CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
Bir Kamusal Mekân, Kentsel İmge Serüveni: Samsun Fuarı
Kader Keskin, Arş. Gör. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Reyhan Midilli Sarı, Doç. Dr., KTÜ Mimarlık Bölümü
Kent iktisadını hareketlendirme amacıyla 1963 yılında kurulan Samsun Fuarı, kentin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine yardımcı olmuş kimliğiyle öne çıkıyor. İzmir Enternasyonal Fuarı’ndan sonra kurulan ikinci fuar olmasıyla da Anadolu’nun ilk “milli fuarı” olarak tescillenen yerleşimi odağına alan yazar, konu üzerinden kamusal mekânların taşıdığı değerlerin göz ardı edilerek uğradıkları müdahalelere dikkat çekiyor.
BOŞ LEVHADAN FUARA: 1960’LI YILLARDA SAMSUN FUARI
Samsun kenti, ilk çağlardan beri çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış; zaman zaman duraklama dönemleri yaşasa da önemini koruyarak günümüze ulaşmıştır. Tarihsel süreçte kentin gelişmesinde coğrafi konumu önemli rol oynamıştır.[1] Bunun yanında doğal liman özelliği kenti, Karadeniz kıyılarının en önemli dağıtma limanı yapmıştır. Samsun Limanı, bu işlevini uzun bir süre fiziki coğrafya şartlarının etkisi altında iskeleler aracılığıyla sürdürmüştür.[2] Zamanla Samsun’un modern limana olan ihtiyacı artmış ve modernizasyonu gündeme gelmiştir.[3] Bu amaçla bugünkü modern limanın temelleri atılmak üzere 1953 yılında kent merkezi sahil şeridini de kapsayan 900.000 m²’lik bir alan denizden doldurulmaya başlanmış ve 1960 yılının sonuna doğru tamamlanmıştır.[4] (Resim 1)
Liman inşası için dolgu işi devam ederken 1957 yılında kentlerin imar planlarının yapılmasının kararlaştırılması[5] üzerine 1960 yılında Samsun kentinin de “Samsun İmar Planı” hazırlanmıştır. Bu imar planı, liman geri hizmet alanı olarak doldurulan dolgu alanı için kentli kullanımına yönelik yeni bir planlama kararı, kamusal rekreasyon alanını getirmiştir.[6] (Resim 2)
13 Ocak 1961 günü Samsun Ticaret ve Sanayi Odası meclisindeki toplantıda tüccar Lütfi Bakır, kentin kalkınması için bir fuar kurulması fikrini önermiştir. Ancak fuarın tekrar gündeme gelmesi 1963 yılını bulmuş; dönemin Vali ve Belediye Başkanı olan Hamdi Ömeroğlu fuarın inşası için çalışmaları başlatmıştır. Başlangıçta liman için doldurulan ancak 1960 yılı imar planı ile rekreasyon alanı olarak planlanan dolgu alanında söz konusu planın uygulanamaması ile boş kalan alanın bir bölümü, fuarın kurulması için tahsis edilmiştir.[7] (Resim 3)
Fuar, kent yönetimi tarafından hem ekonomik idealleri takip edebilecek hem de halkın sosyo-kültürel anlamda gelişmesini sağlayabilecek bir tesis olarak ele alınmıştır. Bu şekilde kentte başka bir kamusal kullanımın olmadığı o dönemde fuar, bölgenin ve ülkenin ticari imkânlarına yön verecek iş gücünü ortaya çıkarma ve bunun yanı sıra halkın eğlence isteklerine hizmet etme amacı taşımıştır. Bu kapsamda fuar, deneme mahiyetiyle ilk kez 1963 yılında, 29 Haziran - 29 Temmuz tarihleri arasında “Samsun 19 Mayıs Karadeniz Fuarı” adı ile 40.000 m²’lik bir alan üzerinde açılmıştır.[8] (Resim 4) Fuar ismindeki “19 Mayıs”’, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını; “Karadeniz Fuarı”, fuarın bölge ölçeği niteliği taşıdığına işaret etmektedir.[9]
İlk açılışından sonra her yıl 1 - 31 Temmuz tarihleri arasında açılan fuar, ülkenin endrüstriyel, sanat ve zanaat ürünlerini teşhir etmek üzere kamu ve özel sektörden birçok firmaya, stant ve pavyonlar aracılığıyla temsil olanağı sunmuş ve üreticiyle tüketiciyi bir araya getirmiştir.[10]
Kent merkezine yakın bir yere konumlanan fuar, kentsel ölçekte açık bir alan üzerine organize edilmiştir. Batı yönünde Yaşar Doğu Spor Salonu (yapım yılı 1966), güney yönünde Atatürk Bulvarı, kuzey yönünde ise demiryolu hattı ve deniz ile sınırlanmıştır. (Resim 5)
Fuar, belirli akslara bölünmüş; geçici ve kalıcı pavyon alanları arasında gezinti yolları tanımlanmıştır. (Resim 6) Fuar yönetimi tarafından inşa edilen pavyonların yanı sıra firmaların kendileri de pavyon inşa edebilmiştir. Bazı firmalar, bulunduğu yerin kira bedelini ödeme koşulu ile kendi pavyonunu kendi tasarlayıp uygulayarak; bazıları da fuar yönetimince fuar alanına eklenen pavyonların kira bedelini ödeyerek fuara iştirak etmiştir.
