|
429
OCAK-ŞUBAT 2023
|
|
-
Murat Türkeş, Prof. Dr., Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
-
Yasemin Somuncu, Y. Mimar, Women in Renewable Energy (WiRE) Türkiye Lideri, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) Gen. Sek., Enerji Verimliliği ve Enerji Yönetimi (EYODER) YK Üyesi
-
Osman Balaban, Prof. Dr., ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Belkıs Uluoğlu, Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Çiçek Ş. Tezer Yıldız, Y. Mimar
-
Nezih R. Aysel, İlkay Koman, M. Kerem Özel, Dilvin Hazal Akkaya Usman, Ahmet Tercan, Cem Sorguç, A. Derin Öncel, Mevlüde Kaptı
-
Yıldız Salman, Dr. Öğr. Üyesi, İTÜ Mimarlık Bölümü, docomomo_türkiye Ulusal Çalışma Grubu Eş-başkanı
-
Serhat Ulubay, Öğr. Gör. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
Ömür Kararmaz, Arş. Gör., YTÜ Mimarlık Bölümü
-
Mustafa Tahir Ocak, Arş. Gör., İTÜ Mimarlık Bölümü
-
T. Gül Köksal, Doç. Dr., Mimar
-
Bülent Batuman, Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı
-
Lale Özgenel, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Fakültesi
-
Ayşen Ciravoğlu, Prof. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
-
Bilge Sağlam , Arş. Gör., Ostim Teknik Üniversitesi
Tuğçe Çelik, Dr. Öğr. Üyesi, Ostim Teknik Üniversitesi
-
Suna Büyükkılıç Koşun,Dr. Öğr. Üyesi, Uşak Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Kader Keskin, Arş. Gör. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Reyhan Midilli Sarı, Doç. Dr., KTÜ Mimarlık Bölümü
-
Doğukan Karataş, Arş. Gör., Trakya Üniversitesi Mimarlık Bölümü
KÜNYE
|
|
|
TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI
Bir “İdeolojik” Çatışma Hikayesi: “Karalar Bağlayan” İzmit Halkevi’ne Yaklaşımlar
T. Gül Köksal, Doç. Dr., Mimar
Dönemin partisi CHP’nin halka eğitim-kültür aşılama amacıyla kurduğu ve diğer kamu yapıları gibi Cumhuriyet ideolojisinin kent planlaması ve mimariye yansımalarının açıkça okunduğu halkevi zincirlerinden birisi olan İzmit Halkevi’nin temeli 1938’de atılır. Projesi Seyfi Arkan’a ait olan ve 1942’de kullanıma açılan yapı diğer halkevleri gibi ulus-devletin laik kimliğini sergiler; yapının kulesi yakınındaki caminin minaresiyle yarışır ve bir fabrika bacasını andıran biçimiyle eğitim-kültür üretimine selam verir. Konumu itibariyle kentin o dönem kıyı kenarında yer alan yapı ulus-devleti simgeleyen diğer kamu yapıları gibi çevresinin imarına öncülük eder, meydanıyla da bölgeye adını verir. Çok partili sisteme geçilince diğer halkevleri gibi 1951’de kapatılır, 1980’e kadar atıl kalır, bu tarihten sonra da “halk eğitim merkezi” adıyla yeniden kullanılır. Mülkiyeti Milli Emlak’a ait yapı, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 02/03/1993 tarih 3028 karar numarasıyla tescil edilir.
Bugüne gelirsek, başlığa aktardığım tırnak içindeki iki ifade yapının güncel durumuna dair ipucu taşıyor. Neşe Gurallar’ın yüksek lisans tezinden üretilmiş Halkevleri: İdeoloji ve Mimarlık isimli kitabına atıfla İzmit Halkevi’nin “ideolojik” niteliği yapıya güncel yaklaşımları da etkiler. Kimi kentli siyasi geçmişine referansla yapının yıkımını savunur. Halkevi’nin konumu nasıl ki zamanında da özel bir önem arz etmişse, bugün de benzer şekilde dikkat çeker. Örneğin AKP’li bir milletvekili, kentin önünü açmak için yapının yıkılarak yerine meydan yapılmasını gündeme getirir. Başlıktaki “karalar bağlayan” ifadesi de İzmit Kent Konseyi ve Biz İzmit’iz Platformu’nun ifadelerine atıfla, bir kısım kentlinin yapının bakımsız durumuna dair hislerini belirtmek için kullandığı sözlerdir. Hatta bunu göstermek için yapıya siyah kurdeleler takarak bir kampanya da düzenlerler. Bu arada siyasi partiler, milletvekilleri bir yandan Valiliğe seslenirken, İzmit ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi gibi kurumlar da yapının restorasyonuna talip olduklarını ve/veya kendilerine tahsisini isterler. Zira yapının restorasyonu için 2021 yılından bugüne dört kez ihale yapılmış, ancak ihaleler yeterli katılım veya bütçe olmaması vb. nedenlerle iptal edilmiştir. Son olarak yerel basın Ocak 2023’te yapının restorasyon işinin bir kez daha ihaleye çıkarılacağı haberini verir.
İzmit Halkevi geçmişten bugüne ideolojik yaklaşımların ve buradan türeyen siyasi kutuplaşmanın mekâna nasıl yansıdığının örneklerinden bir tanesidir. Yapı mimari biçimlenişi, konumu, hafızadaki yeri vb. nitelikleriyle bugüne önemli bilgiler taşıyor ve strüktürel olarak sağlıklı bir halde. Tüm bu değerlerini bir kenara bıraksak bile, kentin merkezinde kullanım değerini halen muhafaza eden, restorasyonu ardından düzenli bakımıyla tüm kentlinin kültür-sanat-eğitim gibi ihtiyaçlarına bedelsiz olarak hizmet edebilecek durumda. Buna rağmen sürekliliğine ilişkin tartışmalar sürüyor. Bu tartışmaları yapı lehine çekmek için belki de bu ideolojik gerilimleri göz önüne alarak, yani bu gerilimler yokmuş gibi değil de tam aksine bunları görerek, ortak paydayı müşterek değerlerimiz üzerinden kuracak yeni bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. Örneğin hepimize eşit mesafede duran bir değer olarak yapının kullanım değerini vurgulamak gibi. Veya yapının ve çevresinin kullanım niteliğini artıracak çözümlerle tartışmayı ekonomik ve ekolojik yönleriyle korumanın toplumsal yararına çekmek. Demem o ki kent planlama ve mimarlık gibi korumanın da hakiki bir politik çatışma alanı olduğu bilinciyle söylemi ve eylemi dönüştürmenin yollarını denemeli. Zira sistemsel yaratıcı-yıkım hevesine maruz kalabilecek toprak değeri yüksek ve fakat günümüzün ekonomik ve ekolojik kriz ortamında -onca itibarsızlaştırmaya karşın- kullanım değeri de en az aynı oranda yüksek çok sayıda müşterek değerimiz var…
Bu icerik 2710 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|