ETKİNLİK
Venedik’te Yeni Mimari Arayışlar
Esra Fidanoğlu, Doç. Dr., İstanbul Kültür Üniversitesi, Mimarlık Bölümü
Kazuyo Sejima’nın Venedik Bienali kapsamında yöneticiliğini yaptığı 12. Uluslararası Mimarlık Sergisi “İnsanlar Mimarlıkta Buluşuyor” sloganıyla 29 Ağustos-21 Kasım 2010 tarihleri arasında gerçekleşti. Ülkelere ait pavyonlarda gerçekleştirilen sergilerin yanında, mimari sunumlar, paralel etkinlikler ve buluşmalar düzenlendi. Önceki Venedik Bienalleri kapsamında yapılan yorumlar, 2010 Bienali’nin duyarlı bir kadın mimar tarafından yapılmış olmasının olumlu farklılıklarından sözediyor. Öğrencilerin katılımı ve toplumsal olanın mimarlık ile ilişkisine dair çalışmalar, özgürlük ve yaratıcılığın ön plana alınmış olması bahsedilen olumlu değişikliklerden birkaçı. (www.labiennale.org ) Burada bienali izlemiş olan bir gözün düşünceleri paylaşıldı.
Bienal aracılığıyla mimarlığın bugüne ait yeni değerler ve yeni yaşam biçimleri açığa çıkartma potansiyeli tartışmaya açılıyor. Ekonominin küreselleşmesi ile oluşan çağdaş kültür tamamen farklı bir özgürlük anlayışını taşıyor. Toplum nereye gidecek, hangi rüyalar gerçekleşecek... Bienal katılımcıları yeni toplumsal ve doğal çevrelerine yönelik tavırlarını sergiliyorlar. Her tasarımcı kendi mekânını yaratıyor. Bu nedenle sergide birçok bakış açısı izlenebiliyor. Mimarlık, insanların yeni bir bakış geliştirmesi için araç haline geliyor. İnsanlar kendi tartışmalarını başlatıyorlar.
Kentte dolaşırken bizi yakalayan mekânlar gibi serginin gerçekleştiği alanlarda (Arsenal ve Giardini) yer alan sergiye ait mekânlar/eserler de kendilerini kaydetmeye yönlendiriyor herkesi. Anlar yakalanıyor... (Resim 1) Eski kentin içinde yeni mekânlar ve yeni düşünceler görmek, gelecek yolculuğumuzda yadsınamayacak bir birikimimiz olduğunun hatırlanması açısından çok etkileyici. Çok da kalabalık (170.801 kişi). Giysiler ve tavırlar mimar, öğrenci, sanatçı ve işadamınının, dünyanın farklı yerlerinden gelmelerine rağmen ayırdedilmesi için yeterli. Çok mimar var... Çok öğrenci ve genç insan da var. (Toplam katılımın % 49’u) İlgi ve heyecan izlenen/deneyimlenen sunumların etkisini arttırıyor.
Bienal kente sinmiş, iç içe geçmiş. Ani ve sürprizli karşılaşmalar kırmızı bilgi kutuları ya da kendini gösteren mekânlar ile bir buluşmaya dönüşüyor. (Resim 2, 3) Bu alçakgönüllü hava, girişlerde de gülen genç yüzlerle sürüyor. (Resim 4) İçeri girdikten sonra büyük bir dünyayla karşılaşıyoruz. Arsenal’de sanayi bölgesinde duyarlı yaklaşımlar (Resim 5), Giardini’de piknik ortamı geçirilen zamanın niteliğini arttırıyor.
Tartışılan konular güncel ve gündelik. Kalabalıklar nitelikli bir yaşama sahip olmazlarsa problem olarak karşımıza çıkabilir. Singapur’dan alınan bir dilim yatayda doğa ile bütünleşik yaşanabilir alan önerirken, Hong Kong düşeyde yükselmenin iyileştirilmesine yönelik çalışıyor.
