ss.84-88.

[8] Sevinç Hadi, ARKIMEET 2013 açılış konuşması. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi tarafından 1964 tarihinde yarışmaya açıldı, 1969 yılında sözleşmesi yapıldı. https://youtu.be/SsSYQ2nhtpo [Erişim: 16 Ocak 2023]

[9] Kadırga Öğrenci Yurdu Mimari Projesi için 1965 yılında Ufuk Demirgüç’ün metninden hareketle, sergide ise 1969 tarihi belirtilmiştir.

[10] Bu özgeçmiş sergide yer alan metinden ve şu kaynaklardan derlenmiştir: Demirgüç, Ufuk, 2015, “Sevinç Hadi, Şandor Hadi”, Türk Mimarisinde İz Bırakanlar: Türk Mimarisinde Abide Şahsiyetler, cilt:4, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ss.129-143. “Şandor Hadi”, https://www.arkiv.com.tr/mimar/sandor-hadi/7018 [Erişim: 17.01.2023] Namal, 2011.

[11] Doğan Kuban (yöneten ve derleyen); Mehmet Adam, Zafer Akay, Erdem Aksoy, Sibel Dostoğlu, Niyazi Duranay, Haldun Ertekin, Sevinç Hadi, Şandor Hadi, Aydan Keskin, Nevzat Kurdoğlu, Hüsniye Şahin, Şevki Vanlı (katılanlar). “Söyleşi: Modern Mimarlık Hareketinin Türkiye’deki Etkileri”, Mimarlık, sayı:1984/11-12, ss.24-34.

[12] “Tütüncü ve Hadi Ailesi Evi”, Sevinç Hadi ile birlikte.

[13] Mimarlık, sayı:1984/11-12, s.33.

[14] Mimarlık, sayı:1984/11-12, s.32.

[15] Mimarlık, sayı:1984/11-12, s.33.

[16] “Pathways to Qualify as an Architect”,

https://www.architecture.com/education-cpd-and-careers/how-to-become-an-architect#:~:text=

Part%202%20will%20provide%20you,e.g.%20

BArch%2C%20Diploma%2C%20MArch [Erişim: 20.01.2023]

Bu icerik 2149 defa görüntülenmiştir.