Fuara geçişi sağlayan giriş kapıları, fuarın kentle olan bağlantısındaki ilk sınırlar olarak tanımlanmıştır. Atatürk Bulvarı tarafındaki “19 Mayıs Kapısı”, fuarın ana giriş kapısı olarak belirlenmiştir.[11] (Resim 7) Bu kapının tam karşısında bir toplanma alanı ve hemen önünde de Atatürk’e duyulan minnet borcunu göstermek amacıyla Atatürk Müzesi inşa edilmiştir.
1964 yılında fuar, Ticaret Bakanlığı tarafından ülkenin ilk “milli” fuarı olarak tescil edilmiştir.[12] (Resim 8) Fuara “milli” olma unvanı verilerek dönemin ekonomi politikası olan karma ekonomiye dayalı kalkınma planına, günlük yaşamda topluma yerli ve milli tüketimin öneminin aşılanmasına destek olunmuştur. Samsun Fuarı ayrıca İzmir Fuarı sonrasında fuar organizasyonlarının Anadolu’da ülke ölçeğinde yayılmasının ilk adımı olmuş ve devamında 1964 Bursa, 1967 Kayseri, 1967 Trabzon, 1969 Erzurum, 1969 Bitlis, 1970 Mersin ve 1971 Konya Fuarı açılmıştır.[13]
Türkiye’de farklı mimari eğilimlerin görüldüğü 1960-1980 yılları anlayışının izleri, Samsun Fuarı’nda da görülmüştür. Pek çok sayıda pavyonun bir araya gelmesiyle organize edilen fuar, bünyesinde farklı mimari tasarım yaklaşımlarını barındırmıştır. Özellikle 1963-1970 yılları arasında inşa edilen MKEK, Şişe ve Cam A.Ş., İpragaz gibi bazı pavyonlar, modern estetiği ile özel bir grup oluşturmuştur. Bu yapılar, günün yapı teknolojisini de yansıtmaları bakımından inşa edildikleri kentlere yenilikçi teknolojileri taşımıştır. (Resim 9) Kullanılan yapı malzemesi, formları ve teknolojileri ile de fuar için birer simge niteliği kazanmıştır. Pavyonlardan kamu kurumlarına ait olanlar, devletin kendi kendine yetebilen bir gücü olduğunu fuar mekânı üzerinden halka ileten birer temsiliyet aracı olmuştur.
Bu temsiliyet, kendini gece de görünür kılmak istemiş; bu nedenle aydınlatmalara özellikle önem verilmiştir. Aydınlatmalar, fuardaki renkli ve hareketli yaşantıyı ortaya çıkarmış ve fuarın gece geç saatlere kadar işlevini devam ettirmesine olanak tanımıştır. (Resim 10) Böylelikle fuar, gece dışarda olma, bireysel eylemde bulunma, toplu şekilde eğlenme, tüketim gibi pratiklerle kentlinin yaşam biçiminde etkisini artırmıştır.