Yeni olanı bulmaya yönelik cesur çabalar da var. Düşünce ile biçimin ilişkisine yönelik derin kavramsal yaklaşımların yanında operasyonel denemeler de yapılmış. Biçimler tanımsızlaştırılmış: yeni kullanım potansiyeli olarak belirsizlik öneriliyor. (Resim 6-8)
Sanal ile gerçek, görünen ile görünmeyen, bilinen ile bilinmeyen arasında biryerlerde dolaşılıyor. (Resim 9)
İletişim, interaktif bilgi paylaşımı, oyunlar: Etkileşimli sunumlar seyirciyi aktif katılımcı olmaya zorluyor. (Resim 10)
Geçici, hafif, çok amaçlı, hızlı uygulanabilir, hareketli yeniden üretilebilir mekânlar araştırılıyor. (Resim 11, 12)
İzler, gündelik yaşam önemseniyor. Ayrıntılar, yaşanmışlık, geçmiş ile gelecek arasında işaretler görünür hale getirilmiş. (Resim 13, 14)
Sürdürülebilir yaşam bağlamında yenilenebilir enerji, kolay inşa edilebilirlik, ekonomik çözümler, doğal yaşam araştırmanın en öncelikli konuları. (Resim 15-17)
Ekip çalışması ile gerçekleştirilebilecek mimari tasarımda yeni araştırma yöntemleri denenmiş. (Resim 18-22)
İsmi dünyada geçerlilik kazanmış mimarların son mimarlık çalışmaları sunuluyor. (Resim 23, 24)
2010 öğretim yılında gerçekleştirilmiş öğrenci çalışmaları hem proje atölyesi ürünleri, hem de amatör uygulamalar biçiminde sergilenmiş. Belirlenmiş probleme çözüm üretmeye yönelik çalışılmış. (Resim 25)
Kamusal alanlar, sosyal etkileşim öncelikli konulardan. Kalabalıkların tüketim kültürüne alternatif bir yaşam üretmelerinin çözümü olarak biraraya gelip temas etmeleri öngörülüyor. Durum eleştiriliyor, çözülüyor ve uygulanıyor. (Resim 26)
Gelecek kalabalık olacak. Yiyecek ve yer gerekiyor. Kent ölçeğinde projeksiyonlar yapılmış. Öneriler geliştirilmiş. (Resim 27, 28)
Bazı ülkeler sorunlarını paylaşmış; diğerlerinin gündelik yaşamını görmek, kendi bulunduğumuz yeri kavramak için bir araç olabilir. (Resim 29)
Sunuş teknikleri yeniden tasarımlanmış. Çizimden çok, yeni anlatım arayışları var; yerleştirme ve dev maketlerle deneyim yaşatma çabası var. Mekânlaşmış düşünceler seyirciyi içine alıyor. (Resim 30-32)
Malzeme kullanımında yaratıcı çabalar var. Sayısal yüzeyler, naylon, pleksi, köpük, balon, kağıt, çelik, ahşap, beton, haff beton, ses, ışık, buhar, kumaş, su, vs. Düşüncelerin kavranması için mekânın inşasında kullanılıyor. (Resim 33-35)
Venedik Bienali, mimarlık disiplininin sanat ile organik ilişkisini de gözeterek sanattan farklı yapısı ile varolması ve gelişmesi için başarılı bir ortam oluşturuyor. Katılımcılar mimarlığın sınırlarını mekân, teknoloji, iletişim ve sosyal gelişim araştırmaları bağlamında zorluyorlar. Araştırmalarda mimarlığın araçlarını kullanıyor ve geliştiriyorlar. Bir araya geldiklerinde farklı konularda aynı dili konuşuyorlar. Bienal iki yılda bir biraraya gelmeyi şölene dönüştürerek ilgilenenleri üretim yapmaya, öğrenmeye ve iletişim kurmaya teşvik ediyor.
İstanbul Bienali’nin mimarlık ayağının gelişmesi dileğiyle...
Bu icerik 5308 defa görüntülenmiştir.