1970’lere doğru cazibesini artırabilmek için fuarın eğlence yönüne özellikle ağırlık verilmiştir. Fuar müze, tiyatro, sinema, çay bahçeleri, lokantalar, gazinolar, lunapark ve spor etkinlikleri gibi aktivitelerle sosyal ve kültürel anlamda kentli için yeni davranış kalıplarının da öğrenildiği bir kamusal mekân olmuştur. (Resim 11)
Kısmet, Galaksi, Akasyalar, Galip’in Yeri ve Fuar Aile Çay Bahçesi en bilinen çay bahçeleri iken; Fayço, Küçük Ev ve Yelken Kulüp, kentli belleğinde iz bırakan yeme-içme ve eğlence mekânları arasındadır.
Gazinolar ise kadın-erkeğin birlikte eğlenmesi, cinsiyet eşitliğinin pratiğe dökülmesi gibi eylemler bakımından önemli bir yere sahip olmuştur. Eşli dansların tertiplendiği, ailelerin çocuklarıyla eğlendiği gazinolar, farklı davranış kalıplarının izlendiği / öğrenildiği mekânlar olarak yeni kültürel normların oluşmasında etkili olmuştur. Dönemin ünlü ses sanatçılarının konserler verdiği gazinolardan Neco, Kısmet, Sahil Lokantası, Yosun Kafe, Villa, Küçük Ev ve Tilla kentli belleğinde yer edinen gazino mekânları arasındadır.[14]
1964 yılında 432.000 ziyaretçisi bulunan fuarın 1967 yılında ziyaretçi sayısı 860.000’e ulaşmıştır.[15] Artan talepleri karşılamak üzere Samsun Fuarı meknsal olarak genişlemiş; fuarın kuzey cephe sınırından geçen demiryolu hattı üzerine 1965 yılında bir üst geçit eklenerek fuar alanı, deniz tarafındaki dolgu alanına doğru büyütülmüştür.[16] İlk olarak 1963 yılında 40.000 m²’lik alana kurulan fuar, 1967 yılında sınırlarını 130.000 m²’ye kadar genişletmiştir.[17] Artan ziyaretçi sayısı nedeniyle 1960’lı yılların sonuna doğru ana giriş kapısı olan “19 Mayıs Kapısı” ile yine aynı aksta olacak biçimde, lunaparka yakın bir konumdan giriş sağlayan “Hamdi Ömeroğlu” isimli ikinci bir giriş kapısı açılmıştır.[18] (Resim 12)
SAMSUN’A YERLEŞEN ALIŞKANLIK: 1970’LERDEN 1980’LERE SAMSUN FUARI
Fuar, birincil kurulma amacı kapsamında özellikle 1970’li yıllarda yerel yönetimin beklentisinden daha fazlasını kente kazandırmıştır.
[19] Kentin ticari olarak en durgun ayları olan yaz ayları, fuara gösterilen ilgiyle birlikte yılın en verimli dönemini yaşamıştır.
[20] Yoğun ilgi görmesi üzerine her geçen yıl hem mekân çeşitliliği hem de fiziksel sınır olarak bu kamusal mekânın kentteki yeri büyümüştür. Hızla gelişen ve yeşil yoğunluğu artan fuar, (
Resim 13, 14) bölgenin turizm yönünü de etkilemiş; temmuz ayında Samsun, iç turizm yönünden en hareketli merkezlerden biri haline gelmiştir.
[21] Bu yıllar, ziyaretçi olarak artan grafiğin izlendiği, yurt dışında yaşayan kentlilerin dahi izinlerini bu döneme denk getirdiği, kentlinin bir sonraki fuar programını merakla beklediği yıllar olmuştur.
Samsun Fuarı kurulduğu ilk yıllarda bölge fuarı niteliğinde iken zamanla gördüğü talep üzerine ulus sınırına ulaşması ile isminin değiştirilmesi gerektiği düşünülmüştür. Fuarın bölge niteliği taşıyan “Samsun 19 Mayıs Karadeniz Fuarı” ismi 1971 yılında “Samsun Fuarı” olarak yenilenmiştir.[22] Her geçen yıl ziyaretçi sayısının arttığı fuarda, giriş kapısı sayısı üçe çıkarılmış ve 19 Mayıs Ana Giriş Kapısı’nın batısına Ferruh Örel’in tasarımıyla 1971 yılında “Gençlik Kapısı” eklenmiştir.[23] (Resim 15)
Fuar her ne kadar ekonomik ve sosyo-kültürel bir alışveriş aracı olarak tanımlanmış olsa da siyasi gelişmelere de ev sahipliği yapmıştır. 1977 ve 1978 yılında açılan CENTO Resim Sergisi,[24] dönemin uluslararası devlet politikasını, jeopolitik mücadelesini teşhir ettiği araçsallaşmış bir sergi olmuştur.
Açıldığı ilk yıllarda yalnızca birkaç eğlence alanına ev sahipliği yapan fuar, 1970’li yıllarda, eğlence yaşamı ile öne çıkmaktadır.[25] 1970’lerde Türkiye’nin en önemli eğlence kültürünü oluşturan gazinolar, bu yıllarda Samsun Fuarı’nda da en revaçta olduğu yılları yaşamıştır. Gazino programları kentli tarafından ilgiyle karşılanmış, ailelerin gece geç saatlere kadar eğlendiği şık eğlence mekânı olarak kentli hafızasında yer edinmiştir. (Resim 16)
POPÜLER KÜLTÜR VE TÜKENEN FUAR RUHU: 1980’LERDEN KAPANIŞA DOĞRU
Samsun Fuarı, 1980’lerden kapanana kadar geçen süreç içerisinde ticaret, turizm ve popüler eğlence kültürünün yoğun kullanımından bu kullanımın çöküşe geçmesine, yaşadığı gel-gitlere tanık olmuştur. 1980’li yıllar ile birlikte fuarın kentli ile kurduğu ilişkideki sarsıntı görünür bir şekil almaya başlamıştır.
1977-1980 aralığında ülke genelinde görülen şiddet eylemleri, fuar kullanımını da etkilemiş; güvenlik sorunu nedeniyle fuarın ziyaretçi sayısı azalmıştır.[26] Giriş ücretleri ve kiralar ile elde edilen fuar gelirleri düşünce fuar maddi bakımdan sıkıntılı bir süreç yaşamaya başlamıştır.[27] Gösterilen talebi artırmak için ücretsiz müzik gösterileri düzenlenmiş, eğlence yerleri eklenmiş, geliş ve gidişler için servis hatları organize edilmiştir.[28] Hatta uluslararası halk dansları festivaline katılan dansçılar, mahalle aralarına kadar girerek gösteriler yapmış ve halkın ilgisini fuara çekmeye çalışmıştır.[29]
1980’lerde dünya genelinde başlayan fuarcılık sektöründeki değişim ile farklı sektörden firmaların bir araya geldiği genel ticaret fuarları önemini kaybetmeye, ihtisas fuarcılığı anlayışı benimsenmeye başlanmıştır. İhtisas fuarlarının önem kazanması ile bu konu Samsun Fuarı yönetiminde de ele alınmış; genel ticaret fuarı niteliği taşıyan Milli Fuar dışında yıl içinde ihtisas fuarları açılmaya başlamıştır.[30] Ancak buna rağmen ihtisas fuarcılığına geçişte başarı sağlanamamış; büyük firmalar fuara iştirak etmemeye başlamıştır. İştirakçi firma sayısının azalması ve yerini lokanta ve çay bahçelerine bırakması ile rekreatif fonksiyon fuarda hâkim olmaya başlamıştır.[31] Ek olarak 1980’li yıllarda televizyon kullanımının artması ile birlikte gazino kültürü bu durumdan etkilenmiş gerek ünlü ses sanatçılarının gerekse de ziyaretçilerin fuara katılımı azalmıştır. [32]
Yıllık kira bedeli artan pavyonlar, fuara beklenilen ilginin olmaması ve buna bağlı olarak satışların azalması, katılımcı firmaları olumsuz etkilemiştir. Her ne kadar firmaların bazıları, ürünlerini sergilemeye devam etse de fuardaki alışveriş biçiminin işportacılığa dönüşmesi ile fuar, pazar yeri niteliğini almıştır. Bu değişime ek olarak eğlence fonksiyonunun da kalitesinin düşmesi ile fuar, panayıra benzemeye başlamıştır.34 Bunun yanı sıra kentsel gelişmeye bağlı olarak kentte alışveriş ve eğlence mekânlarındaki artış da fuara olan ilgiyi azaltmıştır. 1980’li yıllarda bireylerin eğlenebilecek olduğu alternatif herhangi bir kamusal mekân olmadığı halde Samsun Fuarı’na duyulan ihtiyacın azalmaya başladığı, önemini kaybetmeye başladığı görülmektedir. Bu gelişmeler üzerine fuar alanına fiziki müdahaleler başlamıştır. 1986 yılında ‘Gençlik Kapısı’nın bulunduğu yerde ‘Kurtuluş Yolu’[33] açılmış ve açılan yol ile fuar fiziki müdahaleye maruz kalarak ilk kez bölünmüştür. (Resim 17, 18)
GELECEĞE YÖNELİK YENİ ARAYIŞLAR: FUAR KAPANIŞINDAN GÜNÜMÜZE
1992 yılına gelindiğinde fuar alanına bir kamu kurumu olan Samsun Hükümet Konağı binası eklenmiştir. Özellikle Hükümet Konağı inşa çalışmaları sonrasında fuar alanı bölünmeye başlamış; Devlet Demiryolları çalışmaları nedeniyle de şantiye alanına dönen alan, 149 dönümden 91 dönüme kadar düşmüştür. (
Resim 19) Bu yıllar aynı zamanda kent halkı için güvenlik problemlerinin yaşandığı yıllar olmuş, gece saatlerinde yaşanan asayiş problemleri ziyaretçi ve esnafı rahatsız etmiştir. Yaşanan bu olaylar halkın fuardan çekilmesinin bir başka nedeni olmuştur. 1980’li yılların ortalarından itibaren azalan ziyaretçi sayısı da 1990’lı yıllarda daha da azalarak 1992 yılında yaklaşık olarak 140.000 kişiye kadar gerilemiştir.
[34]
Fuarın son yıllarındaki değerlendirilememe durumu, fuar alanının işletilmesi konusunda ciddi bir tartışma konusu olmuş; alana yönelik çok sayıda talep çeşitli kurumlar tarafından dile getirilmeye başlanmıştır.[35] Yerel yönetim, bir işletme niteliği gibi de değerlendirebilecek fuar alanından elde edilen kârın çok aza inmesi nedeni ile alanda kamu rolünü asgariye indirmek istemiştir. Bu bağlamda 1991 yılında Rusya’dan Samsun’a gelen ve fuar alanı yakınlarında bavul ve otantik eşya ticareti yapan Ruslara ait pazarı fuar alanına taşınmak istenmiştir. Böylelikle fuar alanında kamu rolünün azaltılması ile özelleştirme üzerinden kâr elde edilebilecek yeni ticari alanlar açılmıştır. Yabancılar Pazarı ile başlayan yeni kâr alanları elde etme süreci, beraberinde fuar alanı dönüşümünü getirmiştir.
1993 yılında Yabancılar Pazarı’nın (Resim 20) fuar alanına eklenmesi ile Samsun Fuarı bir daha açılmamak üzere kapanmış; bu nedenle 1992 yılında açılmış olan fuar, Samsun Fuarı’nın son açılışı olmuştur. (14) Yabancılar Pazarı’nın eklenmesi ile alanda yeni mekânlar üretilmiş; neoliberalizm politikalarının yaratıcı etkileri görülürken bir yandan da Samsun Fuar alanının parçalanarak dağılmaya başlaması ile yıkıcı etkileri görülmeye başlanmıştır.
Yabancılar Pazarı’nın fuar alanına eklenmesi sonrasında fuarın kalan diğer pavyonları da kademeli olarak kaldırılmıştır. Lunapark, gazino, kafe, restoran, düğün salonu gibi bazı yapılar işlevlerini sürdürmüş ancak alanın büyük bir bölümü atıl bir durumda boş kalmış ve kullanılamamıştır.[36]
1996 yılına gelindiğinde fuar alanına Samsun İli İmar Uygulama Planı kapsamında (1983 yılında hazırlanan) mevcutta yer alan demiryoluna paralel olacak şekilde “Fuar Caddesi” adında bir karayolu açılmıştır.[37] Şimdilerde fuar alanı, dinlenme, eğlenme ve Yabancılar Pazarı ile alışverişe imkân tanıyan sosyo-kültürel yapıların yanı sıra müze ve Hükümet Konağı binası gibi kamusal yapıları da barındıran, fuardan günümüze ulaşan birkaç yapı ile katmanlı bir doku halinde çok işlevli bir kamusal mekân olarak varlığını sürdürmektedir. (Resim 21) Günümüzde kentlinin ifadesiyle “ölü alan”, “ruhsuz alan” ve “kalitesiz görüntü” gibi çeşitli imajlarla anılan ve kullanılmayan bir mekân haline gelen bu alan, kentli için aidiyet hissettirmeyen bir kamusal mekân halini almıştır.
SONUÇ YERİNE
Samsun Limanı’na alan kazandırma düşüncesi ile başlayan denizin doldurulması sonrasında elde edilen alan, fuar ile kurumsal yeni bir tarih üretmiştir. Ekonomiyi hareketlendirme amacıyla açılan fuar, sonrasında çeşitli etkinlikler aracılığıyla kentli tarafından artan yoğunlukla kullanılmış, kullanıldıkça giderek büyümüştür. Samsun Fuarı aslında sunduğu ekonomik değer ve eğlence mekânlarının ilerisinde taşıdığı pratiklerle modern kentli birey yetiştirebilecek bir halk üniversitesi gibi de çalışmıştır. Kentli yaşam tarzı, eğlence kültürü ve toplumsal cinsiyet rollerinin esnemesi gibi geleneksel yaşamın ötesinde bir kültür tanımı yapılmasında araç olmuştur.
Samsun Fuarı, fuar organizasyonlarının Anadolu'ya dağılmasına öncülük etmesi ile de ayrıca önem taşımaktadır. Bu fuarlarda devlet ve özel sektör yan yana yer almış ve böylelikle ulusal fuar sektöründe özel girişim yılları başlamıştır.
Başlangıcına boş bir levha olarak başlayan, 1960’lı yıllarda Samsun Fuarı ile kente kazandırılan dolgu alanı, zaman içerisinde değişime ve dönüşüme uğramıştır. Samsun Fuarı’nın 1960’lardan 1990’lara kadar uzanan süreci için ise çizgisel bir söylem kurulabilmektedir. Fuarın 1960’lı yıllardan 1970’lere kadar birincil kurulma ideali olan sosyo-ekonomik gelişmeye uygun olarak gelişim gösterdiği; 1970’lerde fuarın popüler eğlence kültürü ile ön plana çıktığı; 1980’lerde fuarın temel karakteristiğinin artık görünmez olduğu, nitelik değişimine uğradığı ve 1990’lara doğru ise fuarın kapanmasına ve fuar alanının dönüşümüne doğru ilerleyen performansı görülebilmektedir. Bu süreçte fuar, gündelik yaşamın döngüsel ritmi içerisinde yeni bir yol açılmasından, Yabancılar Pazarı açılmasına kadar özgün karakterini zedeleyen müdahalelere uğramıştır. 1993 yılında Yabancılar Pazarı’nın eklenmesi ile fuar alanı dönüşüme uğrayarak şimdiki parçalı haline gelmiştir. Yılların birikimi olan fuar, korunamamış; kalan birkaç yapısıyla izleri devam ediyor olsa da fuar alanı olduğu izlenimi kaybolmuştur.
Dönüşüm geçiren fuar alanı bugünkü kullanımıyla bir mekân olarak kamusal olma niteliğini yitirmiştir. Bireylerin anımsanan ya da unutulan birçok anlatısına, temsillerine, mekânsal oluşumuna sahne olan fuar alanı, günümüzde kentli için çözümlenmesi zor bir mekân durumuna gelmiş ve birleştirici olma özelliğini kaybetmiştir. Dönüşüm sonrası alanın kullanım biçimleri ve sıklığı da değişmiş; alan, kullanılmayan, atıl bir mekâna dönüşmüştür. Günümüzde ise kentli için yaşat(a)madıkları ve hissettir(e)medikleri ile yer olma özelliğini yitirmiştir.
Bir kamusal mekân olan Samsun Fuarı üzerinden izlenen bu dönüşüm, yeni değerlerin üretilmediği ve paylaşılmadığı bir kentsel günlük yaşamı da açığa çıkarmaktadır. Bu kapsamda özellikle birlikte eylem gerçekleştirmelerin azaldığı günümüzde bir grubu bir araya getiren, ortak bir çerçeve etrafında toplanmalarına imkân veren kamusal mekânlara müdahale yaklaşımları yeniden gözden geçirilmelidir. Kamusal mekânlar, sadece görünen fiziksel doku, yeşil alanlar gibi somut mekânsal bileşenlerle değil; görünmeyen anılar, kültürel değerler, gündelik yaşam gibi soyut değerlerle değerlendirmeye alınmalıdır. Yaşadığımız yerlerin bizleri biz yapan olgulardan biri olduğunu kavramak ve kente ait olmayı hissetmenin yaşamı sahiplenmede önemli olduğunun bilincinde olmak, karar verici kişilerin göz önüne alması gereken önemli bir durum olarak belirmektedir.
NOTLAR
[1] Yılmaz, Cevdet, 2011, Samsun Şehri, Kuruluş Yeri, Nüfus ve Kentsel Gelişim Özellikleri, Samsun Sempozyumu, 13-16 Ekim, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Samsun, ss.361-378.
[2] Samsun İl Yıllığı, 1967.
[3] Yılmaz, Cevdet, 2008, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Samsun Limanı’nda Ulaşım ve Nakliyat, 1. İlkadım Sempozyumu, İlkadım Belediyesi Kültür ve Eğitim Müdürlüğü Yayınları, Samsun, ss.580-595.
[4] Samsun İktisadi Raporu, 1963.
[5] Resmî Gazete, 16 Temmuz 1956.
[6] İlbank Samsun Bölge Müdürlüğü arşivi
[7] Sarısakal, Baki, 2007, Samsun’un Eğlence Tarihi, Seçil Ofset, İstanbul, s.128.
[8] Akçura, Gökhan, 2009, Türkiye’de Sergicilik ve Fuarcılık Tarihi, Graphis Matbaa, İstanbul, ss.27-222.
[9] Bozlar, İsmail, 2020, İsmail Bozlar, 1979-1984 yılları arasında Samsun Fuarı’nda fuar müdürü olarak görev yapmıştır.
[10] Samsun İktisadi Raporu, 1978.
[11] Samsun Tapu ve Kadastro 10. Bölge Müdürlüğü arşivi
[12] Fuar Birlik Başkanlığı arşivi.
[13] Akçura, Gökhan, 2009, Türkiye’de Sergicilik ve Fuarcılık Tarihi, Graphis Matbaa, İstanbul, ss.27- 222.
[14] Keskin, Kader, 2022, Bellek-Mekân Etkileşimi Bağlamında Samsun Fuarı’nı Anlamak, Doktora Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon.
[15] Sarısakal, 2007, s.128.
[16] Samsun Sesi, 8 Temmuz 1965.
[17] Sarısakal, 2007, s.128.
[18] Harita Genel Müdürlüğü Ulusal arşivi
[19] Büyük Samsun, 2 Temmuz 1971.
[20] Mücadele, 7 Temmuz 1976.
[21] Samsun İl Yıllığı, 1973.
[22] İsmail Bozlar ile sözlü tarih, 5 Kasım 2020.
[23] Mehmet Örel ile sözlü tarih, 12 Kasım 2020. Mehmet Örel, 1966-1972 yılları arasında da Samsun Fuarı’nın müdürlük görevini üstlenen Ferruh Örel’in oğludur.
[24] Atılım, 26 Temmuz 1978.
[25] Hürsöz, 1 Ağustos 1973.
[26] Dalay, Nihat, 1982, 20. Samsun Fuarı Açılırken, Hürsöz, 2 Ağustos, 1982.
[27] 19 Mayıs Gazetesi, 22 Mayıs 1984.
[28] Hürsöz, 2 Ağustos 1982.
[29] Hürsöz, 13 Ağustos 1983.
[30] Hürsöz, 26 Nisan 1983.
[31] Zorlu, Tahsin, 1986, Fuarımız, Hürsöz, 23 Temmuz 1986.
[32] İlkadım, 1 Ağustos 1986.
[33] “Kurtuluş Yolu”, Atatürk’ün Kurtuluş Hareketi’ni başlatmak üzere Bandırma Vapuru ile denizden Samsun kıyısına yaklaştığı ve bu noktadan karaya çıkarak kent merkezine doğru yürüdüğü yolu tanımlamaktadır.
[34] Hürsöz, 13 Temmuz 1992.
[35] Hürsöz, 1 Ocak 1991.
[36] Ahmet Kaya ile sözlü tarih, 7 Kasım 2020. Ahmet Kaya, 2004-2006 yılları arasında Fuar Birlik Başkanlığı’nda fuar müdürü olarak görev yapmıştır.
[37] İlkadım Belediyesi arşivi.
Bu icerik 2798 defa görüntülenmiştir.